Anketler Tüm anketlerimizi burada paylaşıyoruz. |
Anketimiz: Çözüm Sürecini ve Dolayısıyla PKK Terörünün Bitirilmesini Destekliyor musunuz? | |||
Evet, Kürt sorunu çözüme ulaştırılsın, PKK terör örgütü etkisiz hâle getirilsin ve böylelikle düşük yoğunluklu savaş sona erdirilsin. |
![]() ![]() ![]() ![]() |
35 | 92.11% |
Hayır, Kürt sorunu da bu sorundan kaynaklanan etnik terör de bitirilmesin, düşük yoğunluklu savaş sürsün, insanlar ölmeye ve analar ağlamaya devam etsinler. |
![]() ![]() ![]() ![]() |
2 | 5.26% |
Ulusalcıların, laikçilerin ve faşistlerin kara propagandalarının etkisi altındayım ve bu yüzden kararsızım. |
![]() ![]() ![]() ![]() |
1 | 2.63% |
Katılımcı sayısı: 38. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor |
![]() |
|
![]() |
#1 |
![]()
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() "Silahlı unsurlar dışarı çıksın!"
![]() Diyarbakır'da büyük bir coşkuyla kutlanan Nevruz'da, İmralı adasında tutuklu bulunan Abdullah Öcalan'ın çözüm sürecine yönelik mesajı okundu. Öcalan, mektubunda 'İslami demokratik kardeşlik' vurgusu yaptı. "Bugün milyonların şahitliğinde yeni bir dönem başlatacağım. Silah değil siyaset. Silahlı güçlerimiz sınır dışına çekilsin." dedi. İşte Öcalan'ın mektubunun tam metni: "SELAM OLSUN" Merhaba. Nevruz kutlu olsun. Mazlumların özgürlük ve Newroz'u kutlu olsun. Selam olsun bu uyanış canlanış ve diriliş günü olan Nevruz'u kutlayan Ortadoğu ve Ortaasya'ya selam olsun. Selam olsun bu uyanış, canlanış ve diriliş günü olan Newrozu en geniş katılım ve ittifakla kutlayan Ortadoğu ve Orta Asya Halklarına… Selam olsun yeni bir dönemin miladı ve gün ışığı olan Newrozu büyük bir coşkuyla ve demokratik bir hoşgörüyle kutlayan kardeş halklara… Selam olsun demokratik hakları özgürlük ve eşitliği rehber edinen bu büyük yolun yolcularına… Zağros ve Toros dağ eteklerinden, Fırat ve Dicle nehir vadilerine; kutsal Mezopotamya ve Anadolu topraklarından tarım, köy ve şehir uygarlıklarına ANAlık eden halkların en eskilerinden olan Kürtler sizlere selam olsun... "DİCLE İLE FIRAT, SAKARYA VE MERİÇ'İN KARDEŞİDİR" Binlerce yıllık bu büyük medeniyeti farklı ırklarla, dinlerle, mezheplerle kardeşçe ve dostça birlikte yaşayan, birlikte inşa eden Kürtler için Dicle ile Fırat, Sakarya ve Meriç’in kardeşidir. Ağrı ve Cudi Dağı, Kaçkar ve Erciyes’in dostudur. Halay ve Delilo, Horon ve Zeybek’le hısım-akrabadır. Bu büyük medeniyet, bu kardeş topluluklar, siyasi baskılarla harici müdahalelerle grupsal çıkarlarla birbirlerine düşürülmeye çalışılmış; hakkı, hukuku, eşitliği ve özgürlüğü esas almayan düzenler inşa edilmeye çalışılmıştır. Son iki yüz yıllık fetih savaşları batılı emperyalist müdahaleler baskıcı ve inkarcı anlayışlar, Arabi, Türki, Farisi, Kürdi toplulukları ulus devletçiklere, sanal sınırlara suni problemlere gark etmeye çalışmıştır. Sömürü rejimleri, baskıcı ve inkârcı anlayışlar artık miadını doldurmuştur. Ortadoğu ve Orta Asya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor. Birbirlerine karşı kışkırtıcı ve köreltici savaşlara ve çatışmalara dur diyor. "MİLYONLAR 'ARTIK BARIŞ' DİYOR" Newroz ateşiyle yüreği tutuşan, meydanları hınca hınç dolduran yüz binler, milyonlar artık barış diyor, kardeşlik diyor, çözüm istiyor. İçinde doğduğumuz çaresizliğe, bilgisizliğe, köleliğe karşı bireysel isyanımla başlayan bu mücadele her türlü dayatmaya karşı bir bilinci, bir anlayışı, bir ruhu oluşturmayı amaçlıyordu. Bugün görüyorum ki, bu haykırış bir noktaya ulaşmıştır. "BİZİM KAVGAMIZ HİÇBİR IRKA KARŞI OLMAMIŞTIR" Bizim kavgamız hiçbir ırka, dine, mezhebe veya gruba karşı olmamıştır, olamaz. Bizim kavgamız ezilmişliğe, bilgisizliğe, haksızlığa, geri bırakılmışlığa her türlü baskı ve ezilmeye karşı olmuştur. "YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR" Bugün artık yeni bir Türkiye’ye, yeni bir Ortadoğu'ya ve yeni bir geleceğe uyanıyoruz. Çağrımı bağrına basan gençler, mesajımı yüreğine katan yüce kadınlar, söylemlerimi baş-göz üstüne diyerek kabul eden dostlar, sesime kulak kesilen insanlar; Bugün yeni bir dönem başlıyor. Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor. Siyasi, sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor; demokratik hakları, özgürlükleri, eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor. Biz, onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, büyük bedeller ödedik. Bu fedakarlıkların, bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Kürtler özbenliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı. "SİLAHLI UNSURLAR SINIR DIŞINA ÇIKSIN" “Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun” noktasına geldik. Yok sayan, inkâr eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Türküne, Kürdüne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor. Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan, bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum. "BU BİR SON DEĞİL" Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu, mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır. Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkâr eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattır. "İSLAMİ DEMOKRATİK KARDEŞLİK" Kürdistan ve Anadolu tarihine yaraşır şekilde tüm halkların ve kültürlerin eşit, özgür ve demokratik ülkesinin oluşması için herkese büyük sorumluluk düşüyor. Bu Newroz münasebetiyle en az Kürtler kadar Ermenileri, Türkmenleri, Asurları, Arapları ve diğer halk topluluklarını da yakılan ateşten kaynaklı özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi öz eşitlik ve özgürlük ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum. Saygıdeğer Türkiye halkı; Bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır. Gerçek anlamında, bu kardeşlik hukukunda fetih, inkâr, red, zorla asimilasyon ve imha yoktur, olmamalıdır. "BİZİ AYIRAN KAPİTALİST MODERNİTEDİR" Kapitalist Moderniteye dayalı son yüzyılın baskı, imha ve asimilasyon politikaları; halkı bağlamayan dar bir seçkinci iktidar elitinin, tüm tarihi ve de kardeşlik hukukunu inkâr eden çabalarını ifade etmektedir. Günümüzde artık tarihe ve kardeşlik hukukuna ters düştüğü iyice açığa çıkan bu zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için hepimizin Ortadoğu’nun temel iki stratejik gücü olarak kendi öz kültür ve uygarlıklarına uygun şekilde demokratik modernitemizi inşa etmeye çağırıyorum. "ZAMAN HELALLEŞME ZAMANIDIR" Zaman; ihtilafın, çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin, kucaklaşma ve helalleşmenin zamanıdır. "ÇANAKKALE'DE OMUZ OMUZA ŞEHİT DÜŞTÜK" Çanakkale’de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler; Kurtuluş Savaşı’nı birlikte yapmışlar, 1920 meclisini birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin önümüze koyduğu gerçek, ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir. TBMM’nin kuruluşundaki