![]() |
#1 |
![]() Yeni kabinenin en dikkat çekici isimlerinden birisi hiç şüphesiz Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu olmuştur. Dünyanın da, yeni kabineye bakarken en çok, onun üzerinde duracağı muhakkaktır.
Ahmet Davutoğlu'nun geçtiğimiz 6.5 yıl içinde, uluslar arası dış politika mutfaklarında en çok okunmaya çalışılan insan olduğunu söylemek abartı olmaz. Son 6.5 yıl içinde, kim ne derse desin, Türkiye, dünya klasmanında farklı bir yere gelmiştir ve bunda, Davutoğlu'nun, Dışişleri mutfağında gösterdiği çabanın büyük etkisi vardır. O, hiçbir zaman, bunu tek başına kendisine mal edecek bir insan değildir. Zaten öyle de olmamıştır. Başbakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Abdullah Gül'ün, Başbakan olarak Tayyip Erdoğan'ın, Dışişleri bürokrasisinin ve tahmin ediyorum, askeri cenahın ortak bileşkesi içinde Ahmet Davutoğlu'nun katalizör katkısından söz edilebilir. Başlangıçta tereddütler gösterilse bile, onun, kaynaşmaya yatkın kişiliği, iletişimi kolaylaştırmış ve sonunda ahenkli bir çaba ortaya çıkmıştır. Ahmet Davutoğlu'nun "Farklı"lığı derken, onun birikimine işaret etmeden olmaz. Doğu'nun ve Batı'nın kültürüne, edebiyatına vakıf, iyi bir entelektüelden söz etmek lazım Davutoğlu'ndan bahsederken. Ben onu gençlere anlatırken, çok küçük yaşlardan itibaren kendi kendisine emek veren bir örnek olarak sunuyorum. Tarih okumuştur. Siyaset bilimi okumuştur. Uluslar arası ilişkiler okumuştur. Dini ilimlerde ciddi birikimi vardır. Dini topluluklara dair bilgi birikimi önemlidir. Bize, Suudi Arabistan gezisi sırasında anlattığı bir şeyi burada okuyucumla paylaşmak isterim. Cidde'de, gazeteci grubuyla umre için Mekke'ye gitmeye hazırlanırken yanımıza gelmiş ve anlatmıştı. "Ben, demişti, bir gece Peygamberimize vahiy gelen Hıra'da sabahladım. Bir gece Tur dağında. Bir gece Zeytindağı'nda. Bir gece Buda'nın aydınlanma yaşadığı bilgelik ağacının altında ... " Irak'taki toplum yapısını, aşiretlere varıncaya kadar tanıdığını biliyorum. İngilizce'yi, Almanca'yı, Arapça'yı iyi bilir, bildiğim kadarıyla Farsça'ya aşinalığı vardır. Yukarda saydığım özellikler, bir dışişleri bakanını, hayli zengin bir kişilik yapar. "Türkiye'nin Stratejik Derinliği" kitabı böyle bir zihin dünyasının ürünüdür. Ben Davutoğlu'nun, Bilim - Sanat Vakfı'ndaki ilmi önderliğinin de, derin bir memleket sevgisinden kaynaklandığını, bu ülkeye, bu ülkenin çocuklarına emek vermeyi bir ibadet gibi telakki ettiğini düşünmüşümdür. O, bu birikim ve tutku ile, 6.5 yıl Türk Dışişleri'nin mutfağında çalıştı. Sanırım oradaki hizmetinden memnun olmuştur. Yani geri planda bir gergef dokuyucu olmaktan rahatsızlık duyduğunu sanmam ve daha öne çıkmak gibi bir beklentisinin olmadığından adım gibi eminim. Hatta, yeniden ilme dönmeye susadığını da biliyorum. Ama olmamıştır. Onu mutfakta değerlendiren Gül - Erdoğan ikilisi, şimdi, ondan daha sorumlu bir makamda hizmet almayı öngörmüşlerdir. Mutfak döneminin, onu, teoriden pratiğe hazırlayan, riski az bir dönem olduğunu söylemek mümkün. Bu dönemde, onun yol haritasını hazırladığı tüm yeni atılımların sorumluluğunu üstlenen, cesur bir Gül - Erdoğan liderliği vardır. Şimdi, kendisi de öndedir, bayrağı bizzat taşıyacaktır. Hoş yine Gül - Erdoğan ikilisinin, dış politika yapıcılığı devrede olacaktır. Burada belki, üç kişinin, ülke ve dünya kamuoyu önünde birbirinin ayağına basmama dikkati önem kazanmaktadır. Türkiye şu anda, üç koldan, dünya platformlarında oyuna soyunan ülke görünümündedir. Zorluklar tabii ki vardır. Ama Türkiye'nin büyük potansiyeli olduğu da görülmüştür. Ahmet Davutoğlu ciddi bir insandır. Dirayetlidir. Bunun yanında herkesin çıkar arayışı içinden kendi ülkesinin çıkarını bulacak bir fetanete ve uzlaşmacı karaktere de sahiptir. Onun perspektifinin, Batı ekseni, Ortadoğu ekseni gibi çok kategorik alanlarla sınırlı olduğunu düşünmüyorum. Bu sebeple, "Davutoğlu islamcıdır, bakanlık döneminin Türkiye'yi Ortadoğu'lulaştırma riski vardır" gibi yaklaşımlar tutarlı değildir. Bugüne kadarki açılımlarda da gözlendiği gibi, Türkiye'yi farklı coğrafyalarda güçlü kılacak bir ilişkiler ağı örülmektedir. Türkiye, Batı dünyasında bile, tanınmış stratejistlerden Kissinger'la kıyaslanan bir stratejistin dış politika kaptanlığına kavuşmuştur. Dilerim bu dönem ülkemizin yeni ufuklar yakaladığı bir dönem olur. Ben Davutoğlu'na bütün kalbimle başarılar diliyorum. ahmet taşgetiren - bugün
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|