|
![]() |
#1 | |
![]() Alıntı:
CHP seçmenine gelirsek... CHP seçmeni, dindarlardan korktukları ve dindarlar onlara zulmederler korkusuyla CHP'ye oy vermemektedirler. AK Parti, 12 yıldır iktidardadır. Dindarların CHP'lilere zulmetmedikleri ve bir kısım kötülerce üretilmeye çalışılan böyle bir korkunun anlamsızlığı, AK Parti'nin 12 yılllık iktidarıyla apaçık ve net olarak görülüp anlaşılmıştır. Bir kısım CHP'liler; AK Parti'den, dindarlardan ve Müslüman Türk Milleti'nin çoğunluğundan korkmamaktadırlar ama 'korkunççuluk' oynamaktadırlar. Bu konuda daha detaylı malûmata sahip olmak isterseniz, Alper Görmüş'ün 'Korkmuyorsunuz, nefret ediyorsunuz' başlıklı 4 makalesini okumanızı salık veririm. Alper Görmüş'ün, kendisinin ateist olduğunu açıklamış olan ve seküler bir hayat yaşayan bir vatandaşımız olduğunu dikkate almak da gerekir. Yani laikçilerin, dindarlardan ve Müslüman Türk Milleti'nin çoğunluğundan korkmayıp nefret ettiklerini dindar bir vatandaşımız değil, seküler yaşayan bir vatandaşımız söylemektedir. Laikçiler, İslam ülkesi Türkiye'den ve Müslüman Türk Milleti'nden korkmamakta ama nefret etmektedirler. Türkiye'deki siyasi yapı son yıllarda şu şekilde yerleşiklik kazandı: AK Parti % 50'ler CHP % 25'ler MHP % 15'ler HDP % 5'ler Diğer % 5'ler... Oylar üç aşağı beş yukarı biraz azalıp biraz artabilir; ama normal şartlarda işte bu mevcut tablonun devam edeceği kanaatindeyim. İnsanlar elbetteki Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı tutar gibi yani takım tutar gibi koyulukta ve kesinlikte siyasi parti tutmuyorlar; ama yine de insanların siyasi parti tutmalarında da belli bir koyuluk, kesinlik ve kararlılık var. Dün AK Parti'ye oy veren bir vatandaş, bugün yine AK Parti'ye oy veriyor ve gelecek seçimde de oyunu yine AK Parti'ye verme kararlılığında ve oy kullanırsa da oyunu yine AK Parti'ye verecek. Aynı şeyi; CHP'ye, MHP'ye ve HDP'ye oy veren vatandaşlar için de söylemek mümkün. Yani vatandaşın çoğunluğu, 'Geçen seçimde oyumu AK Parti'ye vermiştim; ama bu seçimde bir değişiklik yapayım da oyumu CHP'ye vereyim ya da tersi biçimde, geçen seçimde oyumu CHP'ye vermiştim; ama bu seçimde bir değişiklik yapayım da oyumu AK Parti'ye vereyim' demiyor. Çoğunluk vatandaşlarımız belli bir siyasi partiyi tutuyorlar ve oylarını, tutmuş oldukları o siyasi partiye veriyorlar, izleyen seçimlerde de yine daha önce oy vermiş oldukları siyasi partiye oylarını vermeye devam ediyorlar.
![]() Konu Cihannur tarafından (11-14-2014 Saat 06:15 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Mesela tesettür takan çok kişi yurt dışına okumaya gidiyordu eskiden...
Yani öncelik özgürlüktür ve tabii eşitlik çünkü daha az eşit gibi görülenlerin özgürlüğü daha kısıtlı olur. Bu yüzden eskiden tesettür özgür değildi. Bunun garanti altına alınmasını bence tek bir ülke kendi bünyesinde sağlayamaz, birbirini uyaran uluslararası birlikler altındaki ülkeler gerekir. İşte bu yüzden AB önemli. Şahsen ben eskiden kimliğe göre oy atıyordum ama artık bu saatten sonra darbe dışında özgürlüklerin gideceğini düşünmüyorum. AB politikasını kim arttıracağına söz verirse ona oy atacağım. Hepsinin değil ama bir takım CHPlilerin İslam düşmanı olduklarını biliyorum ama ben de Mehmet Altan'ın Kitabı'nı öneririm "Kışla ile Cami Arasında" diye. Iki Taraflı baskı ancak uluslararası baskı ile son bulur. Ama biz henüz AB üyesi olmadığımız için onların Türkiye raporlarını çöpe atabiliyoruz. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Arkadaşım, iki taraflı baskı falan yok! Tek taraflı baskı (laikçi baskı, faşist baskı vardı, Kemalist baskı) vardı; AK Parti iktidara geldi ve o baskıyı ortadan kaldırdı. Git bak; İstanbul'da Kadıköy'e, Bakırköy'e, Beşiktaş'a, Şişli'ye; Ankara'da Çankaya'ya; İzmir'de Karşıyaka'ya. Oralarda yaşayan büyük çoğunluğu laik olan vatandaşlarımızın hayatlarını izle ve onların baskı altında yaşamadıklarını gör. Laikler ne fikrî baskı altındalar ne dinî baskı altındalar ne de ekonomik baskı altındalar. Laiklerin çoğunun ekonomik durumları iyi olduğu için de maddi olarak senden benden rahat yaşıyorlar. Türkiye'de yaşamasak, bizlere baskı var diyerek CNN'i, BBC'yi kandırdıkları gibi belki bizi de kandırabilecekler laikler; ama Türkiye'de yaşıyoruz ve laiklerin Türkiye'de baskı altında yaşamadıklarını, Türkiye'de ekonomik durumu en iyi olan kesim onlar olduğu için de Türkiye'de maddi olarak en rahat yaşayan, en çok para harcayan kesimin laik kesim olduğunu biliyoruz. Dediklerime gözlerinizle şahit olmak için laiklerin yoğun olarak yaşadıkları ilçelere, semtlere gidin lütfen ve laiklerin nasıl rahat içinde yaşadıklarını gözlerinizle görün. Konu Cihannur tarafından (11-15-2014 Saat 00:26 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Tek bir tarafın görüşünü kale alarak yorum yapmıyorum. Ak parti tarafı nasıl baskı hissediyorsa laik taraf da baskı hissediyor. Ama iki taraf da birbirini suçlar doğal olarak bu konularda.
Ha bir tarafa göre karşı taraf o kadar da baskı hissetmez çünkü bu çıkar mevzusudur. Mesela bir Kürt kendi haklarına daha çok odaklanır ama diğerlerinin haklarına çok hassas olamayabilir; bu laik ya da dindar kesim için de böyle. Sosyal demokrasi ile sosyal adalet nasıl uçurumları kapatırsa, liberal demokrasi ile de özgürlükler tamamen sağlanır, baskılar azaltılır. Sizin artık bir açıklama yapmanıza gerek yok çünkü kendi partinizi korumanız gayet doğal aksi halde Ak partili olmazdınız. Şöyle bir tabir çıktı: Yeni Türkiye'nin Yeni Muhafazakarları... Yani Ak parti siyasi çizgisinde olup demokrasiye, azınlık haklarına vurgu yapan bir söylem. Demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını hatırlatan bir söylem. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
![]() Alıntı:
Konu Cihannur tarafından (11-15-2014 Saat 00:54 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Hissiyattan bahsediyorum, iki taraf da karşı taraftan baskı ve korku hissediyor.
Birkaç mesaj önce şu anda bir sorun yok dedim, özgürlükler var ama uzayan yozlaşmış ve otoriterleşmiş olan bir iktidar bulunduğu makamı daha da güçlendirmeye kalkarsa gün gelir rakibi iktidar olur ve o hazırlanan gücü karşısında bulduğu anda bu sefer o bunu kullanmaya kalkar. Bu rekabet ve çatışma Cumhuriyetten eskidir. Bence demokratik istikrar ülkede ilk defa yakalanmıştır çünkü sandık çalışıyor ve darbe olmuyor ama iktidar demokrasi ile de hala değişemiyor. Yani bu Menderes dönemi de böyleydi. Darbeler azınlığın diktatörlüğü iken demokrasi çoğunluğun diktatörlüğüne dönüşüyor. Bir türlü iki tarafın da hakları aynı anda temin edilemiyor. Demokrasi ezme-ezilme sistemi değil, demokrasi yenişemeyenlerin sistemidir. İnönü demokrasiye bence mecburiyetten geçmişti çünkü dünya savaşını demokratlar kazanıp hitler kaybedince Batı bizi sıkıştırdı ve biz de sovyetlerden de korktuğumuz için mecburi demokrasiye geçtik. Bence yine Batı'dan korkulduğu için Doğu bloğuna giremiyoruz. Aksi halde iktidarın otoriterleşmeye eğilimi var ve bu eğilimin yönü Doğu otoriterliğidir, Batı demokrasisi değil. Demokrasiye bayıldığımızdan değil, dünya şartları gereği mecbur olduğumuzdan demokrasi çat pat var bizde. Yoksa herkesin diktatörlüğe meyili var. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 | |
![]() Alıntı:
Laikler demokrasiyi kabul etmek ve içlerine sindirmek zorundalar. Türkiye'de 12 yıldır iktidarda laiklerin istemedikleri ama halkın istediği AK Parti iktidarı var. Laikler istemedikleri AK Parti iktidarını değiştirmek istiyorlarsa -ki deli gibi istiyorlar- yapacakları tek şey var: Seçim kampanyalarında çalışarak ya da muhalefetin seçim kampanyalarına destek vererek, halkı, AK Parti'den başka siyasi partilere oy vermeye ikna etmek ve bunun sonucunda da AK Parti'nin önümüzdeki ya da daha sonraki genel seçimlerde salt çoğunluk olan 276'dan daha az sayıda milletvekili çıkarmasını sağlayarak AK Parti'nin tek başına iktidar olmasını engellemek. Süleyman Demirel'in bir zamanlar meşhur bir sözü vardı. Onun hükümetini düşürmek isteyenlere, "Bulun 226'yı düşürün hükümeti" derdi. TBMM o zamanlar 450 milletvekilinden oluştuğu için, hükümetleri düşürebilmek için salt çoğunluk olan 226 milletvekilinin oyu gerekiyordu. Şimdilerde ise TBMM, 550 milletvekilinden oluşmakta, tek başına hükümet olabilmek ya da mevcut hükümeti düşürebilmek için şimdilerdeki salt çoğunluk olan 276 milletvekilinin oyuna gereksinim duyulmaktadır. Konu Cihannur tarafından (11-15-2014 Saat 08:27 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|