![]() |
#81 |
![]() - Kurtulabilecek mi? dedi biri.
- Cevabı bilirse evet. - Soru nedir? - Soru cevabın içinde, cevap soruda saklı. Bütün saklılar bir sır içinde… Sır ise kendi içinde… Kendisi.. - Anlayabilir mi? İnsanın yaratılışındaki sır… Bu çok zor bir soru. - Anlayabilmesi için gereken her şey verildi. Ona düşen, sadece ihlas… (Fatma Ayhan) |
|
![]() |
![]() |
#82 |
![]() Bir ezgidir ruhumun inleyişleri makamını bilmediğim. Girdaplarda düşüncelerim, bir şey eksik kalır çözemediğim. Yağmur sonrası sokak kenarlarında akan sulara kapılıp gider bakışlarım ve gece olur, ay yüzünü gösterir, ruhumun denizi “gel”lerle yükselir… Yine sen kalırsın bahçemde açan tek gonca gül, sen kalacaksın bir ömür... (H. Hüseyin Kemal) |
|
![]() |
![]() |
#83 |
![]() Gerçek sevginin yüceltici gücü olduğu gibi çarpık sevginin de aynı oranda alçaltıcı özelliği vardır. Birincisinde insan kendisini bulurken, ikincisinde kendisini yitirir. Sevdiğini ilah edinir, onu tefekkür eder, onu zikreder, onu tesbih eder, onu görür, onu yaşar. O artık sevgili olmaktan çıkıp bir çeşit ‘ilah’ olmuştur. Ve zaten bu sayılanlar da bir tür tapınış yöntemleri değil midir? (Mustafa İslamoğlu) |
|
![]() |
![]() |
#84 | |
![]() Alıntı:
Hayranlıkla okudum hatta bazen okuduğum paragrafı üç kere okudum çok güzeldi herkese yürek devleti ve yürek fethi kitaplarını öneririm... ALLAH razı olsun ablam... |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#85 |
![]() Evine kapanıp toplumdan koparak dâvâ bilincine ve dâvetçi kimliğine sahip olmak mümkün olmadığı gibi; faâliyet, hizmet, dâvâ diyerek, hanımların bütünüyle evlerinden kopmaları da onları kimliksizleştirecek, ya da erkek kimliğine büründürecek, fıtratlarına yabancılaştıracaktır... (Ahmed Kalkan) |
|
![]() |
![]() |
#86 |
![]() Çilek dallarını bozguna uğratan dolular gibi sancı kıvranışlarındayım, ezilen ve dökülen kaybettiğim olgunluklarımı saklıyorum senden. Eriyorum, buz gibi maveranın tutkusuna ve derviş gibi Hakk’a eriyorum. İddialı kelimeler barındıracak kadar yürekli olamadım... (Tahir Çiğdem) |
|
![]() |
![]() |
#87 |
![]() Paradoksal susuyorum. Sessizliğimi ses yaparak, en sağlam seslere dayanarak susuyorum. Sesimi dağlara duyurmak için hiç bir çaba sarf etmeksizin susuyorum. Sıradağlar karşısında dizeler boyu susuyorum. Susarak yaşam ve anlama dair yeni sebepler üretiyorum. Ben susayım ki konuşması gerekenler konuşsun... (Necmettin Evci) |
|
![]() |
![]() |
#88 |
![]() Şu kısacık dünya hayatımızda, şu daracık yeryüzünde, insan yüzü en sık muhatap olduğumuz, en çok yüzyüze geldiğimiz yüzeydir. Ancak, [...] sık sık baktığımız herhangi bir yüzey bir süre sonra bıkkınlık getirirken; insan yüzüne baktıkça, bıkkınlık değil, mutluluk duyarız. Şükür ki, en çok sevdiğimiz yüzler en sık baktığımız yüzlerdir. En çok da, âşinası olduğumuz yüzleri özleriz... (Senai Demirci) |
|
![]() |
![]() |
#89 |
![]() Her şey zamana bırakılır mı? Yoksa dedikleri gibi zaman her şeyin ilacı mı? O zaman neyi tedavi ediyoruz zamanla? Meleksi yanlarımızı mı, yoksa şeytansı yanlarımızı mı? Zamanın hangi kıyısında imanımız bekliyor bizi? (Ali Öner) |
|
![]() |
![]() |
#90 |
![]() Ey kâinatın her köşesinde Kendisine ibadet edilen ve bütün varlığın husûsî lisanlarla Kendisini zikredip durduğu Ulu Zat! Meşguliyet sahamızı yalnızca Sana hasrettiğimiz ibadetlerimizle doldur ve daima varlığını duyurarak gönüllerimizi Sana şükür hissiyle coştur; coştur ki sadece ve sadece Sana ibadet etmiş olalım ve yalnız Senin huzurunda kullukta bulunalım... (M. Fethullah Gülen) |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|