Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 01-08-2012, 22:35   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Arrow Soruşturma nasıl başladı?



CHP ve candaş medya eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un suçsuz yere tutuklandığını öne sürerken, Başbuğ'u aynı soruşturma kapsamında cezaevine konulan astları ele verdi.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ neden tutuklandı?

Basında 04.02.2009 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'nın kamuoyunu yönlendirme ve kara propaganda yapma amacıyla internet siteleri işlettiği yönündeki bir haber gündeme bomba gibi düştü.

Bir süre sonra bu konuda çeşitli ihbarlar yapılmış ve gazetelerde yeralan buna dönük haberlerin yayınlanmasından sonra 2009 yılı Nisan ayı içinde bir İnternet Andıcı'nın Genelkurmay Başkanlığı görevlilerince hazırlandığı iddia edilmiş ve sözkonusu andıçın fotokopisi savcılığa gönderilmişti.

ÇUBUKLU İNTERNET SİTELERİNİN VARLIĞINI KABUL ETTİ

Söz konusu ihbarın basında yer alması üzerine, Genelkurmay Başkanlığı Adli

Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu 06 kasım 2009 tarihinde düzenlediği
basını bilgilendirme toplantısında; "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Başbakanlığın ilgili plan ve direktifleri çerçevesinde irticai ve bölücü tehdit unsurlarını izlemek üzere kurulmuş, işletilmiş internet siteleri bulunmaktadır" şeklinde açıklama yapmıştı.

Bu açıklama bir anlamda Genelkurmay Başkanlığı'nın hükümeti yıpratmak ve devirmek için kamuoyu oluşturmak ve kamuoyunu hükümete karşı yönlendirmek amacıyla internet siteleri açıp işlettiğinin resmi ağızdan kabulü anlamına geliyordu.

BAŞSAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATTI

Haberler ve ihbarlar üzerine İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı bir
soruşturma başlattı. Soruşturmanın ana konusu, AK Parti Hükümeti'ne karşı
yapılması düşünülen bir darbenin alt yapısını oluşturmak ve irticaya ilişkin kamuoyunu olumsuz yönde etkilemek için genelkurmay tarafından kurulan ve işletilen internet siteleriydi.

22 SANIK HAKKINDA DARBEYE TEŞEBBÜS VE SİLAHLI ÖRGÜT SUÇUNDAN DAVA AÇILDI
İnternet Andıcı soruşturması olarak adlandırılan bu soruşturma sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 22 kişi hakkında 21.07.2011 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, yani darbeye teşebbüs ve silahlı terör
örgütü yönetme ve örgüte üye olma suçlarından kamu davası açıldı. İddianamede ayrıca sanıklar hakkında tensiple birlikte yakalama kararı verilmesi de istenmişti.

MAHKEME 14 SANIK HAKKINDA YAKALAMA KARARI ÇIKARTTI

Davanın açıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 08.08.2011 tarihli tensip tutanağı ile bu davayı millete ihanet davası olarak bilinen Dursun Çiçek davası ile birleştirdi.

Ayrıca aralarında Hasan Iğsız, Mehmet Eröz, Mustafa Bakıcı, Nusret Taşdeler, Hıfzı Çubuklu, İsmail
Hakkı Pekin, Fuat Selvi, Hulusi Gülbahar, Cemal Gökçeoğlu, Sedat Özüer, Mehmet Otuzbiroğlu, Alaattin Sevim, Ziya İlker Göktaş, Bülent Sarıkahya'nın yani 14 sanığın tutuklanmasına karar verilmişti.

BAŞBUĞ'U DİĞER SANIKLAR YAKTI

İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma kapsamına İnternet
Andıcı'nda İlker Başbuğ'un isminin yer almaması nedeniyle dahil etmemişti.

Ancak sanıkların tamamı ve özellikle Dursun Çiçek ile Hasan Iğsız dava açıldıktan sonra mahkemede ısrarla Başbuğ'un da internet sitelerinden haberdar olduğunu onun bilgisi ve emri olmadan bu
sitelerin işletilmesinin mümkün olmadığını ileri sürdüler. Hatta bazı sanıklar ve avukatları ısrarla Başbuğ'un da ifadesinin alınmasını istediler. 12. 09. 2011 günü yapılan ilk duruşmada ve bundan sonra yapılan tüm duruşmalarda da sanıkların ısrarla Başbuğ'un da sorumlu olduğunu iddia
etmeleri üzerine davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi sonunda İlker Başbuğ hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldı. Yani aslında sanıkların bu ısrarı olmasa İlker Başbuğ hakkında soruşturma bile açılmamış olacaktı. Böylece silah arkadaşları Başbuğ'u da ele vermiş oldular.

BAŞBUĞ HAKKINDAKİ DELİLLER

Dava açılırken eldeki en önemli belge olan İnternet Andıcı belgesinde, "Sn, K'na Arz" şeklindeki bir paraf, bu andıcın dönemin Genelkurmay Başkanı'na da sunulduğunu gösteriyordu. Belgede imzası ve parafı olan sanıklar ısrarla bu andıcın Başbuğ'un emri ile hazırlandığını ve kendisine sunulduğunu söylediler. Hatta isminin yanında "Sayın K'na Arz" yazan Hasan Iğsız da ısrarla bu belgenin Başbuğ'un emriyle hazırlandığını ifade etti. Sanıklar savunmalarında, komutanın haberi olmadan bu tür bir icraatın Genelkurmay'da yapılmasının ve internet sitesi kurulup işletilmesinin mümkün olmadığını, dolayısı ile zamanın Genelkurmay Başkanı'nın bilgi ve talimatları doğrultusunda bu işlerin yürütüldüğünü söylediler.

NEDEN TERÖR ÖRGÜTÜ İDDİASI

Aslında Başbuğ'a neden terör örgütü yönetme suçlamasının yönletildiği 21. 07.2011 tarihli İternet Andıcı iddianamesinde açıklanıyordu. Yapılan soruşturmalarda elde edilen "lobi" başta olmak üzere Ergenekon örgüt belgelerinden, Ergenekon Terör Örgütü'nün amaçlarından en önemlisinin askeri darbeye zemin hazırlamak üzere ülkede kaos ortamı oluşturmak, şiddet eylemleri ile darbenin alt yapısını hazırlamak, yürütülecek psikolojik harekat ile de halkı ve kamuoyunu yürütme organına karşı kışkırtarak darbeyi kolaylaştırmak olduğu ortaya çıkmıştı. Yine amaçlarına ulaşmak için Ergenekon Örgütü'nün TSK içine sızmayı ve faaliyetlerini TSK bünyesi içinde gizlemeye hayati önem verdiği özellikle 2. Ergenekon iddianamesi başta olmak üzere Ergenekon Örgütü hakkında düzenlenen iddianamelerde ayrıntısıyla açıklanmıştı. İşte İnternet Andıcı soruşturması kapsamında haklarında dava açılan diğer 22 sanıkla birlikte Başbuğ da resmen TSK bünyesi içinde görev yapıyor olmakla birlikte Ergenekon Terör Örgütünün amaçlarına ulaşmak için görev aldığı, bu amaçla TSK içinde kurulan, ancak yayınlarının TSK tarafından kurumsal olarak desteklenmediği Genelkurmay Başkanlığı'nın 30 aralık 2010 tarih ve 3050-605-10/O.Ç Ad. Müş. sayılı yazısıyla da ifade edilen internet sitelerinde kara propaganda yaptıkları ortaya çıkmıştı. Yani bu internet siteleri resmen ve legal yollardan TSK tarafından kuruldukları kabul edilse bile TSK'nın kurumsal olarak esteklemeyeceği tarzda ancak Ergenekon Terör Örgütü'nün amaçlarına ulaşmaya zemin hazırlayacak şekilde yayınlar yapmışlardı. Başbuğ'un yapılan ETÖ soruşturmasını engelleyerek, zaafa uğratıp, delillerin yok edilmesine neden olacak faaliyetlerde bulunması ETÖ'nün deşifre edilmeyen kanadının bu amaçlarla halen faaliyetlerine devam ettiği ETÖ İddianameleri'nde ayrıntılı olarak anlatılmıştı. Kamuoyu, arkasına bütün generalleri de alarak korkutucu bir hava oluşturmak suretiyle çıkıp örgütsel belge niteliğinde olan ve ETÖ'nün amaçları doğrultusunda hazırlanıp faaliyete geçirilen İrtica Eylem Planı hakkında "kağıt parçası" demesi, Poyrazköy'de ele geçen lav silahlarına "boru" diyerek delil olma özelliklerini zayıflatmaya hatta çürütmeye çalışması, sık sık kamouyu önüne çıkıp tehdit dolu mesajlar
vermesi örgütsel bir faaliyet olarak kabul edildi.

İDDİANAMEDEN ÇARPICI BİR KESİT

"...Soruşturma konusu internet siteleri faaliyetlerinin, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızan Ergenekon Terör Örgütü mensuplarınca, kurumdan bağımsız ancak kurumun imkanlarını kullanarak, hiyerarşik
düzene uygun bir şekilde Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yürütüldükleri, kurum tanıtımı ve bilgilendirme amacıyla yayın yaptıkları belirtilen internet sitelerinin bazıları ile Türkiye
Cumhuriyeti Yürütme organı ve milletin bir kesiminin psikolojik harekat faaliyetlerinin hedefi haline getirdikleri kanaati oluşmuştur" "Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda, askeri
müdahale ortamı oluşturmak amacıyla, belirtilen internet siteleri vasıtasıyla kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerini icra ve organize ettiği, devlet yöneticilerini baskı altına almak, devlet
otoritesini zaafa uğratmak, bu hususta gerektiğinde kamu düzenini bozup ülkede kaos ve düzensizlik ortamı oluşturmak, halkı devlet yöneticilerine karşı kışkırtmak ve anarşi ortamı oluşturmak, böylece
cebir ve şiddet yöntemleri ile hükümetin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiği, ara yönetici sıfatıyla harekat faaliyetini yönettiği ve örgüt üyelerini yönlendirdiği…"

BAŞKA HANGİ İDDİALAR VAR?

Ergenekon Terör Örgütü'nün bir yandan mensuplarını devlet idaresi içerisine sızdırdığını, diğer yandan bu mensupları aracılığıyla devlete ait bilgi ve belgelere ulaştığını, Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulan ve yayın yapan internet sitelerinin içeriğinin ve denetiminin hiyerarşik yapı içerisinde onay alındıktan sonra belirlendiğini, bu sitelerin içeriğinden görevli kişilerin sorumluluğunun olduğu, AK Parti'nin 3 kasım 2002 genel seçimlerinden sonra tek başına iktidar olmasının ardından benzer içerikli çalışmaların İrticayla Mücadele Eylem planı ismiyle düzenlenene kadar devam ettiği, bu belgeyle eyleme dönük hale getirildiği, hususları anlatılıyordu.

İDDİANAMEDE PSİKOLOJİK HAREKAT ANLATILDI

Bunun yanında psikoloji harekata ilişkin de; "Ergenekon Terör Örgütü faaliyetlerini hayata geçirirken, kaos ve kargaşa ortamı oluşturarak gerek duyduğu zemini oluşturma yöntemini kullanmaktadır. Soruşturma kapsamında elde edilen deliller ve yapılan incelemeler, örgütün kaos ve kargaşa ortamını hazırlarken, Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal organlarına karşı psikolojik harekat yöntemlerinden de istifade ettiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır.

Örgütün millete ve devlete yönelik uyguladığı psikolojik harekatta kullandığı bazı bilgi ve belgelerin de yine devlete ait resmi belgeler olduğu görülmüştür. Yine psikolojik harekat hususları örgütsel dokümanlarda da örgüt stratejisi olarak işlenmiştir...

Psikolojik harekatın; hedef kitlenin düşünce ve davranışlarını istenen doğrultuda yönlendirmek amacıyla yürütülen her türlü faaliyet olduğu, propagandanın psikolojik harekatın en önemli yöntemlerinden olduğu, yalan, iftira ve sahte delilleri kullanan kara propagandanın, bunlar arasındaki en acımasız yöntem olduğu, kitle iletişim araçlarının propagandanın olmazsa olmazı olduğu...
Kaynağı açıkça belirtilen beyaz propaganda, bir taraftan dost ve tarafsız unsurların moral gücünü artırmayı amaçlarken diğer taraftan düşman unsurların motivasyonunu zayıflatmayı amaçlamaktadır. Gri propaganda da, kaynak açık seçik belirtilmezken dost, düşman ve tarafsız unsurlar paylaşılan bilgi nispetinde etki altına alınır.

Propaganda faaliyetlerinin en acımasızı olan, kaynağının kimi zaman
gizli tutulduğu, kimi zamansa kasıtlı olarak yanlış verildiği kara
propagandanın asıl amacı ise bilgi kirliği ve dezenformasyondur. Hedef
alınan olay veya durum, kaynağı bilinmeyen iddia ve spekülasyonlar ile
karalanır, hedef alınan olay veya durumun dost unsurunun olaya duyduğu
güven zedelenirken, tarafsız unsurlar düşman unsur olmaya, düşman
unsurlar ise motivasyon kazanarak güçlenmeye başlarlar. Amacı, hedef
seçilen olay veya durumun saygınlığını zedelemek olan bu yöntemde
propagandayı yürütenler, kitlelerin kendi belirlediği amaca yönelik
davranmasını ve düşünmesini sağlayacak şekilde ortamı maniple
ederlerken, iletişim araçlarını kullanarak daha büyük kitleleri etki
altına alırlar. Psikolojik harbin en önemli unsurlarından olan kara
propaganda vasıtasıyla dezenforme edilen bilgi, olay veya durumun
dezenforme edildiğinin ortaya çıkması bile kara propagandanın ilk anda
oluşturduğu etkiyi sıfıra indiremez.

Bu sebepledir ki; etkisinin bir gün dahi süreceği bilinse, kara propagandayı yapanlar gündemi meşgul
etmek, bilgi kirliği ile kitleleri etkilemek amaçlarından vazgeçmezler. Bilgi kirliliği ve karalama orijinli kara propaganda faaliyetlerinin hedefinde düşman unsurlar vardır ve dost unsurların bu
faaliyete maruz bırakılmaları düşünülemez. Dolayısıyla bir ülke içerisinde propaganda faaliyeti yaptığını düşünen hiçbir kişi, kurum, birim, yapı devletin yasama, yürütme, yargı organlarını, güvenlik
birimlerini, o ülkenin kendi milletini, ordusunu ve diğer kurumlarını kara propaganda faaliyetinde düşman unsur olarak belirleyemez ve hedef alamaz.

Psikolojik harekata ilişkin bu belgelerin yanı sıra, yine soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılan şüphelilerden elde edilen örgütsel nitelikli dokümanlarda da psikolojik harekatın, örgütün kullandığı yöntemlerden olduğunu belirtir bilgilerin yer aldığı görülmüştür....

...Dursun Çiçek imzalı İrticayla Mücadele Eylem Planı'nda da, örgütün kara propaganda faaliyetleri ile ilgili olarak, Medya Faaliyetleri başlığı altında; Ergenekon kapsamında tutuklanan TSK personelinin
masum olduğu, irticayla etkin şekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atıldığı şeklinde haberler yaptırılacaktır" şeklinde, Kara Propaganda Faaliyetleri başlığı altında ise; "Son dönemde geniş yankı bulan ses kayıtları konusunda bilgi kirliği yaratmak üzere irticacılar tarafından yayınlanmış gibi gösterilecek, ama dinleyenlerin bizi haklı bulacağı tarzda ses kayıtları düzenlenecektir" şeklinde ibarelerin yer aldığı...

...Haklarında örgüt liderliği/üyeliği suçlamaları ile kamu davası açılmış bulunan şüphelilerden TSK'ya ait psikolojik harekat belgelerinin elde edilmesi, Ergenekon Terör Örgütünün temel stratejilerini belirleyen örgütsel dokümanlarda psikolojik harekat ve propagandanın örgüt tarafından kullanıldığının belirtilmesi, son olarak yine örgütsel niteliğe haiz İrticayla Mücadele eylem planında kara propaganda ve bunun medya vasıtasıyla etkisinin artırılması stratejisinin vurgulanması bir bütün olarak incelendiğinde, örgütün millete ve devlete yönelik hali hazırda uyguladığı veya uygulamayı
planladığı psikolojik harekat faaliyetlerinin ciddi boyutlarda olduğu ortaya çıkmaktadır..."

TSK, İNTERNET SİTELERİNİN İÇERİĞİNİN LEGAL OLMADIĞINI RESMİ YAZIYLA BİLDİRDİ

TSK tarafından yapılan açıklamada açıkça "Bu yayınları TSK kurumsal olarak onaylamaz" denildi.

