![]() |
#1 |
![]() Değerli Misafirler,
Değerli Milletvekili Arkadaşlarım Sizleri yeni bir grup toplantısında en kalbi duygularımla selamlıyorum, Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz Cuma günü ilk ve ortaöğretim kurumlarımızda eğitim gören tüm öğrencilerimiz karnelerini alarak, uzun bir yaz tatili dönemine girdiler. Pazar günü yaklaşık 1.5 milyon evladımız, üniversite sınavında ter döktü. Yapılan sınavın bütün gençlerimize, ailelerine hayırlı olmasını diliyorum. Bu yıl hem üniversitelerimizin özellikle kontenjanlarını artırması, hem açtığımız yeni üniversiteler vesilesiyle çok daha fazla öğrencimizin üniversitede okuma hayali gerçeğe dönüşmüş olacak. Bildiğiniz gibi dönemimizde 49 yeni üniversite kurduk, inşallah amacımız tüm vilayetlerimizi bir üniversiteye kavuşturmaktı ve böylece her ilimiz artık en az bir üniversiteye kavuşmuş oldu. Tabi ki her şehrimizi üniversitelerimizin getireceği dinamizmle, ürettiği katma değerle böylece daha da kalkındırmış olacağız. Biz yola çıkarken, milletimize bir söz verdik. Dedik ki, bu ülkeyi dört temel üzerinde inşa edeceğiz. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet. Toplumun vicdanını yaralayan sorunlar en çok bu dört alanda yoğunlaşıyordu. Türkiye’nin gücünü yeniden topladık ve bu alanlardaki temel sorunları, devlet-millet eliyle büyük ölçüde çözüme kavuşturduk. Bütçedeki eğitimin payını birinci sıraya yükseltmekle yetinmedik, millet ile devletin ülkenin geleceğine birlikte sahip çıkması için muazzam bir eğitim seferberliği başlattık. Burada en çok bizi onurlandıran mesele şu olmuştur. Siz milletin hukukuna sahip çıkarsanız millet de sizin hukukunuza sahip çıkıyor. Milletimiz, devletinin her türlü imkanları kullanılarak cansiparane hizmet ettiğini görünce, kendi kaynaklarını seferber etmekten çekinmiyor. Devletin bütçesinin kuruşu kuruşuna ülkeye hizmet için harcandığını gören milletimiz elindeki imkanları da devletle paylaşıyor. Ülkemizin her şehrinde bugüne kadar göz yaşartıcı fedakarlık örnekleri gördük. Daha geçen hafta Malatya’da iş adamlarımızın açtığı Sevgi Evlerinden, İzmir’de, Bursa’da, Sinop’ta açtığımız okullara kadar muazzam bir millet desteği aldık. Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası sayesinde, bütün toplumsal kesimlerin enerjisini, dikkatini eğitimdeki sorunlara yönelttik. Hükümetimiz döneminde 35 bini hayırseverlerce olmak üzere yaklaşık 120 bin dersliği eğitim hayatımıza kazandırmış olduk. Pazar günü İzmir’de Eğitime destek kampanyasına katılan hayırsever vatandaşlarımızla bir araya geldik, onların gurur tablosunu birlikte yaşadık. Bölgesel kalkınma adaletsizliğini gidermek, haksız rekabeti kaldırmak için Doğu Batı ayrımı yapmadan ülkemizin bütün bölgelerine aynı oranda yeni eserler kazandırdık. Özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde metruk durumda bulunan binlerce köy okulunu yeniden eğitim verebilir duruma getirdik. Bunları neden okullar açılırken değil de okullar tatil olurken anlatıyorum. Okullar tatil oluyor ama, hükümetimiz tatile çıkmıyor, aynı hızla yatırımlara devam ediyor, gece gündüz demeden milletimizin huzur ve refahı için emek sarfediyor. İşte bunun için anlatıyorum. Sizler bunları zaten biliyorsunuz ama, birileri ya bilmiyor, ya bilmiyor ya da bilmek istemiyor. Ya görmüyor ya görmek istemiyor veyahut da görüyor göstermek istemiyor. Çünkü eğer gösterirlerse o zaman vatandaşımız bunun heyecanıyla, evet Türkiye’nin geleceğine çok daha farklı bakar endişesini taşıyor. Ben burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bakınız; Şemdinli’yi İpsala ile birlikte düşünemeyen, Boyabat’ı İskenderun ile birlikte kucaklayamayan, özellikle bu tür insanlar bu ülkeyi baştan başa bir bütün olarak nasıl sahiplendiğimizi göstermek için yaptıklarımızı ve yeni hedeflerimizi bunlara anlatıyoruz ama anlamak istemiyorlar. Peki bütün bunlar bizim iktidarımızdan önce yapılamaz mıydı? Eksik olan neydi? Eksik olan milletin derdiyle dertlenmiş bir kadronun yönetime gelebilmesiydi. Hakkari’nin, Diyarbakır’ın, Trabzon’un, Mersin’in, İzmir’in, Ardahan’ın, Tunceli’nin, Nevşehir’in, Tekirdağ’ın, Antalya’nın, bu ülkenin derdini kendine dert edinmiş insanların iktidarıydı eksik olan. Her fırsatta milletle kavga eden, milleti hor gören bir iktidar değil, milletin gönlüne talip olan, milletin gönlünden geçen bir iktidardı eksik olan. İşte, milleti karşına değil, milleti arkasına aldığı zaman, bu ülkede ne kadar kısa zamanda nelerin yapılabildiğini, hamdolsun AK Parti iktidarı olarak bizler gösterdik. İnşallah, önümüzdeki dönem milletle el ele vererek, çok daha büyük işler başaracağız. Bu ülkenin gençleri, bu ülkenin yarınlarından emin olsunlar. Türkiye Ak Parti iktidarıyla birlikte çok daha güçlenmiş, çok daha itibarlı, çok daha büyük bir Türkiye olmuştur. Değerli arkadaşlar… Tabi ki bütün bunlarla birlikte geride bıraktığımız hafta yine çok yoğun, bereketli bir şekilde geçti. Her ışığı karartmak, her hayırlı işe engel olmak, ülkemizin yıllarca özlediği güven ve istikrar ortamını sabote etmek isteyenlerin aksine, biz yine bütün hafta Anadolu’nun yollarındaydık. Sinop’un, Bursa’nın, İzmir’in kalkınma heyecanına ortak olduk. Ve oralarda birçok açılışları halkımızla birlikte gerçekleştirdik. Perşembe günü İstanbul’da 3. Türk Arap Ekonomik Formu toplantısına katıldık. Türk ve Arap dünyasının ekonomik, sosyal ve demokratik kalkınması için dev bir uluslararası toplantıya daha ev sahipliği yaptık. İş adamlarımız Arap dünyasının iş adamlarıyla bir araya geldiler. Sektörel bazda görüşmeler yaptılar ve inanıyorum ki bunların neticelerini de en kısa zamanda almaya devam edeceğiz. Cuma günü Sinop’ta DSİ tarafından değişik illerde yapılan 7 barajımızın toplu açılışını yaptık. Bu barajlar 23 bin 276 hektar tarım arazisini sulayacak ve içme suyu sağlayacaktır. Tabi ki tek tek bunlara gitmemiz mümkün değil. Onun için tek merkezden bu barajlarımızın açılışını gerçekleştirdik. Ben inanıyorum ki şu anda ekranları başında izleyenlerin dışında, bunu belki de vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu bilmiyor. Ne oluyor, ne gidiyor bilmiyorlar. Ama ülkenin, bu kuraklığın yaşandığı dönemlerde Ak Parti iktidarıyla neler kazandığını, neler yapıldığını ve yapılmakta olduğunun bilinmesi açısından bunları önemsiyorum. Ve bu barajlar, işte yine yarınların o kuraklığında topraklarımız için adeta bir oksijen çadırındaki insan için bağlanan serum olacaktır. Ulaştırma bakanımızla birlikte helikopterle Sinop-Samsun yolunu inceledik. Çünkü bu yolu bitirme kararlılığındayız. İstiyoruz ki Sinop’un bütün güzelliği -tarihi olsun, doğa itibariyle olsun- dünya turizmi ile birleşsin. Ve bugün eğer bir geliyorsa Sinop’a turist olarak, yarın on gelsin. Gelir mi? Gelir. Bütün o tarihi eserleriyle, doğasıyla gerçekten Sinop ülkemizin müstesna yerlerinden bir tanesi. Ama tüm bunlar, vesair olmayınca turizm hiçbir zaman cazip hale gelmiyor. Tabi aynı gün biz Sinop’ta havaalanı açılışını da yaptık. 8 yıldır hava ulaşımına kapalı olan Sinop’u bizler şimdi açmak suretiyle, haftada 3 gün olmak kaydıyla, Sinop hava ulaşımına açılmış bulunuyor. Temmuz başı itibariyle hayırlı olsun. Cumartesi günü, aynı zamanda, Bursa için hayati önem taşıyan çok önemli açılışlar gerçekleştirdik. TOKİ tarafından yapılan 1569 konutun anahtar teslim törenini gerçekleştirdik. Bunun yanında Bursaray Yıldırım B Etabı Metro Hattı açılışını gerçekleştirdik. Kent Meydanı ve Alışveriş Merkezi, okullar, kültür ve ticaret merkezinin açılışlarını yaptık. Bunun yanında yine Osmangazi Belediyemizin su kayağı noktasında düzenlemiş olduğu 90 bin metrekarelik bir alan üzerindeki suni göl ve çevresindeki dinlence noktası, hakikaten oradaki bir mezbeleliği böyle yemyeşil bir park haline getirmesi, bir Milli Park haline getirmesi ayrı bir güzellikti. Bunu da yine orada görmenin mutluluğunu yaşadık. Pazar günü İzmir’de eğitime destek veren hayırseverlerimizle bir araya geldik. Bunun yanında, altını çiziyorum, 19 yıl önce, merhum Özal tarafından temeli atılan ama ondan sonra da adeta unutulan İzmir-Karşıyaka Çevre Yolunun ve yine bir kenara konan Aliağa kombine çevrim santrali çift yakıt dönüşüm projesinin açılışlarını yaptık. 14 yılda 320 milyon dolar harcanın ama bitirilemeyen çevre yoluna biz beş yılda 430 milyon dolar harcadık ve yolu vatandaşlarımızın hizmetine açtık. Bu da hayırlı olsun. Ve değerli konuklar, değerli milletvekili arkadaşlarım aynı günün akşamında da İzmir’de, Buca Belediyemizin organize ettiği I. Uluslararası Rumeli Şenliği’ne katıldık, vatandaşlarımızla orada kucaklaştık. Balkan ülkelerinden bir çok bakan, milletvekili arkadaşlarımız oradaydı, onlarla orada dertleştik. Yani biz, işimize bakıyoruz. “Durmak Yok Yola Devam” diyoruz. Ama bir inceliği daha söyleyeyim, yürüyerek değil, koşarak devam ediyoruz. Bunu, sadece kendimiz için değil, ülkemiz için, demokrasimiz için, milletimizin refahı ve huzuru için durmak yok yola devam diyoruz. Bu hafta yine yoğun bir gündemimiz var. Yarın, her yıl yapmakta olduğumuz, Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı’na; ki bu, dünyanın dev şirketlerinin CEO’larının, yönetim kurulu başkanlarının, bunun yanında Dünya Bankası’nın, İMF’nin temsilcilerinin katıldığı, Türkiye’den yine güçlü kuruluşlarımız, onların başkan ve yöneticilerinin katıldığı, istişare edip bir yılı çek ettiğimiz ama gelecek yıl içinde Türkiye’nin kalkınmasına nasıl katkıda bulunabiliriz, neler yapabiliriz, bunları görüştüğümüz konuştuğumuz bir toplantı. Cuma günü Trabzon’da dev bir alışveriş merkeziyle, bir spor merkezinin inşallah açılışına katılacağız ve cumartesi günü ise Batman’da şu ana kadar hazırlıkları büyük bir heyecanla devam eden bir çok alanda açılışlar yapacağız. Afet konutlarından tutunuz, toplu konuta varıncaya kadar, spor tesislerine varıncaya kadar, okullara varıncaya kadar, bir çok tesisin inşallah Batman’da açılışını yapacağız. Gördüğünüz gibi, bizim gündemimiz birilerinin sahte gündemlerine hiç ama hiç benzemiyor. Bizim gündemimiz, Türkiye’dir. Bizim gündemimiz, şehirlerimizdir. Bizim gündemimiz, insanlarımızdır. Değerli arkadaşlar... Bildiğiniz gibi milli takımımız önceki akşam Çek Cumhuriyeti ile oynadığı maçı çok çarpıcı bir zafere dönüştürerek kazandı ve Avrupa Futbol Şampiyonası çeyrek finaline Türkiye ismini yazdırdı. Şüphesiz ki bu başarı milletimize büyük bir mutluluk verdi, büyük bir moral verdi. Nitekim vatandaşlarımız yurtiçinde, yurt dışında sokaklara dökülerek bu zaferi kutladılar. Bizde tabi ki bu arada şükrettik ve daha nice zaferlere dedik. Oynanan müsabaka 90 dakikanın içine futbolun bütün güzelliklerini ve heyecanını sığdırmış olması bakımından, bir başka özelliğiyle de uzatmalara bile sığdırabiliyor. Demek ki başarı için sadece 90 dakika yeterli değil. Son nefese kadar bu işi sürdürmektir aslolan. Budur. Ve gerçekten şartlar ne olursa olsun mücadeleyi asla bırakmayan ve kaybetmeyi kabullenmeyerek milletimizi gururlandıran federasyonun yönetiminden tüm teknik kadroya varıncaya kadar, bütün futbolcularımıza varıncaya kadar, gerek şahsım, gerek milletim adına şükranlarımızı sunuyoruz, taktirlerimizi sunuyoruz, kendilerini kutluyoruz ve inşallah çeyrek finalde de bu galibiyeti bekliyoruz. İnşallah biz de fevkalade şartlar olmazsa Viyana’da kendileriyle beraber olacağız. İnanıyorum ki bu başarıların devamı da gelecektir, Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi sportif alanlarda da Avrupa’nın ve dünyanın takdir ettiği, edeceği daha nice başarılara imza atacaktır. Batılıların dediği gibi sessiz devrimi gerçekleştiren Türkiye, inşallah bundan sonra da o sessiz görülen başarıları da gerçekleştirecektir. Türkiye gelişme yolunda, kalkınma yolunda, ilerleme yolunda adımlarını hızlandırdıkça bütün dinamikleriyle sesini dünyaya duyurmaya devam edecektir. Çek Cumhuriyeti müsabakasından sonra Türkiye’nin bu başarısının ne kadar geniş bir coğrafyada yankı bulduğunu iyi görmek, iyi anlamak, bu mesajı bence iyi almak gerekir. Bizim futbolcularımızın sadece kendi vatandaşlarımızı değil, tarihi ve kültürel bağlarla bağlı olduğumuz çok daha büyük bir coğrafyanın insanlarını da temsil gücüne sahip olduğunu iyi düşünmemiz gerekir. Çok anlamlıdır, dün akşam baktım Katar Emiri’nin eşi, eşimi aradı. Meğerse maçı izlemişler, o da bu maçtan dolayı duyduğu heyecanı bizlerle paylaşıyor ve o da tebrik ediyor. Bunlar anlamlı şeyler. Nerelere bu işin yayıldığı noktasında çok anlamlı şeyler. Türkiye’yi kendi içine kapatarak dünyadan kopartmak isteyen kompleksli zihinlerin de bu gerçeği iyi görmesi gerekir. Türkiye bu sığ zihinlerin asla kavrayamadıkları kadar büyük bir ülkedir. Öte yandan farklı kültür ve inançları aynı çatı altında buluşturma misyonuna sahip olması gereken Avrupa Birliği temsilcileri de bu mesajı iyi okumalıdır. Nasıl milli takımımız Avrupa Futbol Şampiyonası’nın olmazsa olmaz bir rengi, bir heyecanı, bir imkanıysa, Türkiye’nin başarısı üç kıtada heyecan dolu bir yansımaya sebep oluyorsa Türkiye’nin üyeliği de AB için o kadar büyük ve olumlu bir etkiye sebep olacaktır. Bunu dünya üçüncülüğünde de görmüştük. O zaman da gittiğimiz birçok ülke bize aynı şeyleri söylemişti. Bu zenginliği görmek gerekir. Bu zenginliği göremeyenler Avrupa şehirlerinin neredeyse tamamının meydanlarını, caddelerini dolduran Türkiye coşkusuna lütfen bir baksın. O sokaklarda Türkiye’den giden insanlarımız var, o şehirlerde ay yıldızlı forma altında temsil edildiği duygusunu taşıyan çeşitli coğrafyalardan insanlar var. Hepsi aynı coşkuyu, aynı heyecanı yaşıyor. Daha da önemlisi birçok ülkenin milli takımında başarıyla mücadele veren Türk kökenli insanımız var, gençlerimiz var. Bu bile Türk insanının, Türk gencinin Avrupa ile et ve tırnak gibi kaynaştığını göstermektedir. Sporcularımızın Pazar akşamı ispatladıkları en önemli gerçek şudur. Başarmayı hak ettiğinizi düşünüyorsanız asla mücadeleyi bırakmayacaksınız. Kendinize güveniyorsanız, arkanızdaki büyük millet size güveniyorsa, en iyisini yapabileceğinize inanıyorsanız, mücadeleden yılmayacak, hedefe ulaşmak için canınızı dişinize takacaksınız. Yaşadığınız zorluklar, uğradığınız haksızlıklar sizi asla yolunuzdan çevirmeyecek. Eğer arkanızda gücüyle, desteğiyle, duasıyla bir millet topyekûn duruyorsa, başarmanız ve hakkınızı almanız mukadderdir. Bize düşen yeterince gayret etmek, yeterince alın teri dökmektir. Bu sporda da böyledir, siyasette de böyledir, devlet yönetiminde de böyledir. Milletin iradesi, milletin hayır duası, milletin gönül zenginliği her türlü zorluğu aşmayı sağlayacak büyüklükte bir güçtür. Ben bu vesileyle Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız Murat Bey’e de, bu işi yakın bir takiple sürdürmesi sebebiyle ayrıca teşekkür ediyorum.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|