Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 06-29-2008, 16:57   #1
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart İslam'ın doğru anlatılması da sorun! ( Ahmet Kurucan )
İslam'ın doğru anlatılması da sorun!



ABD eğitim sistemi içinde ortaokul ve liselerde dünya ülkelerine ait genel bilgiler öğretiliyor. Coğrafî şartlardan nüfusa, dinden kültüre uzanan ve en genel bilgilerin öğretildiği dersin adı, sosyal bilgiler. Bu kitaplarda İslam hem din hem siyasi ve kültürel boyutu ile yerini almakta.

Neden ve nasıl sorularının cevaplarını detaylı olarak bilmemekle beraber bizdeki kadar sık olmasa da zaman zaman ders kitaplarının değiştiği bir vakıa. Bu sene sosyal bilgiler kitabı da değişiyormuş. Geçen sene Kaliforniya eyaletinde okutulan kitap önümüzdeki seneden itibaren bütün ABD çapında liselerde okutulacakmış. Yalnız bir problem var; o da ders kitabında İslam'ın anlatılış şekli. Kitapta İslam'ın önyargılardan uzak aslî ve temel değerlerine uygun bir şekilde anlatılıyor oluşu bazılarını rahatsız etmiş.


Coğrafî mekânların uzaklığından dolayı uzun süren gündelik trafik maceramızda dinlediğimiz radyo programlarından bir tanesinde yakaladığımız bu haber üzerine duralım istedik ve mezkur kitabın ilgili bölümünü baştan sona okuduk. Niyetim açık; haber doğru mu yanlış mı; doğru ise İslam'ın doğru temeller üzerinde anlatılmasından kim ve neden rahatsız olur; eğer yanlış ise yani İslam yanlış öğretiliyor ise birileri bundan neden rahatsız olmaz? Hepsinden önemlisi mevcut bilgilerin doğru veya yanlış olduğuna kim karar verecek; acaba radyo programında baştan sona tenkit bağlamında konuşanların İslam hakkındaki ilmî ehliyetleri nedir, hangi seviyededir? Bu sorular kafamızda uçuşurken yaptığımız okumada gördüğümüz manzara şu; İslam hakkındaki verilen bilgiler 5 ana bölüm halinde ele alınmış ve toplam 60 sayfada anlatılmış. Bölüm başlıkları şunlar; İslam öncesi Arap yarımadası, Hz. Muhammed (sas) dönemi, İslam dininin temel öğretileri, kültürden medeniyete uzanan asırlar ve Haçlı savaşları: sebepleri, sonuçları...

Okuma sonunda ulaştığımız kanaat şu oldu; radyo program yapımcıları kendi zaviyelerinden haklı! Gerçekten konu bütün netliği ve açıklığı ile lise talebelerinin anlayış seviyesinde anlatılmış ve konuya hakim, İslam hakkında önyargısız, tarafsız bir akademisyen tarafından kaleme alınmış. İnsana "doğruların er veya geç ortaya çıkma huyu vardır" sözünü hatırlatan bir netlikte anlatılmış gerçekler. Bunu bize söyleten şu ana kadar olan İslam-Batı ilişkilerindeki Batı'nın İslam ve Müslümanlara karşı olan önyargılı tutumudur. Malum, Batı'nın İslam'a karşı olan bu yanlı taraflı tutumu 11 Eylül ile değil, İslam'ın ilk günlerinde başlamış, boyutları ve derecesi farklı da olsa düşmanlık esası üzerine kurulan ilişkiler ağı günümüze kadar devam etmiştir. 11 Eylül ikiz kuleler, 7 Temmuz Londra metrosunu bombalama hadiseleri bu süreci hızlandırmış, önyargıların kemikleşmesine ve kökleşmesine neden olmuştur.

Pekala, bu güncel örnek bir kırılma noktasına geldiğimizi gösterir mi? İslam hakkında yeni nesillere ancak bir Müslüman'ın kaleminden çıkabilecek ölçüde doğru bilgilerin verilmesi, Haçlı seferleri bölümü başta zaman zaman iğneyi de, çuvaldızı da kendilerine batırdıkları, medeniyet tarihi bölümünde Müslümanlara hak ettiği medh u senaların gönderildiği ve son tahlilde gelecek nesilleri İslam ve Müslümanlara karşı önyargılı değil, daha objektif bakabilmelerini sağlayacak bilgilerin öğretiliyor/öğretilecek olması gerçekten bir kırılma noktası mıdır?


Bence bir tek örnekten hareketle genellemelere gitmek de, ümide kapılmak da hata olur. Bu mesele elbette bir adımdır ve önemli bir adımdır; ama her şey güllük-gülistanlık değildir. Kuvvetler ayrılığı prensibinin görünebilir yüzde çok iyi uygulandığı, şehir, eyalet, federal vb. sistem içinde çözülmesi oldukça zor ve karışık ilişkiler yumağında ortaya çıkmış bir eser gözüyle bakılabilir buna. Siyasî mekanizmalardan bürokratik kadrolara, buralara tahminlerin üzerinde etkisi olan üniversitelerden think-tank kuruluşlarına, dinî çevrelerden anket ve proje çalışması yapan araştırma kurumlarına ulaşan çok geniş dairenin de meseleye böyle bakması lazım ki netice alınabilsin. Nitekim radyo programında teker teker isim zikrederek bu kurum ve makamlara yapılan "durdurun bu işi" anlamındaki çağrılar bu açıdan çok anlamlı. Bununla beraber ümitsiz olmamak lazım. Bu yazıyı kaleme aldığım günde New York Times'ta dünyaca ünlü PEW anket grubunun "din ve halk hayatı" isimli anket çalışması yayınlandı. Çok enteresan sonuçlar var orada. Mesela; ABD halkının dörtte üçü mutlak anlamda kendini dindar görüyor; çünkü İlahi veya gayri İlahi bir dine inanıyor ve inancın gereklerini yerine getiriyor. Bir başka enteresan sonuç; dinî inanç, ötekini kabulde belirleyici ve etkileyici role sahip. Sair dinlere mensup olan insanların cehenneme gidip-gitmeyeceği ve benzeri hususlardaki inancınız nedir sorusuna verilen cevaplardan elde edilen sonuç bu. Sonuçlar üzerinde yapılan yorumlarda "gerçek kurtuluş Hıristiyanlıktadır" görüşünde kırılmalar yaşanıyor diyor uzmanlar. Ehlinin malumu olduğu üzere bu inanç, Hıristiyanlar arasında yüzyıllarca devam eden iç savaşların temelini oluşturuyordu.

Fazla uzaklaşmadan radyo programına dönelim; dünya genelinde aklı başında olan hemen herkesin nefretle andığı 11 Eylül hadiselerinin merkeze alındığı o konuşmada cihad, şehadet, terör, Allah için savaş vb. dillere pelesenk kavramlar etrafında önyargılar konuşturuluyor ve mezkur ders kitabında bir tek kelime ile bile olsa bunlardan bahsedilmemesi şiddetle ve nefretle eleştiriliyordu. Karşıt safta yerini alan uzmanlar konuşturuluyor, cihat başta kitapta yer alan bilgilerin yanlışlığı üzerinde duruluyordu. Onların baktığı perspektiften bakıldığında, onlara hak vermemek imkansız. Çünkü onlar bugüne kadar İslam'ı Müslüman'ın ağzından dinlemeyi, kaleminden okumayı hiç denememişler. Denemek bir kenara düşünmemişler bile. Dolayısıyla ezber bozan bu ifadeler karşısında şaşırmaları, şoka girmeleri kadar tabii bir şey olamaz.


Bundan sonra ne olur? Bunun ABD genelinde ders kitabı olarak okutulmasını engelleme adına çeşitli çevrelerin yoğun olarak yaptıkları lobi faaliyetleri netice verir mi? Bu sorunun cevabını zaman verecek. Bekleyecek ve göreceğiz. Gördüğünüz gibi önyargıların esiri olanlar ile yanlışa savaş açıp iyiye, güzele, doğruya yönelen insanların mücadeleleri her yerde ve her alanda devam ediyor. Bu ülkenin adı Türkiye, ABD, Küba, Pakistan vs. olmuş, fark etmiyor, çünkü mücadelenin özü aynı. Bir tarafta dünyanın değişen gerçeklerine gözlerini kapayıp dinî, ırkî özelliklerini, ekonomik, siyasî statülerini, ideolojik yaklaşımlarını kendilerini başkalarından ayırt edici bir çizgide kullanan ve imtiyazlı durumunu devam ettirmekten öte başka bir şey düşünmeyen statüko taraftarları, diğer tarafta insanlığın daha iyiye, daha güzele, daha doğruya layık olduğuna inanıp maddî-manevi fedakârlıktan kaçınmayanlar.

Şahsî mi kurumsal mı, mahallî mi genel mi bu mücadele? Zaman ve zeminine göre değişiyor. Bazı yer ve zamanlarda şahsî ve mahallî, bazılarında kurumsal ve genel. Dolayısıyla herkesi, her yeri ve her şeyi ihata edecek türden bir görüş beyan etmek zor. Bu zor ama mücadelenin neticesi ile ilgili görüş ileri sürmek çok kolay. Ümitlerin dile getirildiği tahmin veya kehanet değil, galibi ve mağlubu şimdiden ilan etmekten bahsediyorum. Öyleyse söyleyelim; bu mücadelenin mağlubu şeksiz ve şüphesiz statüko taraftarları ile önyargılarının esiri kişiler, kurumlar ve devletler olacaktır. Bu gidişatı görememe hem ayıp hem de körlüktür. Başkalarının düşmanlıklarından beslenenlere artık yeni dünyada yer olmadığını birileri anlamalı. İnsanlığın enerjisini boş ve abes işlerde bir hiç uğruna harcanmasının kimseye kazandıracağı bir şey yok. Kaybeden içinde Müslüman'ı, Hıristiyan'ı, Yahudi'si, zengini-fakiri, kadını-erkeği ile hepimizin olduğu dünya ve dünyalılar olacaktır. Kaybedilen zamana yazık. İnsanlık daha iyisine layık.


Ahmet Kurucan

 

tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı