Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Köþe Yazýlarý Köþe yazýlarý burada paylaþýlýyor.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 01-17-2008, 19:18   #1
Kullanýcý Adý
CeVHeR
Standart CHP´nin genleri... Katraný eritsen de, olmaz þeker! ( HASAN KARAKAYA )
Hadi, "yazmayayým" diyorum... Hadi, bu defa da görmezden/duymazdan geleyim... Yazarsam ne olacak?.. "Tartýþma"lar alevlenecek... En iyisi, görmezden gelmek... Sabrediyorum... öfkemi içime atýyorum... Ama, olmuyor iþte... Bir yere kadar sabrediyor, bir noktaya kadar tahammül ediyor insan... Ondan sonra, gel de yazma!.. Hani, "eleþtiri" sýnýrlarýnda kalsalar, neyse... Ama birader; "saptýrma" onlarda, "çarpýtma" onlarda, "halký aldatma" onlarda!.. Bir de, göz göre göre "yalan-yanlýþ" þeyler söylüyorlar ki, gel de yazma!..
Açýk söyleyeyim, CHP'li Haluk Koç'tan, çok az da olsa bir "ümidim" vardý... CHP Genel Baþkanlýðý'na adaylýðýný açýkladýðýnda, "tamam" demiþtim; "CHP'deki Baykal saltanatýný yýkarsa, bu adam yýkar!"
Zira, "farklý þeyler" söylüyordu... "CHP'deki müzmin hastalýða" doðru teþhisler koyuyor ve CHP'nin bir "halk partisi" olduðunu söylüyordu!.. Evet evet; "CHP, yüzünü halka dönmeli" diyordu!..
Hele, 10 Aralýk 2007 tarihinde gittiði Rize'nin Fýndýklý ilçesi þehir kulübünde yaptýðý konuþmadan, oldukça ümitlenmiþtim...
Vatandaþlara hitaben þöyle diyordu:
"Deniz Baykal'ýn tek baþýna üretmiþ olduðu politikalarý ve liderlik anlayýþý, halkla buluþmuyor... Halkla buluþmak için CHP'nin örgütlenme modeli deðiþmeli, ortak akýl kullanýlmalý.
Sosyal demokrat partiler tek kiþinin politika oluþturup bütün örgütün ve parlamentonun ona biat ettiði yapýlar deðildir. Halkla ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte hareket edilmeli, parti içi hukuk olmalý. Bunlar gerçekleþince sokaktaki partili de deðiþir."
Ýþte bu sözler, beni umutlandýrmýþtý...
"Halkla ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte hareket edilmeli" demek; CHP'nin halka "sýrtýný" deðil, "yüzünü" dönmesini istemek demekti!..
ASIL DAYATMACI VE BASKICI KÝM?
Uzatmayalým... Samsun Milletvekili Haluk Koç'un bu çýkýþlarý, beni "CHP adýna" ümitlendirmiþti!..
Ama, her zaman derim ya;
"Katraný eritsen de, olmaz þeker
Cinsini sevdiklerim, cinslerine çeker!"
Ne yalan söyleyeyim, Haluk Koç'un; nihayetinde bir "CHP'li" olduðunu, "halk düþmanlýðý"nýn genlerinde bulunduðunu, bir an için unutmuþtum...
Ama, ben unutsam da, onlar "CHP'lilik"lerini adeta haykýrýyorlar.
Kýsacasý, sonunda Haluk Koç da, "katrandan þeker olmayacaðýný" ve "cinsine çektiðini" gösterdi.
Nasýl gösterdi?.. "Halkýn yüzde 80'inin çözüm beklediði" bir konuda, evet "baþörtüsü" konusunda "çözümsüzlük" istediðini ortaya koyarak!..

"Baþörtüsü özgürlüðünü savunmak" yerine Baþbakan Tayyip Erdoðan'ýn "baskýcý, dayatmacý" bir tavýr içinde olduðunu iddia ederek!..
Buyrun, dün Türk-Ýþ'i ziyaretinde sarfettiði sözleri birlikte okuyalým:
"Türkiye yanlýþ bir siyaset, yanlýþ bir kurgu üzerinde gidiyor. Sayýn Baþbakan'ýn deðiþik alanlarda baskýcý, dayatmacý bir fütursuzluk sergilediðini görüyoruz. Sayýn Baþbakan'ýn bu dayatmacý anlayýþýnýn, fütursuzluðunun altýndaki temel neden, Türkiye'deki muhalefet boþluðudur. Toplumu deðiþik noktalarda oyalayacak bir tartýþma konusu ortaya atýyor, Türkiye'de gerçekten tartýþýlmasý gereken temel sorunlar böylece ötelenmiþ oluyor."
Sorarým size;
"Yasak kaldýrýlmalý" demek mi "baskýcý ve dayatmacýlýk"týr, yoksa "yasaklar sürmeli" demek mi?..
Þu hâle bakýn;
Adam, "halkýn yüzde 80'i" tarafýndan "çözüm" istenen bir konuda "çözüm taraftarý" olduðunu açýklayan Baþbakan'a "baskýcý ve dayatmacý" diyor!..
Yani, "kendi sýfatý"ný Baþbakan'a yakýþtýrýyor!..
çünkü, "baskýcýlýk ve dayatmacýlýk" Haluk Koç ve o kafada olanlarýn yaptýðýdýr!.. Evet, baskýcýlýk ve dayatmacýlýk, "yasaklarýn sürmesi"nden yana tavýr takýnmaktýr!..
Uzun lâfýn kýsasý; ben, Haluk Koç'un, gerçekten de bir "Koç" olacaðýný ve CHP'yi toparlayacaðýný sanmýþtým... Ama o, "Koç" deðil, "Karaman'ýn koyunu" çýktý!..
"Oyun"u sonradan ortaya çýkan "Karaman'ýn koyunu!"
ÝNANç DA BÝR KÝMLÝK KARTI!
Bu vesileyle, bir "yanýlgýmý" daha itiraf etmek istiyorum... Aynen Haluk Koç gibi, Bay Deniz Baykal konusunda da yanýldým...
Ne yalan söyleyeyim;
6 Ocak 2008'de Diyarbakýr'da, 12 Ocak 2008'de Ýstanbul'da konuþan Baykal'ýn sözleri, bende "Baykal'ýn deðiþtiði" þeklinde bir intiba uyandýrmýþtý.
Demek ki, "22 Temmuz seçimlerinde halkýn verdiði mesajý aldý" diye düþünmüþtüm.
öyle ya, halk; AK Parti'ye yüzde 47 oy vermiþ, adýnda "halk" olan CHP artý DSP'ye ise yüzde 20'yi layýk görmüþtü!..
Bu bir "uyarý" idi... Halk, CHP'ye; "Halka sýrtýný dönme!.. Halk ile barýþ!.. Halk ile kucaklaþ" mesajý vermiþti.
Bay Baykal, 6 Ocak 2008'de gittiði Diyarbakýr'da; "Zorla, þiddetle, terörle bir yere varmak mümkün deðildir. Hiçbir ýrk diðerinden üstün deðildir. Türkiye'de herkesin etnik kökeni, kökü ne olursa olsun herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaþýdýr. Kimsenin ýrký diðerinden üstün deðildir. Ana dilimizi konuþarak, öðreterek devleti sahipleneceðiz. çoluk çocuðu öldürmek çözüm deðildir. çözüm fabrika açmak, insanlarý iþ sahibi yapmaktýr" þeklinde sözler sarfedince; "iþte" demiþtim, "Baykal da deðiþmeye baþladý!"
CHP Ýstanbul Ýl Baþkanlýðý'nýn organize ettiði Þiþhane'deki "Parti Okulu"nda sarfettiði sözler de, "deðiþimin iþaretleri" gibi gelmiþti bana!..
Orada da, diyordu ki;
"Kimlikleri inkar etmek deðil, tam tersine kimliklere bir saygý anlayýþý içinde bir millet inþa etmek projesi, Cumhuriyetin projesidir ve bu proje çok büyük ölçüde oturmuþtur. Bunu en son aþamasýna taþýmak hepimizin görevi ve sorumluluðudur. Bunu baþarýrken kimsenin kimliðine itiraz etmeyeceðiz, kimsenin kimliðini yok saymayacaðýz. Kimsenin kimliðini ortadan kaldýrmaya, eritmeye, gözden düþürmeye çalýþmayacaðýz."
Meðer, bütün bu sözler "sadece Kürtler" içinmiþ!.. "Kimliklere saygýlýyýz" derken, "Kimsenin kimliðini yok saymayacaðýz" derken, "Kimsenin kimliðini ortadan kaldýrmaya, eritmeye, gözden düþürmeye çalýþmayacaðýz" derken, sadece Kürt vatandaþlarý kastediyormuþ!..
Oysa, insanlarýn tek "kimlik" kartý "ýrk"larý deðildir ki!.. Ýnsanlarýn tek "kimlik" kartý "dil"leri deðildir ki!..
Ýnsanlarýn sahip olduklarý "inanç"lar da birer "kimlik" kartýdýr!..
Ama, Bay Baykal "inanç"lara hiç girmiyor!..
"Yasak"larla "yok" sayýlan, "ortadan kaldýrýlmaya" çalýþýlan, "eritilmeye" ve "gözden düþürülmeye" uðraþýlan baþörtülü öðrenciler, hemen her platformda "Baþörtümüz, kimliðimizdir" diye haykýrsa da, Bay Baykal onlarý hiç duymuyor!..
Nitekim, "nasýl bir yasakçý" olduðunu önceki gün gösterdi.
70 milyon insanýn gözlerinin içine baka baka dedi ki;
"Þimdi birdenbire "siyasi simge olsa ne çýkar, dini simge olsa ne çýkar" derken ne deðiþti? Bunun altýnda yatan neden, yüzde 47 mi? Yüzde 47'nin verdiði güçle mi konuþuyorsun, yoksa yüzde 47'nin pek çok çevreyi teslim aldýðýný düþünerek mi söylüyorsun?
Kimse kimseyi aldatmasýn. Sorun hiçbir þekilde bir baþörtüsü sorunu deðildir. Kim "baþörtüsü sorunu" diyorsa o bir þeyi gizlemek içindir. Kadýnlarýmýzýn tarihî geleneksel kýlýk kýyafetiyle ilgili hiçbir þekilde problem yoktur, olamaz da... Problem, türban problemidir."
HA BAÞöRTüSü, HA TüRBAN!
Evet, "yalan" söyledi Bay Baykal... "Türkiye'nin sorunu baþörtüsü deðil, türbandýr" derken yalan söyledi.
Zira; dün Ali Ýhsan Karahasanoðlu kardeþimin de "deþifre" ettiði gibi, Anayasa Mahkemesi'nin 1989 ve 1991'de verdiði her iki kararda da, "türban-baþörtüsü" diye bir ayrým yok.
Her iki kararda da, türban ve baþörtüsü kelimeleri eþanlamlý olarak kullanýlmýþ...
Nerede bir türban kelimesi varsa, mutlaka yanýnda "veya baþörtüsü" ifadesi de var.
Evet bazý yerlerde, “baþörtüsü" kelimesi yerine sadece "örtü" kelimesi de kullanýlmýþ ama, türban kelimesi kullanýlýp da, "baþörtüsü" veya "örtü" kelimesinin de yanýnda zikredilmediði tek bir cümle yok!
Türban kelimesi kullanýlýrken, "baþörtüsü"nün kastedilmediði anlamýna gelecek bir ifade zaten kararlarýn hiçbir yerinde yok.
1989 tarihli karara baktým, 5 yerde türban kelimesi geçmiþ, ayný sayýda da baþörtüsü kelimesi...
1991 tarihli karara baktým.
18 yerde baþörtüsü, 17 yerde örtü kelimesi geçmiþ. Bunlarýn toplamý olan 35 yerde de türban kelimesi geçmiþ.
Gördüðünüz gibi; Anayasa Mahkemesi'nin kararlarýnda Baykal'ýn "yasakçý" anlayýþýný doðrulayan bir ifade yok!...
"Türban" da bir, "baþörtüsü" de!..
Peki, ayný zamanda bir "avukat" olan Bay Baykal bilmez mi buradaki inceliði?..
Elbette bilir... Ama, iþine gelmiyor!..
Ya da; "türban" veya "baþörtüsü"nü farklý þeylermiþ gibi göstermek, iþine geliyor!..
HALKA DEÐÝL DE KÝME GüVENECEK?
Gelelim, þu, "Yüzde 47'nin verdiði güçle mi konuþuyorsun?" sözlerine!..
Eyvah ki, ne eyvah!..
Þu hale bakýn; adýnda "halk" olan bir partinin genel baþkaný, "yüzde 47'nin gücü"ne raðmen, Baþbakan'a efeleniyor!..
"O güce güvenme" demeye getiriyor!..
Peki, kime güvenecek Baþbakan?..
"Halka" deðil de, "kime" güvenecek?..
"Ýyi sýhhatte olsunlar"a mý?..
Kaldý ki; Baþbakan'ýn arkasýndaki destek, "sadece yüzde 47" deðildir... MHP'nin yüzde 14.2'sini, DP'nin yüzde 5.4'ünü ve hatta DTP'nin yüzde 5.1'ini de bu desteðe eklemek gerekir!..
Zira, "CHP artý DSP"nin oluþturduðu yüzde 20.7 haricinde, bütün Türkiye, "yasaðýn kalkmasýný" istemektedir!..
Ýnþallah, kalkacaktýr da!..
Ama, olan bana oldu... Gerek Bay Baykal, gerek Haluk Koç konusundaki umutlarým bir defa daha karardý!..
Bir defa daha anladým ki;
"Katraný eritsen de olmaz þeker
Cinsini sevdiklerim, cinsine çeker!"
Boþuna dememiþ atalarýmýz;
"Aslý neyse, nesli de odur!."
"Kök"lerinde "Ýnönü despotizmi" olan bir parti, hiç deðiþir mi?..
Deðiþmediklerini bir defa daha gösterdiler!..

-------
Acayip yasaklar!
- Ýskoçya’da Pazar günleri balýk avlamak yasaktýr.
- ABD-Indiana’da evde içki içmek yasaktýr.
- Fransa’da domuzlara "Napolyon" isminin verilmesi yasaktýr.
- Avustralya’da çocuklarýn sigara satýn almasý yasak, içmesi serbesttir.
- ABD-Pennsylvania’da banyoda þarký söylemek yasaktýr.
- Ýsviçre’de Pazar günü çamaþýr asmak yasaktýr. Bunlar gerçekten de "þaþýrtýcý" yasaklar ve hepiniz diyorsunuz ki, "bu kadarý da olmaz!"
Peki ya, Türkiye'de uygulanan "baþörtüsü yasaðý"na ne buyurursunuz?..
"Halkýnýn yüzde 99'u Müslüman" olan Türkiye'de, "Ýslâm'ýn emri" olan "baþörtüsü"nün yasak olmasý da, "þaþýrtýcý" deðil mi?..
O halde, dünyadaki "acayip yasak"lara "Türkiye'deki baþörtüsü yasaðý"ný da eklemeliyiz!..

Hasan KARAKAYA / VAKÝT 17/01/2008

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beðendin mi ? O Zaman Arkadaþýnla Paylaþ
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslý bir markadýr tüm içerik haklarý saklýdýr ve izinsiz kopyalanamaz, daðýtýlamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduðu için kullanýcýlar her türlü görüþlerini önceden onay olmadan anýnda siteye yazabilmektedir.
5651 sayýlý yasaya göre bu yazýlardan dolayý doðabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanýcýlara aittir.
5651 sayýlý yasaya göre sitemiz mesajlarý kontrolle yükümlü olmayýp, þikayetlerinizi ve görüþlerinizi " iletiþim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli iþlemler yapýlacaktýr.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adý