ruh, bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır. MİSAK-I MİLLİ VURGUSU Tüm ezilen halkları, sınıf ve kültür temsilcilerini; en eski sömürge ve ezilen sınıf olan kadınları, ezilen mezhepleri, tarikatları ve diğer kültürel varlık sahiplerini, işçi sınıfının temsilcilerini ve sistemden dıştalanan herkesi çıkışın yeni seçeneği olan Demokratik Modernite Sistemi’nde yer tutmaya, zihniyet ve formunu kazanmaya çağırıyorum. Ortadoğu ve Orta Asya kendi öz tarihine uygun bir çağdaş modernite ve demokratik düzen aramaktadır. Herkesin özgürce ve kardeşçe bir arada yaşayacağı yeni bir model arayışı, ekmek ve su kadar nesnel bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu modele yine Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasının, ondaki kültür ve zamanın öncülük etmesi, onu inşa etmesi kaçınılmazdır. Tıpkı yakın tarihte Misak-i Milli çerçevesinde Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Milli Kurtuluş Savaşı’nın daha güncel, karmaşık ve derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz. Son doksan yılın tüm hata, eksiklik ve yanlışlıklarına rağmen bir kez daha yanımıza, mağdur edilmiş, büyük felaketlere uğramış halkları, sınıfları ve kültürleri de alarak bir model inşa etmeye çalışıyoruz. Tüm bu kesimleri; eşitlikçi, özgür ve demokratik ifade tarzının örgütlenmesini gerçekleştirmeye çağırıyorum. Misak-i Milli’ye aykırı olarak parçalanmış ve bugün Suriye ve Irak Arap Cumhuriyeti’nde ağır sorunlar ve çatışmalar içinde yaşamaya mahkûm edilen Kürtleri, Türkmenleri, Asurileri ve Arapları birleşik bir “Milli Dayanışma ve Barış Konferansı” temelinde kendi gerçeklerini tartışmaya, bilinçlenmeye ve kararlaşmaya çağırıyorum. "ZAMANIN RUHUNU OKUYAMAYAN TARİHİN ÇÖP SEPETİNE GİDER" Bu toprakların tarihselliğinde önemli bir yer tutan “BİZ” kavramının genişliği ve kapsayıcılığı dar, seçkinci iktidar elitleri eliyle “TEK”e indirgenmiştir. “BİZ” kavramına eski ruhunu ve pratiğini vermenin zamanıdır. Bizi bölmek ve çatıştırmak isteyenlere karşı bütünleşeceğiz. Ayrıştırmak isteyenlere karşı birleşeceğiz. Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler, uçuruma sürüklenirler. Bölge halkları yeni şafakların doğuşuna şahitlik etmektedir. Savaşlardan, çatışmalardan, bölünmelerden yorgun düşen Ortadoğu halkları artık kökleri üzerinden yeniden doğmak, omuz omuza ağaya kalkmak istiyor. Bu Newroz hepimize yeni bir müjdedir. Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in mesajlarındaki hakikatler, bugün yeni müjdelerle hayata geçiyor, insanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor. Batının çağdaş uygarlık değerlerini toptan inkâr etmiyoruz. Ondaki aydınlanmacı, eşit, özgür ve demokratik değerleri alıyor kendi varlık değerlerimizle, evrensel yaşam forumlarımızla sentezleyerek yaşamlaştırıyoruz. Yeni mücadelenin zemini fikir, ideoloji ve demokratik siyasettir, büyük bir demokratik hamle başlatmaktır. Selam olsun bu sürece güç verenlere, demokratik-barış çözümünü destekleyenlere! Selam olsun halkların kardeşliği, eşitliği ve demokratik özgürlüğü için sorumluluk üstlenenlere! Yaşasın Newroz, yaşasın halkların kardeşliği! İmralı Cezaevi 21 Mart 2013 Abdullah Öcalan Kaynak Habertürk 21.03.2013 Konu Cihannur tarafından (04-21-2013 Saat 19:02 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | ||
![]() Alıntı:
Alıntı:
Böyle sıfatlandırma olmaz.Ya demokrasi ki o zaten her ülkede var. İslam adaletinin yani şeiatın bu ülkede olması şarttır. bu olmalıdır.Biz demokrasi değil İslam kardeşliği istiyoruz.Demokrasi, kemalistlerin veya laikçilerin olsun.İslam adaleti olsaydı bu kafir teröristin ve onun yandaşlarının hepsinin kellesi giderdi.Lakin demokrasi ile bunlar devletimiz tarafından hapislerde beslenmektedir.İslam asla terörizme geçit vermez.Tek yol İslam ve İslam kardeşliğidir.Çözüm yolu budur. MİLLİYETÇİLİK VEYA IRKÇILIK TAMAMEN ÜLKEMİZDEN UZAK TUTULMALIDIR.ÜMMETÇİLİK KADAR GÜZEL BİR BİRLİK VE BERABERLİK YOKTUR.MÜSLÜMANLAR KARDEŞTİR.MİLLİYETÇİ VEYA ÜLKÜCÜ GEÇİNENLERE DUYURULUR. |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() "Bize göre de silahın zamanı geçmiştir"
![]() Murat Karayılan, Kandil'e giden Hasan Cemal'e konuştu. Gazeteci Hasan Cemal, Kandil'de Murat Karayılan'la görüşerek çok çarpıcı bir röportaja imza attı. T24 internet sitesinde yayınlanan röportajda Karayılan; Öcalan'ın mesajından çekilme sürecine, ateşkes ilanından yeni Anayasa'ya kadar birçok konuda 'ana karargâh'ın çözüm sürecine bakış açısını anlattı. "GERİ ÇEKİLME EN ERKEN SONBAHARDA" Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında Öcalan’ın “Silahlar sussun, fikirler konuşsun. Silahlı unsurlar sınır dışına çekilsin." çağrısından iki gün sonra gerçekleştirilen röportajda Murat Karayılan,en çarpıcı mesajlarından birini 'Geri çekilme' konusunda veriyor. Karayılan'a görePKK ne kadar hızlı davranırsa davransın sınır dışına çekilme sürecinin tamamlanması sonbahara kadar sarkar. "SİLAHIN ZAMANI GEÇTİ" Ve en çok merak edilen konulardan biri... Kandil için de silahlı dönem sona erdi mi? Karayılan net cevap veriyor: "Bize göre de silahın zamanı geçmiştir. Öcalan'ın 'Yeni dönemde artık silah değil, siyaset öne çıkıyor; silahlı mücadeleden demokratik mücadeleye geçiliyor.' sözlerine katılıyorum; ama bunun için de aşamalar var katedilmesi gereken, süreçler var geçilmesi gereken." Kaynak Habertürk 24.03.2013 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Çağlayan: Kürt’üm diyemedim
![]() Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, terör sorununun çözümü sürecinin sabotaj edilmek istendiğini söyledi. Kürt olduğunu yıllarca dile getiremediğini belirten Çağlayan, “Kafatası milliyetçiliğinin mutlaka önüne geçmek gerek. Eski Ülkücü olarak bunları söylüyorum.” dedi. İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla temaslarda bulunmak üzere beraberindeki Türk ihracatçı ve girişimcilerle Suudi Arabistan'ın Cidde kentine gelen Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Bazı kesimlerin daha başlangıçta barış sürecini sabote etmeye çalıştıklarını vurgulayan Çağlayan, herkesin sürece destek vermesi gerektiğini söyledi. ''Yıllardır Kürt olduğunu söyleyememiş biriyim.'' diyen Bakan Zafer Çağlayan, şunları kaydetti: ''Sayın Başbakanımızın cesareti bugüne kadar görülmemişti. Böyle bir barış süreci çok ciddi kazanımlar getirecek. Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini istemeyen birilerinin pek hoşlanmadığı bir süreç. Çomak sokmaya devam edecekler. Bu işi çözebilecek sayın Başbakanımın iradesi; Türkiye'de sürekli bu tür problemin olmasını isteyen odakları rahatsız edecektir. Daha başlangıçta bu süreci sabote etmeye çalışıyorlar. Görüşlerde çok fazla bir değişiklik yok, daha farklı davranış ve tutumlar da olabilecektir. Sımsıkı sarılırsak bu sürece, Türkiye bu sorunların üstesinden gelecektir. İnşallah bu süreci bozmak isteyenlerin elinde patlayacak. İnşallah muhalefet popülist politikalara kurban etmez bu süreci. Bu süreci sabote edecek eylemler olabilecektir. Durmak yok gaza devam, kafatası milliyetçiliğinin mutlaka önüne geçmek gerek. Eski Ülkücü olarak bunları söylüyorum.'' Kaynak Ntvmsnbc 03.03.2013 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 | |||
![]() Ortaylı: Birileri Kürt'üm Diyecek Diye Türklük'ten Çıkmam
![]() İlber Ortaylı'nın çıkışları sürüyor: "Birileri Kürt'üm diyecek diye Türklük'ten çıkamam." Aralarında akademisyen, siyasetçi ve emekli askerlerin bulunduğu 300'ü aşkın imzası bulunan "Türk Milleti'ne Çağrı" adlı bildiri konuşulmaya devam ediyor. "Atatürk'ün kurduğu milli devlet yapısı ortadan kaldırılamaz" ve "Türk kelimesi anayasadan çıkarılamaz" şeklinde kampanya yürüten grupta imzası bulunan tarihçi İlber Ortaylı "Atilla Güner'le Akşam Postası"na konuk oldu. "Türkiyeli" gibi bir kavramın kabul edilemeyeceğini vurgulayan Ortaylı, "Birileri ben Kürt'üm diyecek diye ben Türklük'ten çıkamam." dedi. İşte Ortaylı'nın o açıklamaları ''KENDİ KİMLİĞİNE SAHİP OL, AMA ÖBÜRÜNÜN KİMLİĞİNİ KALDIRMASINI İSTEME'' Güner, İlber Ortaylı'ya ''Türk kelimesi olmayan bir Türkiye'nin olmayacağını vurguladınız. Türk yerine Türkiyeli sözcüğü karşılığı olmayan bir sözcük mü oluyor?'' diye sordu. Ortaylı soru üzerine: ''Coğrafyayla kimlik edinilmez. Mesela Fransa memleketin adıdır. Hiç kimseye Fransa'dan türeme bir isim verilmez. Bizim adımızın da Türkiye'den mülhem olması şart değil. Türkiye bir memleketin adıdır. "Türkler'in ülkesi" demektir. Eskiden Türkmen de denildiği için Anadolu'ya "Türkmenya" , "Turkia" veya "Türkmeniya" diye 12.asrın İtalyanları ad koymuştur. Bu coğrafyadaki etnik grupların kendi kimliklerini, dillerini, kültürlerini yaşatmak haklarıdır. Tabii bunu yapmak için de bilhassa onların münevverlerinin çok gayretli ve çalışkan olmaları gerekir. Önemli olan bu değil. Mühim mesele herkes kendi kimliğine sahip olur, kendi adını söyler, kendi dilini öğrenir, kendi kültürüne sahip olmaya çalışır. Fakat siz kalkıp da bu yüzden öbürünün kimliğini kaldırmasını isteyemezsiniz. Bu gülünç olur, mantık dışıdır bir kere.'' dedi. ''O KÜRT DİYE BEN TÜRKLÜK'TEN Mİ ÇIKACAĞIM'' Atilla Güner'in, ''Kendini Kürt olarak ifade eden o zaman ne diyecek? Ben Türkiyeli Kürdüm mü desin?'' sorusu üzerine ise Ortaylı, ''Türkiye'de yaşayıp 'ben Türk değil Kürt'üm' diyebilir, ne var bunda. Şimdi o Kürt oldu diye ben mi Türklük'ten çıkacağım. Öyle bir şey olabilir mi? Ne kadar anlamsız bir çıkış bu ve bunu çıkartan da maalesef birkaç tane orijinal olmak isteyen münevverler. Coğrafya bilmiyorlar, hiçbir şey bilmiyorlar ve aslında kimliğini saklamak isteyen belki de rahatsız olan adamlar bunlar. Önce kendi kimliğine kendisi sahip çıksın o zaman zaten mesele kalmaz. ''RUSLARLA DİDİŞEN AZERBAYCANLI GÖRDÜN MÜ'' Siz hiç Ruslarla didişen bir Azerbaycanlı ya da Kazan'lı bir Tatar gördünüz mü o coğrafyada? Kendi milliyetini inşa etmek içini başkasına saldıran var mı? Varsa da bu sağlıklı bir davranış değildir. Sloganımız başka kültürleri sevin ya da sevmeyin ama saygı duymak zorundasınız. Bu saygıyı da Türkler de bekliyor. Bütün mesele bu.'' dedi. Kaynak En Son Haber 02.04.2013 İlber Ortaylı: Birileri Kürdüm Diyecek Diye Türklük'ten Çıkmam - Video İlber Ortaylı: Türklük Anayasa'dan Çıkmasın!
|
||||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|