|
![]() |
#1 |
![]() Cunta çalışmaları ve sizlere farkında olmadan kimlik ve siyaset biçenlerin artık önlerinin kesilmesi gerekmiyor mu? Demokratik hayatın vazgeçilmezlerinden birisi de millet iradesinin tecelligahı olan parlamentoya ve seçilmiş otoriteye karşı kapalı kutuların kalmamasıdır. Bugüne kadar Genelkurmay bürokrasisi içinde ve özellikle istihbari bölümlerinde neler olup bittiğini ne Cumhurbaşkanı ne de Başbakanlar bilemedi. Muhtıraları görünce, ihtilalleri de kapılarına gelen askerlerle farkettiler. Türkiye'de İstihabarat Değişime Muhtaç Bir Yapıda Önceden haber almak faaliyeti, ciddi ve sivillere bağımlı istihbarat servislerinin çalışmalarıyla gerçekleşir. Türkiye ise bu konuda radikal değişikliklere muhtaç bir yapıdadır. Tabloya bakalım ve yapılması gerekenleri ifade edelim: İç Güvenlik İstihabaratı İç güvenlik istihbaratı, bu konuda rüştünü sahip olduğu teknoloji ve çalışmalarıyla ispatlamış olan ve tam bir sivil denetim altındaki EGM İstihbarat Daire Başkanlığına bırakılmalıdır. Bu saha esasen bir suç istihbaratı mahiyetini taşımaktadır. Dış İstihabarat MİT'e Bırakılmalı MİT, ana istihbarat servisi olarak hassaten dış istihbarata yönelmelidir. Klasik istihbaratın duayeni olan İngiliz modeli MI5-MI6 ile ABD modeli CIA-FBI ayrımına gidilmelidir. İngiltere’de MI5 iç güvenlik istihbaratı MI6 ise dış istihbarat faaliyeti yürütür. MI4 ise İngiliz askeri istihbaratı olup iç güvenlikle ilgilenmez. FBI (Federal Bureau of Investigation-Federal soruşturma bürosu) iç güvenlik istihbaratı yapmakta olup aynı zamanda adli polis olarak görev yapmakta ve ABD Federal Savcılarına fevkalade yardımcı bir istihbarat birimi durumundadır. CIA, FBI, DIA'nın görev tanımları neler? FBI, ABD Adalet Bakanlığına bağlıdır. ABD askeri istihbarat servisi ise bugün Irak’ta ve Afganistan’da da faaliyette olan DIA (Defence Intelligence Agency) dir. İç güvenlik istihbaratı yapma yetkisi yoktur. Belirttiğimiz bu tabloların hiçbirinde iç güvenlikte askeri istihbarat birimlerinin yeri ve görevi yoktur. Ulusal Güvenlik Kavramı Ülke içi istihbarat konseptinin demokratikleşmesi sağlanmalıdır. ‘Ulusal Güvenlik’ kavramı askeri makamların inisiyatifinde şekillenen ve uygulamaya konulan sınırları belirsiz ‘sübjektif bir istihbarat’ faaliyeti olmaktan çıkarılmalı, sivil inisiyatifin demokratik değerlerle tanımladığı vuzuha kavuşmuş bir değer haline getirilmelidir. Bu itibarla İç Güvenlik Strateji Belgesi ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesi gibi materyaller demokratik ölçeklerle yeniden değerlendirilmeli ve askeri değil sivil öncelik ve tanımları ihtiva etmelidir. Askeri istihbarat faaliyeti KGB inisiyatifiyle hareket edemez. Askeri İstihabarat Milli Savunma Bakanlığı'na Bağlanmalı Askeri istihbarat yelpazesinin hiçbir sivil makam ve kişiye bağlılığı, kontrolü, denetimi, bilgi verme mükellefiyeti söz konusu olmadığından (Cumhurbaşkanına bile), demokratik hukuk devleti mekanizmaları dikkate alındığında ülkemiz açısından paranormal bir konumda olduğu bir vakadır. Bu cihetle askeri istihbarat birimlerinin üst seviyede Milli Savunma Bakanına ve dolaylı olarak Başbakanlığa bağlılığının temin edilmesi kaçınılmaz bir mecburiyettir. Askeri İstihabaratın Temel Görevi Nedir? Askeri istihbarat birimlerinin asli görevi, Savaş istihbaratı, Taktik istihbarat, Stratejik istihbarat ve askeri operasyonel istihbarat faaliyeti olup bunlar askeri alan ve hedeflere yöneliktir. Lakin ülkemizde askeri istihbarat birimleri uzun yıllardır kendi alanları dışında özellikle ülke içi güvenlik istihbaratında Emniyet Genel Müdürlüğü’nü fiilen ekarte ederek faaliyet göstermektedir. Askeri istihbarat faaliyeti askeri hedef ve alan dışına kaymamalı, bu kaymalar tanzim edilecek kesin normlarla hükme bağlanmalıdır. Askeri İstihabarat ve 28 Şubat Demokratik rejime kastetme istidadındaki her yapılanma sivil istihbarat birimlerince izlenebilmelidir. 28 Şubatta BÇG illegal bir çete olan BÇG’nin belgeyle deşirasyonunu yapar EGM adeta hain ilan edilmiştir. Vatanperverlik millet iradesine ayar çekmek ve namlu göstermek değil bilakis bu tür hainleri deşifre edip kamuoyunun ve yargının önüne çıkartabilmektir. İstihabarat Yeniden Yapılandırılmalı Aksi Halde? Ordu içindeki antidemokratik ve illegal faaliyet ve oluşumların izlenmesi cihetiyle, MİT ve Emniyet İstihbaratı önündeki mevzuat engellerinin koordineli bir şekilde kaldırılması, demokratik gelişim yönünden ve profesyonel istihbaratçılık açısından faydalı neticeler verecektir. Başka bir bakış açısıyla Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa bağlı teşkil edilecek özel sivil istihbarat birimleri bu manada, ordu içindeki gelişmeleri izleyebilmelidir. Aksi takdirde ihtilalleri ve müdahaleleri önceden haber almak mümkün değildir. Adli Bir İstihbarat da Kurulmalıdır. ABD'de FBI Var Özel bir Savcı grubunun kontrol ve idaresinde adli bir istihbarat birimi kurulmalıdır. Bu savcı grubu bugünkü CMK.250. maddeyle yetkilendirilen savcılar olabilir. ABD, Adalet Bakanlığına bağlı olan FBI ile benzer bir ihtiyacı gidermektedir. Bu itibarla oluşturulan süper Savcı grubunun bağımsız ve her türlü etkiden uzak istihbarat ihtiyacı da karşılanmış olacaktır. Böyle bir istihbarat birimiyle desteklenen savcı grubunun ordu içi illegal faaliyetleri takip edip gereğine tevessül edebileceği açıktır. Zira ordu içinde filizlenen illegal cunta faaliyetleri ve sivil alana matuf takip çalışmaları terör ve örgüt suçları kapsamındadır. Jandarma Görevi Yeniden Gözden Geçirilmeli Avrupa’da olmayan Jandarma teşkilatının (sadece Fransa ve İtalya’da var, ancak bunlar da bizim jandarma teşkilatı gibi değil tamamen sivil bir birim gibi İçişleri bakanlığına bağlıdır) bizde taşıdığı radikal askeri bakış açısı gereği, iç güvenlik ve adli mekanizmada görev yapması sakıncalar taşımaktadır. Jandarma ya tamamen sivil bir kır polisi örgütlenmesine dönüştürülmeli ve Genelkurmayla bağlantısı kesilmeli, bu sağlanamazsa Jandarma iç güvenlik-adli görevden alınmalıdır. Polis sayısı da buna göre artırılabilecektir. Askeri inisiyatif ve önceliklerin fevkalade hassas bir saha olan iç güvenlikte yeri yoktur. Özel Kuvvetler Komutanlığı Genelkurmay içi fevkalade etkili olan ve bu zamana kadar yaşanan ihtilal ve müdahalelerin motor gücü olan Özel Kuvvetler Komutanlığı sivil otoritelerden bağımsız ve denetimsiz çalışan önemli bir güçtür. Askeri istihbarat yelpazesiyle kol kola çalışan eski adıyla Özel Harp Dairesi, yeni adıyla Özel Kuvvetler Komutanlığının faaliyet ve sistematiği sivil denetime açılmalı ve Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nın bu teşkilatın eylem ve konuşlandırılmasına dair otorite ve nüfuzunun temini gerekmektedir. Bu şekilde Ergenekon operasyonunda ve kamuoyunda adı muhtelif karanlık olaylarla birlikte anılan bu kuruluş, kendini olabildiğince aklamış olacaktır. Merhum Bülent Ecevit’in “…Kıbrıs harekatı boyunca Özel harp dairesinden tek bir bilgi almadım..” sözleri unutulmamalıdır. MİT Kimlere Bilgi Vermeli? MİT, 2937 sayılı kanununa göre dört makama bilgi vermekle görevlidir. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve MGK Genel Sekreterliği. Bu dörtlüden Genelkurmay Başkanı ve MGK Genel Sekreterliği çıkarılmalı, ulusal istihbaratın öncelikle sivil otorite elinde toplanması temin edilmelidir. Diğer ikisine istihbarat akışı gerektiğinde bu iki sivil otorite inisiyatifiyle sağlanmalıdır. Çünkü Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı (J–2) ve Kuvvet Komutanlıkları İstihbarat Başkanlıkları geniş bir yelpaze olarak zaten Genelkurmay Başkanının nüfuz ve kontrolü altında olup, bu birimlerin faaliyetinden hiçbir sivil otorite ve mercii haberdar değildir. Tuhaftır ki, bu dev askeri istihbarat yelpazesi hiçbir sivil denetim, kontrol ve hiyerarşiye tabi değildir. Bugün bu dev istihbarat yelpazesinin faaliyetlerinden ne Cumhurbaşkanı ne de Başbakanın bilgisi bulunmamaktadır. Hakikatin böyle olduğu bu zamana kadar ortaya çıkan karanlık planlamalardan anlaşılmaktadır. MİT Sivilleştirilmeli İstihbaratın bilhassa günümüzde entellektüel ve stratejik vizyon gerektirmesi müvacehesinde, MİT askeri kadrolardan arındırılmalı ve sivil hüviyetine kavuşturulmalıdır. MİT unsurları görevlerini icra ederken hissettikleri Genelkurmay kaygısı ve nüfuzundan arındırılmalıdır. Böylelikle MİT’in illegal cunta oluşumlarından mevcut Başbakanı bilgilendirmesi beklenmelidir. Menderes-MİT, Özal-MİT İlişkisi MİT’in sivil ve siyasi otoriteye bağlılığı sembolik olmaktan öte bir manaya kavuşturulmalı, MİT Müsteşarlığının “Başbakan”a tam olarak, aynı zamanda “Başbakanlığa” bağlılığının da hayata geçirilmesi zarurettir. MİT’e ve askeri istihbarata TBMM sorumluluğu da getirilmelidir. Merhum Turgut Özal dışında MİT’in umumiyetle başbakanları fazlaca dikkate almadığı önemli bir gerçektir. İstihbarata önem vermeyen Başbakanlar, için parlak bir istikbalden söz edilemez. Merhum Menderes bu talihsizliğin en acı örneğidir. Anılan sıkıntı, önceki yıllarda, Türkiye'de askeri darbe olacağının adeta herkes tarafından malum olduğu zamanlarda bile MİT'in Başbakanı durumdan haberdar etmemesi veya seri tedbirlerle darbeye karşı önlemleri alamaması neticesini meydana getirmiştir. Başbakan’ın tüm istihbarat yelpazesine hâkim olması, demokratik modelin ve hukuk devletinin getirdiği bir vecibedir. ABD’nin en sevilen ve unutulmayan başkanlarından John F.Kennedy, 1963’te Küba’ya yönelik CIA’in Domuzlar Koyu Çıkartmasında uğradığı fiyasko sebebiyle kamuoyunun karşısına çıkarak “Galibiyetlerin bin tane babası vardır, ancak hezimetler yetimdir. Bu hezimetin yetim kalması söz konusu değil, bunun sorumlusu benim..” demesi hem bir itiraf ve hem de tüm istihbarat yelpazesine hakim olduğunun göstergesiydi. CIA’in başarısızlığına fevkalade sinirlenen Başkan Kennedy, konuşmasında CIA’yi bin parçaya böleceğini ve küllerini rüzgâra savuracağını söylemiş ve gerçekten de CIA’i küçük birimlere ayırmıştı. İşte bir Başkanın tüm işleyişe hâkimiyeti ve bu hâkimiyetin getirdiği sorumluluk… Hâlbuki Türkiye’de Başbakan sadece EGM İstihbarat Daire Başkanlığının faaliyetlerine hâkimdir. MİT ve askeri istihbarat yelpazesinin işleyişine hâkim değildir. Bu itibarla AB ülkelerinde ve ABD’de olduğu gibi çok geniş bir alanın sorumlusu sayılmaz, çünkü MİT yönüyle fiili ve Genelkurmay istihbaratı yönüyle de fiili-hukuki hiçbir yetki ve etkinliğe sahip değildir. Profesyonel istihbarat servislerinde askeri disiplin ve metotlarının kullanılması kati surette uygun değildir. Gehlenci istihbarat ekolünün 21.asırda kabul edilmesi beklenemez. Fuat Doğu, Hiram Abas ve Mehmet Eymür ülkemizde bu ekolün en tanınmış unsurlarıydı. Bir istihbarat servisinin başı, personelini, etkileyici şahsiyeti, kıvrak zekâsı, tecrübesi ve şahsi performansı ile hâkimiyet altına alabilir. Bu suretle istihbarat servisinin başı, kurumunu güven ve ketumiyet ilkeleri çerçevesinde sevk ve idare edebilecektir. Ülkemizde bu konuda yaşanan fiyaskolar ve MİT raporları unutulmamalıdır.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|