|
![]() |
#1 | |
![]() Alıntı:
Konsensus'un yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye'nin siyasi yelpazesi aşağıdaki tablolarda görüldüğü gibi şekillenmiştir. ![]() Araştırmaya katılanların % 14'ü siyasi yelpazenin neresinde olduğunu bilmediğini belirtmiştir. "Siyasi yelpazenin neresindesiniz?" sorusuna cevap verip de "Ben siyasi yelpazenin sağındayım" diyenlerin oranı % 47, "solundayım" diyenlerin oranı ise % 26'dır. Kendini siyasi yelpazenin "merkezinde" görenlerin oranı ise % 27'dir. ![]() ![]() Türkiye'deki siyasi yapı son yıllarda iyicene yerleşiklik kazandı. Türkiye'de var olan 4 ana siyasi görüş, 4 ana zihniyet (1- Müslümanlık, Türkiyelilik, Anadoluluk, ülkenin ve milletin değerlerine bağlılık, millî ve manevi değerlerimize bağlılık, Müslüman demokratlık, muhafazakâr demokratlık (AK Parti Zihniyeti), 2- Laikçilik, Kemalizm (CHP Zihniyeti), 3- Türk Milliyetçiliği (MHP Zihniyeti), 4- Kürt Milliyetçiliği (HDP Zihniyeti)) 4 siyasi partide (AK Parti, CHP, MHP ve HDP) toplanmıştır. Son genel seçim olan 2011 Genel Seçiminin sonucuna bakıldığında bu 4 siyasi partinin toplam oyu -HDP Zihniyeti'nin seçime bağımsız adaylarla girdiğini de göz önüne aldığımızda- % 95'ler civarındadır. İnsanlar temelde işte sahip oldukları bu anlayışlarına göre oy veriyorlar. İnsanlar hizmete göre oy vermeliler görüşünüzün ütopik olduğunuz söylemem, insanların sahip oldukları bu anlayışlarının bugünden yarına değişmesinin mümkün olmayacağındandır.
![]() Konu Cihannur tarafından (11-12-2014 Saat 03:28 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Ütopik mi değil mi, gerçekleşir mi gerçekleşemez mi gibi tahminler çok da önemli değil, durum tespiti yapabilmek, realiteyi analiz edip burada ifade edebilmek önemli şu anda benim için bu forumda...
Benim tespitlerim bunlar: Eğer insanlar yapılan işlere göre değil de yakınlık duydukları kimliklere göre oy atıyorlarsa bu zorunluluktandır ve bu zorunluluk da temelinde korkuyu barındırır. Kaç defa duymuşuzdur AKP'ye oy atanlar arasında "başka alternatif mi var?" lafını ya da kaç defa duymuşuzdur CHP'ye oy atanlar arasında bu aynı lafı, onlar da oy bölünmesin diye CHP'ye oy atan çok insan var. Peki neden CHP'ye mecbur kaldığını düşünen çok insan var? Bunun nedeni kendilerini kimlikleriyle beraber tehlikede hissediyorlar. Ve peki neden AKP'ye mecbur kaldığını düşünen çok insan var? Aynen bu insanlar da aynı şeyi düşünüyor, iktidar giderse hayat tarzları tehlikeye girer diye düşünüyor. Türkiye olarak demokratik anlamda çok alt seviyelerdeyiz dünyada maalesef. Onlarca sene askeri darbeler yüzünden Avrupa Birliği üyeliğine yaklaşmışken 10 sene hep geri gittik ve hep baştan başladık. Şimdi darbe olmuyor ama buna rağmen otoriterleşiyor ve AB raporlarını çöpe atıyor, kulaklarımızı tıkıyoruz. Ortam demokratik olmazsa her zaman korku olur ve insanlar korktuklarında öncelik güvenlik olur ve insanlar kendilerine benzerlerin yanında birlik olunca güvende hissederler. İşte bu yüzden de kimliklerinin, kültürlerinin benzer oldukları ile birlikte olup onlara oy atıyorlar. Gerçekten kentleşip, bireyleştiğimiz, olgunlaştığımız zaman ve demokratik güven ortamımız sağlandığı zaman korku olmayacak, kamplaşma, sıkışma, köşelere dağılma olmayacak ve özgüvenli teker teker bireyler olarak aklımızı rahatça kullanıp kararımızı verebileceğiz: aksi halde şartlanmalar yenilmeden bunlar mümkün değil. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
CHP seçmenine gelirsek... CHP seçmeni, dindarlardan korktukları ve dindarlar onlara zulmederler korkusuyla CHP'ye oy vermemektedirler. AK Parti, 12 yıldır iktidardadır. Dindarların CHP'lilere zulmetmedikleri ve bir kısım kötülerce üretilmeye çalışılan böyle bir korkunun anlamsızlığı, AK Parti'nin 12 yılllık iktidarıyla apaçık ve net olarak görülüp anlaşılmıştır. Bir kısım CHP'liler; AK Parti'den, dindarlardan ve Müslüman Türk Milleti'nin çoğunluğundan korkmamaktadırlar ama 'korkunççuluk' oynamaktadırlar. Bu konuda daha detaylı malûmata sahip olmak isterseniz, Alper Görmüş'ün 'Korkmuyorsunuz, nefret ediyorsunuz' başlıklı 4 makalesini okumanızı salık veririm. Alper Görmüş'ün, kendisinin ateist olduğunu açıklamış olan ve seküler bir hayat yaşayan bir vatandaşımız olduğunu dikkate almak da gerekir. Yani laikçilerin, dindarlardan ve Müslüman Türk Milleti'nin çoğunluğundan korkmayıp nefret ettiklerini dindar bir vatandaşımız değil, seküler yaşayan bir vatandaşımız söylemektedir. Laikçiler, İslam ülkesi Türkiye'den ve Müslüman Türk Milleti'nden korkmamakta ama nefret etmektedirler. Türkiye'deki siyasi yapı son yıllarda şu şekilde yerleşiklik kazandı: AK Parti % 50'ler CHP % 25'ler MHP % 15'ler HDP % 5'ler Diğer % 5'ler... Oylar üç aşağı beş yukarı biraz azalıp biraz artabilir; ama normal şartlarda işte bu mevcut tablonun devam edeceği kanaatindeyim. İnsanlar elbetteki Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı tutar gibi yani takım tutar gibi koyulukta ve kesinlikte siyasi parti tutmuyorlar; ama yine de insanların siyasi parti tutmalarında da belli bir koyuluk, kesinlik ve kararlılık var. Dün AK Parti'ye oy veren bir vatandaş, bugün yine AK Parti'ye oy veriyor ve gelecek seçimde de oyunu yine AK Parti'ye verme kararlılığında ve oy kullanırsa da oyunu yine AK Parti'ye verecek. Aynı şeyi; CHP'ye, MHP'ye ve HDP'ye oy veren vatandaşlar için de söylemek mümkün. Yani vatandaşın çoğunluğu, 'Geçen seçimde oyumu AK Parti'ye vermiştim; ama bu seçimde bir değişiklik yapayım da oyumu CHP'ye vereyim ya da tersi biçimde, geçen seçimde oyumu CHP'ye vermiştim; ama bu seçimde bir değişiklik yapayım da oyumu AK Parti'ye vereyim' demiyor. Çoğunluk vatandaşlarımız belli bir siyasi partiyi tutuyorlar ve oylarını, tutmuş oldukları o siyasi partiye veriyorlar, izleyen seçimlerde de yine daha önce oy vermiş oldukları siyasi partiye oylarını vermeye devam ediyorlar. Konu Cihannur tarafından (11-14-2014 Saat 06:15 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Mesela tesettür takan çok kişi yurt dışına okumaya gidiyordu eskiden...
Yani öncelik özgürlüktür ve tabii eşitlik çünkü daha az eşit gibi görülenlerin özgürlüğü daha kısıtlı olur. Bu yüzden eskiden tesettür özgür değildi. Bunun garanti altına alınmasını bence tek bir ülke kendi bünyesinde sağlayamaz, birbirini uyaran uluslararası birlikler altındaki ülkeler gerekir. İşte bu yüzden AB önemli. Şahsen ben eskiden kimliğe göre oy atıyordum ama artık bu saatten sonra darbe dışında özgürlüklerin gideceğini düşünmüyorum. AB politikasını kim arttıracağına söz verirse ona oy atacağım. Hepsinin değil ama bir takım CHPlilerin İslam düşmanı olduklarını biliyorum ama ben de Mehmet Altan'ın Kitabı'nı öneririm "Kışla ile Cami Arasında" diye. Iki Taraflı baskı ancak uluslararası baskı ile son bulur. Ama biz henüz AB üyesi olmadığımız için onların Türkiye raporlarını çöpe atabiliyoruz. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Arkadaşım, iki taraflı baskı falan yok! Tek taraflı baskı (laikçi baskı, faşist baskı vardı, Kemalist baskı) vardı; AK Parti iktidara geldi ve o baskıyı ortadan kaldırdı. Git bak; İstanbul'da Kadıköy'e, Bakırköy'e, Beşiktaş'a, Şişli'ye; Ankara'da Çankaya'ya; İzmir'de Karşıyaka'ya. Oralarda yaşayan büyük çoğunluğu laik olan vatandaşlarımızın hayatlarını izle ve onların baskı altında yaşamadıklarını gör. Laikler ne fikrî baskı altındalar ne dinî baskı altındalar ne de ekonomik baskı altındalar. Laiklerin çoğunun ekonomik durumları iyi olduğu için de maddi olarak senden benden rahat yaşıyorlar. Türkiye'de yaşamasak, bizlere baskı var diyerek CNN'i, BBC'yi kandırdıkları gibi belki bizi de kandırabilecekler laikler; ama Türkiye'de yaşıyoruz ve laiklerin Türkiye'de baskı altında yaşamadıklarını, Türkiye'de ekonomik durumu en iyi olan kesim onlar olduğu için de Türkiye'de maddi olarak en rahat yaşayan, en çok para harcayan kesimin laik kesim olduğunu biliyoruz. Dediklerime gözlerinizle şahit olmak için laiklerin yoğun olarak yaşadıkları ilçelere, semtlere gidin lütfen ve laiklerin nasıl rahat içinde yaşadıklarını gözlerinizle görün. Konu Cihannur tarafından (11-15-2014 Saat 00:26 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Tek bir tarafın görüşünü kale alarak yorum yapmıyorum. Ak parti tarafı nasıl baskı hissediyorsa laik taraf da baskı hissediyor. Ama iki taraf da birbirini suçlar doğal olarak bu konularda.
Ha bir tarafa göre karşı taraf o kadar da baskı hissetmez çünkü bu çıkar mevzusudur. Mesela bir Kürt kendi haklarına daha çok odaklanır ama diğerlerinin haklarına çok hassas olamayabilir; bu laik ya da dindar kesim için de böyle. Sosyal demokrasi ile sosyal adalet nasıl uçurumları kapatırsa, liberal demokrasi ile de özgürlükler tamamen sağlanır, baskılar azaltılır. Sizin artık bir açıklama yapmanıza gerek yok çünkü kendi partinizi korumanız gayet doğal aksi halde Ak partili olmazdınız. Şöyle bir tabir çıktı: Yeni Türkiye'nin Yeni Muhafazakarları... Yani Ak parti siyasi çizgisinde olup demokrasiye, azınlık haklarına vurgu yapan bir söylem. Demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını hatırlatan bir söylem. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 | |
![]() Alıntı:
Konu Cihannur tarafından (11-15-2014 Saat 00:54 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|