Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-20-2012, 12:32   #1
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart
Alıntı:
Cumhuriyet döneminde Kemalizm’in baskıcı politikaları öncelikle alimleri hedef aldı… Yeni sistemin toplum mühendisleri tarafından topluma dayatılmasının önünde en büyük engel alimlerdi… Resmi ideoloji alimler ya susturarak yada itibarsızlaştırarak dinin toplum üzerindeki etkisini kırmayı hedeflediler… Kemalizm taciz ve tazirlerle alimleri acizleştirme, halk üzerindeki saygınlıklarını sıfırlama ve onları boğma yoluna gitti… Tevhidi Tedrisat bu amaca yönelikti…

Minber sustu, mihrap boşaldı, kürsü küstü, kalem kırıldı…

Ümmetin evlatları yetim kaldı. Fakihsiz bir toplum fıkıhsız bir kültür oluştu. Hatta iş öyle raddeye geldi ki; alimsiz İslami hareketler oluştu. İslami hareketlerdeki keyfiyetsizlik ve kifayetsizlik birazda buradan kaynaklanmıyor mu? Bu açığı İslamcı aydınlar doldurmaya çalıştı, ancak şer’i ilimlerde müktesebatı yetersiz olan bu kesim İslami hareketi temsil ve taşımada yetersiz kaldılar… Hatta kimi oryantalist ruhlu teologların elinde din kadavraya dönüştü…

Ramazan hocamdan yerinde tespitler....
Okuduğunuz için ben teşekkür ediyorum







 

Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-20-2012, 15:09   #2
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Aslinda kemalizm bir bosluk bulmaktan ziyade kendi arzuladigi bir boslugu icat etti....kan ve can pahasina.

Tevhidi tedrisat kanunu yalnizca ulemanin önünü kesmekle kalmadi,
ulemasiz yetisen nesillerin manevi muslugunu kesmeyi amacladi.
Düsününki...1000 yil islamin sancaktarligini yapmis bir millet, ölülerini yikayacak ve namazini kildiracak imam bile bulamaz bir hale getirilmistir.

Dinin temel esaslarini tren vagonlarinda ögretmeye ve ögrenmeye varacak kadar mahkum olan ulema ve talebe gördü bizim memleketimiz.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-20-2012, 18:20   #3
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart


Tevhidi tedrisat kanunu tambir travmatik kopuş dönemidir...
Halkın direnişinini kırmanın ilk adımıydı...biranda kısırlaştırma politikası...kültürel ve tarihisel sermayemiz biranda yok oldu..

Ve direnişinn öncüleri alimler, bir günde cahil durumuna düşürülüp toplumla ileşim kanalları kapatıldı..medrese geleneğine vurulan bu darbe aslında sistemin oturması için en önemli hamleydi ki bunu şimdi daha iyi anlıyoruz..hala bunun sancısını çekiyoruz çünkü..

Kanunlar onaylanırken ve akabinde halk partisinin 3. döneminde zaferle çıkması günümüzde bile oturtmayı başaramadığımız adeletli bir seçimden ibaret değildir sanırım...açılan farklı görüşteki partilerin düzeni bozma adıyla kapatıldığı yol arkadaşlarının biranda çıktığı yolda kuma gömüldüğü gerçeğide var...deyim yerindeyse siyasetin ilk oyunları sağ gösterip sol vurarak vatansever duygularla direnen halkın biranda düştüğü durum sistemin ittihatçıların eline geçirmesinin başlangıcı oldu...ceremeside acı oldu tabi...sesini çıkarana idam,hapis,baskı,tarihi yeniden yazma da geçmişe dair bize en büyük bir mirasları oldu tabi...bu mirası yedikçe suyu çıkıyor baksanıza

Ayrıca benim kanım o zamanki alimlerin halktan kopuk oluşu değilde halkın nefsani duygularla dini yaşamdan kopuşu söz konusu olabilir...alim zaten halktan kopuk olsa ilim irfan sahibi olmasa alim olmazdı...ama Osmanlının ilk yıllarıyla kıyaslamamak lazım...Tanzimattan buyana değerlendirirsek halka sunulan farklı bir yaşam tarzı var...ve malesef siyaset artık tek elden çıkmış durumdaydı...yönetici ve alim birlikte hareket ederse o zaman sonuçları daha sağlam beklentiler olur..

Tedrisat kanundan sonrada bütün yasaklara rağmen alimlerin boş durduğuna inanmıyorum....çünkü tohum atılmadan gül biçilmez...medreseden evide kapattırılan alimler bugünün değişimi için tohumlar attılar alimler yetiştirdiler..ve sistemi ve düzeni kurmalarına rağmen muvaffak olamadılar...bundan sonra bize düşen ise hakkaniyetli, erdemli bir yaşlam ve gelecek nesillerimize aşıladığımız dava şuuru...

Oğlum doktor olacaksın değilde inşaallah alim olacaksın diyebilmek belkide
Yada abdetsisz sütümü yavruma içirmedim kelamını yeniden dillendirmektir bir anaya düşen ve bu şuurla yetişecek evlatların inşaa edeceği bir gelecek inşallah













Konu Gönülden tarafından (11-20-2012 Saat 19:08 ) değiştirilmiştir..
Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-21-2012, 03:27   #4
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Alıntı:
Yalçın KARACA Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tevhidi Tedrisat kanunları az sayıda muhalif olsada meclisten gecebiliyordu , bir çok devrimlere ufak caplı direncler gösterilsede islamın bağnaz cevreleri modernleşmemize engel oluyor , biz dinsiz değil ama dini yorumlamakta zorluk ceken geri kafalıları medenileştirme gayreti içindeyiz diyerek cazip hale nasıl gelebiliyorlardı. Üçündü dönem seçimleri yapılırken Mustafa Kemalin partisi zafer ile çıkabiliyor ve halk tarafından çoşku ile karşılanıyordu . Bunlar olurken tabiiki muhalifler susturuluyor , baskıcı yaptırımlar ile gizliden gizliye oluyordu her şey . Anlamakta güçlük çektiğim bir şey var eğer bizim dini lider ve önderlerimiz islamın her yönü ile hakkını verebilmiş olsaydı Kemalist sistem bu topraklarda makes tutabilirmiydi Hocam.

Iyi bir Kaptan liman'a demirlemis bir gemide degilde, acik denizde firtinali havada engin dalgalarla bogusarak kalitesini belli edermis.


Sizin tabirinizle üstadim, " Islamin her yönü ile hakkini verebilmis olsaydi" alimlerimiz acaba kemalizm bu denli Islam düsmanliginda ileri gidebilirmiydi?...
Bunu iki cihetle cevaplamak isterim sahsi düsüncem olarak...
Birincisi,
kader perspektifinden bakarak böyle bir durumun yani din düsmani cenahin er yada gec iktidar olmasina hayret etmedigimi ifade etmek isterim. Cünkü, Osmanlinin son dönemlerinde, özellikle tanzimattan sonra yasanan sürecin böyle bir sonuca bizi sürükledigini düsünüyorum. Bu noktada elestiri dairemize cumhuriyet'e gecmeden evvel tanzimat sonrasi devlet idaresinde, medreselerde, orduda ...vs. alinan yanlis karar ve uygulamalara deginmek yerinde olur. O dönemde, Hak ile batil arasindaki mücadelede batilin galebe oldugu bir safhaya gecildigine sahit oluyoruz. Bu mücadelenin nihayetinde batilin en muktedir oldugu devirde aslinda cumhuriyetin kurulus yillarina raslar. Haliyle, BEYNI saran bir kanser hücresinin bütün vucudu etkisiz hale getirdigi gibi, bu cenahta ülkemizin adeta BEYNINI zapti rapt altina aldigi icin halktan tutunda devlet idaresini, bürokrasiyi ve orduyu hasili kelam tüm yurdu etkisi altina almistir ve dolayisiyla bagisIklik sistemimiz olan manevi kaynaklarimizi etkisiz hale getirmistir.
Ikincisi,
Peygamberler teblig ile vazifelilerdir.
Her peygamber gönderildigi kavme ve ümmete insanligin en buhranli ve batilin en tepede oldugu bir devirde gönderilmistir.
Peygamber varisleri ve islam önderleri ve mesayih ve mürsidlerden de aslinda her devirde oldugu gibi bu türden batilin galip oldugu dönemlerdede gelenleri vardir...ve bunlar Allah (c.c.) icin yapabileceklerinin en iyisini yapmislardir.
Örnegin bir Said'i Nursi hazretleri yada Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri...
Süleyman efendi hazretleri Tevhidi tedrisat kanunu kabul edilince, dersiamlar cemiyetinde dönemin alimlerini toplar ve onlara dini mübini islamin ihyasi ve müdafaasi icin hükümete mektub yazilmasini ve devletten maas alinmadan ücretsiz bir sekilde dini ilimlerin okutulmasini taleb etmegi önerir.
Netice?
Neticede, yüzlerce dersiamdan yalnizca bir kaci bu önerinin altina imza koyarlar ve digerleri devletin hismini üzerlerine cekmekten korkarlar ve imzalamazlar. Nitekim devlet yetkilileri, tevhidi tedrisatin yürürlükte oldugunu ve muhalefet edenlerin siddetle cezalandirilacaklarini hatirlatan cevabi bir telgraf gönderirler.
Simdi burdan yola cikarak bir degerlendirelim isterseniz...
O birkac dersiam haricinde imza atmayanlar direk olarak sizin sorunuzun muhatabidir bence...cünkü ifadenizdeki gibi "ISLAMIN HAKKINI" verememislerdir.
Madalyanin diger yüzü...,
Efendi hazretleri ve dilekceye imza atan birkac dersiam ve onlar gibileride aslinda kiyamete kadar "ISLAMIN HAKKINI" verenlerin olduguna bir kanittir. Diger bir delilde, onlarca yil islam düsmanligina ragmen bu ülkede halihazirda islam dini teblig ediliyorsa, ihya ediliyorsa demekki islam dininin herseye ragmen hakkini verenler varmis.

Iste öyle firtinali bir devrin,
bir Said'i nursi gibi, bir Süleyman Hilmi Tunahan gibi, bir Ahiskali Ali Haydar gibi, bir Abdulhakim Arvasi gibi ...v.s. kaptanlari vardi...ve onlar ellerinden geldigince gemiyi batirmamanin cabasiyla sakin ufuklara yelken aldilar....


Kemalizm bir kabustan ibarettir.
Gelmesi nasil o günkü sürecin sonucuysa gitmeside yasanan bugünkü sürecin sonucu olacaktir.


Biz seferle mükellefiz...
Zafer Allah'tandir.

Ayriva Gönülden kardesimin degerlendirmesi cok güzel ve dikkate alinmasi gerekir diye düsünüyorum.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı