Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-23-2008, 11:20   #1
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart Mutsuzluğunu para veya ilaçla gidermeye çalışanlar hapı yutarlar! (Sait Çamlıca)
Mutsuzluğunu para veya ilaçla gidermeye çalışanlar hapı yutarlar!

Hap kullanarak tedavi olmaya çalışan insanlar denilince aklınıza hemen iş hayatının stresinden kurtulmak için sakinleştirici ilaç kullanan yetişkinler gelmesin.

“Hap kuşağı” başlığı altında Can Dündar yazmıştı…

Seçkin özel okullardan birinde öğretmen sınıfa girip avucuna doldurduğu hapları tek tek öğrencilerine içiriyor, ders ondan sonra başlıyor.

Hayır “hapçılar” için özel bir sınıf değil bu…

Çocukların çoğu aynı hapı kullanıyor ve almaları gereken saatte öğretmenleri onlara yardımcı oluyor.

Hapın özelliği, yatıştırıcı olması…

Televizyon veya bilgisayarın başında kıpırdamadan saatlerce oturan çocuklar, okulda ders dinleyemiyor. Yerinde duramıyor, adeta enerji fışkırıyor…

Psikiyatrist hemen teşhisi koyuyor: Hiperaktif…

Hemen ilaç kullanmaya başlıyor çocuk.

Haplarla tedavi olmaya çalışıyor.

Hiperaktif olduğu için “hap” kullanmaya başlayan çocuk ergenlik döneminde hayattan sıkılmaya başlayınca “sakinleştirici” hap kullanmaya başlıyor.

Mutluluğu ilaçlarda arayan “hapçı” çocuklar medeni (!) dünyanın insanlığı ne kadar mutlu ettiğinin en önemli göstergelerinden birisi.

İlaçların çocukları ne kadar uyuşturduğunun farkına varamıyoruz maalesef. Ailelerin düşünmesi gereken çok daha önemli bir soru da, “çocuk niçin ilaca muhtaç olacak hale geldi?” sorusudur.

Kendisini dünyaya getiren en önemli iki varlık olan anne babası, çocukları mutlu edemiyor ve bu çocuklar mutlu olmak için ilaca muhtaç hale geliyorsa, biz yaşadığımız dünyayı mı, çocukları mı yoksa anne babaları mı sorgulamak zorundayız?

Anne babasıyla mutlu olamayan bir çocuk ne ile ve nasıl mutlu olacak?

* * * * * * * *

Para insanı mutlu eder mi?

Bu sorunun cevabını vermek için, “para” sahiplerinin mutluluk oranlarına da bakabilirsiniz.

Mutsuzluğunu unutmak (hatırlamamak) için mutluluk hapı kullanan insanlar, parasız insanlar değil. Psikologlara her ay çuvalla para vererek mutlu olmaya çalışan insanlar parayla mutlu olamayan insanlardır. Hayatı çekilmez bulduğu için intihar eden insanların sayısı içinde, para sahiplerinin oranı küçümsenmeyecek kadar çoktur.

İnsan ve para ilişkisi denilince, aklıma hemen Mevlana’nın o muhteşem benzetmesi gelir. Bir önceki yazımı “kendinize gelin!” diye bitirmemin sebeplerinden birisi de, bizi biz yapan değerler ve kaynaklarda “şifa” aramamız gerektiğini vurgulamak içindi.

Mevlana “para ve insan” ilişkisini anlatırken “gemi ve su” benzetmesini kullanır. Bir geminin işlevini yerine getirmesi için “su” ne kadar önemliyse, bir insan için de para o kadar önemlidir. Su olmazsa gemi asli görevini yerine getiremez. İnsan içinde para o kadar önemlidir.

Ancak gemiyi yüzdüren su, ne zaman geminin içine girerse o gemiyi batırır. Para ihtiyaçlarımızı gidermek için önemli bir araçtır. Ancak para sevgisi insanın cebiyle sınırlı kalmaz, kalbine girerse, o para insanı batırır.

Para insanı cebinde mutlu eder.

Kalbine girdiği anda insanı batırır.

Bir arkadaşım anlatmıştı.

30 yıl Almanya’da çalışıp para biriktiren bir gurbetçi, tüm parasını bankaya yatırmış. Faizleriyle beraber zamanla bir milyon Mark civarında parası birikmiş bankada. Emekli olunca çocuklarıyla sıkıntılar yaşamaya başlamış. “Çocuklarım beni öldürüp banka da ki parama el koyacaklar!” diye korkmaya başlamış. Bu korkusu yüzünden uyuyamaz olmuş. Çocuklarıyla yaşadığı kavgalar artmaya başlayınca iyice bunalıma girmiş. Tabi sonunda delirmiş!

Para, sizin ve sevdiklerinizin ihtiyaçlarını karşılamak için cebinize koyduğunuz bir araç olursa mutlu olmanıza vesile olur.

Ancak para sevgisi kalbinize girerse, titanik kadar büyük bile olsanıza batarsınız.

* * * * * * * * *

Ne para insanı mutlu eder, ne de “hap” mutsuzluğumuza çare olur. Mevlana’nın bu benzetmesini batılı bir psikologa anlatsanız size ne der acaba?

Kesin Mevlana’ya da bir “hap” yazarlar!

Allah hepimizi batının “hap”larından korusun!

Şifayı kendi değerlerinde arayanlardan eylesin.

Sait ÇAMLICA

Eğitimci – Yazar

www.saitcamlica.com

saitcamlica@gmail.com



 

Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı