Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı ve T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bölümü,resimler bilgiler ve paylaşımlar.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 11-05-2008, 23:17   #1
Kullanıcı Adı
yolcu44
Standart AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan 5. Aile Şurası’na katıldı…



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ülkemizde ne yazık ki nüfus kontrolü, nüfus planlaması, aile planlaması adı altında, tam aksine 'aman doğum yapmayın' gibi bir anlayış sürekli olarak tavsiye ediliyor'' dedi. Başbakan Erdoğan, işsizlik maaşının 8 aydan 1 yıla çıkartılması konusunu değerlendirdiklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, Dedeman Oteli'nde düzenlenen 5. Aile Şurası'na katıldı.
Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Kasım ayı itibariyle ihtiyaç sahibi 106 bin kişiye bakım sağlandığını bildirdi. Bu konudaki hizmetlerin artarak devam edeceğini kaydeden Başbakan Erdoğan,bütün bu çalışmaların aile kurumunun güçlenmesine katkıda bulunmasını temenni ettiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Eğer aile güçlüyse millet olarak güçlüyüz. Eğer aile kurumumuz erozyona uğruyorsa uğramışsa millet olarak biz de çökmeye yüz tuttuk demektir. Bu bakımdan ben (ille de aile) diyorum ve aile kurumunu darmadağın edecek birçok dış baskılara karşı öz güven içerisinde olmamız, bunu adeta korunak içerisine alacak tedbirleri hep birlikte geliştirmemiz gerekiyor.
Aile yapımızın güçlü olmasının pek çok sorunumuzun çözümüne katkı sağlayacağına inanıyorum. Esasen bu yaklaşım gecikmeyle de olsa tüm dünyada kabul edilmeye başlamıştır. Özellikle gelişmiş ülkeler, bir dönem bölünen ve küçülen aile yapılarını yeniden derleyip toparlamanın çabası içindedir.''
-ÜÇ ÇOCUK-
Başbakan Erdoğan, bu noktada Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile uluslararası bir toplantıda yaptıkları aile konusuna ilişkin sohbetlerini anlatmak istediğini söyledi. Schröder'in Alman ailelerindeki yaşlanmadan söz ettiğini ve ''artık nüfus itibariyle çok yaşlanıyoruz. Aile yapılarımız çökmeyle karşı karşıya ve bu noktada geleceğimiz karanlık. Ülkemizin nüfusu ile ilgili de ciddi bir sıkıntımız var. Öyle bir gün gelecek ki belki yine biz sizin kapılarınıza geleceğiz. (Ne olur gençlerinizi bize gönderin. Gelsinler Almanya'da çalışsınlar) diyeceğiz'' dediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Ülkemizde maalesef onların şu anda fark ettikleri konu şimdi tam aksine işliyor. Dikkat edilirse ülkemizde ne yazık ki nüfus kontrolü, nüfus planlaması, aile planlaması adı altında, tam aksine 'aman doğum yapmayın' gibi bir anlayış sürekli olarak tavsiye ediliyor. Tabii bu Türk Milletinin geleceğine yönelik yaşlı bir nüfusla -ki bizim tespitlerimiz, hepsi bilimseldir- 2038 yılı itibariyle Türkiye'nin nüfusu da şu anda Almanya'nın durumuna gelmiş olacak. O zaman da biz (Yandım Allah) demeye başlayacağız. Ama o zaman iş işten geçmiş olacak. Bunun adımlarını atmamız için, şu andaki mevcut durumumuzu korumak için bizim her ailede en azından üç çocuk olması lazım. Bunu kabul eder ya da etmez, bu ayrı mesele ama ben sorumluluk mevkiindeki bir insan olarak, bir başbakan olarak, ülkemin geleceği için bunu söylemek durumundayım. Bunu söylerken bu bilimsel çalışmaya dayalı olarak bunu söylüyorum. Çünkü iki olması bile gerileme demektir. Durumu korumak değildir. Üç olursa durumu korumaktır. Buna yönelik olarak biz bu adımları atacağız ki ülkemizin geleceği güçlü olsun.
(Efendim ama herkes bakabileceği kadar)... Kusura bakmayın böyle yaklaşırsanız işe, Doğu, Güneydoğu buraları örnek verenler oluyor. Orayı örnek vermeyin. Bunda şüphesiz bizim sorumluluğumuz kadar anne babaların da sorumluluğu var. Biz birinci derecede sorumluyuz. Niye? Eğer bu ülkeyi, devleti yönetiyorsak bütün tedbirleri alacağız.
Belki herkese iş bulamayabiliriz. Bulamıyorsak (Bu ülke demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti) diyorsak o zaman o sosyal denilen bölüm var ya onun içini iyi dolduruyoruz. Örneğin ailelere destekler vereceğiz.''
-İŞSİZLİK MAAŞ SÜRESİNİ ARTTIRMA ÇALIŞMALARI-
''Dünyada işsizliğin çaresi var mı?'' diye soran Başbakan Erdoğan, ABD'de de işsizlik oranının son gelişmelerle birlikte yüzde 6'ya çıktığını ifade etti. Türkiye'de bu oranın yüzde 11 civarında olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, işsizler için yeni bir çalışma başlattıklarını açıkladı.
Türkiye'de işsizlere 8 ay boyunca verilirken, gelişmiş batı ülkelerinde işsizlik fonunun 1-1.5 yıl ödeme yaptığını belirten Başbakan Erdoğan, ''Türkiye olarak ekonomik noktada güçlendikçe biz de ne yapacağız? Bu 8 ayı 1 yıla çıkaracağız. Örneğin şimdi şu anda bunu değerlendiriyoruz aramızda. Diyoruz ki (işsizlik fonundan biz bu 8 ayı arttıralım). Bunu biraz daha geliştirelim ki işsiz olanların iş bulma noktasındaki imkanlarını arttırmış olalım. Bu adımları atıyoruz, atacağız, çalışıyoruz. Bunlar üzerindeki değerlendirmelerimizi yapacağız. Fondaki imkanlarımızı da daha artan konuma nasıl getirebiliriz, bunun da çalışmalarını yapıyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Anneler ve babalar evlatlarının yanında hayatlarını idame ettirmeli. Bir evlat için, onları yaşlılıklarında kendi haline bırakmak kadar vefasızlık olamaz diyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Dedeman Oteli'nde düzenlenen 5. Aile Şurası'na katıldı.
Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, işsizliğin önlenmesi için yapılan çalışmalardan örnekler verdi. GAP, DAP ve KOP projelerinin aynı zamanda istihdam alanları yaratacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, yaptığı gezilerde yatırımcılara ''aileye destek olmak amacıyla aynı aileden iki kişi almayın diyorum. Her aileden 1 kişi alın, seçin diyorum'' dediğini dile getirdi.
Ailenin toplum içindeki rolünün giderek daha önemli hale geldiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Huzurevlerinde yaşlı amcalarla, yaşlı annelerle görüştüğümüz, konuştuğumuz zaman evlatlarından dert yandığında, 'bana bakmıyorlar, aramıyorlar, sormuyorlar' dediğinde tabii ki biz de dertleniyoruz.
Toplumumuzun birçok kesiminde (entelektüel) diye gördüğümüz ya da (para sahibi) diye gördüğümüz insanların annelerini, babası ölmüş, tek başına yaşama terk ettiğini görüyoruz veya annesi ölmüş, babasını tek başına yaşama terk ettiğini görüyoruz. Yaptığı bir iş, yanına bir hizmetli koyuyor, 'yanında bir hizmetlisi var. O ona bakıyor' diyor. Mesele hizmetlinin annenin veya babanın yanında olması değil. Kendisini o hale getiren annesinin, babasının evladıyla aynı çatı altında olması çok önemli. Bizim geleneğimizde, göreneğimizde bu var. Ama bundan kopmuş olanlar bilmiyorlar ki bir anneyi ve bir babayı yarın çok daha farklı tehditlerle karşı karşıya bırakıyorlar. İşte bu ailenin darbe yemesidir.
Benim bu sözlerim belki eleştiri alacak. O ayrı mesele. Ama inandığımı söylemek zorundayım. Çünkü biz o yaşlı annelerin, yaşlı babaların, ölüp kokuları dışarı yayıldıktan sonra duyulan annelerin, babaların hikayelerini hep izledik.
Buralardan hareketle bizim aileye bakışımızın çok daha farklı olması lazım. Anneler ve babalar evlatlarının yanında hayatlarını idame ettirmeli. Bir evlat için, onları yaşlılıklarında kendi haline bırakmak kadar vefasızlık olamaz diyorum. Bunun altını da özellikle çiziyorum.
Hepimiz anneyiz, babayız. Aynı yalnızlığı yarın bizler de yaşayabiliriz. Ben şahsen çocuklarımdan ayrı kaldığım zaman çektiğim acıyı, ıstırabı eşimle biliyorum. Ben bu acıyı eşimle beraber bildiğime göre, diğer anneler, babalar da aynı acıyı inanıyorum ki çekiyorlar. Ama çok rahat, çok geniş olanlar varsa bilemem. Ona müdahale etme hakkım da yok.''
-GÜÇLÜ AİLE YAPISI-
Türk toplumunun tarih boyunca güçlü aile yapısına sahip olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, bu nedenle modern dönemde batılı ülkelerin yaşadığı bir çok sorunun aynı şekilde Türkiye'de yaşanmadığını söyledi.
Gelir dağılımındaki çarpıklıkların sosyal kırılmalara yol açmasının önündeki en büyük engelin de güçlü aile yapıları olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, aile içi dayanışmanın yoksulluğun yıkıcı etkilerini büyük ölçüde azalttığını ifade etti. Toplumsal ilişkilerin sağlam temeller üzerinde yükselmesinde ailenin gördüğü fonksiyonun küçümsenmemesi gerektiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, ailenin birçok alanda önemli sosyal fonksiyonları olduğunu dile getirdi.
Suç ve kötü alışkanlıklarla mücadelede ailenin diğer bütün mekanizmaların çok çok üstünde etkin bir role sahip olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, insani birikimlerin paylaşımına imkan sağlayan aile ortamının sadece fertler arasında değil, genel olarak tüm toplum içinde dayanışma ve yardımlaşma mekanizmalarını etkin bir şekilde harekete geçirebildiğini söyledi.
Geleneksel değerlerin gelecek nesillere aktarılmasında en önemli görevin aileye düştüğünü anlatan Başbakan Erdoğan, AK Parti Hükümetinin aile kurumunu güçlendirmenin çabası içine girdiğini ifade etti.
Türk toplumunun aile değerleri konusunda pek çok ülkeden çok daha iyi bir konumda olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, göç, uyuşturucu gibi olumsuz etkenlere karşı mücadelenin önemine de değindi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ihtiyaç sahiplerine yapılan kömür yardımlarına ilişkin ''sadaka kültürü, dilenci kültürü'' gibi eleştirileri yanıtlarken, ''O zaman lütfen Anayasayı açarsın; demokratik, laik... Oradaki 'sosyal'i çıkarırsın, 'demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti' dersin'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Dedeman Oteli'nde düzenlenen 5. Aile Şurası'na katıldı.
Aile yapısını her türlü sıkıntı ve güçlüğe rağmen ayakta tutmanın mücadelesini verdiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, aile birliğinin devamına katkıda bulunarak, sonradan karşılaşılacak pek çok sorunun peşinen önüne geçileceği kanaatini dile getirdi.
Aile birliğini tehdit eden faktörlerin bir kısmının ise kültürel yozlaşmalara dayandığını belirten Başbakan Erdoğan, bir bölümü ise aile bireylerinin hayatlarını idame ettirebilmek için gereken temel ihtiyaçların teminindeki sıkıntılardan kaynaklandığını söyledi.
Kültürel yozlaşmanın önlenmesinin topyekün bir anlayış ve seferberliği gerektirdiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Tarihten bu güne taşıdığımız kültürel değerleri geliştirerek ileriye aktarmak zorundayız. Bu da hiçbir kişi ve kurumun tek başına üstlenemeyeceği çok boyutlu bir misyondur. Aile yapımıza ilişkin değerleri güçlendirmeyi de kapsayan bu süreçte herkese önemli görevler düşüyor. Aile fertlerinin yaşamlarını birarada sürdürebilmek için gereken temel ihtiyaçların temini konusunda son 6 yılda önemli adımlar attık.
Aileye yönelik yardım ve destek faaliyetlerimizin odağında ise annelere özellikle yer verdik, vermeye de devam edeceğiz. Çocuklara yönelik yardım ve destekleri anneler üzerinden sağlıyoruz. Biliyoruz ki anneler ailenin taşıyıcı omurgasıdır. 'Yuvayı dişi kuş yapar' sözü bu gerçeğin ifadesidir.''
-''ALACAKSINIZ, DAĞITACAKSINIZ, KİMSE GÖRMEYECEK''-
Ülke genelinde bu anlamda yapılan yardımların tutarının yaklaşık 5 katrilyon lira olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, bunun yaklaşık 2.5 katrilyonunun sağlık, eğitim, giyim, gıda, bayram yardımları ile periyodik yardımlar halinde dağıtıldığını söyledi. 409 trilyonunun ise yükseköğrenim öğrencilerine burs olarak dağıtıldığını belirten Başbakan Erdoğan, 445 trilyonunun ailelerinin kışın evlerinde daha sıcak bir ortamda mevsimi geçirmeleri için kömür yardımı olarak verildiğini ifade etti.
2003 yılında 1 milyon 100 bine yakın aileye 650 bin ton ile başlayan yardımın, bu yıl 2 milyon 100 bin aileye 1 milyon 750 bin ton kömür yardımı olarak gerçekleşeceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, bunlarla ilgili eleştiriler yapıldığını anımsattı. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bunlarla ilgili çok şeyler söyleniyor; yok sadaka kültürü, yok dilenci kültürü, yok şu kültürü, yok bu kültürü... O zaman lütfen Anayasayı açarsın, demokratik, laik oradaki 'sosyal'i çıkarırsın, 'demokratik laik Türkiye Cumhuriyeti' dersin.
Dünyanın hiçbir yerinde devlet, sosyal devlet ilkesini bir tarafa atmaz. ABD'si, Japonya'sı da dahil. Sosyal özelliği olmayan bir devlet dünyada yoktur. Bu sosyal devletten istifade edenlere de kimse kalkıp dilenci yaftasıyla hakaret edemez. Bu da bir haktır. Bu, bir dilenci özelliği içerisinde benim vatandaşıma dağıtılan bir imkan değildir. Bizim kültürümüzde ne vardır? Bir elle aldığını, diğer el görmesin anlayışı vardır. Alacaksınız, dağıtacaksınız, kimse görmeyecek.
Yine bizim kültürümüzde, bunlar gizli saklı bir şekilde yapıldığı gibi, biz aynı şeyi valilerimize, kaymakamlarımıza, belediye başkanlarımızı da 'bizzat siz gidin dağıtın' diyoruz. Ve bunların dağıtım saatlerini de iyi tespit edin. Gerekirse gidin gece yapın.
Bu özelliklere hassasiyetle dikkat etmemiz lazım. Bu kaynakları bu şekilde değerlendirirken, bundan sonraki sürece yönelik de bu tür dedikodulara kulak asmadan Türkiye Cumhuriyeti'nin bugüne kadar icra edemediği bu sosyal devlet olma özelliğini bizler yerine getireceğiz ve devam ettireceğiz.''
-''DEVLETİN ELİ''-
Eğitim, sağlık, yakacak gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan bireylerden oluşan bir aileyi birarada tutmanın güç olduğunu bildiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, bu bağlamdaki sosyal yardımları da anlattı. Bütün vatandaşların devletini her an yanında bulacağını, 'şefkat elini'' hissedeceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, aile fertlerinin her biri için ayrı projeler oluşturup hayata geçirdiklerini anlattı.
Özürlü ve bakıma muhtaç vatandaşlar için yapılanlara da örneklerle anlatan Başbakan Erdoğan, 2 ay önce bir şehirde fakir bir aileyi ziyaret ettiğini belirtti. Bodrum katta bir eve gittiğini, başının tavana değdiğini, bunların ülkeden manzaralar olduğunu, gizlemenin de anlamı olmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Tek odalı bir ev. Tabii sıcak olsun diye de tavanı adeta tezek gibi bir şey ile sıvamışlar, o hale getirmişler. Başım tabii tavana değdi, tabii o denli alçak. İçerde bayanın beyi yok, iki tane kendi çocuğu, üç tane de kız kardeşinin çocuğu var. Tuvalet gibi bir şey yapmışlar, bir perde ile örtülü. Yaklaşık 12 metrekare odada yaşıyorlar.
Oranın halini düşünün. Yani kokusundan, yaşam kokularına, her şeye varıncaya kadar. Tabii gerekli talimatları verdik. Bu aileyi buradan çıkaracaksınız, TOKİ ile konuşarak onları buraya taşıyacaksınız diye...
Şimdi illerimizde inşallah 45 metrekarelik stüdyo tipi evler yapıp, hiç imkanı olmayanlara oradan bir imkan sağlama yoluna gidip, ya o stüdyo dairenin sahibi yapacağız veyahut imkan sahibi oluncaya kadar orada kira vermeden oturacak. Ama kendisine iş imkanı sağladıktan sonra da -çünkü bedavacılığa alıştırmak da doğru değil- iş imkanı sağladıktan sonra da oradan cüzi bir taksit ile oranın sahibi olmasını sağlayacağız. Bunu da hayata geçirmenin gayreti içindeyiz. Bütün bunlar ne? Aileye destek...''
Hayali projeleri konuşmadıklarını, yaptıklarını söylediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunların, sosyal devlet olmanın gereği, kendilerinin de görevi olduğunu kaydetti.
-''EVLİLİKLER ARTTI, BOŞANMALAR AZALDI''-
Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2002 yılında 519 bin 44 evliliğe karşı 95 bin 323 boşanmanın olduğu bilgisine veren Başbakan Erdoğan, bu karşılık 2007 yılında 638 bin evliliğe karşılık 94 bin boşanma olayının meydana geldiğini söyleyerek, ''Demek ki olumlu istikamette bir gelişme var. Evlilik sayısındaki artışa rağmen boşanmalarda azalma meydana gelmesi olumlu bir gelişme...'' dedi.
Ailelerinden kopmuş şekilde sokaklarda yaşayan çocukların sayısında da azalma meydana geldiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, bu süreçte daha yapılması gereken çok şey bulunduğunun da farkında olduklarını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Her şeyi hallettik, her şeyi bitirdik, her taraf güllük gülistanlık diye bir iddianın içinde değiliz. Önemli olan samimiyetle, iyi niyetle kararlılıkla çaba göstermek, azimle yola devam etmektir. Burada yazılı ve görsel medya ile dayanışma içinde olmamız lazım. Ama bir yerde olumsuz bir vaka yakalayıp da bütün Türkiye böyleymiş gibi anlatmak, moral değerlerimiz üzerinde ne denli tesirler meydana getirir bunu da görelim diye takdirlerinize sunuyorum.
Dayanışma içinde olmamız lazım. Hem fert hem de toplum olarak bu dayanışmayı göstermemiz lazım. Bunu başardığımız andan itibaren Türkiye'de bir öz güven oluşacak ve aile değerlerimiz suretle güç kazanmaya başlayacaktır.
Tabii aile yapımızı zaafa uğratan bazı olumsuzluklar olduğunu bilmek ve bu olumsuzluklara karşı da toplumsal duyarlılığı da hep birlikte yükseltmek zorundayız. Bu süreçte en fazla dikkat etmemiz gereken husus, güçlü aile yapımızı ve sosyal değerlerimizi hızla aşındıran bu bazı tahrikler, anlayış ve faaliyetlere karşı birlikte çaba göstermemiz olacaktır.
Türk kültürüne, geleneksel değerlerimize, yaşam tarzımıza uygun düşmeyen ve toplumsal dokumuzu zayıflatan tarz ve davranışların yaygınlaştırılmasından da özellikle her birlikte sakınmalıyız.
Bunda bir komplekse girmenin de anlamı yok. Yani hep böyle biz şarkın çocukları olarak, ilkel çocuklarız. Niçin böyle bir anlayışın içinde oluyoruz. Biz tam aksine, hem şarkın, hem batının orta yerinde bulunan ve şarkı batıya açan, batıyı da şarka açan örnek bir toplum olabiliriz, niçin demiyoruz?
Zaten yaşam koşulları olarak, ülkemizin aldığı mesafe olarak, batı ile bir yarışın içinde olduğumuz, bunun için de kendimize bir hedef koymuşuz. Nedir o? Gazi Mustafa Kemal'in muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma... Bunu yakalamanın hedefi, gayreti içindeyiz. Bunu yakalarken bizler kendimizi niçin illa da bir yere oturtmanın zorluğu içinde oluyoruz. Biz muasır medeniyetlerin üstüne çıkacağız ve bunu başaracağız''
-EKONOMİ-
Şu anda dünyada ilk 17 ekonominin arasına girildiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözü küresel ekonomik krize getirdi.
Bu konuda, herkesin bir şeyler anlattığını belirten Başbakan Erdoğan, ''Anlata dursunlar. Biz en az olumsuz tesirle bu süreci atlatacağız. Bu konuda işimizi biliyoruz, yere sağlam basıyoruz, hiçbir endişemiz yok. Şöyle 2, 3, 4, 6 ay öncesiyle, yılbaşı ile kendi mukayesenizi yaparsanız, bunu da rahatlıkla göreceksiniz. Yani değişen ne oldu diye benim hayatımda... Son 8 ay 10 ayın değerlendirmesini yapın göreceksiniz'' diye konuştu.
Aile yapısını güçlendirme konusunda geleneksel değerlerin de geliştirilmesine özellikle inandığını kaydeden Başbakan Erdoğan, bu konuda, ilgili bakanlığın medya, Milli Eğitim Bakanlığı, sivil toplum kuruluşları ile çalışmasını önemsediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, hükümet olarak, aile kurumunun güçlendirilmesi konusunda her türlü çabaya destek vermeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN SORULARI YANITLADI…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki başkanlık seçimini kazanan Barack Obama'yı tebrik ederek, ''Türkiye-Amerika ilişkileri oradaki yönetimlerin değişmesiyle değil, ABD ile Türkiye'nin kendi arasındaki stratejik farkıyla bence belirlenmiş, bununla da devam etmeli diye düşünüyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Dedeman Otelinde katıldığı 5. Aile Şurası'ndan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ABD'deki başkanlık seçimini Barak Obama'nın kazanmasının Türk-Amerikan ilişkilerine etkisini bir soru üzerine yanıtlayan Başbakan Erdoğan, seçimin ABD halkına hayırlı olmasını diledi.
Başbakan Erdoğan, ''ABD'nin siyasi tarihinde ilk kez, yıllar yılı siyah-beyaz ayrımının uç boyutlarda tartışıldığı ve ağır bedellerinin ödendiği bir ülkede, böyle bir seçim neticesinin çıkmış olmasının, bu noktada bir kırılmanın yaşandığını gösterdiğini'' ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Orada da artık siyah-beyaz diye bir sorunun kalmadığını söyleyebiliriz, bu alınan neticeyle. Çünkü sadece siyahların değerlendirmesiyle böyle bir neticenin yakalanması mümkün değildi. Beyazların da ciddi bir oy kayması oldu ki, böyle bir netice çıktı. Bundan dolayı tabii ki Obama'yı, kampanyadaki enerjik sürecini, ekibinin bu noktadaki çalışmasını tebrik ediyorum.
Amerika'nın, şu anda dünyadaki imkanları noktasında güçlü bir ülke olması sebebiyle üzerindeki yük çok farklı. Küresel krizin yaşandığı bir dönemde Obama böyle bir yükü sırtlanıyor. Dünyadaki küresel barışa katkı sorumluluğu ABD'de çok çok daha fazla. Bu noktada seçim kampanyalarında işlenen bazı tezleri, seçim kampanyasına yönelik kalan tezler olarak değerlendiriyoruz, orada kalır diye düşünüyoruz. Türkiye-Amerika ilişkileri oradaki yönetimlerin değişmesiyle değil, ABD ile Türkiye'nin kendi arasındaki stratejik farkıyla bence belirlenmiş, bununla da devam etmeli diye düşünüyorum ve öyle olacağına inanıyorum. ''
Bir gazetecinin, 15 Kasımda ABD'de bir toplantıya katılacağını belirtmesi ve yeni seçilen başkan Obama ile bir görüşmenin söz konusu olup olmadığını sorması üzerine Başbakan Erdoğan, ''İlgili arkadaşların Barak Obama ile bir görüşme imkanı arayacağını'' söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Eğer bir görüşme imkanı bulabilirsek tabii onların programı ne durumdadır şu anda bilemiyoruz, onlar şimdi kendi kabineleriyle ilgili çalışmalarını sürdürecekler, yoğun bir çalışmaları olacaktır. Böyle bir imkanı kendileriyle bulursak, görüşme fırsatını arayacağız'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı George Bush ile zaten söz konusu programda bir arada olacağını belirtti.
Türk-Amerikan ilişkileri açısından hayırlı bir gelecek olmasını temennisinde bulunan Başbakan Erdoğan, dünya demokrasisi, barışı, dayanışması ve Orta Doğu'daki barış sürecine katkısı olacak bir sürecin başlamasını arzu ettiğini dile getirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile herhangi bir ''tartışmanın içine girmeyeceğini, cevap vermeyeceğini'' ifade ederek, ''Seçime kadar kendi söylesin kendi dinlesin'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Dedeman Oteli'nde düzenlenen 5. Aile Şurası'ndan ayrılırken gazetecilerin çeşitli sorularının yanıtladı.
Bir soru üzerine, ''yarın terörle mücadele konusunda bir zirve yapılması için bir planlama içinde olmadıklarını'' söyleyen Başbakan Erdoğan, bir başka soruya yanıt verirken dün Eğirdir Dağ Komando Okulu'na yaptığı ziyareti değerlendirdi.
Bilmedikleri birçok şeyi yerinde görmek suretiyle er, erbaştan, astsubay, uzman çavuş, subaylara kadar Türk Silahlı Kuvvetler'in elemanlarını nasıl yetiştirdiğini, nasıl özgüven, cesaret kazandırıldığını gördüklerini anlatan Başbakan Erdoğan, ''Oradaki çalışmalar sırasında da kendi aralarındaki dayanışmayı, işbirliğini görmenin mutluluğunu görmenin mutluluğunu yaşadık'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''(Pompalı silah) tartışması dün siyasetin gündemindeydi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal çerçevesinde sizi 'trafik polisi' diye nitelendirdi...'' sözleri üzerine, ''Sayın Baykal ile... Dedim ya, onunla herhangi bir tartışmanın içine girmeyeceğim, ona cevap vermeyeceğim. Seçime kadar kendi söylesin kendi dinlesin'' dedi.

 

yolcu44 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
5.aile şurası, ak parti, başbakan, genel başkan


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı