Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Kim? Kimdir? Biyografiler ve hayat hikayeleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-27-2013, 22:40   #1
Kullanıcı Adı
zülcenaheyn
Standart
YAHUDİ SOYKIRIMI YALANI!!!

http://www.akpartiforum.com/yahudi-s...61#post1037161

 

zülcenaheyn isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 05-30-2013, 21:27   #2
Kullanıcı Adı
zülcenaheyn
Standart
Soykirim Efsanesi Nasil Dogdu?

Nazi Almanyasi'ndaki Yahudilerin baski ve
iskence politikasina maruz kaldiklari konusu, Nazilerin iktidara geldikleri 1933
yilindan itibaren Bati'daki yayin organlarinda islenmeye baslamisti. Medyayi bu
konuda besleyen en önemli kaynak ise birer sivil toplum örgütü niteligindeki
Yahudi kuruluslariydi. Nazilerin Yahudilere karsi toplama kamplarinda sistemli
bir "soykirim" yürüttügü yönündeki iddialar ise, 1942 yilinda yogunluk kazandi.
Bu iddialari dile getirenler Dünya Siyonist Örgütü ve onun Batili ülkelerin
hemen hepsinde kurulmus olan kollariydi. Örnegin Yahudilerin Nazi toplama
kamplarinda "sabun" haline getirildiklerine dair saiyalar, ilk kez Amerika'daki
Siyonist hareketin lideri ve Amerikan Yahudi Kongresi'nin (AJC) baskani olan
Stephen Wise tarafindan duyuruldu. Wise, 1942 yilinda resmi bir açiklama
yaparak, "yahudi cesetlerinin Almanlar tarafindan sabun, yag ve gübreye
dönüstürüldügünü" iddia etti. Gaz odalari iddialari da yine ayni dönemde resmi
siyonist kuruluslarin temsilcileri tarafindan duyuruldu.

Bu iddialarin
genel medya tarafindan desteklenmesinin ise iki nedeni vardi: Birinci neden,
Yahudi sermayeli yayin organlarinin bu konuya gösterdikleri özel ilgiydi. Ikinci
ve daha önemli olan neden ise, bu haberlerin Batili ülkelerin savas halinde
olduklari Nazi Almanyasi'na karsi kullanabilecek iyi bir karsi-propaganda
malzemesi olusuydu. ABD yönetimi bu propagandayi çok gerekli buluyordu; çünkü
"kendi çocuklarimizi neden Avrupa'da savasmaya gönderdik" diye düsünen genis
halk kitlelerini savasin gerekliligine ikna etmek için, "gaz odalarinda
öldürülüp sabun yapilan" masum insanlari kurtarmak kadar iyi bir gerekçe
bulunamazdi. Nitekim Almanlar hakkinda buna benzer gerçek disi bazi vahset
hikayeleri, I. Dünya Savasi sirasinda da Amerikan kamuoyunu ülkelerinin savasa
girmesine ikna etmek için üretilmisti.

Savas yillarinda bu sekilde
üretilen Soykirim söylentileri, Nazi toplama kamplarinin Amerikan, Ingiliz ya da
Sovyet birlikleri tarafindan 1945 yili içinde ele geçirilmesiyle birlikte iyice
güçlendi. Çünkü müttefik ordulari bazi kamplarda, özellikle Dogu Polonya'daki
Belsen'de binlerce yahudi tutuklunun korkunç durumdaki cesetleriyle
karsilasmislardi. Bunlarin fotograf ve filmleri dünya medyasinda yayinlandi. Bu
cesetler soykirimin açik birer delili sayildilar. Oysa sözkonusu cesetlerin ölüm
nedeni Nazilerin her türlü önleme ragmen bir türlü basa çikamadiklari tifüs
salgini ve savasin son aylarinda Alman tasima sisteminin çökmesi nedeniyle bazi
kamplarda, özellikle Dogu Polonya'daki büyük kamplarda basgösteren açlikti. Buna
karsilik, daha Bati'da yer alan kamplardaki Yahudi tutuklularin gayet sihhatli
ve psikolojik yönden de rahat bir durumda oldugu gözlenebiliyordu.


Nürnberg Mahkemesi

Soykirim efsanesini "adli" bir anlamda
tarihsel literatüre geçiren en önemli gelisme ise, 1946 yilinda Nazi savas
suçlularini yargilamak için düzenlenen Nuremberg Mahkemesi oldu. Bu mahkemede
bazi "tanik"lar kürsüye çikarildilar ve toplama kamplarindaki yahudi
tutuklularin gaz odalarinda sistemli bir biçimde ihma edildigini anlattilar. Bu
verileri degerlendiren mahkeme, "6 milyon Yahudinin Nazi toplama kamplarinda
imha edildigini, bunlarin dört milyonunun özel üretilmis imha araçlariyla
katledildigini" kabul etti. Bu mahkemede delil olarak sunulan malzeme ve
ifadeler, Soykirim literatürünün hala en büyük dayanagidir.

Ancak
mahkeme gerçekte pek dürüst ve tarafsiz bir ortamda yapilmamisti. Nazi
Almanyasi'ni yenilgiye ugratmis olan müttefikler-ABD, SSCB, Ingiltere ve
Fransa-Nazi rejimini ne kadar korkunç ve acimasiz gösterebilirlerse, kendi
argümanlarini o kadar iyi savunacaklarini düsünüyorlardi. Bu nedenle
Siyonistlerin savas sirasinda ürettikleri tüm Soykirim hikayeleri mahkeme
tarafindan ciddiye alindi ve hepsi kabul edildi.

Yahudi kuruluslari
tarafindan mahkemeye getirilen "görgü taniklari", toplama kamplarinda sahit
olduklari gaz odasi manzaralarini anlattilar. Bu sahitlerin verdikleri
ifadelerin çok büyük bölümünün gerçeklerle uyusmadigi bugün biliniyor. Örnegin
mahkemeye çikarilan ve Dachau toplama kampindan kurtulduklari söylenen pek çok
tutuklu bu kamptaki gaz odalari hakkinda detayli ifadeler vermislerdi. Oysa
Dachau'da "gaz odasi" olarak gösterilebilecek tek bir bina dahi olmadigi için,
Soykirim literatürünün savunuculari ilerleyen yillarda bu iddiayi geri almak
zorunda kaldilar. Bugün Dachau'da gaz odasi oldugunu savunan hiç kimse yoktur.


Diger toplama kamplarindaki sözde gaz odalari ile ilgili ifadelerin çogu
da çeliskiliydi. Bazilari gerçeklesmeleri bilimsel yönden imkansiz hikayelerdi.


Nuremberg Mahkemesi'ne sahit olarak çikarilan en önemli kisi ise
Auschwitz toplama kampinin kumandani Rudolf Höss"tü. Höss, çok önemliydi, çünkü
mahkemeye çikarilan sahitlerin ezici çogunlugunun aksine bir Yahudi degil, bir
Nazi subayiydi. Hem de Auschwitz'de iki yildan uzun bir süre en üst düzey
yetkili olmustu. Höss "itiraflarinda", Auschwitz'in içinde "Wolzek" adi verilen
özel bir imha kampi oldugunu, kendi komutasi altinda burada 2.5 milyon yahudinin
öldürüldügünü söyledi. Ama "Wolzek" diye bir yer hiç bir zaman bulunamadi,
dahasi Auschwitz'de 2.5 milyon Yahudinin öldügü iddiasi da bir süre sonra Yahudi
tarihçileri tarafindan geri alindi. Rakam önce 1.25 milyona, en son olarak da
Yahudi tarihçi Jean Claude Pressac tarafindan 775 bine düsürüldü.

Peki
Höss neden yalan ifade vermisti? Basit; Höss'ü sorgulayan Ingiliz gizli servisi,
ona agir bir iskence yapmis, dahasi ailesini ve çocuklarini öldürmekle tehdit
etmislerdi!... Bu, bugün ispatlanmis tarihsel bir gerçektir. Höss bu durumda
kendisini ve ailesini kurtarmak için her seyi imzalayabilirdi, nitekim öyle
yapti.

Soykirim hikayesi Nuremberg mahkemesine dayanarak hizla büyüdü.
Yahudi tarihçiler mahkeme tutanaklarindan alintilar yaparak kitaplar yazdilar.
Baska tarihçiler bu kitaplardan alintilar yaparak yeni kitaplar yazdilar.
Ilerleyen yillarda yeni bazi "soykirim sahitleri" çikti ve bunlar yazdiklari
kitaplarla Nuremberg'teki verilmis olan ancak sonradan "siritan" bazi ifadelerin
yerlerine yenilerini koymaya çalistilar. Israil'de özel bir Soykirim
Arastirmalari Merkezi kuruldu. Dünya kamuoyunun soykirimi kesin bir tarihsel
gerçek sanmasinin en önemli nedeni ise, Hollywood'un Yahudi sermayeli film
sirketleri ve Yahudi yönetmenleri tarafindan çevrilen 100'e yakin Soykrim filmi
oldu.

Soykirimin sorgulanmasi ise 60'li yillarda basladi. ABD'deki
Northwestern University'den Dr. Arthur Butz, Fransa'daki Lyon Üniversitesi'nden
Robert Faurisson ve pek çok "best-seller" kitabin yazari Ingiliz tarihçi David
Irving sözkonusu revizyonist akima öncülük ettiler. Revizyonist akimin bugün en
önemli entellektüel merkezi, California'daki Institute for Historical Review
adli kurumdur.
zülcenaheyn isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı