|
![]() |
#1 |
![]() Felsefenin akışı beyinden kalbedir. Tasavvufun tariki ise kalbden beyinedir. İkisinin de yolları ayrı ayrıdır. Öz olarak kalbden beyine giden yola “ehli tarik” denilmiştir... Felsefeyi tanzimi ilâhi olan tasavvufla eş değer görmeyelim. Felsefe nefsin ürettiği, maddeden öte gidemeyen ilmel-yakıyndır. Maddede her zerrede ALLAH’ın varlığının, tenezzülen fiili sıfatlarının zuhurunu hissetmektir.
Müşterisi azda olsa Tasavvuf, Manadır, dinin aslı ve özüdür. İhlas, takva, veradır.. PİRİ GALİBİ SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU TASAVVUF VE ZİKRULLAH İSİMLİ ESERİNDEN ALINTIDIR
![]() Konu fican tarafından (07-16-2013 Saat 23:15 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | ||||||
![]() Lisân-ı pâk-i Nebî’den yalanlar uyduruyor:
Sıkılmadan da "sevâb işledim" deyip duruyor! Düşünmedin mi girerken şerîatin kanına? Cinâyetin kalacak zanneder misin yanına? Sevâb ümid ediyor ha! Deyin ki nâmerde: "Sevâbı sen göreceksin huzûr-ı mahşerde! Tepende gezdirecek ra’d-ı intikamını Hak, Ki yıldırımları beyninde kaynayıp duracak. Yakandan inmeyecek dest-i kahrı husrânın... Nasıl iner ki, önünden kaçıp da nîrânın, Civâr-ı nûr-ı nübüvvette mültecâ bulsan; Bu türlü kurtuluş imkânı yok ya... Kurtulsan; Şu izdihâmın elinden -ki belki bir milyar Nüfûs-ı hâsiredir- kaçmak ihtimali mi var? Bugün fesâdına kurban olan zavallıların Vebâli boynuna yüklenmesin mi yoksa, yarın? Kolay mı ümmeti idlâl edip sefîl etmek? Kolay mı dîni hurâfât içinde inletmek? Niçin Kitâb-ı İlâhî’yi pâyimâl ettin? Niçin şerîati murdâr elinle kirlettin? Çıkıp tepinmeye yok muydu başka bir sâha? Nedir bu salladığın çifte, Kâbetu’llâh’a? Herif! Şu millet-i mâsûmeden ne isterdin, Ki doğru yol diye tuttun, dalâli gösterdin!" Sn. Mehmet Kula M.Akif'in bu şiiri 1914 yılında kaleme alındığı biliniyor Fatih Kürsüsünde ; 1914 yılında Safahat’ın dördüncü kitabı olarak yayınlanmadan önce, Sebil-ür-Reşad mecmuasında, 27 Haziran 1329 (1913) - 10 Temmuz 1330 (1914) tarihleri arasında tefrika edilmiştir. Eser iki bölümden meydana gelmektedir: “İki Arkadaş Fatih Yolunda” ve “Vaiz Kürsüde.” Mesnevi nazım şekliyle ve aruzun Mefâilün/Feilâtün/Mefâilün/Feilün (Fa’lün) kalıbıyla yazılan eserin sonu dua ile tamamlanmıştır.Fatih Kürsüsü’nde adlı manzume, tıpkı Süleymaniye Kürsüsü’nde olduğu gibi, yapı bakımından giriş, gelişme ve sonuç bölümleri olan bir tahkiyeli eser görünümündedir. Mustafa Kemal'e en güzel verilen cevaplardandır !
|
|||||||
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
tasavvuf |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|