![]() |
#16 | |
![]() Alıntı:
Başkanlık sisteminde ise yasama kuvveti ile yürütme kuvveti birbirinden sert biçimde ayrılmıştır. Kuvvetlerin sert biçimde ayrılığı ise çift başlılığı getirir. Bu yüzden başkanlık sisteminde gerçek anlamda iktidar olmak için hem başkanlık seçiminin hem de meclis seçiminin aynı parti tarafından kazanılması zorunludur. Başkanlık seçimini kazanan başkanın partisi, yasama seçiminde iktidarı elde edemezse, başkanın meclisten yasa geçirtme gücü olmaz, bütçe geçirtme gücü olmaz. Başkanlık sistemine geçsek ve tek turlu genel seçimlerde şimdiki gibi meclis aritmetiğiyle karşılaşılması ihtimali her zaman mümkündür. Bana şunun cevabını verir misin? Başkanlık sistemine geçtik ve Erdoğan başkan oldu diyelim. Meclis'te Erdoğan'ın partisi olan AK Parti, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminden sonra olduğu gibi salt çoğunluk olan 276'dan daha az sayıda milletvekili çıkardı diye varsayalım. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, Başkan Erdoğan, 4 senelik ya da 5 senelik başkanlığı boyunca meclisten ihtiyaç duyduğu yasaları nasıl çıkarttıracak? Hadi yasaları da geçtim, Başkan Erdoğan her sene bütçe döneminde istediği bütçeyi meclisten nasıl geçirtecek? Erdoğan'ın, meclisinden yasa çıkarttıramayan, istediği bütçeyi meclisinden geçirtemeyen zavallı bir başkan durumuna düşmesini istemiyorum. Eğer başkanlık sistemine geçersek ve başkana meclisin yetkilerini gasp edecek yetkiler verilmezse, Başkan Erdoğan'ın partisi salt çoğunluğu elde edemediği durumlarda Erdoğan'ın başına gelecek olan da budur maalesef. Çünkü başkanlık sistemi, doğası gereği çift başlı (yasamada bir baş ve yürütmede bir baş) bir sistemdir ve yönetimdeki çift başın ikisini de aynı zihniyetin, aynı partinin kontrol etmediği durumlarda krizlere açık hatta Türkiye gibi sert siyasi çekişmelerin yaşandığı ülkelerde krizlere gebe bir sistem olarak karşımıza çıkar. Ahmet Davutoğlu'nun eleştirilmesine itiraz etmiyorum ki! Onun konumunun sorgulanmasına ve kişiliğine yapılan hakarete itiraz ediyorum. Ayrıca liberal de değilim, Müslüman demokratım. AK Parti'ye göre daha liberal bir çizgideyim. Ne demek yahu Mesut Yılmaz'laşıyorsun gibi sözler?! Ahmet Davutoğlu'nu Mesut Yılmaz'laşmakla itham etmek hem doğru olmayan bir ithamdır hem de hakarettir. Ayrıyetten ondan talep edilen de kişiliksiz olma talebidir. Davutoğlu'ndan istenilen ne? Mesut Yılmaz'laşma! Tamam Mesut Yılmaz'laşmasın, zaten Mesut Yılmaz'laşmıyor da. Sonra? Mesut Yılmaz'laşma da e peki ne yap? Erdoğan'ın emirlerinden çıkmayan bir uydu ol! Var mı böyle bir şey yaa! Ahmet Davutoğlu, emanetçi bir uydu da olmaz, Erdoğan'a cephe alan bir kadir kıymet bilmez de olmaz inşaallah. Davutoğlu'na yapılacak yapıcı eleştirilere evet, ama onun konumunu sorgulayarak ona karşı yapılan hakaretamiz ve gerçekle uzaktan yakından alâkası olmayan söz ve ithamlara hayır! Konu Cihannur tarafından (07-18-2015 Saat 17:36 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|