|
|
|
|
#1 |
|
Arkadaşım, iki taraflı baskı falan yok! Tek taraflı baskı (laikçi baskı, faşist baskı vardı, Kemalist baskı) vardı; AK Parti iktidara geldi ve o baskıyı ortadan kaldırdı. Git bak; İstanbul'da Kadıköy'e, Bakırköy'e, Beşiktaş'a, Şişli'ye; Ankara'da Çankaya'ya; İzmir'de Karşıyaka'ya. Oralarda yaşayan büyük çoğunluğu laik olan vatandaşlarımızın hayatlarını izle ve onların baskı altında yaşamadıklarını gör. Laikler ne fikrî baskı altındalar ne dinî baskı altındalar ne de ekonomik baskı altındalar. Laiklerin çoğunun ekonomik durumları iyi olduğu için de maddi olarak senden benden rahat yaşıyorlar. Türkiye'de yaşamasak, bizlere baskı var diyerek CNN'i, BBC'yi kandırdıkları gibi belki bizi de kandırabilecekler laikler; ama Türkiye'de yaşıyoruz ve laiklerin Türkiye'de baskı altında yaşamadıklarını, Türkiye'de ekonomik durumu en iyi olan kesim onlar olduğu için de Türkiye'de maddi olarak en rahat yaşayan, en çok para harcayan kesimin laik kesim olduğunu biliyoruz. Dediklerime gözlerinizle şahit olmak için laiklerin yoğun olarak yaşadıkları ilçelere, semtlere gidin lütfen ve laiklerin nasıl rahat içinde yaşadıklarını gözlerinizle görün.
Konu Cihannur tarafından (11-15-2014 Saat 00:26 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
|
Tek bir tarafın görüşünü kale alarak yorum yapmıyorum. Ak parti tarafı nasıl baskı hissediyorsa laik taraf da baskı hissediyor. Ama iki taraf da birbirini suçlar doğal olarak bu konularda.
Ha bir tarafa göre karşı taraf o kadar da baskı hissetmez çünkü bu çıkar mevzusudur. Mesela bir Kürt kendi haklarına daha çok odaklanır ama diğerlerinin haklarına çok hassas olamayabilir; bu laik ya da dindar kesim için de böyle. Sosyal demokrasi ile sosyal adalet nasıl uçurumları kapatırsa, liberal demokrasi ile de özgürlükler tamamen sağlanır, baskılar azaltılır. Sizin artık bir açıklama yapmanıza gerek yok çünkü kendi partinizi korumanız gayet doğal aksi halde Ak partili olmazdınız. Şöyle bir tabir çıktı: Yeni Türkiye'nin Yeni Muhafazakarları... Yani Ak parti siyasi çizgisinde olup demokrasiye, azınlık haklarına vurgu yapan bir söylem. Demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını hatırlatan bir söylem. |
|
|
|
|
|
|
#3 | |
|
Alıntı:
Konu Cihannur tarafından (11-15-2014 Saat 00:54 ) değiştirilmiştir.. |
||
|
|
|
|
|
#4 |
|
Hissiyattan bahsediyorum, iki taraf da karşı taraftan baskı ve korku hissediyor.
Birkaç mesaj önce şu anda bir sorun yok dedim, özgürlükler var ama uzayan yozlaşmış ve otoriterleşmiş olan bir iktidar bulunduğu makamı daha da güçlendirmeye kalkarsa gün gelir rakibi iktidar olur ve o hazırlanan gücü karşısında bulduğu anda bu sefer o bunu kullanmaya kalkar. Bu rekabet ve çatışma Cumhuriyetten eskidir. Bence demokratik istikrar ülkede ilk defa yakalanmıştır çünkü sandık çalışıyor ve darbe olmuyor ama iktidar demokrasi ile de hala değişemiyor. Yani bu Menderes dönemi de böyleydi. Darbeler azınlığın diktatörlüğü iken demokrasi çoğunluğun diktatörlüğüne dönüşüyor. Bir türlü iki tarafın da hakları aynı anda temin edilemiyor. Demokrasi ezme-ezilme sistemi değil, demokrasi yenişemeyenlerin sistemidir. İnönü demokrasiye bence mecburiyetten geçmişti çünkü dünya savaşını demokratlar kazanıp hitler kaybedince Batı bizi sıkıştırdı ve biz de sovyetlerden de korktuğumuz için mecburi demokrasiye geçtik. Bence yine Batı'dan korkulduğu için Doğu bloğuna giremiyoruz. Aksi halde iktidarın otoriterleşmeye eğilimi var ve bu eğilimin yönü Doğu otoriterliğidir, Batı demokrasisi değil. Demokrasiye bayıldığımızdan değil, dünya şartları gereği mecbur olduğumuzdan demokrasi çat pat var bizde. Yoksa herkesin diktatörlüğe meyili var. |
|
|
|
|
|
|
#5 | |
|
Alıntı:
Laikler demokrasiyi kabul etmek ve içlerine sindirmek zorundalar. Türkiye'de 12 yıldır iktidarda laiklerin istemedikleri ama halkın istediği AK Parti iktidarı var. Laikler istemedikleri AK Parti iktidarını değiştirmek istiyorlarsa -ki deli gibi istiyorlar- yapacakları tek şey var: Seçim kampanyalarında çalışarak ya da muhalefetin seçim kampanyalarına destek vererek, halkı, AK Parti'den başka siyasi partilere oy vermeye ikna etmek ve bunun sonucunda da AK Parti'nin önümüzdeki ya da daha sonraki genel seçimlerde salt çoğunluk olan 276'dan daha az sayıda milletvekili çıkarmasını sağlayarak AK Parti'nin tek başına iktidar olmasını engellemek. Süleyman Demirel'in bir zamanlar meşhur bir sözü vardı. Onun hükümetini düşürmek isteyenlere, "Bulun 226'yı düşürün hükümeti" derdi. TBMM o zamanlar 450 milletvekilinden oluştuğu için, hükümetleri düşürebilmek için salt çoğunluk olan 226 milletvekilinin oyu gerekiyordu. Şimdilerde ise TBMM, 550 milletvekilinden oluşmakta, tek başına hükümet olabilmek ya da mevcut hükümeti düşürebilmek için şimdilerdeki salt çoğunluk olan 276 milletvekilinin oyuna gereksinim duyulmaktadır. Konu Cihannur tarafından (11-15-2014 Saat 08:27 ) değiştirilmiştir.. |
||
|
|
|
|
|
#6 |
|
Anladım siz de farklı bir yönden bakıyorsunuz olaya. O dediklerinize bir şey demiyorum zaten...
Ama siz para mevzusuna takılmışsınız gibi geldi bana. Sermaye zaten artık muhafazakar kesimde ve kadrolarının çevresinde... Altında jipi olan Tesettürlü hanımlar çoğaldı... O yüzden her kesimden zengin var artık... Dengelendi... |
|
|
|
|
|
|
#7 | |
|
Alıntı:
"CHP'nin havuzlu villalı oy deposu ![]() AK Parti karşısında hezimet yaşayan CHP için tek teselli kaynağı Doğan medyası ve paşaların oturduğu, orman işgali ile inşa edilen Acarkent ve Beykoz Konakları oldu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP), Türkiye genelinde en yüksek oy aldığı yer yine değişmedi. Orman talanı yapılarak kurulması sebebiyle gündemden düşmeyen, villa ve konakların bulunduğu Acarkent'te ikâmet edenlerin CHP'ye âdeta rekor kırdırdığı ortaya çıktı. Bir önceki seçimlerde Acarkent ve Beykoz Konakları'nda % 67 oy alan CHP, bu seçimlerde kendi rekorunu da kırarak oyunu % 80'e çıkardı. ACARKENT'TEN CHP'YE % 80 Beykoz'da seçimi kaybeden CHP için, 2.000'e yakın sakiniyle Acarkent teselli oldu. Beykoz genelinde de AK Parti'nin % 45'lik oy oranına karşılık, % 32'de kalan CHP, ilçe de sadece Acarkent mahallesinde kendi rekorunu kırdı. CHP'nin Acarkent ve Beykoz Konakları'nın bulunduğu Acarlar Mahallesi'ndeki oy oranı % 80 çıktı. CHP, bir önceki yerel seçimlerde Acarkent'ten % 67,54 oy almıştı. Bu sonuçlarla CHP kendi rekorunu kırmış oldu. Beykoz genelinde % 45 oy alan AK Parti'nin Acarlar Mahallesi'nde % 15 oy aldığı öğrenildi. Orman Genel Müdürlüğü'nce Acarkent'teki 1822, Beykoz Konakları'ndaki 465 gayrimenkulün tapularının iptali talebiyle açılan 2 ayrı dava sürüyor. Kaynak Haber 7 01.04.2014" "Gezi'de meselesi ağaç olan, ormanları yağmalayan zihniyetin CHP'li olması şaşırtıcı değil mi? ![]() İstanbul'un ormanları üzerine kurulu Zekeriyaköy, Acarkent ve Bahçeköy gibi semtlerde CHP adayı Ekmeleddin İhsanoğlu oy patlaması yaptı. ![]() ERDOĞAN'A 1 OY ÇIKTI Çiller'in Başbakanlığı döneminde ruhsatlandırılan Bahçeköy'de yer alan Saklıkoru villalarında oturan seçmenden Erdoğan'a yalnızca 1 oy çıktı. ![]() ACARKENTLİ İHSANOĞLU'NA YÜZDE 76 OY Ekmeleddin İhsanoğlu, ormanların katledilerek villalar ve konakların dikildiği kendisinin de 2 villasının bulunduğu Acarkent'te yüzde 76 oy alarak adeta patlama yaşadı. Erdoğan ise Acarkent'ten ancak yüzde 12 oy alabildi. ![]() MEDYANIN GÖRMEZDEN GELDİĞİ KATLİAM Bu bölgelerde inşa edilen villalar, orman katliamları üzerine alınan ruhsatlarla anılmasına rağmen medyanın gündemine bir türlü girememişti. Gülben Ergen, Beyazıt Öztürk gibi ünlülerin hemen hepsinin villa sahibi olduğu Bahçeköy, Zekeriyaköy ve Acarkent gibi "cennet" mahalleleri, yapıldıkları günden beri CHP'nin oy deposu olarak karşımıza çıktı. Yıllarca orman katliamlarının gizlendiği bu bölgelerde Ekmeleddin İhsanoğlu, İzmir de dahil olmak üzere hemen hiçbir yerde böyle bir seçim başarısı kazanamadı." Evet, son 12 yılda muhafazakâr kesimde de zenginleşme arttı ve dindarların ekonomik durumları eskiye göre daha iyi bir duruma geldi. Fakat Türkiye'de maddi durumu en iyi olan kesim elan laik kesimdir. Laik partisi, Alevi partisi olan CHP, Alevileri ayrı tutarsak -Alevilerin çoğunun maddi durumu pek iyi değildir- zengin partisidir, zengin çocuğu partisidir. Son 55 yılda yapılmış olan 4 askerî darbe (1960, 1971, 1980, 1997 askerî darbeleri) niye yapıldı zannediyorsunuz? Askerî darbeler sadece, ordumuz içindeki din düşmanı subayların İslam düşmanlığı sebebiyle mi yapıldı zannediyorsunuz? Hayır, askerî darbelerin bir ana sebebi, din düşmanı darbeci subayların gâvur gibi yaşama, kendi gâvur yaşam tarzlarını Müslüman Türk Milleti'ne dayatmaksa, diğer ana sebebi de ekonominin hâkimiyetini zengin çocuklarının -ithal ikâmeci montaj sanayii sistemiyle küçük gâvurumsu azınlıkta biriken sermaye- elinde tutmak ve milletimizin yani Müslüman Türk Milleti'nin zenginleşmesini engellemektir. CHP'nin ve CHP Zihniyeti'nin yatacak yeri yok yatacak! Ah ah, halkımız, CHP'nin ve CHP Zihniyeti'nin bu güzel ülkeye ve bu aziz millete ne kadar zulüm ve ne kadar kötülük yaptığının benim gibi, bizim gibi farkına varsa, AK Parti değil % 50; % 60, % 70, % 80'lere varan oranlarda oylara ulaşır; CHP de değil % 25; % 15 % 10 % 5'lere varan oranlarda oylara düşer. Konu Cihannur tarafından (11-16-2014 Saat 11:41 ) değiştirilmiştir.. |
||
|
|
|
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|