Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 04-14-2012, 21:07   #1
Kullanıcı Adı
LâHuTî
Standart Mazlumların Ahı ve Çevik Bir

İsa TATLICAN-MİLAT
13 Nisan 2012


Anayasa
referandumunda “Hayır” oyu kullanacağını açıklayan, referandumdan sonra da “Bunlar 12 Eylül’e dokunamazlar” tezviratı başlatan, 12 Eylül davası başladığında büyük bir pişkinlikle müdahil olmak için kuyruğa girenleri hatırlarsınız.
Benzer isimler “28 Şubatçılarla anlaştılar bu yüzden dokunmuyorlar” demişler hatta iddialarını güçlendirmek için pazarlığı “Dolmabahçe Görüşmeleri”ne kadar dayandırmışlardı.

Hızını alamayanlar Çevik Bir’in AK Parti projesinin başmimarı olduğunu bile yazmıştı.

12 Nisan sabahı, 28 Şubatçılara yönelik 31 adreste yapılan polis operasyonu ile uyandık. Dönemin en önemli aktörü Çevik Bir polis tarafından gözaltına alındı.
Merakla bekliyorum. “28 Şubatçılarla pazarlık yaptılar, o yüzden dokunmayacaklar” diyenler şimdi ortaya çıkıp soruşturma hakkında yine tarihi! açıklamalarda bulunacaklar mı?

BİR DOKUNULMAZA DAHA DOKUNULDU


Bir dokunulmaza daha yani karanlık bir dönemin sembol ismi Çevik Bir’e de dokunuldu.

Fiyasko ile sonuçlanan Somali’deki komutanlık günlerinden yaşanılanlar hasıraltı edilmişti.

Türkiye’ye döndüğünde gücünü Türkiye’nin düşmanlarına ve teröristlere göstereceği yerde halkına balans ayarı yapmayı tercih etti.

Yaverliğini yaptığı Kenan Evren’den öğrendiklerini 17 yıl sonra yeniden hayata geçirmeye çalıştı.

Eski Fenerbahçe Klubü Başkanı Ali Şen’in himayesinde Cumhurbaşkanlığı makamına bile göz dikmişti. “Cumhurbaşkanı olunca ne yapacaksın, plan programın var mı” sorusunu soran gazetecilere “Emekliyim evde oturmama hanım kızıyor” şeklinde bir cevap verince Cumhurbaşkanlığı hevesi de kursağında kaldı.


Dokunulmaz olduğu düşünülüyordu. Bir dönem kendisi de buna inanmıştı. Yaptıklarının yanına kar kalacağına o kadar emindi ki, o süreçte açık açık siyasete müdahale ettiklerini söylüyordu.


Türkiye’de Kemalistlerden İslamcısına, Sosyalistlerden Ülkücülere kadar tüm siyasi akımların sevmediği ender insanlar vardır. 28 Şubat’ın sembol ismi Çevik Bir de böyle insanlardan biriydi.


Ergenekon davası ile birlikte Türkiye, 40 yıllık karanlık geçmişi ile yüzleşiyor. Bu yüzleşme ne kadar cesur olursa olsun, ne kadar derinlere inilirse inilsin, içinde Çevik Bir olmadığı sürece hep eksik kalacaktı. Darbe planları yapanlar Silivri’de hesap verirken, Türkiye’ye en karanlık günlerini armağan eden, 28 Şubat darbesinin mimarı Çevik Bir’in elini kolunu sallayarak aramızda dolaşması haksızlıktı.


HİÇ HESAP VERMEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORDU!


Mazlumların ahı 15 yıl sonra tuttu. Bir telefonla bakanları, yargı mensuplarını, bürokratları ve medya patronlarını “kazığa oturtmakla” korkutarak hizaya çeken Çevik Bir hesap şimdi veriyor.


Türkiye’ye verdiği zararı telafi etmek mümkün değil. Okul kapılarından geri çevrilerek eğitimini yarıda bırakan, akılalmaz isnatlarla ordudan atılan, suçsuz yere yıllarca hapiste yatan, işini kaybeden insanların kaybolan yılları nasıl iade edilebilir.

Ancak bir daha kimsenin darbe yapmaya heveslenmemesi için, askeri lise öğrencisinden Genelkurmay Başkanı’na kadar tüm askeri personelin “darbe yapmanın askerlik hizmetinin bir parçası olmadığını” anlaması için Çevik Bir’in hesap vermesi gerekiyordu.
Peki 28 şubat sürecinin tüm sorumluluğunun Çevik Bir’e ve birkaç üst düzey askeri personele yüklenmesi doğru mu? Elbete değil.

28 Şubat “Türkiye’yi kim yönetecek” kavgasının ürünüydü. Bu dönemin sorumluluğu tek başına Batı Çalışma Grubu’nun üzerine yıkılırsa, bu davada da dağ fare doğurur. Kalemini namlu gibi kullanan Medya’nın, milli iradeye savaş açan iş dünyasının ve yargı bürokrasisinin bu döneme etkisinin mutlaka ortaya çıkarması gerekir.


NOT:
İki ay önce CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Çevik Bir hakkında AK Parti hükümeti neden yargıyı harekete geçirmiyor” demişti. Bu soru AK Parti’li Burhan Kuzu’ya sorulduğunda “Bana ne ulan, gitsin savcılara söylesin” diyerek tepkisini dile getirmişti. Aynı Kılıçdaroğlu şimdi 28 Şubatçılara yönelik gözaltıları sert şekilde eleştirmiş. Kılıçdaroğlu’nun çelişkilerle dolu siyasi açıklamalarına bir yenisini eklemek çok anlamlı değil ama yine de not düşmek istedim.

 

LâHuTî isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı