|
|
|
|
#1 |
|
Şu videoyu sabırla izleyin bakalım ne göreceğiz....
https://www.facebook.com/video.php?v=592966684166543
|
|
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
|
Meçhul Adam; Abdurrahman Dilipak, linkini verdiğin videodaki iddiaları söyleyen şahsın o iddialarını yalanlamıştır:
"Dilipak'tan Abdürrahim Karslı'nın 'paralel' iftiralarına cevap ![]() Gazetemiz yazarı Abdurrahman Dilipak, bazı televizyon, sosyal medya ve internet medyasında hakkında çıkan haberlerle ilgili sorumuza verdiği cevapta, "Benim üzerimden, bulabildikleri her vesile ile iktidara karşı topyekün bir savaş başlattılar.. Yalanlıyorum, 'kabul etti' diyorlar, aslı astarı olmayan iddialar ortaya atıyorlar.. Kimi; sözde AK Parti'yi destekler gibi yapıp, AK Parti üzerinden bana vurmaya çalışıyorlar.. Tahşiye konusunda daha önce yazdığım, Time Turk'den Nevzat Çiçek'le beraber, Mustafa Kaplan'ın da bulunduğu bir ortamda Mehmet Doğan'la görüşmeyi bu son dava ile ilgilendirmeye çalışıyorlar. Bu saldırıların bir benzeri bugünlerde Gülerce'ye de yapılıyor." dedi. Bazı internet sitelerinin karalama kampanyasına başladığını belirten gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, Paralel Cemaat'in kurdurduğu öne sürülen siyasi partilerden birisinin genel başkanı olan Abdürrahim Karslı'nın iddialarına şöyle karşılık verdi: "Bir parti genel başkanına söylediğim iddia edilen sözler tamamen çarpıtılmış ifadeler. AK Parti'yi bir Amerikan projesine dönüştürmeye çalışanlar Paralelcilerdi. Bu görüşlerimi defalarca kendi köşemde yazdım, televizyonlarda dile getirdim." 'ONLARIN ÇOĞU PARALELCİ' Konuşmalarımda yıllardır dile getirdiği bir hakikate değinen Dilipak, "AK Parti içinde bugün yolsuzluk ve karanlık ilişki içindeki siyasilerin ve bürokratların çoğu paralelci. Erdoğan'a siyaset yasağı getiren ekip de bu ekipti. Bütün bunlar o karanlık planın bir parçası idi ve asıl büyük proje buydu." ifadelerini kullandı. MAVİ MARMARA İDDİASI Recep Tayyip Erdoğan'ın siyaset yasağı kaldırılırken Deniz Baykal'ı Çankaya'ya göndermek isteyenler de aynı kişiler olduğunu dile getiren Dilipak, "Mavi Marmara konusunda AK Parti ve İHH'yı eleştirenlere, Gazze filosunu anti semitik bulanlar için bu filonun İngiliz milletvekili George Galavi'nin çağrısı üzerine 40 ülkeden insanların ve STK temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşen uluslaraarsı bir vicdan hareketi olduğunu söylüyorum, 'Mavi Marmara bir İngiliz oyunu idi' dediğimi iddia ediyorlar." dedi. AK PARTİ'YE KIZGIN MI? Abdurrahman Dilipak, tarihe kara bir leke olarak geçen ve evinin haczedilmesi ile sonuçlanan Güven Erkaya davasında evinin elinden alındığında, kendisine sahip çıkılmadığı için AK Parti'ye kızgın olduğuna yönelik iddiayı, "Tayyip Erdoğan Başbakan olarak, hukuki zeminde yapılanlar hakkında bilgi aldı. İlgilendi ve hatta eşi evime ziyarete geldi. Davudoğlu ilgilendi. AİHM ihlal kararı verdiğinde, dostane çözümle davanın neticelendirilmesini istediler. AK Parti içindeki Paralelci AK Partililer bunu da engelledi." sözleri ile cevapladı. Cemil Çiçek'in Adalet Bakanı olduğu dönemde, savunma hakkı tanınmadan kesinleştirilmiş sayılan mahkumiyet kararının kanun yararına bozulması talebi ile Yargıtay'a gönderdiğini de hatırlatan Dilipak, "Ben bu konuda kimseye hiçbir zaman sitemde bulunmadım. Başkalarının davaları en geç 5 yılda AİHM'den gelirken, AK Parti iktidarında bile, oligarşik bürokrasinin tahakkümü altında, benim davam on yılda sonuçlanmadı. Bu; AK Parti'deki siyasi irade eksikliğinden değil, içerideki ağaç kurtları yüzündendi." diye konuştu. 'İFTİRALARININ NEDENİ ÖFKE ve ÇARESİZLİK' Paralel Cemaat'in gerçekleri çarpıtarak yalan-dolan ve iftiralarla itibar cellatlığına soyunmasının suçüstü olmalarının öfke ve çaresizliğinden kaynaklandığının altını çizen Dilipak, "Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat'ın, Paralel Yapı'nın Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dan talep ettiği milyonlarca dolarlık para iddiası da bu süreçte yolsuzluk iddiaları ile ilgili kendilerinin ne kadar temiz olduğu tartışmalarını beraberinde getirecek.. Öfkeleri akıllarından büyük olunca, bu tür akılsızca işler yapabiliyorlar. Acınacak duruma düştüler. Bu çabaları ile aslında kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar. Şecaat arzedeyim derken sirkatlerini söylüyorlar." dedi. Kaynak Yeni Akit 18.12.2014" |
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
AK Parti'nin birilerinin projesi olduğu iftirası bir kez daha çürütülmüş oldu hamdolsun.
Peki, Saadet Partisi kimin projesidir Meçhul Adam? Aşağıdaki yorumlarımı okuyarak bu soruma cevap bulmaya çalışalım. Dindarların oylarının bölünmesinin solculara, laikçilere nasıl yaradığını kanıtlarıyla göstereyim: 2004 Yerel Seçiminde Trabzon'da, belediye başkanlığı seçimini CHP, % 35,97 oy oranıyla kazandı; seçimde 2. sırada yer alan AK Parti ise % 35,46 oranında oy aldı. Gördünüz gibi o seçimde CHP ile AK Parti arasında sadece % 0,5 puan yani yarım puan fark oldu. O seçimde Saadet Partisi ise % 13,72 oranında oy aldı. AK Parti'nin almış olduğu % 35,46 oy ile Saadet Partisi'nin almış olduğu oy oranı olan % 13,72'yi topladığımız zaman % 49,18 oy oranına ulaşıyoruz; CHP'nin oyunun da % 35,97 olduğunu terkrar belirteyim. 2004 Yerel Seçiminde Trabzon Belediye Başkanlığı seçiminde Saadet Partili vatandaşlarımız, dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti yerine dindar ağırlıklı parti Saadet Partisi'ne oy verdikleri için dindarların oyu bölündü ve o bölünme yüzünden 2004 Trabzon Belediye Başkanlığı seçimini solcu, laikçi CHP kazanmış oldu. Bir de Trabzon Belediyesi'nin 2009 Yerel Seçimi sonucuna bakalım. 2009 Yerel Seçiminde Trabzon'da belediye başkanlığını AK Parti, % 47,8 oy oranıyla kazandı; seçimde 2. sırada yer alan CHP ise % 41 oranında oy aldı. CHP, 2009 Yerel Seçiminde Trabzon'da oyunu 2004 Yerel Seçimine göre tam 5 puan artırmasına rağmen seçimi 7 puan farkla kaybetmiş oldu. Burada şu soruyu sormamız gerekiyor? Peki, niye böyle oldu? Bu sorunun cevabı da aslında basit: O basit cevabı bulmak için Saadet Partisi'nin, 2009 Yerel Seçiminde Trabzon Belediye Başkanlığı seçiminde almış olduğu oya bakmamız gerekiyor. 2009 Yerel Seçiminde Trabzon Belediye Başkanlığı seçiminde Saadet Partisi, % 3,9 oranında oy aldı; yani 2004 Yerel Seçimine göre Saadet Partisi'nin oyu 10 puan kadar azaldı. Eğer Saadet Partisi, 2009 Yerel Seçiminde Trabzon'da, 2004 Yerel Seçiminde almış olduğu oyu yani % 13,7 oranında oyu alsaydı, yani 9,8 puan daha fazla oy almış olsaydı, o oyun da hepsini varsayalım ki AK Parti'den almış olsaydı, AK Parti'nin, 2009 Yerel Seçiminde Trabzon Belediye Başkanlığı Seçimindeki oyu % 47,8'den % 38'e düşmüş olacaktı ve seçimde % 41 oy almış olan solcu, laikçi CHP, 2004 Yerel Seçiminde olduğu gibi, 2009 Yerel Seçiminde de Trabzon Belediye Başkanlığı Seçimini kazanmış olacaktı. Biraz önce sormuş olduğumuz sorunun cevabını artık verelim. 2009 Yerel Seçiminde Trabzon Belediye Başkanlığı'nda seçimi AK Parti, dindarların oyu 2004 Yerel Seçimindeki Trabzon Belediye Başkanlığı Seçimine göre 10 puan kadar daha az bölündüğü için kazandı. Dindarların oylarının bölünmesinin, solcu, laikçi CHP'ye nasıl yaradığının bazı misallerini daha vereyim: 2009 Yerel Seçiminde İstanbulumuzun Ataşehir İlçesinde seçimi % 41,69 oranında oy almış olan CHP kazanmış, AK Parti ise % 39,26 oranında oy alarak seçimi % 2,43'lük oy oranıyla kaybetmiştir. Aynı seçimde o ilçede Saadet Partisi ise % 5,44 oranında oy almıştır. Eğer Saadet Partisi, o seçimde dindarların oylarını % 5,44 oranında bölmeseydi ve Saadet Partisi'nin % 5,44 oranındaki oyu, AK Parti'nin oyu olan % 39,26'ya eklenseydi, 2009 Yerel Seçiminde İstanbul'da Ataşehir'de belediye başkanlığını dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti, % 44,7 oy oranıyla kazanmış, solcu, laikçi CHP ise % 41,69 oy oranıyla kaybetmiş olacaktı. İstanbulumuzdan başka bir misal daha vereyim. 2009 Yerel Seçiminde İstanbulumuzun Büyükçekmece İlçesinde seçimi % 44,26 oranında oy almış olan CHP kazanmış, AK Parti ise % 43,61 oranında oy alarak seçimi % 0,65 oy oranıyla kaybetmiştir. Aynı seçimde o ilçede Saadet Partisi ise % 1,20 oranında oy almıştır. Eğer Saadet Partisi, o seçimde dindarların oylarını % 1,20 oranında bölmeseydi ve Saadet Partisi'nin % 1,20 oranındaki oyu, AK Parti'nin oyu olan % 43,61'e eklenseydi, 2009 Yerel Seçiminde İstanbul'da Büyükçekmece'de belediye başkanlığını dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti, % 44,81 oy oranıyla kazanmış, solcu, laikçi CHP ise % 44,26 oy oranıyla kaybetmiş olacaktı. Yine İstanbulumuzdan bir başka misal daha vereyim. 2009 Yerel Seçiminde İstanbulumuzun Kartal İlçesinde seçimi % 41,55 oranında oy almış olan CHP kazanmış, AK Parti ise % 38,23 oranında oy alarak seçimi % 3,32 oy oranıyla kaybetmiştir. Aynı seçimde o ilçede Saadet Partisi ise % 5,26 oranında oy almıştır. Eğer Saadet Partisi, o seçimde dindarların oylarını % 5,26 oranında bölmeseydi ve Saadet Partisi'nin % 5,26 oranındaki oyu, AK Parti'nin oyu olan % 38,23'e eklenseydi, 2009 Yerel Seçiminde İstanbul'da Kartal'da belediye başkanlığını dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti, % 43,49 oy oranıyla kazanmış, solcu, laikçi CHP ise % 41,55 oy oranıyla kaybetmiş olacaktı. Bir de olayın diğer boyutu var; o da şudur: Saadet Partisi'nin, dindarların oylarını AK Parti'ye seçimi kaybettirecek kadar bölememesiyle AK Parti'nin CHP'ye karşı az farkla kazandığı seçimler var. Bunlardan bazılarının misallerini vereyim: 2009 Yerel Seçiminde AK Parti, İstanbul'da Beykoz'da belediye başkanlığı seçimini % 36,71 oy oranıyla, seçimde 2. sırada yer alarak % 34,55 oranında oy almış CHP'den % 2,16 oranında fazla oy alarak kazanmış, Saadet Partisi ise o seçimde % 8,90 oranında oy almıştır. Eğer Saadet Partisi, 2009 Yerel Seçiminde Beykoz'da dindarların oylarını 3-4 puan daha fazla bölmüş olsaydı, seçimi dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti değil, solcu, laikçi CHP kazanmış olacaktı. 2009 Yerel Seçiminde AK Parti, İstanbul'da Beylikdüzü'nde belediye başkanlığı seçimini % 31,02 oy oranıyla, seçimde 2. sırada yer alarak % 30,02 oranında oy almış CHP'den % 1 oranında fazla oy alarak kazanmış, Saadet Partisi ise o seçimde % 1,03 oranında oy almıştır. Eğer Saadet Partisi, 2009 Yerel Seçiminde Beylikdüzü'nde dindarların oylarını 2-3 puan daha fazla bölmüş olsaydı, seçimi dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti değil, solcu, laikçi CHP kazanmış olacaktı. 2009 Yerel Seçiminde AK Parti, İstanbul'da Çekmeköy'de belediye başkanlığı seçimini % 43,33 oy oranıyla, seçimde 2. sırada yer alarak % 42,91 oranında oy almış CHP'den % 0,42 oranında fazla oy alarak kazanmış, Saadet Partisi ise o seçimde % 3,99 oranında oy almıştır. Eğer Saadet Partisi, 2009 Yerel Seçiminde Çekmeköy'de dindarların oylarını 1-2 puan daha fazla bölmüş olsaydı, seçimi dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti değil, solcu, laikçi CHP kazanmış olacaktı. 2009 Yerel Seçiminde AK Parti, İstanbul'da Tuzla'da belediye başkanlığı seçimini % 40,25 oy oranıyla, seçimde 2. sırada yer alarak % 38,80 oranında oy almış CHP'den % 1,45 oranında fazla oy alarak kazanmış, Saadet Partisi ise o seçimde % 4,89 oranında oy almıştır. Eğer Saadet Partisi, 2009 Yerel Seçiminde Tuzla'da dindarların oylarını 2-3 puan daha fazla bölmüş olsaydı, seçimi dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti değil, solcu, laikçi CHP kazanmış olacaktı. Yukarıdaki misallerden açıkça görüleceği gibi, 2004 Yerel Seçimlerinde; Trabzon ilinde ve İstanbul'un; Ataşehir, Büyükçekmece ve Kartal ilçelerinde AK Parti belediye başkanlıklarını Saadet Partisi'nin oyları bölmesi sebebiyle kaybetmiştir. Türkiye'de belki daha pek çok ilçede de buna benzer durumlar olmuş olabilir ve Saadet Partisi'nin dindarların oylarını bölmesi sonucu AK Parti'nin kazanacağı belediyeleri CHP'nin kazandığı olmuştur. Yukarıdaki misallerden açıkça görüleceği gibi, bilhassa AK Parti ile CHP'nin oylarının birbirlerine yakın olduğu seçim çevrelerinde Saadet Partisi'ne oy verilince şu oluyor: Veriyorsun oyunu Saadet Partisi'ne o da gidiyor CHP'ye. Google'da Kanal B + Nahit Duru yazarak arama yaparsan, CHP Zihniyeti tarafından Saadet Partisi'nin; AK Parti'nin oylarını bölmek için yapılan her türlü şeylikte nasıl araç olarak kullandığını göreceksindir. Saadet Partisi, dindarların oylarını bölmek için solcuların, laikçilerin kullandıkları bir solcu projesi, bir laikçi projesidir denilse ne dersin Meçhul Adam? Çünkü yukarıdaki misallerden açıkça görüleceği gibi, Saadet Partisi'ne verilen oylar dindarların oylarının bölünmesine ve bunun sonucunda da bilhassa AK Parti ile CHP'nin oylarının birbirine yakın olduğu seçim çevrelerinde, solcu, laikçi CHP'nin kazanmasına sebep olabiliyor. Konu Cihannur tarafından (12-26-2014 Saat 20:09 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
|
![]() |
| Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
| 30 mart 2014, 30 mart 2014 yerel seçimi, adaletvekalkınmapartisi, ak parti, başbakan erdoğan, recep tayyip erdoğan, yerel seçim |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|