Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
İslami Kıssalar & Hikayeler İslami Kıssaları ve Hikayeleri burada paylaşıyoruz.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 12-05-2010, 01:06   #1
Kullanıcı Adı
EZEL
Standart Ruhu'l Beyân Tefsirinden Kıssalar ..
Dihyetü’I-Kelbi`nin (R.A.) Müslüman Oluşu

Hikâye olunur;
Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, Dihyetü’1-Kel-bî’nin Müslüman olmasını istiyordu. Çünkü onun emrinin altında, yediyüzbin kişilik bir ailesi vardı. Eğer Müslüman olsa bütün ailesi Müslüman olacaktı. Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri şöyle dua ediyorlardı:
Allahım Dihyetül-Kelbî’ye İslâmı nasib et” Dihyetül-Kelbî Müslüman olmaya niyyetlendiği zaman, Allahü Teâlâ bunu Efendimiz (s.a.v.) Hazretlerine bildirdi. Sabah namazından sonra idi. Cebrail (a.s.) geldi. Şöyle buyurdu:
-”Allah sana selâm ediyor. Şu an Dihyetü l-Kelbî senin huzuru¬na gelmek üzeredir, diyor.” Câhiliyet döneminde Müslümanların kalbinde Dihyetü’I-Kelbi’ye karşı bir şey vardı. Müslümanlar bunu işitince Dihyetül-Kelbî’nin aralarına katılmalarını hoş karşılamadılar. Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, Sahabelerin Dihyetü’l-Kelbiye karşı bu tutumlarını ve onu sevmediklerini biliyordu. Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, sahabelere, Dihye’ye karşı sağlam olun, onu sıcak karşılayın. Beni onunla yalnız bırakıp giderseniz, onun kalbini İslâm’dan soğutur, demeyi ihmal etmedi.

Dihye, Mescide girdiğinde, sırtındaki cübbesini çıkartıp, yere Dihye’nin oturması için altına serdi. Ve ona, cübbesinin üzerine oturmasını işaret etti. Dihye Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin cübbesini yerden kaldırdı. Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin bu kereminden dolayı, Dihye ağlamaya başladı. Dihye, Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin cübbesini yerden kaldırdı. O mübarek cübbeyi kokladı ve öptü. Sonra büyük bir saygı ile başının üzerine koydu. Gözlerine ve yüzüne sürdü. Dihye:
-”Ya Rasûlellah! İslâm’ın (İslama girmenin) şartlari nelerdir? Bana söyleyin,” dedi. Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri:
-” Senin önce Allah’dan başka ilah yoktur. Muhammed (s.a.v.) Allah’ın Rasûlüdür.” demendir, dedi. Dihye büyük bir aşk ile tevhid kelimesini söyledi.
Sonra Dihye ağlamaya başladı. Çok şiddetli bir ağlama tuttu onu. Efendimiz (s.a.v.) sordular:
-”Ey Dihye! Sen İslâm ile şereflendin bu ağlamak nedir?” Dihye:
-”Ya Rasûlellah! Ben büyük ve fahiş bir hata işledim. Rabbine söyle benim günahlarımın keffareti nedir acaba? Rabbim bana nefsimi öldürmeyi emrederse öldüreyim, eğer bana bütün malımı sadaka olarak dağıtmamı emrederse günahlarıma keffâret olması için dağıtayım!” dedi. Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri sordu¬lar:
-”Ey Dihye nedir bu günahın?” Dihye:
-”Ben Arabların Meliklerindendim. Kızlarımın olmasından ve onların da kocaya varmalarını kendime ar ve ayıp gördüm. Doğan kız çocuklarımı öldürdüm. Bu şekilde tam yetmiş tane kız çocuğumu kendi ellerimle öldürdüm.” Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri buna hayret ettiler. Bir şey demedi. Sükût etti. O anda Cebrail Aleyhisselâm geldi. Ve:
-”Ey Muhammed (s.a.v.)! Allah, sana selâm ediyor. Ve buyuruyor ki: Dihye’ye söyle, İzzettim ve Celâlim hakkı için sen:
Allah’dan başka ilah yoktur. Muhammed (s.a.v.) Allah’ın Rasûlüdürdediğin zaman ben seni aff ve mağfiret ettim. Senin altmış yıllık günahlarını örttüm ve senin altmiş yıllık kötülüklerini bağışladım. Nasıl kız çocuklarını öldürmeni bağışlamam?” dedi. (1/183) Bunun üzerine ağlamaya başladılar. Ve şöyle buyurdu:
Allahım! Dihye bir kere şehâdet kelimesi getirmekle ve
Allah’dan başka ilah yoktur.
Muhammed (s.a.v.) Allah’ın Rasûlüdür” demekle sen bağışladın.

Çok kere şehâdet kelimesini getiren, doğru söz ve hâlis (ihlaslı) iş yapan (amel işleyen) mü’minler için nasıl bağışlanmazlar?
(Mü!minler acaba nasıl bir ilâhî mağfiret ve rahmete nail olacak¬lardır?)

Mesnevfde buyuruldu:
Allahı zikret. Ondan sana “Ey kulum bana dön” emri gelme¬den önce.

Sadî buyurdu:
Kıyamette kahr hitabı geldiğinde
peygamberlerin mazereti vardır.
Ben de Allah’ın rahmet ve mağfiretini ümid ediyorum.

Kaynak : Rûhu’l-Beyan Tefsiri Tercümesi- İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri


========== oOo ==========


Âdem Aleyhisselâm cen­netten neden çıkarıldı?

Ebû Medyen (k.s.) Hazretlerine: “Âdem Aleyhisselâm’ın cen­netten çıkarılıp yeryüzüne indirilmesi, nehiyden sonra onun ağaçtan yemekte ileri gitmesinden dolayı değil miydi?” diye soruldu. Buna cevaben buyurdular:

Eğer babamız Âdem Aleyhisselâm, sulbünden Muhammed Mustafa (s.a.v.) Hazretlerinin çıkacağını bilseydi, ağacın meyvesini değil; damarlarını yerdi. Cennetten çıkmak, yeryüzüne inmekten acele etmek için, nasıl meyvesini yemekten acele etmezdi. Adem Aleyhisselâm, Muhammedî kemâlin ve Ahmedî cemâlin zahir olması için yeryüzüne indi.

Halilu’r-Rahmân (İbrahim) ona ve peygamberimize salâtü selâm olsun, sordular:

-”Ya Rabbi! Âdem Aleyhisselâm’ı neden cennetten çıkarttın? Allahü Teâlâ Hazretleri:

-”Bilmez misin? Sevgilinin cefâsı şiddetli olur,” buyurdular.

Üftâde (k.s.) Hazretleri, buyurdular:

Âdem Aleyhisselâm’ın cennetten çıkarılmasının sırrı şudur. Âdem Aleyhisselâm. tevhid mertebesinin, onun içinde bulunduğu mertebelerin içinde en yücesi olduğunu gördü. Âdem Aleyhis­selâm, onu Cenâb-ı Allah’dan sordu. Yüce Allah: “0 makama ancak ağlamakla ulaşabilirsin,” buyurdu. Adem Aleyhisselâm ağlamak istedi. Ona, “cennet, ağlama yeri değildir” denildi. Belki cennet sürür (ve sevinç) yeridir. Bunun üzerine Âdem Aleyhis­selâm, dünyaya inmeyi istedi. Âdem Aleyhisselâm’dan meydana gelen zelle (günah), cennette bulunduğu mertebesinin arzuladığı ve sevdiği mertebeye nisbetle düşük olmasındandır. Âdem Aleyhisselâm’ın bu durumu;

“Ebrânn hasenatı (iyilikleri), mukarrabînin günahlarıdır,” kâbilindendir. Yine “Vakiâtü’l-Hüdâr isimli kitabda da böyledir.


İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri Tercümesi cilt 1
========== oOo ==========

Âyetlerin Şifâ Niyetiyle Yazılması Ve Okunması

Sahih-i Buhâri’de Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin şirk olmadığı müddetçe ( müslümana faide verecekse) efsun yapmaya ruhsat verdiği rivayeti vardır. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri:

Kimin kardeşine faydalı olmaya gücü yetiyorsa yapsın,” buyurdular. Bundan dolayı biz deriz ki: Kendisine bir şey isabet etmiş veya diğer hastalara, Allah’ın kitabından ve zikrinden mübâh olan mürekkeb ile bir şeylerin yazılması, o hastanın onların suyuyla yıkanması, içmesi ve üzerinde taşıması caizdir. Esmâ-ı hüsnâda ve zikrinde şeytanları kahreden, zelil, hakîr ve mağlub eden havass bulunmaktadır. Ehl-i hakkın nefeslerinde gerçekten çok acâib tesirler vardır. Çünkü hak ehli, şehvetleri terkedip, şer-i şerîfe muvafık ibâdetlere koyuldular. Ve onlara şu mübarek âyetin hükmü tezahür etti:

O, göklerde ve yerde bulunan herşeyi kendinden bir lütuf olarak sizin (emrinize) müsahhar kıldı (hizmetinize vermiştir). Şüphesiz bunda düşünen topluluklar için ibret ve deliller vardır.[1]

Bundan dolayı, cinler ve şaytanlar, onlara itaat ederler. Süleyman Aleyhisselâm, cinleri ve şeytanları kendisine köle yaptığı gibi, hak ehli de cin ve şeytanları köle olarak kullana-bilirler. [2]

Üftâde Hazretlerinin Cinlere Mektub Yazması

Aziz Mahmud Hüdâyî hazretleri “Vâkf’ında şeyhi, hazreti şeyh Üftâde hazretlerinden hikâye etti.

Üftâde hazretleri, sara hastalığına tutulmuş bir hasta için cinlerin sultanlarına (padişahlarına) bir mektub gönderdi. Cinlerin sultanı, Üftâde hazretlerinin emrine uydu, ona saygı gösterdi. Hastaya musallat olan cinnin boynunu vurdu. Sarâ’ya tutulan kişi hemen o anda iyileşiverdi.

Mesnevide buyuruldu:

Her peygamber tek geldi dünyaya ferd ferd insanı hidâyet ettiler.

Büyük âlem onun sihriyle nakış nakış oldu.

Zaifler sadece onu göremediler. Hidâyete eremediler. [3]

Rûhu’l-Beyan Tefsiri Tercümesi- İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri
Dipnotlar:
1. El- Casiye 45/13
2. Rûhu’l-Beyan Tefsiri 1/717-718
3. Rûhu’l-Beyan Tefsiri 1/-718
[1] El-Câsiye: 45/13

[2] İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 1/717-718.

[3] İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 1/718.


 

EZEL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı