![]() |
#2 |
![]() ![]() CUMALİ ÖNAL - 16 Kasım 2012 İsrail, günlerdir konuşulan Gazze saldırılarına önceki gün Hamas’ın üst düzey yetkililerinden birine suikast düzenleyerek başladı. Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği, dengelerin yeniden belirlendiği bir dönemde başlatılan saldırının sadece fırlatılan roketleri susturmaya yönelik olabileceği düşünülemez. Saldırının, İsrail’in iç politikasına ve Arap Baharı’na bakan iki yönü bulunuyor. İsrail’in şahin başbakanı Binyamin Netanyahu, bölgede ve komşularına yönelik birtakım oldubittilere girişebilmek için iç politikada elini güçlendirmeye çalışıyor. 2008 yılındaki gibi Gazze’ye yönelik bir saldırı başlatmak Netanyahu için tercih edilen en kolay yol. 2 ay sonra yapılacak parlamento seçimlerine, Gazze’yi yerle bir etmiş bir isim olarak girmek Netanyahu’ya şüphesiz büyük bir oy getirecek. Eli güçlü bir Netanyahu, bölgede ne gibi maceralara girişebilir? ABD başkanlık seçimleri öncesi Obama yönetimini İran’a yönelik bir operasyona girişmek için ikna etmeye çalışan Netanyahu’nun hedefinde şüphesiz sadece İran yoktu. Asıl hedefi Mısır ve Suriye oluşturuyor. Çünkü bu iki ülke ancak İsrail’in varlığını tehdit edebilir. İsrail ile pek çok kez savaşan bu iki ülkede demokrasinin yerleşmesi durumunda Müslüman Kardeşler hareketinin çevresinde şekillenen hükümetlerin iktidara gelmesi kaçınılmaz, ki halihazırda Mısır’da iktidar bu hareketin elinde. Bu hareket, İsrail’in varlığını tanımıyor ve bu ülkenin ortadan kaldırılması gerektiğini savunuyor. İsrail’in kullanabileceği en güçlü yöntem, bu iki ülkedeki hassas noktaları kaşımak olacaktır. Muhammed Mursi’nin iktidara gelmesinden sonra Sina Yarımadası’nda baş gösteren olayların İsrail’in dışında gerçekleşmesi düşünülemez. İsrail, Mısır’dan gelebilecek tehditleri savuşturabilmek için Sina Yarımadası’nın tampon bir bölge olarak kalmasına çok büyük bir önem veriyor. Bunun için de Camp David Antlaşması, İsrail için hayati bir önemde. Mısır’ın bu anlaşmayı iptal etmesi durumunda bölgedeki Bedevilerin Mısır yönetimine karşı harekete geçirilmesi güçlü bir ihtimal. Suriye ise İsrail açısından daha kolay bir hedef durumunda. Esed rejiminin devrilmesi durumunda dahi ülkenin milli birliğini kurması uzun bir zaman alacak. Hatta ülkenin mezhepsel ve etnik temelli bir bölünmeye dahi maruz kalması söz konusu olabilir. Bu tür bir bölünme ise bölgede en fazla İsrail’in işine yarayacak. Zayıf bir Suriye’nin Golan Tepeleri’ni geri alması da söz konusu olamayacak. Gazze’ye yönelik saldırının devam etmesi ya da uzun sürmesi durumunda Mısır ve Suriye’den İsrail’e fırlatılacak füzeler ise Netanyahu yönetiminin planlarını uygulamasını daha da kolaylaştıracak. İsrail’in Gazze’deki operasyona verdiği ‘Bulut Sütunu’ ismi de İsrail’in hedefini açıklıyor gibi. Tevrat’a göre İsrailoğulları Mısır’dan kaçarken, beliren bir bulut sütunu, onların sahili selamete ulaşmalarını sağlıyor. zaman |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|