Hedef (ya da gaye-amaç) sahibi devletle amaçsız devlet arasındaki fark da böylece ortaya çıkmıştı.
Bu sadece devletler arasında değil, insanlar arasında da belirleyici bir farktır: Hedef sahibi insan başarılı, hedefsiz insan ise başarısızdır.
Hedef sahibi insan yol-yöntem, hedefsiz insan ise "mazeret" üretir.
Tarihi örnekleri güncellersek, göreceğiz ki, Sayın Başbakan "mazeret" üretmiyor, icraat yapıyor.
Pat "on sekiz yaşa seçilme hakkı" diyor, pat "anadilde savunma hakkı" diyor, pat on üç şehri "Büyükşehir" statüsüne kavuşturuyor, kimsenin aklında olmayan "idam cezası"nı tartıştırıyor, açlık grevine, tüm tepkilere rağmen "şov" demeyi sürdürüyor, "erken seçim"i getiriyor, olmadığında ise peşini bırakıyor…
Haklı ya da haksız, ama patinaj yapmıyor, kendi ürettiği politikalara kendini hapsetmiyor…
İşte bu kıvraklıktır. Başbakan risk almayı seven hedef sahibi devlet adamı kıvraklığı ve rahatlığı içinde hareket ediyor.
Niyeti halis olanın Allah c.c yardımcısı oluyor...