Siyaset Forum

[Necip Fazıl]

28 Şubat döneminde İslami medyaya yönelik zulüm ve baskının arkasından 55. Hükümetin Başbakanı Mesut Yılmaz çıktı. Aralarında Kanal 7’ninde olduğu bir çok televizyon ve radyonun Yılmaz’ın emriyle gün gün takip edildiği, sözde irticai faaliyetle mücadele adı altında RTÜK’e ve cumhuriyet savcılığına şikayette bulunulduğu ortaya çıktı. İslami medyayı susturmak için sadece bir ayda 239 televizyon, 1173 radyo yayını takibe alınıp 924 hakkında işlem yaptırılmış.

28 Şubat döneminde İslami medyaya yönelik zulüm ve baskının arkasından 55. Hükümetin Başbakanı Mesut Yılmaz çıktı. Aralarında Kanal 7'ninde olduğu bir çok televizyon ve radyonun Yılmaz'ın emriyle gün gün takip edildiği, sözde irticai faaliyetle mücadele adı altında RTÜK'e ve cumhuriyet savcılığına şikayette bulunulduğu ortaya çıktı.

Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın imzasıyla il ve ilçelerin tamamına gönderilen genelgede “İrticai yıkıcı nitelikte yayın yapan radyo ve televizyonlar vali ve kaymakamların gözetiminde güvenlik kuruluşlarınca takip edilecek, suç olan yayınlar C. Savcılıklarına ve Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna bildirilecektir” ifadesi yer alıyor. Genelge sonrası başlatılan cadı avında sadece bir ayda 239 televizyonla, 1173 radyo yayının irticai yayın olarak fişlendiği, bunlardan 924'ü hakkında işlem yapıldığı vurgulandı.

YILMAZ İMZALI GENELGEYLE CADI AVI

Bir bölümü tutuklanarak cezaevine konulan 28 Şubat cuntacılarıyla tam bir mutabakat içinde çalışan Anasol-D Hükümetinin, yerel ve ulusal bazda yayın yapan bütün televizyonlarla radyo kuruluşlarını fişlettiği, dava açılıp RTÜK'e bildirimde bulunulması için talimat yazıldığı belirlendi. 04 Şubat 1998 tarihinde dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın imzasıyla il ve ilçelerin tamamına gönderilen genelgede, vali ve kaymakamlara cesur olmaları, kolluk kuvvetiyle işbirliği halinde sözde irticacı radyo ve tv'leri tespit etmeleri emrediliyor. B.02.0.PPG.0.12-320-01779 sayılı genelgede “İl ve ilçe merkezleri Denetimi hakkında” İl ve İlçelerde ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde yayın yapan bazı özel televizyon ve radyo kuruluşlarınca yıkıcı, bölücü ve irticai nitelikli yayınlar yapıldığı bilinmektedir. İl ve ilçelerde bu yayınlar vali ve kaymakamların gözetiminde güvenlik kuruluşlarınca takip edilecek, suç olan yayınlar usulüne uygun bir şekilde tespit edilerek C. Savcılıklarına ve Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna bildirilecektir” deniliyor. Genelgede yer alan “bilgi” başlıklı bölümden ise konu hakkında Genelkurmay Başkanlığına, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine ve MGK Genel Sekreterliğine yazı yazıldığı, yürütülen faaliyetle ilgili bilgilendirme yapıldığı anlaşılıyor.

BİR AYDA 239 TV

Akit'in ele geçirdiği belgelere göre genelge sonrası sadece bir ayda İstanbul'da 11 televizyon, 106 radyo yayını hakkında işlem yapıldığı belirtildi. Ülke bazında ise 80 ilde 239 televizyon yayını, 1173 radyo yayının irticai faaliyet olarak adlandırıldığı, bunların 562'sinin RTÜK'e 362'sinin ise cumhuriyet başsavcılıklarına havale edildiği vurgulanıyor. Mütedeyyin kesimin yoğun ilgi gösterdiği bir çok yayın kuruluşunun bu genelge sonrası kesilen ağır para cezaları ve kapatma kararları yüzünden ayakta duramadığı vurgulanıyor.

İŞTE O GENELGE

Cuntacıların faaliyetlerini deşifre eden yayın organlarıyla mücadele için yayınlanan gizli ibareli genelgede şu ifadeler yer alıyor: “Konu: İl ve ilçe merkezleri Denetimi hakkında İl ve İlçelerde ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde yayın yapan bazı özel televizyon ve radyo kuruluşlarınca yıkıcı, bölücü ve irticai nitelikli yayınlar yapıldığı bilinmektedir. İl ve ilçelerde bu yayınlar vali ve kaymakamların gözetiminde güvenlik kuruluşlarınca takip edilecek, suç olan yayınlar usulüne uygun bir şekilde tespit edilerek C. Savcılıklarına ve Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna bildirilecektir.
Cumhuriyet Vali ve Kaymakamlarının hiçbir baskı altında kalmadan güven duygusu içerisinde iş bu genelgede verilen görevleri layıkıyla yapacaklarına dair inancım ve güvenim tamdır. Gereğini rica ederim Mesut Yılmaz Başbakan.”

Yeni Akit