Siyaset Forum

"Danıştay'ın kararı"nı nereye oturtacağız?..
Zira, sonuç itibariyle; "Genelkurmay'ın ABD'ye boyun eğmesi"yle "Danıştay'ın AİHM'e boyun eğmesi" arasında, bana göre hiçbir fark yoktur!..
Yani, öyle bir "yargı"mız var ki;
"AİHM ne diyorsa, o!"

Hasan Abi' nin bu yerinde kıyaslamaları, bazı şeyleri daha rahat kavarayabilmek için yararlı oluyor...

Şimdi, o "klasik soru"yu soralım:
"Son 20 yılda ne değişti?"
Yani 20 yıl önce, "toplumumuzun din yapısının göz önüne alınmasını" öngören Danıştay, 20 yıl sonra bugün, niye "din dersi zorunlu olamaz" demiştir?..

Dün yapılanların unutulduğunu zannedenler; unutmasınlar ki bu memlekette Hasan Abi ve O' nun gazetesi Vakit var. Unutturmazlar...

Sahi, biz ne kadar “bağımsız”ız?..
Ayağında “Caterpiller” marka bot, sırtında “Armenia” yazan bir mont ve kıçında “Blujean” yazan bir kot!
Ağzında “Marlboro” marka sigara, elinde “Jack Daniel’s” marka viski dolu kadeh!..
Anaya “Mother” diye hitap, babaya “Father” diye yazıyor elindeki Amerikanca kitap!
Başında “FBI” markalı şapka, gittiği yer “McDonald’s” büfesi!..
Ve dilinde o malum nakarat:
“Ne mutlu Türk’üm diyene!”
Yersen!..

Söyleyecek laf yok...

Hürriyet gazetesi ise, "ödül listesi"nden bir tek ismi, evet "Vakit'ten İbrahim Acar"ın ismini çıkarmış...
Vakit'i resmen ve alenen "yok" saymışlar!..
Bu "yok sayma" neyi gösterir biliyor musunuz?...
Bu yok sayma, "benden değilsen, düşmanımsın" demenin Hürriyetçesidir!.. Bu yok sayma, "sansürcü kafa"nın tavana vurmasıdır!..
Kısacası, bu yok sayma, "ben adam değilim!" demektir!..

Biz kimin adam olup olmadığını gayet iyi biliyordukta, verdiğin bu örnek biraz daha pekiştirdi kafamızda ki duyguları...

(+)