İDDİANAMEDE İŞTE BU KONUYLA İLGİLİ BÖLÜM

"...13 Aralık 2010 tarihli yazı ile site içeriklerinde yer alan Türkiye
Cumhuriyeti Yürütme organını baskı altına alıcı yayınların bir kısmı
listelenip aynı zamanda dijital ortamda site sayfaları kopyalanarak
Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliğine gönderilmiş, söz konusu
yayınların TSK'nın Bilgi Destek Faaliyetleri kapsamında
değerlendirilmeyeceği aynı zamanda bu yayınların TSK'nın yönetimsel
geleneği ve hiyerarşik düzene olan bağlılığına da ters düştüğü
belirtilerek, söz konusu yayınların, TSK içerisine sızdığı anlaşılan
Ergenekon Terör Örgütüne mensup TSK personelince yayınlanmış olma
ihtimali ile ilgili kanaat bildirilmesi istenmiştir. Genelkurmay
Başkanlığı'nın 30 Aralık 2010 tarih ve 3050-605-10/O.Ç Ad.Müş. sayılı
cevabi yazısında, site içerikleri ile ilgili gönderilen liste, bu
listede yer alan yayınların tarihleri ile CD içeriği dikkate alınarak
Bilgi Destek Dairesi kayıtlarında yeniden bir inceleme yapıldığı,
listede ya da CD'de bulunan yayınlar ile ilgili herhangi bir bilgi ya
da kayıt bulunamadığı, bu itibarla listede yer alan yayınların eski
bilgi destek dairesinde görevli personel tarafından hazırlandığına
dair arşiv kayıtlarında herhangi bir bilgi ya da belge bulunamadığı,
mevcut durum göz önünde bulundurulduğunda listede ve CD içerisinde yer
alan haberlerin ilgilileri tarafından kaleme alınan haberler şeklinde
olmayıp, çeşitli basın ve yayın organlarında yayınlanan haberlerin
siteye eklenmesi ya da sitede asıl kaynaklarına bağlantı verilmesi
suretiyle yayınlanan haberler tarzında olduğunun anlaşıldığı, bununla
birlikte adli makamlar tarafından bahse konu yayınların eski Bilgi
Destek Daire Başkanlığı personeli tarafından bu sitelere
eklendiklerine dair delil elde edilmesi halinde, bu yayınların anılan
internet sitelerinin kuruluş amaçları ile örtüşmeyeceği ve ilgili
personelin, bu açıdan görev ve yetki hudutlarını aşan bir şekilde
işlem yaptıklarından bahsedilebileceğinin düşünüldüğü, ancak böyle bir
durumda dahi ilgili personelin eyleminin ceza hukuku anlamında suç
teşkil edip etmeyeceğinin, kanuni tipiklik açısından tavsifinin, suçun
unsurlarının somut deliller ışığında ancak adli makamlar tarafından
değerlendirilebileceği, bu itibarla sabit olması durumunda eylemin
hangi saik veya kasıtla kimler tarafından gerçekleştirilmiş
olabileceğine yönelik olarak Genelkurmay Başkanlığınca kanaat
bildirilmesinin hukuken mümkün olmayacağının düşünüldüğü, bahse konu
yayınların Genelkurmay Başkanlığı'nın kurumsal kimliği altında
yayınlandıklarına dair hiçbir belge bulunmadığı, bunun yanında çeşitli
basın yayın organlarında yayınlanmış haberlere dayanmış olsa dahi,
internet sitelerinin kuruluş amaçları ile bağdaştırılamayacağı
düşünülen bu tür yayınlara TSK tarafından hizmete yönelik amaçlar
doğrultusunda işletilmesi öngörülen internet sitelerinde yer
verilmesinin kurumsal olarak onaylanmasının da mümkün olmadığının
kıymetlendirildiği belirtilmiştir"



BU YAYINLAR KİME HİZMET ETTİ?

bu yazıyla internet sitelerinin resmi ve legal amaçla kurulmuş olsa
bile bu tür haber ve yayınların yer almasının TSK tarafından kurumsal
olarak onaylanmasının mümkün olmadığı belirtiliyordu. İddianamede bu
yazıya da dayanılarak bu sitelerdeki hükümeti yıpratmaya ve darbeye
zemin hazırlamak için yapılan yayınları TSK içine sızmış ETÖ mensuplarınca yaptığına delil olarak gösteriliyordu.

“YAYINLAR ETÖ AMAÇLARI İÇİN YAYINLANIYORDU”

İddianamede internet sitesindeki yayınların ETÖ'nün amaçları
doğrultusunda yayınlandığı tespitine şu şekilde yer veriliyordu:
"Dursun Çiçek imzalı İrticayla Mücadele Eylem Planı'nda
sistematikleştirilmiş örgütsel hususlara paralel birçok yayının yer
aldığı, Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasını eleştiren, bu örgüte mensup veya
yönetici olmak iddiaları ile yargılamaları devam eden sanıkların
organizesinde düzenlenen Cumhuriyet Mitinglerini övücü ve katılımı
teşvik edici yayınların da bulunduğu görülmüştür. TSK ile ilgili ise
yok denecek kadar az sayıda yayının bulunduğu tespit edilmiştir.
Bu haliyle söz konusu sitelerin kuruluş amaçlarında belirtilen kurum
tanıtımı ve bilgilendirme gayeleri ile işletilmedikleri, bilakis
Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda kamuoyu
oluşturmaya yönelik yayın yaptıkları kanaatine varılmıştır"

ETÖ SORUŞTURMALARA VE DAVALARA RAĞMEN HALA FAALİYETTE

İddianamede ETÖ'nün yapılan tüm soruşturmalara rağmen halen
faaliyetlerini sürdürdüğü ve amacının seçilmiş iktidarı bir darbe ile
devirmek olduğu şöyle ortaya konuluyordu:
"Her ne kadar yürütülen soruşturmalar neticesinde örgütün birçok
hücresi deşifre edilmiş ve birçok açıdan örgüte zarar verilmiş olsa
da, İrticayla Mücadele Eylem planı, örgütün faaliyetlerine aralıksız
devam ettiğinin somut bir örneğidir. Soruşturmalar kapsamında elde
edilen deliller İrticayla Mücadele eylem planında yer alan örgütsel
tutum ve anlayışın birden bire ortaya çıkmadığını ve sadece plandaki
zamanla sınırlı olmadığını göstermektedir. Ergenekon Silahlı Terör
Örgütünün, mevcut iktidar partisinin tek başına iktidar olduğu 03
Kasım 2002 tarihinden sonra faaliyetlerini artırarak devam ettirdiği
ve hedefinde iktidar partisinin yer aldığı çok sayıda illegal çalışma
içerisine girdiği, elde edilen deliller doğrultusunda örgüt hakkında
hazırlanan önceki iddianamelerde de ortaya konulmuştur.
Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat İKK Güvenlik Şube Müdürlüğü
İstihbarat Kısım Amirliğinin zemin kaplamaları altında özel olarak
yapılmış gizli bir bölmede ele geçirilen deliller arasında, İrticayla
Mücadele Eylem Planına paralel içerikli ve iktidar partisinin tek
başına iktidar olduğu günden bu güne gelen süreçte örgütün sürece
yayılan faaliyetlerini gösterir çok sayıda belge ele geçirilmiştir. Bu
bağlamda Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramada elde edilen
deliller hem bulundukları konum hem de muhteviyatları itibariyle ayrı
bir öneme sahiptir."

“ETÖ MENSUPLARI TSK İÇİNDE VE AMAÇLARI İÇİN TSK ARKASINA GİZLENEREK FAALİYET YÜRÜTÜYOR”

İddianamede ETÖ mensuplarının TSK içine sızdığı ve yayınlanan
psikolojik harekat belgelerinin bu personel tarafından sızdırılan
belgeler olduğu şöyle anlatılmıştı: "Ergenekon Terör Örgütüne yönelik bugüne kadar yürütülen
soruşturmalarda elde edilen deliller, örgütün eylemsel faaliyetlerini
psikolojik harekat faaliyetleri ile de desteklediğini ortaya
koymaktadır.

Örgüt yöneticiliği ve liderliği suçlamaları ile halen yargılamaları devam eden bazı sanıklarda, Psikolojik Harekat'ın esası ve uygulamalarına ilişkin bilgilerin elde edilmesi ve söz konusu
belgelerin TSK'ya ait olduğunun anlaşılması, hem örgütün TSK içerisine
sızan uzantıları vasıtasıyla bilgi ve belgeleri ele geçirdiğini hem de
psikolojik harekat konusunda özel bir gayretinin olduğunu göstermesi
bakımından önem taşımaktadır. Psikolojik harekatın en önemli
yöntemlerinden olan kara propaganda faaliyetleri ile yürütme organını,
iktidar partisini ve milleti baskı altında tutmaya çalışan örgütün,
özellikle soruşturma süreci ile birlikte bu faaliyetlerini
hızlandırdığı anlaşılmaktadır.

Ergenekon Terör Örgütünün uyguladığı psikolojik harekat
faaliyetlerinde etkili olmak için özellikle, milletimizin güzide bir
kurumu olan Türk Silahlı Kuvvetlerini ön plana çıkarmaya çalıştığı,
haklarında örgüt üyeliği veya yöneticiliği şüphesi ile işlem yapılan
bazı TSK personelinin yaptıkları fiillerin değil de resmi kimliklerinin ön planda tutulmasının amaçlandığı, bu yolla kamuoyunda soruşturmaya karşı olumsuz bir bakış açısı oluşturulmak istendiği
gözlemlenmiştir. Yürütülen soruşturma kapsamında haklarında işlem
yapılan bazı şüphelilerin Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup olması
kullanılarak, soruşturmanın Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapılıyor
gibi yansıtılmak istenmesi ve bu örgüt mensuplarının gayri hukuki
faaliyetlerini silahlı kuvvetlerimiz arkasına sığınarak gizleme
çabası, örgütün sistematik ve planlı psikolojik harekat
faaliyetlerinin sadece birkaç göstergesidir.

Psikolojik harekat bağlamında önemli bir işlevi olan İrticayla
Mücadele Eylem Planında da özellikle yaptırılacak haberlerde TSK
personeli tabiri kullandırılması ve bu şahısların mesleki
çalışmalarından dolayı haklarında işlem yaptırıldığı iddialarının
gündeme taşınmak istenmesi de, örgütün bu konudaki psikolojik harekat
stratejisini göstermektedir...

...Türkiye Cumhuriyeti Yürütme organını baskı altında alıcı, tahkir ve
tezyif edici yayınların, ülkenin sözde irtica tehlikesi altında olduğu
ve bunun sorumlusunun iktidar partisi olduğu yönünde kamuoyu
oluşturmayı hedefleyen yayınların, yine Dursun Çiçek imzalı irticayla
mücadele eylem planında yer alan hususlara paralel nitelikte
yayınların yer aldığı, bunların yanı sıra Ergenekon Terör Örgütü
yöneticiliği veya üyeliği suçlamaları ile halen yargılanmakta olan
şüphelilerce organize edildiği anlaşılan ve iddianamelerde ele alınan
Cumhuriyet Mitinglerinin propagandasını yapan yayınların bulunduğu,
ayrıca Ergenekon Terör Örgütüne yönelik soruşturmaları
itibarsızlaştırmayı amaçlayan yayınların da yer aldığı anlaşılmıştır."

SANIKLAR HAKKINDA NEDEN ÖRGÜT YÖNETME VE ÜYELİĞİNDEN DAVA AÇILDI?

İddianamede sanıklar hakkında neden örgüt suçlamasının yapıldığı şöyle
açıklanıyordu:
"...Soruşturma konusu internet siteleri faaliyetlerinin, Türk Silahlı
Kuvvetleri içerisine sızan Ergenekon Terör Örgütü mensuplarınca,
kurumdan bağımsız ancak kurumun imkanlarını kullanarak, hiyerarşik
düzene uygun bir şekilde Ergenekon Terör Örgütünün amaçları
doğrultusunda yürütüldükleri, kurum tanıtımı ve bilgilendirme amacıyla
yayın yaptıkları belirtilen internet sitelerinin bazıları ile Türkiye
Cumhuriyeti Yürütme organı ve milletin bir kesiminin psikolojik
harekat faaliyetlerinin hedefi haline getirdikleri kanaati oluşmuştur"

HAKKINDA DAVA AÇILAN SANIKLARA ÖRGÜT SUÇLAMASI İDDİANAMEDE BÖYLE YER ALDI

İnternet Andıcı iddianamesinde darbeye teşebbüs yanında örgüt
suçlamasıyla suçlanan sanıklara yöneltilen suçlama aynen şöyle:
"Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda, askeri
müdahale ortamı oluşturmak amacıyla, belirtilen internet siteleri
vasıtasıyla kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerini icra ve
organize ettiği, devlet yöneticilerini baskı altına almak, devlet
otoritesini zaafa uğratmak, bu hususta gerektiğinde kamu düzenini
bozup ülkede kaos ve düzensizlik ortamı oluşturmak, halkı devlet
yöneticilerine karşı kışkırtmak ve anarşi ortamı oluşturmak, böylece
cebir ve şiddet yöntemleri ile hükümetin görevlerini yapmasını kısmen
veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiği, ara yönetici sıfatıyla
harekat faaliyetini yönettiği ve örgüt üyelerini yönlendirdiği"...
















habervaktim

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı