![]() |
#1 |
![]() Ben bir mimarla tanıştım yıllar önce; muhteşem biri.. Hatta mesleğinde, -yemin ederim ki- üzerinde hiç kimse yok. O'nu tanıdıkça, eserlerindeki detaylara daha çok dikkat etmeye ve gittikçe de O'na, daha da hayran kalmaya başladım. Ve çok uzun bir zaman geçmeden, O'na ve yeryüzündeki elçisine tereddütsüz teslim oldum. Aşık oldum. O mimar, Allah(c.c.) idi. Eserleri de insanlar ve kainat.. Eserlerini nerede görsem insanlar "deli" demese saygımı kat kat göstermek isterim. O'nun var ettiği her ne ise, saygı duydum, aşırı derecede.. İslâm buna “Tâkva” dedi; “Edeb” dedi. Hiç kimseyi ne üzmek istedim, ne de incitmek.. O'nun eseri idi, çünkü.. O'nu öyle sevdim ki, karşımdaki bir kez "Allah" desin , yeter… Alır, beni benden. Hiç kimsenin de kalbini okuyamadığıma göre, herkesten kusurlu olan ben olduğum için birini kırdığımda hep özürler, diledim. Aslında, Rabbim'den özür diliyordum.. Ama insanlar, bunu neredeyse bir rahatsızlık gibi gördüler. "Ne güzel hâldir ki, o hâl.. Sen, akıllı ol Seni deli sansınlar.." Allah(c.c.) delisi.. Peygâmber (s.a.v.) delisi.. ![]()
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
duyguseli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|