Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı
Atilla Yayla, yukarıdaki makalesinde şunları söylüyor: "Ya yargı ne durumda? Türkiye'de yargının meşruiyeti neye, nereye dayanıyor? Neden bir grup memura kaderimiz üzerinde böylesine büyük bir gücü emanet edelim? Bu güç istismar edilirse neye, nereye güvenelim?"
Yasama ve Yürütme'nin olduğu kadar Yargı'nın da hukuka uyması şarttır. Yargı'nın en önemli kurumu olan Anayasa Mahkemesi'nin bazı üyelerinin 2008 yılında AK Parti Kapatma davasıyla hukuk dışı ve gayrimeşru olarak Hükümeti ve dolayısıyla Yürütme'yi ortadan kaldırmaya çalıştığı gerçeğini unutmayalım. Anayasa Mahkemesi'nde AK Parti hakkında 6'ya 5 değil de 7'ye 4 oyla kapatma kararı verilseydi, AK Parti yani Yürütme; siyasi, hukuk dışı ve gayrimeşru bir kararla ortadan kaldırılmış olacaktı.
|
Yahu siz hâla parti kurtarma endişesi taşıyorsunuz.Geçen geçti.Bundan böyle parti kapatma işi tarihe karışacak.Bu iyi bir gelişmedir, lakin bundan daha tehlikelisi olan yargı organlarını adalet bakanlığına bağlanmasıdır.Bu geçici de olsa tedbir olmuştur.Ancak ileride AKP'nin muhalefete düştüğü yılları düşünürsek üstü örtbas edilen yolsuzluk ve rüşvetlerin dosyaları hasıraltından çıkarılmayacak mı sanıyorsunuz?
"Türkiye'de demokrasi var" diyorlarsa halt etmişlerdir.Artık bu saatten sonra kimse hak, hukuk,adalet demokrasi aramasın.Hukuk,
guguk" olmuştur
.MONARŞİ rejimi önümüze gelmek üzeredir.Oligarşi ise kısmen beritaraf edilmiştir.Milletimiz gidişatı sezememektedir.Çünkü basın ve medya "suspayı" almaktadır.Bununla birlikte milletimiz artık narkozu yiyip, başında E,E,E,EEE!" denilip derin bir uykuya dalma zamanı gelmiştir.Yarın (kıyamet gün) uyanmak üzere adios diyorum..
Barış Manço'dan
"Nenni Bebek"i dinlersek anlarsın beni...