|
![]() |
#1 |
![]() İLİM VE MÜCADELE DEVLETİ SELÇUKLULAR
ANADOLU’NUN ZARAFET TİMSALLERİ* Selçuk Bey ve selçuklulara kadar Anadoluya niceleri gelmişlerdir. Hititlerden Trak lara Perslerden İskender’e, Romalılara ve Haçlılara kadar. Kimi yarımadayı kan gölüne çevirmiş, kimi arkasında hapishaneler ve işkence merkezleri bırakmış, Ama hiçbiri sınıf, ırk, renk ayırımı gözetmeksizin insanlığı kucaklayan eğitim kurumları, imaretler, kervansaraylar camiler mescitlerle süslememiştir. Anadolu’ya sonradan gelen selçuklular Anadolu’nun gerçek sahipleridir bu topraklara en güzel yatırımı onlar yapmış, bu topraklar ile özdeşleşerek ‘Anadolu insanı’ adını onlar almıştır. Bugün Anadolu’nun dört bir yanında gözümüze çarpan bu muhteşem eserler de her gelen giden misafirine bunu anlatmaya devam etmektedirler. Selçuklular gelmiş, işin çilesini çekmiş, yapılması gerekeni yapmıştı.arkadan gelecekler huzur içinde gelebilirlerdi. izleyecekleri yollarda güvenlikleri sağlanmıştı.Bizansın hüküm sürdüğü ortamlar şimdi Türk-İslam birlikleri tarafından denetleniyordu.Ermeni çeteleri Hıristiyan Gürcü birlikleri kalmamıştı Haçlılar buralara ulaşamamış, Batıniler sinsi faaliyetlerini gerçekleştirememişlerdi.* Karmatiler ve Şiilerin oyunları tesir etmez olmuştu. Çevrede güven ve sükûn hakimdi. Kimse yol kesemiyor, haraç alamıyordu. kervansaraylar inşa edilmişti. Ticaret güvenlik demekti. vakıf kervansaraylarında masraf yapmadan kalınabiliyordu. Yolcular, tüccarlar, gezginler hizmetlerden istifade edebiliyorlardı. Yol güzergâhlarına şifahaneler inşa edilmişti. Artık arkadan gelenlerin sığınacakları bir adresleri vardı.* ihtisas sahibi doktorlar öğrencileri ile staj görüyor şifahanelerde şifa dağıtıyorlardı. Sadece kervansaraylar değil, özel misafirler için hankâhlar da kurulmuştu. Eğer ilmi bir seviyenin üzerinde iseniz hankâhlarda ağırlanır hizmetiniz görülür, ilminizden istifade edilirdi hankâhlarda insanlar toplanır ilim halkalarında gezici derviş ve alimlerden ilim devşirmeye çalışırlardı.* Artık Mevlânâ’lar gelebilirdi; çünkü hankâhlar da inşa edilmiş misafirlerini beklemeye başlamışlardı. Dört bir yan medreselerle donatılmış toprakların Türk-İslam boyası ile boyanması, insanların eksikliğini hissettikleri ahlaki seciyeleri kazanması gerekiyordu.* önden gelenler medreseleri inşa ettiler. Dönemin abidevi binaları oldu bunlar. Görenler parmaklarını ısırıyorlardı. ünlü tarihçi Aksarayi, Sahip Ata Fahreddin Ali’nin Sivas Gökmedrese’si için, “Timur dahi bunu gördükte hayretten parmağını ısırup….” diye sözlerine devam etmektedir. Artık arkadan gelenlerin ilim dağıtacakları yerler hizmete girmişti. Medreseler hocalarını, alimlerini, Mevlânâ’larını bekliyordu.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() II. SELîM*
enfal.de.com dan alıntıdır Kıbrısın fethi 1569 da İskenderiyede Venedik korsanlarının Müslümanları esir alıp Kıbrıs’ta satmalarına hiddetlenen Selim Han, derhâl Venedikten Kıbrıs’ı terketmelerini istedi Venediğin reddiyle sefer hazırlıklarına başlandı.Kıbrıs’ın fethi mecbûrîydi Ortadoğu ve Kuzey Afrika ya Kıbrıs üzerinden lojistik destekler daha rahat ulaştırılabilirdi. Kıbrısdan geçen Osmanlı gemileri, Akdeniz’deki Hıristiyan korsanları tarafından vurularak soyuluyor, Venedik korsanları himâye ediyordu.İkinci Selim Han, kıbrıs seferine Lala Mustafa Paşayı tâyin etti Lala Mustafa Paşa, bütün Avrupa devletlerinin Venedik’e yardım etmelerine rağmen, 8 Eylül 1570’te Lefkoşe’yi 1 Ağustos 1571’de de Magosa’yı alarak Kıbrıs’ın fethini tamamladı. Kıbrıs kuşatmasında Venedik Papa İspanya Malta Şövalyeleri ve Venedik arasında ittifak kuruldu ittifaka, Toskana, Ceneviz, Savoia ve Ferrara gibi küçük Hıristiyan devletçikleri de katıldı. İspanyol Kralı nın kardeşi Don Juan’ın komutasındaki 206 gemiden Haçlı donanması, 6 Ekim 1571’de inebahtıda Kılıç Ali Paşanın muhâlefetine rağmen, Kapdân-ı deryâ Müezzinzâde Ali Paşa, düşmana saldırdı yönünde karar aldı. 7 Ekim’de Osmanlı donanması büyük bir yenilgiye uğradı. sağ kanat komutanı Kılıç Ali Paşa, Malta donanmasını yok edip kayıp vermeden bölgeden çekildi. İnebahtı başarısı Hıristiyanlara hiçbir kâr getirmedi. Hıristiyanlar kazandıkları zaferin sarhoşluğuyla meşgulken Selim Hanın emriyle bir donanma vücûda getirildi. Kılıç Ali Paşa, 13 Haziran 1572’de büyük bir donanmayla İstanbul’dan ayrıldı. İnebahtı’da gâlip gelen düşman donanması çok yıpranmıştı İnebahtı galibiyetini kutlamak isteyen haçlılar müthiş bir Osmanlı donanmasını görünce, Osmanlı donanmasının karşısına çıkamadılar Venedik, 7 Mart 1573’te Kıbrıs’ın Osmanlı Devletine âit olduğunu kabul etti.yıllık 500 dukalık haraç, 1500 dukaya çıkarıldı. Kıbrıs Seferinin tazminâtı olarak üç yüz bin duka altını verdi |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|