![]() |
#1 |
![]() Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. 28-29 Ocak'ta Davos'ta yaşanan gelişmeleri ve bazı çevrelerin eleştirilerine sert cevap veren Erdoğan, İsrail'e de, "Türkiye ile nasıl konuşulması gerektiğini bilmeliler" mesajı gönderdi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından Davos ayrıntıları: DAVOSU BÖYLE DEĞERLENDİRDİ "28-29 Ocak tarihlerinde Davos'taydık. bilindiği gibi dünyanın önde gelen devlet adamları üst düzey insanlar bu vesile ile ir araya geldi. Bu forum dolayısıyla ağırlıklı olarak küresel ekonomik kriz ele alındı. Ben de davet edildim, önceliklerimizi izah etme fırsatı buldum. Rusya, Kazakistan, Azerbaycan, Arnavukluk, Hollanda, Kolombia, İngiltere, ABD, Polonya, Ermenistan'dan yetkililerle bir araya gelme fırsatımız oldu. IMF ile bir araya geldik. İktisadi konuların yanısıra uluslararası görüşmeleri kısa zamanda birlikte ele alma fırsatı oldu. Uluslararası finans ve medya dünyasıyla olayları değerlendirme imkanı oldu. Ortadoğu'yu da ağırlıklı olarak sordular. Arzu edilmeyen bir olay oldu perşembe günü. Gazze konulu yöneticinin adalet ve eşitlikten uzak yönetimi nedeniyle kısa kesildi. Bu panelin önü açıktı. Kimsenin Türkiye'yi yanlış bir konuma yerleştirmesine izin vermeyiz veremezdik. Kimsenin Türkiye Başbakanı'na saygısızlık yapmasına fırsat vermeyiz veremeyiz. Zira sıradan bir ülke değiliz. Herkesin iyi görmesi gerekir. Yöneticinin tavrına karşı gösterdiğimiz tepkiyi diplomatik bulmayanlar oldu. Diplomasinin tarihinde çok daha derinleri var. Ben bir diplomat değil, siyasetçiyim. Eğer diplomatlar bu anlayışla yumuşak ve aman ha mantığıyla ülkemin menfaatlerine halel getiriyorsa ben bunu da kabul etmiyorum. Benim diplomatım aslanın midesinden hakkını söküp alır. Son derece normal bir üslup kullandık. Biz haksızlığa karşı nasıl davranmamız gerektiğini de iyi biliriz. Bulunduğumuz makam neyi gerektiriyorsa onu yaparız." İSRAİL BİZİMLE NASIL KONUŞTUĞUNU BİLMELİ "İsrail'in bizim kadar menfaat paylaşımı yaptığı başka bir ülke yoktur. Herşyerden önce İsrail bizimle nasıl konuştuğunu da bilmeli. Nitekim, bazı parti başkanları da bize yapılan haksızlığa işaret ettiler. Kendilerine bu değerlendirmelerinden dolayı milletim ve şahsım adına teşekkür ediyorum. Herkes şunu iyi bilmeli, Başbakan milletinin kalbinden ne geçiyorsa onu orada yaptı. Milletin hissiyatını dile getirdi. Ama bir moderatör uluslararası bir toplantıda bir Başbakan'ın omuzuna elini atamaz. Bunu böyle bilin. Eğer ben, orada diplomatik davranmamış olsaydım daha farklı bir şey yapmam gerekiyordu ama onu yapmadım. Ve Türkiye'nin itibarını ve onurunu savunmak orada bana düşerdi ve ben onu yaptım. Kimsenin bunu yapmasına göz yumamazdık. Bizden kimse haksız yorumlara karşı yutkmunmamızı beklememeli. Hiç bir Türkiye Başbakanı'ndan veya devlet görevlisinden böyle bir tavır beklenmez. Eleştiren bazı kişiler siyaset yapma adına durumu farklı bir noktaya çekmeye çalmışmışlardırl. Diplomaside monşer olarak davranan bu kişiler siyasette de monşer olarak davranmaya çalışıyor. Biz onları çok iyi anlıyoruz ama asıl onların milleti anlaması gerekiyor." BİR KEZ DAHA MİLLETİN GERİSİNDE KALDILAR "Ömürleri boyunca ülkelerine ilişkin bir kaygıyı yaşamamış, aleyhte gaz vermek suretiyle de doğru gidişimizi saptırmaya çalışmışlardır. Biz milletimizin hassasiyetini taşıyoruz. Öyle zamanlar vardır ki, orada siyasi menfaatler arka planda kalır. Böyle bir durumda 71 buçuk milyon tek yürek, tek vücut olur. Duygularını sevgi seli şeklinde gösteren herkese teşekkür ediyorum. Bu tavır sadece buradakilerin değil taa Toronto'dan Berlin'e, Gazze'ye kadar hakkaniyetten yana olan herkesi onurlandırdı. Bu vicdan daha önce Saray Bosna için ayağa kalktığı gibi dün Gürcistan için de ayağa kalktı. Kafkaslarda nasıl mazlumun yanında yer aldıysa Ortadoğu'da da öyle olmuştu. Kimilerinin böyle bir sınavda bir kez daha milletin gerisinde kalmış olmalarını milletime havale ediyorum. Artık belli çevreler ezberlerini bozmalı. Gücü heder edilen Türkiye değiliz artık. Başkaları ne der deği, Türkiye ne der anlayışı içinde olmalıyız. Türkiye'nin gücünü kabullenip ona uygun bir davranış sergilememiz gerekiyor. Ulusal ve uluslararası menfaatlerimiz ancak onurlu ve saygın bir duruşla korunabilir." BİZ EŞŞEĞİMİZİ SAĞLAM KAZIĞA BAĞLARIZ "Bütün çocuklar ve siviller için sesimizi yükseltiriz. Masumiyetin pervasızca yok edilmesine karşıyız. Bizim manevi değerlerimiz bunu gerektiriyor. Gazze'de olanlar bunu gerektiriyor. Sivillerin öldürülmesine karşıyız. Hala bunu anlamak istemeyenler var. Aynı şekilde ülkemin bazı monşerlik denemelerinden geçenler şunu söylüyor, Telaviv'e niye gitmedi dediler, Telaviv buraya geldi. 5-5 buçuk saat konuştuk. İsrail-Suriye ilişkilerini görüştük. Hala bunu anlamayan Bahçeli'ye soruyorum, sen hangi dilde anlarsın onu söyle anlatayım. Yanındakilere bir sor öğreniver. Neden kayıtlara girmemiş diyor, girmediğini nerden biliyorsun, özel kayıtlarda olmadığını ne biliyorzun. Hedef saptırmakla olmaz. Biz neyi nasıl yaptığımızı gayet iyi biliyoruz. Biz eşşeği sağlam kazığa bağlıyoruz merak etmeyin" BUGÜN OLSA YİNE AYNI TEPKİYİ GÖSTERİRİM "İsrail'in ölçücüz güç kullanımına karşı tutumumuzu HAMAS taraftarlığı olarak görmek, antisemitizm olarak nitelendirmek yanlıştır. Yarın da görüşecek olsam aynı şeyleri yine söylerim. Yani iki ülke arasında arabulucu olmak bu doğruları söylemenize engel değil ki, bunların da söylenmesi gerekiyor. Etkimizi, inandırıcılığımızı yitiririddik. Türkiye dürüst davrandığı için bu misyonları yükleniyor. Bu misyonumuzu taraflar talepte bulunduğu sürece de devam ettireceğiz. Bizden talep olduğiu sürece de devam ederiz. Davos'taki olay buna engel değil. Neden BM Genel Sekreteri 4 gün sonra aradı diyor. Bunu bana sorma git ona sor. Sen kimin avukatlığını yapıyorsun. Sıkıntı burada. Bu mellitin tarihinde hiç bir zaman antisemitizm olmamıştır. Hiç bir zaman bu millet Yahudi düşmanlığı yapmamıştır. Bizim iktadırımızda böyle bir şey olamaz. Ben şu kürsüden Hahambaşının açıklamasını bizzat kendim okudum." GAZZE'YE YARDIMLAR ÇIĞ GİBİ "Süretle Gazze'nin kapıları açılmalı, ambargolar kalkmalı, hala tırlarımız yavaş yavaş alınıyor. Bunlar süratle içeri alınmalı. Şu ana kadar ülkemde yapılmakta olan kampanyalarda ciddi bir ilgi alaka var. Başbakanlık omarak açtığımız hesap, DİB ve MEB'nin kampanyaları başarılı bir şekilde sürüyor. Şu ana kadar bu saydıklarım kapsamında, 65 trilyona ulaştı." habervaktim.com
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
davos, israil |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|