|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri Düzenli ordunun kurulduğu, I. İnönü Zaferi'nin kazanıldığı ve çerkez ethem isyanının olduğu bir sırada çalışan İstiklal Mahkemelerinde suçlarda büyük azalmalar görüldü. Meclis otoritesi oluşturuldu Kemal Paşa, 1921'de mahkeme sayısının 10'a çıkarıldı Karabekir Paşa'nın güvenliği sağladığı Doğu Anadolu'da İstiklal Mahkemesi kurulmadı. Misak-ı Milli sınırları oluştu İstiklal Mahkemeleri'nin baskıları ile: T.B.M.M. içte ve dışta tanındı. Ayaklanma olayları şiddet ve zor kullanılarak bastırıldı Devlet organı işledi, Ulusun orduya inancı arttı, ordu kuruldu İstiklal Mahkemeleri 17 Şubat 1921 de Ankara İstiklal Mahkemesi dışında kapatıldı Cezalardaki amaç asker kaçaklarının cepheye döndürmekti. suçun ağırlığına göre cezalar veriliyordu 100 değnek cezası idam edilme en ağır cezaydı. Kaçağın evinin yakılması, ailesinden birisinin kendisi yerine asker alınması gibi ağır cezalar vardı firariyi koruyan devlet görevlilerine 25 sene ağır hapis cezası veriliyordu. Rum asıllılar serbest bırakılıyir Osmanlı vatandaşları ise asker kaçağı vatan haini olarak yargılanıyor idam ediliyordu. 59 yerli Rum idam edildi.*Masum insanlar asker kaçağı diye ihbar ediliyor Vatana ihanet, ayaklanma Casusluk Bozgunculuk Cinayet gibi suçlarla yargılanıyor idam cezası sürgün veya beraat kararı veriliyordu.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları Batı tarihinde, vahşet, yamyamlık, katliam, soykırım, işkence, tecavüz, sıradan eylemlerdir. * Târihte İslâm’ın şefkat ve adâletini gösteren misâller olduğu gibi küfür ehlinin gaddarlık, zulüm ve vahşetini sergileyen pek çok örnekler mevcuttur. haçlı barbarlığı yahudi ve hıristiyanların müslümanlara yaptıkları zulüm ve katliamlar bunun en açık delilidir. * Amerikan kızılderililerinin imhâ edilmesi Esir ticareti Hiroşima’yı mı? Auschwitz işte hıristiyan batı budur!.. dünyadaki zenginliklerin yüzde 80’i, nüfusun yüzde 20’si tarafından kontrol edilmekte Yılda 40 milyon kişi ölmektedir bu da het gün 1 hiroşima demektir batı önce ateşi alevlendiriyor, sonra da itfaiyecilik oynuyor Hâlâ haçlı seferlerindeyiz Asırlarca müslümanlara her türlü vahşet ve barbarlığı uygulayan, küffar devletleri; yalan ve iftirâlarını sürdürmekte; cehâlet, zulüm ve vahşetle dolu karanlık geçmişleriyle İslâm’ı terör dini, müslümanları da terörist göstermeye cür’et etmektedirler. * * * Haçlı seferleri’nde barbar katliâmları Papa Urban’ın ve kiliseyi kışkırtma ve tahriklerinden ileri geliyordu.kilisede her türlü mel’aneti işleyen râhip ve papazlar, halkı; müslümanları öldürdükleri taktirde Kutsal ruh’u ve İsâ’yı hoşnut kılacaklarını ve asılsız safsataları telkin ederek halkı azdırmaya, kin ve nefretle müslümanları ortadan kaldırmaya teşvik ediyorlardı. * Allah-u Teâlâ küffârın kin ve nefretinin büyüklüğüne dikkat çekerek Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmuştur: * “Onlar fenalık etmekten aslâ geri kalmazlar, Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür Âyet-i kerime küfre ve kâfirlere meyledenler için bir ihtardır. Papa Urban, haçlı seferlerinde siyasi menfaatler uğruna Kutsal savaş” nidâlarıyla hıristiyan halkı müslümanların üzerine salarken, her türlü yalan ve hîleye başvuruyor, Lânetlenmiş bir millet, hıristiyan beldelerini kasıp kavurdu, ateş ve zulüm yağdırdı. Vazifelerin en önemlisi mukaddes Kudüs’ü kurtarmak, diyerek halkı tahrik etmektedir Haçlı seferlerinde hıristiyan çapulcu sürüsü önderlerinden Saint Bernard ise, şöyle diyordu: * Hemen silâha sarılın; savaşta hepinizi mukaddes bir hınç canlandırsın ve hıristiyanlık âlemi, elçinin ‘Kılıcını kana batırmayana yazıklar olsun!’ sözleriyle çınlasın...” gibi sözlerle, etraflarındaki câhilleri topluyordu bölge halkına her türlü vahşeti, katli ve işkenceyi revâ gören, insanlıktan nasip alamamış barbar haçlı sürüsünün katliamlarından tiksinen Anquetil adlı râhip,“Sâdece dinî hislerle hareket eden pek az haçlı vardı” derken; İngiliz târihçi Thomas Fuller’de; “Şeytanın aşağılık hizmetkârlarının Allah’ın askeri hâline geldiklerini görmek çok hazin bir şeydi!..” diyerek, haçlı katliamlarından duyduğu utanç ve nefreti dile getirmişti. 7ndırıcı gaddarlığını şöyle anlatır * “Antakya’da Bohémond, Türk esirleri boğazlattı; herkesin gözü önünde kızarttı. Kana susamış olan azgın haçlılar Halep Maarrayı ele geçirdikten sonra binlerce müslümanın çürümüş cesedlerini parçalamış, sonra da oturup tuzlayarak yutmuşlardı. * Haçlılar 1099 da karınlarını öldürdükleri müslümanların etlerini yiyerek doyurdular Fransız târihçi Rudolf of Caen iğrenç fiilleri için şöyle diyordu: “Askerlerimiz Maarra’da dinsiz müslümanların yemek kazanlarında kaynar suyla haşladılar; çocukları şişlere geçirdiler ızgarada pişirip yediler.” Birinci Haçlı seferinde Frank kumandanı Raymond Nu’man şehrini işgâl etmiş binden fazla müslümanı acımasızca katletmişti. barbar sürüsü, açlıklarında müslüman etini yemişlerdi |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları Haçlıların barbarlık ve azgınlıkları, sınır tanımıyordu hayvan sürüsünden farksız olan medeniyetsiz haçlılar, hayvanların bile yapamayacağı çirkinlikler yapmıştır haçlılar at ve eşeklerin damarlarını kesip kanlarını ve idrarlarını içtiler. lâğımlardaki suyu emerlerdi. Kimi arkadaşının idrarını içerdi.” Kudüs’ü istilâ eden vahşî haçlı sürüleri 1096 da yetmiş bin müslümanı kılıçtan geçirmişler, Hazret-i Ömer Câmii’ne sığınan on bin müslüman’ı boğazlayarak şehid etmişlerdi. Müslümanların huzur ve güven içinde yaşadıkları topraklar, haçlı işgâliylen mezbahaya dönmüştü. * Birinci Haçlı seferi’nde müslümanların katleden Bouillon, Kudüs topraklarını müslümanların kanlarıyla sulamaktan kendince “İsâ’nın rûhunu hoşnut etmekten duyduğu vahşî sevinci, şöyle bildiriyordu: * “Kudüs’teki Müslümanları katlettik, Süleyman mâbedinde atlarımızın diz kapaklarına kadar Müslüman kanına batmış olarak yüzüyoruz!.” Kudüsü kana boyayan, bütün Kudüs’ü