Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Genel Tarih Devlet tarihleri ve kültürleri.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 02-26-2008, 19:09   #21
Kullanıcı Adı
yasinarslanpay
Standart KIBRIS'LA İLGİLİ BÜTÜN BELGELER BÜTÜN GERÇEKLER...
TMT nedir? Ne zaman kurulmuştur? TMT faşist bir örgüt müydü?

Açık adı "Türk Mukavemet Teşkilatı" olan TMT, 27 Temmuz 1957'de Burhan Nalbantoğlu, Rauf Denktaş ve Kemal Tanrısevdi tarafından Lefkoşa'da kuruldu. 1 Nisan 1955'de faaliyete geçen ve Türklere saldırmaya başlayan, Türk köylerini yakıp yıkan, EOKA tedhiş örgütüne karşı Türk halkının savunmasını yapacak bir örgütlenme gereksinimini duyan Kıbrıs Türkleri, önceleri çeşitli mukavemet grupları oluşturmuştu. Bunlar arsında en etkili olanı VOLKAN'dı. Ne var ki bu mukavemet grupları dağınık, küçük ve eğitimsiz oldukları için, askeri bir yapıya sahip EOKA karşısında, Türk Halkının savunmasını yapabilmeleri olası değildi...


TMT, işte bu gereksinimden doğmuş ve dağınık olarak faaliyet gösteren küçük mukavemet gruplarını birleştirerek, tüm adaya yaygın, her Türk köyünde varlık gösteren güçlü bir mukavemet örgütü olmuştu. TMT, Rumların iddia ettiği gibi bir saldırı ve tedhiş örgütü değildi. Zaten EOKA'dan 2.5 yıl sonra, Türklere yönelik saldırıların yoğunlaşması üzerine kurulmuş olması da, buna doğrulayan bir nedendir. Yine aynı şekilde faaliyette olduğu süre içinde hiçbir Rum köyüne saldırmış olmaması, sadece Türk gençlerini eğiterek, onlara savunmaları için gerekli silahları sağlaması ve onları bulundukları yerleşim yerlerini savunmakla görevli kılması da bunun bir başka kanıtıdır...

TMT'nin amaçlarını şöyle sıralamak olasıdır:

1-Kıbrıs Türklerinin can ve mal güvenliğini sağlamak,

2-Enosise ve bu hedef doğrultusunda yapılan girişimlerle estirilen teröre karşı durmak,

3-Türklere yapılacak saldırıları geri püskürtmek,

4-Türk Toplumunun birliğini ve bütünlüğünü sağlamak,
Enosis'i savunan AKEL'in Türk toplumu içinde ideolojik etkinlik kurmasını ve iç cepheyi bölmesini önlemek,

5-Rumlara ve İngilizlere karşı Kıbrıs Türklerinin haklarını savunmak,

6-Anavatan Türkiye ile sıcak ilişkileri ve Türk Halkının Anavatana bağlılığını sürdürmek...
TMT bu ilkeler doğrultusunda verdiği savaşında başarılı olarak 1958-60 ve 1963-74 döneminde Türk Halkının direnişini örgütlemiş, Rum saldırıları karşısında ayakta kalmasını sağlamıştır. TMT'nin bu direnişi, adanın Yunanistan'a bağlanmasını önlediği ve bağımsızlığın gerçekleşmesini sağladığı için, ilerici bir niteliğe sahipti. TMT'nin direnişi, objektif olarak bağımsızlığa hizmet ettiği için, Kıbrıs'ta asıl Ulusal Kurtuluş Örgütü, Türk Mukavemet Teşkilatı'dır.

Bugün efsanevi mukavemet teşkilatımız TMT'yi karalamak için bir takım çevreler ve Rum liderliği tarafından sürdürülen yoğun bir propaganda ile TMT'nin gerici, faşist bir örgüt olduğu yayılmak istenmektedir. Faşizm, bilindiği gibi ırkçı görüşleri benimseyen, tekelci sermaye çevrelerinin egemenliğini kırmayı amaçlayan, kendinden başka hiçbir görüşe yaşam hakkı tanımayan bir ideolojidir. Faşizm, bu amaçlarına ise tek parti diktatörlüğü ile ulaşmayı öngörür. Oysa TMT, daha önce de vurguladığımız gibi sadece Türk Halkının savunmasını birinci planda tutan bir örgüttür. TMT için birinci planda olan kişilerin sahip oldukları görüşler değil, Türk halkının can ve mal güvenliğidir. Nitekim TMT, Türk halkını savunurken elinde silah olan ve Türk halkı için bir tehlike arzeden EOKA üyelerini veya EOKA ile ENOSİS davasına hizmet edenleri hedef seçmiştir. Yoksa hiçbir Rum, sırf Rum olduğu için hedef alınmamıştır. Hiçbir Rum yerleşim yerine saldırıda bulunulmamıştır. TMT'nin sermaye çevrelerine hizmet etmediği, onların bir aracı olmadığı da ortadadır. Çünkü TMT içinde çetitli kademelerde yönetici ve üye olarak görev alan kişiler sermayeye hizmet için değil, Türk Halkının can güvenliğini korumak için bu örgütte görev almışlardır. Ezici çoğunluğu işçi ve köylülerdir. Zaten eğer TMT faşist bir örgüt olsaydı, toplumun yönetimini eline aldığı 1963-74 döneminde, İtalya ve Almanya'da olduğu gibi faşist bir parti kurar, yönetimini bu partiye bırakır ve Toplumu faşist ideoloji doğrultusunda yönetirdi. Bugün TMT'nin faşist olduğunu söyleyenler, onurlu direnişimizi ve bu mücadelenin örgütü TMT'yi gözden düşürmek ve ulusal değerlerimizi yok edip tarihimizi lekelemek isteyenlerdir.
__________________

Taksim nedir?

Kıbrıs Rumlarının bir yüzyılı dolduran Enosis mücadeleleri karşısında Kıbrıs Türklerinin de hem kendi çıkarlarını koruyan, hem de dünya konjonktürüne ters düşmeyen bir hedef ortaya koyması gerekmekteydi. Böyle bir hedef ortaya konmaması halinde, tüm toplumunu bir ülkü etrafında mobilize etmek ve dünyaya ne istediğimizi anlatmak olası değildi. Kıbrıs Türkleri tarihi süreç içinde hep değişen koşullara uygun olarak, değişen birtakım hedefler benimsemişlerdi. Ama esas hedef her zaman Enosisi önlemek ve Rum-Yunan boyunduruğuna girmemek olmuştur. Örneğin 1878-1930 döneminde "Ada eski ve asıl sahibine verilmelidir" denmekteydi. Sonraları, 1930'lu yıllarda ada artık hukuken de bir İngiliz toprağı olduktan sonra, Enosis tehlikesine karşı İngiliz yönetiminin devamı, ancak Türk halkının haklarının korunması savunulmuştur. İkinci dünya savaşından sonra ise muhtariyet görüşü savunulmaya başlanmıştır.

1950 Plebisitinden sonra ve EOKA'nın da eyleme geçmesinin ardından savunulan "TAKSİM" fikri, Kıbrıs Türk Halkının Self-determinasyon hakkına sahip çıkılması görüşünden kaynaklanıyordu. Kıbrıs Rumları, self-determinasyon haklarına dayanarak Enosis istiyorlarsaydı, Kıbrıs Türkleri de yine bu haklarına dayanarak TAKSİM, yani kendilerine ait olan bölümün Türkiye'ye bağlanmasını istemekteydi. TAKSİM fikri, birçok noktadan o günlerde Enosise karşı ileri sürülen en doğru aaadi. Herşeyden önce, Türklerin can ve mal güvenliğini koruyacak bir formüldü. İkinci olarak, Türkiye'nin stratejik çıkarlarını korumaktaydı. Üçüncü olarak, Kıbrıs Türklerinin, Self-determinasyon hakkına sahip çıktığının ve adada ayrı bir halk bulunduğunun ifadesiydi. Nitekim bu aaain doğru olduğu, Türk Halkını mobilize etmesinden, Enosisi önlemesinden ve bağımsız bir Kıbrıs Cumhuriyeti'nin doğmasına neden olmasından belli olmuştur. Türk Halkı, eğer bu aaae sahip çıkmasaydı, ada daha sonra bağımsız Cumhuriyet olmayacak, Enosis gerçekleşecek ve Türkler de azınlık hakları ile yetinmek zorunda kalacaklardı.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı