|
|
|
|
#1 |
|
"...İslami muhalefet için söylediklerimiz, Kürtçü muhalefet için de geçerli olabilir. Kürt hareketinin liderlik bayrağının Ayan reisi Abdülkadir ve Sorbonne mezunu Bedirhan beylerden Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibilerine, ve asli etkinlik alanının başkent salonlarından Hakkari ve Dersim'in dağlarına çekilmesi, daha çok 1924 sonrasına özgü bir gelişme gibi görünüyor...
...1925 yılından sonra CHP iktidarına muhalefet, taşranın İslamcı ve tarikatçı unsurlarıyla (ve, yerel olarak, Kürt isyanlarıyla) sınırlı kalmıştır. Rejimin genel çerçevesi içinde muhalefet edebilecek aydın ve elit çevreler, bu tarihten itibaren ya sinmişler, ya yurt dışına gitmişler, ya da rejime iltihak ederek Ankara'da mevki edinmek yolunu tutmuşlardır. Muhalefetin sözcülüğü, kasaba uleması ile tarikat şeyhlerine terkedilmiştir. Yasal bir muhalefet kadrosu içinde yer alma imkânları yokedilen İslamcılar daha radikal yollara yöneldikçe, rejimin onlara karşı yöneltmek zorunda olduğu şiddetin dozunun artacağı da doğaldır. Özellikle 1926-27'de şapka kanununa gösterilen tepkiler dolayısıyla ve 1930-31'de Menemen olayları ertesinde tüm yurtta son derece sert bastırma tedbirlerine ihtiyaç duyulmuştur. Kolayca tahmin edileceği gibi bunlar, İslamcı (ve Kürtçü) tepkiyi daha uç noktalara itmiş, karşılıklı bir tırmanma süreci yaşanmıştır. O devirde doğan cepheleşmenin, bugün de Türk siyasetine hâkim görünmesi ilginçtir..." Yanlış Cumhuriyet, sayfa 85-86 / Sevan NİŞANYAN
|
|
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
|
"Osmanlı toplumunda devlet-üstü kimlik düzeyi iki yönlüdür.
Bir yanda Tanzimattan itibaren Osmanlı elitinin ve gayrimüslim tebaanın benimsediği Avrupalılık yönelişi; öbür yanda 1860'lardan itibaren "ittihad-ı İslam" fikriyle siyasi bir anlam kazanan ümmet duygusu, farklı istikametlerden de olsa, siyasi otoritenin mutlakiyetini kısıtlamaya yönelen eğilimler olmuşlardır. Cumhuriyet rejimi ümmet identifikasyonunu reddetmiş, Tanzimat Batıcılığını ise gayri milli, kozmopolit ve yoz bir anlayış olarak mahkûm etmiştir. "Batılılaşma" adı altında getirilen şey Avrupa uygarlığına aidiyet ve dayanışma duygusu değildir: mutaassıp bir ulusçuluk anlayışı çerçevesinde, devletçe kuvvetlenip "yabancı düşmanlara" meydan okuma çabasıdır." Yanlış Cumhuriyet, sayfa 158-159 / Sevan NİŞANYAN |
|
|
|
|
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|