müslüman cesedleriyle dolduran, Haçlılar şehri istilâ ederken, Kudüs’teki Müslüman kanının ayak bileğine çıktığı söyleniyordu. ÖLDÜRÜLENLERİN ÇOĞU KADIN VE ÇOCUKTU!.. * Gaddarlık ve vahşette benzerine rastlamayan Kudüs katliâmı korkunçtu!.. Öldürülenlerin kanları sokaklarda akıyor, gezenlerin üzerine sıçrıyordu. Böyle bir katliâmı o güne kadar görülmemişti Ölüler piramitler şeklinde yığınlar hâlinde yakıldı. el-Bara şehrinde, büyük-küçük, kadın-erkek şehir ahâlisi kılıçtan geçirilmiş; Hayfa’da şehri savunan müslüman askerler dikili bir haç etrafında toplanmış merhametsizce doğranmıştır. Trablus’taki katliâmda ise, haçlılar müslümanları dağıttı ve öldürüldü. içilecek sular kan ile kirlenmişti.Haçlılar, Kudüs’te işlerini bitirdiklerinde şehir tamamen insan cesetleriyle dolmuştu. Ortaçağ tarihçileri müslüman katliâmından şöyle söz ediyordu: “Şövalyelerimiz, insanların midelerini deşip, bağırsaklarını boşalttılar ve sağken yuttukları altınları aldılar. evlerde kimsenin sağ kalmasına izin vermediler. bebekler öldürüldü Öldürülenler Müslümanların lideri âbid ve zâhidleriydi.” Kan ve ete doymayan insan kasapları haçlı katliâmı, bitmek bilmiyordu. Üçüncü Haçlı seferinde Aslan Yürekli Richard üç bin müslümanı katletti kana susamış canavar silâhsız ve savunmasız müslümamanları boğazlayarak denize attı Oysa Selâhaddin Eyyûbi Hazretleri hıristiyan ordusundan tek bir esiri bile öldürmeye insâfı ve vicdânı elvermemiş. fidye ödemeden salıvermişti. * |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları Bizans imparatoru Alexis Komnen’in kızı Barbarlar diye târif ettiği haçlı vahşetini anlatırken En büyük eğlenceleri Müslüman çocukları öldürmek, kızartmak ve yemekti.” diyor; yalvarmasını bile bilmeyen, konuşmaya başlamamış çocuklar, katlediliyor kadınlar boğazlanıyordu diyor Alman Tarihçiler insanlık târihinde haçlıların katliâmlarının benzerine rastlanmadığını ifâde ederek haçlıların Moğollar ve dinsiz kavimlerden daha da barbar oldukları belirtiliyordu Haçlılar Kudüste tüm müslümanları katlettiler her taraf kan gölüne döndü parçalanmış kafalar ve cesetler vardı Haçlılar kudüsü yakmışlar katliam yapmışlardı. “Katledilen insan manzarasına, nefret duymaksızın bakmak imkansızdı; her yerde cesed parçaları kol geziyordu. Zemin kanlarla doluydu. kafası gövdesinden ayrılmış ve kötürüm edilen organlar bakanların tiksintisini uyandırıyordu cesedler manzarası haçlı katillerine bile korkunç geliyordu. Kafadan ayaklara damlayan kanlar, insanları dehşete boğuyordu. on bin müslüman yok edildi müslümanlar halkın gözü önünde sürüklenerek koyun gibi boğazlandılar. Haçlılar evlere girerek eşlere, çocuklara ve aile fertlerine her türlü işkenceyi revâ görmüşlerdir. Haçlılar müslüman kurbanları, sefil bir şekilde ölmeleri için kılıçtan geçiriyor yüksek bir yerden kafa üstü yere atıyordu. Her yağmacı yağmaladığı eve sahib oluyordu. Kudüsü zapteden haçlılar, şehri güç kullanarak ele geçirdi haçlılar şehri ve insanları pervâsızca katlettiler. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Kaynak akasyam.com
ENDÜLÜS KATLİAMI Müslümanların Endülüs hakimiyetini hazmedemeyen ispanyollar Endülüs müslümanlarına hıristiyan olmaları bölgeyi terketmeleri yönünde baskı yapmış Engizisyon mahkemelerinde, baskı, işkence ve şiddet uygulamışlar İspanya’daki hıristiyanların müslümanlara yaptıkları barbarlık ve zulm vahşet ve soykırım seviyesine ulaşmıştır Zafer kazanan hıristiyanlar Müslümanlar’a yaptıkları zulüm ve katliamları titremeden okumak mümkün değildir! Müslümanları zorla vaftiz ettirdiler. Engizisyona teslim ederek diri diri yakılmalarını sağladılar. hıristiyanlığı kabul etmeyen bütün Arapları kılıçtan geçirdiler. Dominiken tarikatı müslümanların kafalarının uçurulması emrini verdi. üç milyon Arap öldürüldü, ya da yarımadadan dışarı atıldı. Bu Katliamlar haçlıların, küfürlerinden kalplerinin kaskatı oluşundan, gönüllerinde merhametten eser dahî bulunmayışından ileri geliyordu. * * * |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Kaynak akasyam.com
KAZIKLI VOYVODA KATLİAMI Macarlar’ın ‘Drakul’, şeytan, Ulahlar’ın ‘Çpelpuç’, cellâd, Türkler’in de “Kazıklı Voyvoda” diye isimlendirdiği, Vlad Tepeş, Fâtih Han döneminde Eflâk voyvodalığına tâyin edilen, uyguladığı işkenceler ve pâdişâha karşı isyanıyla alaşağı edilen zâlim biriydi. târihçi Tursun Bey onu “Keferenin Haccac’ı” diye isimlendirmişti. Kazıklı Voyvoda’nın en sevdiği cezâ kazık işkencesiydi. Yemek yerken, kazıklara oturtulmuş insanların çığlıklarını seyrederdi. Hayvanları kazığa oturtur, öldüttüğü annelerin kızartılmış etlerini çocuklarına yedirirdi. annelerin göğüslerini kestirip yerine çocukların başlarını diktirir; insanları doğrayarak pişirtirdi. Kimilerini arabanın tekerlekleriyle kemiklerini kırdırarak öldürttü, kimilerinin bağırsaklarını derilerini yüzdürttü; kimilerini kazıklara geçirtti, kor hâlindeki kömürlerin üzerine yatırttı, kimilerinin başlarını, göbeklerini, göğüslerini deldirtti; kazıklara otutarak, kazığın ağızlarından çıkmasını sağladı. Annelerin göğüslerine kazıklar saplayıp, bebeklerini bu kazıkların üzerine attırdı.” Draculanın en büyük düşmanı, Türkler’di. kazıklara vurulmuş ve işkenceler içinde can veren Türkler’in karşısında yemek yedi. Türk esirlerin derilerinin yüzülmesini ve etlerin tuz ile oğuşturulmasını, elem ve azabın arttırılması için keçilere yalattırdı Sultan Mehmed in elçileri, sarıklarını çıkarıp önünde eğilmeyi kabul etmeyince, sarıklarını çivi ile başlarına çiviletmişti. Bir gün Türk elçileri geldi. Voyvadayı kendi gelenekleriyle selâmladılar. Sarıklarını çıkarmayınca. Drakula sordu: ‘Büyük bir prensin huzurunda niçin böyle davranıyorsunuz?’ Osmanlı elçileri dediler ki: ‘Bizim ülkemizde gelenek budur diyince Drakula, geleneğinizi pekiştireceğim!’ diyerek, elçilerin sarıklarını kafalarına çıkarılamayacak şekilde çivilerle çakılmasını emretti. Ve Şimdi pâdişahınıza söyleyin, size boyun eğmem!’ dedi. Ancak kafalarına sarıkları çivilenmiş elçiler, hayatlarını kaybettiklerinden mesajı ulaştıramadılar.” Drakula’nın korkunç işkenceleri Müslümanlarla sınırlı değildi halkını kazığa geçirtti, Evli bir kadın evlilik dışı bir ilişki kurarsa, uzvunu kestirir, derisini yüzdürür; şehirlerde teşhir ettirirdi. Aynı cezâ bekâretini koruyamayan namuslarına sahip çıkmayan dullara da geçerliydi Târihin en zâlim ve gaddar hükümdarlardan biri olan Kazıklı Voyvoda’nın zulümleri haddi aşmış, Sefilliğine bakmadan Osmanlıya başkaldıran draculanın defteri, cihan hükümdârı Fâtih Hân tarafından dürüldü ve yaktığı fitne ve katliam ateşi söndü. * Kazıklı’nın başı gövdesinden ayrıldı. * |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Kaynak akasyam.com
YAHUDİLERİN FİLİSTİN KATLİAMI Osmanlı Devleti’nin yıkılışından sonra Arap yarımadası kan gölüne çevirildi haçlı Seferleri Osmanlı hâkimiyetinin sona ermesiyle filistin kanlı barbarlık ve soykırım dalgasıyla karşılaşacaktı: “Siyonist Vahşet”... Siyonistler, İngiliz desteğiyle Filistin’de Yahudi Devleti kurabilmek için katliamlar yaptı Yahudilerin Filistin’e yerleşmelerini, toprakları ele geçirmelerini önemsiyorlardı. Yahudilere yer açabilmek için Filistinlileri katletti Siyonistler, Kudüs ve Filistin’i kana buladılar Peygamberleri dahi katleden, bozguncu ve lânetlik kavim Yahudiler, Filistinlileri yok ettiler Avrupa’da soykırıma mâruz kalan yahudiler, intikamlarını masum filistin halkından çıkartacaklardı 1900’lerde Filistin’deki yahudi nüfus yüzde 10 ken 1920’lerde 100 bine, 1930’larda 232 bine, 1947’de de 630 bine çıktı* faaliyetler mâsumâne başladı 1930’lu lardan îtibaren İngiliz mandasının teşvikiyle filistin katledilecekti Haganah, Irgun ve Stern gibi Siyonist terör örgütleri, İsrail’in kuruluş sürecinde her türlü insanlık dışı yola müracaat edecekdi. Filistin köyleri boşaltılıyor, Yahudilere yerleşim alanları açılıyirdu Misâlen, 1948 de 500’den fazla kent, ve köye kanlı baskınlarla haritadan silindi 950 bin Filistinli sayısını 138 bine düşürüldü Terörün amacı yok etmek, kaçırtmak ve köleleştirmekti Tel Aviv Belediye Başkanı General Shlomo Siyonist taktiğini şöyle sloganlaştırmıştı: ‘Filistinliler köle olarak yaşamayı kabul edinceye kadar katliamı sürdürmeliyiz!..’ * 1948’de Filistin’de 600 bin Yahudi, 1200 Arap yaşarken; 1950’de Arap sayısı soykırım ve tehcirle 150 bine düştü. İsrail’in kuruluşundan Arap-İsrail Savaşı’na değin Filistinli mültecilerin sayısı 5 milyona ulaşacaktı. Filistin, şirret Siyonistlerin eliyle, koca bir kan gölüne, kabristana ve talihsiz bir diyar haline getirilecekti. Ve Filistin’i Müslüman’dan arındırma faaliyetleri kanlı katliamlarla Kral Davut Deir Yasin Saf Saf Köyü Kibya Köyü k *ve 1982’deki ‘Sabra ve Şatila Katliamı’, Haçlı Seferlerini aratmayacak türde, dünyayı utandıracak ve kanını donduracak çaptaydı ve emri veren Savunma Bakanı Beyrut Kasabı’, ‘Buldozer’ nâmıyla azılı Ariel Şarondu |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|