Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Mübarek Gün Ve Geceler Mübarek Gün Ve Gecelerimiz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 01-03-2018, 09:12   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak sorularlaislamiyet.com
Hudeybiye antlaşması

*Efendimiz (a.s.m.) müşriklere şöyle dedi
Ya Huzâalıların kan bedellerini ödeyiniz! Yahut Bekir Kabilesi ile ittifakınızdan vazgeçiniz! Hudeybiye Anlaşmasını bozdunuz ve sizinle harbedeceğim*müşrikler kör hislere kapılarak, Peygamberimiz (s.a.v.)'in teklifini retdetdiler harbe hazırlandılar hudeybiye antlaşmasını bozdular. içlerini telâş, ve korku kapladı. îmânsız kalblerini korku sardı. Hz. Resûlullah ile barışmak için Ebû Süfyan'ı Medine'ye gönderip.*"Git muâhedeyi yenile, mütareke müddetini de uzat."*dediler.
*Ebû Süfyan Peygamberimiz (s.a.v.) ile görüşüp, Hudeybiye Anlaşmasının yenilenmesini, uzatılmasını sağlayacaktı. son pişmanlık fayda vermeyecek müşrikler muvaffak olamayacakdı. Efendimiz (a.s.m.), şöyle buyuruyordu:Ebû Süfyan Hudeybiye Anlaşmasını takviye ve uzatmak için yanımıza gelmektedir. Fakat arzusuna nâil olamadan öfke ile geri dönecektir.

*Ebû Süfyan Medinede, kızı*Hz. Ümmü Habîbe'nin evine gitti.Süfyan, Hz. Resûlullahın minderine oturmak istedi. Hz. Ümmü Habîbe izin vermedi
Süfyan,*"Kızım" dedi, minderi mi benden, beni mi minderden esirgiyorsun?"Hz. Ümmü Habîbe,*"Bu, Resûlullahın (a.s.m.) minderidir. Sen şirk içindesin? Senin gibi birinin Resûlullah minderine oturmasına gönlüm asla razı olmaz."diye cevap verdi.*Allah ve Resûlünün muhabbeti her muhabbetin üstündedir. Onların hatırları anne babanın, müşrik bir babanın hatırı ile değiştirilemez. Onlara muhabbet, terk edilemez.insana ebedî saadeti kazandıran, Allah ve Resûlüne olan muhabbettir emir ve nehiylere hürmettir.*Süfyan kızına Vallahi kızım, sen çok değişmişsin. Sana kötülük gelmiş."*diyerek kızdı Hz. Habîbe,*"Hayır! Allah, bana kötülüğü değil, İslâmiyeti nasib kıldı. Sen ise, işitmez görmez, taştan yontulmuş puta tapıyorsun."*Babacığım! Senin gibi Kureyşlilerin, ulusu nasıl İslâmiyete uzak kalır?Süfyan'ın kızgınlığı arttı,*"Yazıklar olsun sana dedi,*Ben, atalarımın taptığını bırakıp, Muhammed'in dinine mi gireceğim, dedi

*Süfyan Hz. Resûlullahın yanına vardı,
Ey Muhammed!" dedi. "Hudeybiyeyi yenile ve mütârekeyi uzat diyince Peygamber Efendimiz,*"Ey Ebû Süfyan! Sen bunun için mi geldin?"*diye sordu.
Süfyan, çıkmaza girmişti Hz. Resûlullahtan
cevap alamayınca Hz. Ebû Bekir'e başvurdu. Resûlullah ile aracı olmasını istedi.Hz. Ebû Bekir,*"Bu Resûlullahın aittir ben buna asla karışamam."*diyince Süfyan, ümitsizce Hz. Ömer'
hiddet ve şiddetle Demek, siz antlaşmayı bozdunuz, Eğer, ondan bir şey kalmışsa, Allah onu yok etsin! Ben, asla Resûlullah'tan şefaat dilemeyeceğim. Vallahi, küçük bir karınca için sizinle sizinle savaşırım.

*Hudeybiye antlaşması için medibeye grlen süfyan Kendi kendine*"Vallahi, ben bugünden daha çetin bir gün görmedim."*diyerek Hz. Osman'ın yanına gitti: Ey Osman,"*akrabalıkta bana en yakın sensin. Ne olur hudeybiye mütârekesini uzat Hz. Osman,*"Benim himâyemdekiler Resûlullahın (a.s.m.) himâyesindedirler sana hiçbir yardımda bulunamayacağım Süfyan Hz. Ali'ye Benim en yakınımsın.Resûlullaha antlaşmayı uzatması için şefaatçı ol."*dedi.Hz. Ali'nin cevabı ey Süfyan!"*dedi,*"Vallahi, Aleyhisselâm karar verdi mi, mutlaka yapar.*Bu Resûlullahın işidir. Ben asla hüküm veremem.*Süfyan, yorgun ve bitkindi. Mescidi Nebevîde Ey insanlar! Ben insanları himâyeme aldım, Muhammed'in, bana vefâsızlık edeceğini hiç sanmıyorum."Yâ Muhammed,"*zannetmem ki, sözümü reddedesin!"Efendimiz,*"Ey Süfyan! Bu senin sözündür benim değil."*buyurdu.Süfyan hudeybiye anlaşması için gittiği . Görüşmelerden hiçbir netice alamadı eziklik ve ümitsizlik içinde Mekke'nin yolunu tuttu.Hudeybiye antlaşmasını uzatmak için gittiği medineden hiç bir sonuç alamayan Süfyan Mekkeye varınca Süfyan, kötü bir elçilik yapmanın ezikliğiyle olup bitenleri anlattı. Kureyş müşriklerini korku sardı

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 01-03-2018, 09:12   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak sorularlaislamiyet.com
Mekkenin fethi

*Efendimiz, kesin kararını vermişti mekke Seferine çıkılacaktı*kararını, Kureyş müşriklerinden son derece düşmana kan dökmeden teslim almak istiyordu o hak ve hakikatı tebliğe memurdu, şehri kan dökmeden alırsa insanlar İslâma girebilirdi. İnsanlar îmân edebilirdi bu yüzden*O düşmanı imhâ etmek yerine onu kazanmak ulvî gayeye daha uygundu.*Efendimiz Mekke Seferini son derece gizli tutuyordu. Hz. Âişe Vâlidemize Yol hazırlığımı yap*demekle yetiniyordu. Mekke gibi mübârek bir beldeye kan akıtmadan girmek, Kâbe- gibi yeryüzünün en şerefli ve faziletli binâsını, putlardan temizlemek istiyordu. Şu duâyı yaptı Allah'ım! Yurtlarına varıncaya kadar, Kureyşlilerin casuslarını tut, görmez ve işitmez hale getir! Beni, birdenbire görüp işitsinler*Efendimiz Kureyş müşriklerine şaşırtma yapmak için Necid tarafı meşgulmuş gibi gösteriyordu Ebû Katade Hazretlerini İzam Vadisine gönderdi.Böylece, Mekkeye değil de Necide gidecekmiş haberler yaydı böylece müşrikler herhangi bir endişe duymayacaktı hazırlık yapamayacakdı.efendimiz kan dökmeden mekkeye girecekti*Efendimiz ashabına Mekke seferine hazırlanmalarını emretti Medinedeki İslâmiyetle müşerref olan kabilelere Allah'a ve âhiret gününe inananlara, Ramazanda Medine'de hazır bulunmalarını buyurdu**Ramazan ayının ilk günleriydi Gönülleri Allah ve Resûlün muhabbetiyle coşan on bin mücahid Medine'de hazırdı.yedi yüz kişi Muhacir üç yüz atlı vardı. Ensarı mevcudu dört bin idi. yanlarında beş yüz at vardı. Efendimiz, Medine'de, yerine*Ebû Husayn'ı vekil bıraktı.İslâm ordusu Resûlullahın emrini bekliyordu.Efendimiz, Hz. Ali, Hz. Zübeyr bin Avvam ve Hz. Mikdad bin Esved'e şu emri verdi Sür'atle gidiniz
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-03-2018, 09:13   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak sorularlaislamiyet.com
Mekkenin fethi

*Efendimiz Hah bahçesinde bir kadın bulacaksınız. Mektubu getirin Üç Sahabî, tam bir teslimiyetle son sür'at yol Hah bahçesinde kadını bularak mektup nerede?"*dediler Kadın,*mektup yok dedi.Hz. Ali kılıcını sıyırdı Allah'a yemin ederim ki" "Resûlullah yalan konuşmaz. yazıyı çıkar yada biz çıkartırız."
Kadın, Mektubu Hz. Ali'ye uzattı.sahabîler, mektubu Resûlullaha getirdiler. mektup,*Bedir Ashabından Hatib tarafından müşriklere Efendimizin hazırlığını haber veriyordu
*Peygamber Efendimiz, Hz. Hatib'i çağırdı. mektubu tanıdın mı?"*diye sordu.Hatip inkâr etmedi,*ben yazdım"*dedi.Ve izah etti Yâ Resûlallah! hüküm vermekte acele etme! Ben, Kureyşli değilim. Mekke'de âilem ve mallarımı koruyacak kimsem yok.Ben, Kureyşliler âilemi korusunlar diye mektup yazdım. küfre sapmadım veya dinimden dönmedim Allah ve Resûlüne ve îmânıma yeminliyim Efendimiz,*"Doğru söyledin."*buyurdu. ashabına dönerek,*"O, doğruyu söyledi. hayırdan başka birşey söylemeyiniz."*dedi.
*Hz. Ömer,*yâ Resûlallah, şu münafığın boynunu vurayım."*dedi.Resûl şöyle buyurdu O Bedir Muharebesinde bulunmuştu Ne bilirsin, Allah, Bedir Harbine katılmış bulunanlara, savaş günü istediğinizi yapın ben sizi affettim Cennet size vacib oldu, siz de Cennete girmeye hak kazandınız.'*buyurmuştur."Hz. Ömer'in gözleri doldu,*"Allah ve Resûlü her şeyi bilir."*dedi.
*Cenâb-ı Hak, şu âyet-i kerimelerle mü'minleri ikaz etti Ey îmân edenler! düşmanları dost edinmeyin. Siz onlara muhabbet gösteriyorsunuz; onlar hakkı inkâr etmişlerdir, RabbinizAllah'a îmânınız için Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarmışlardır. Yola cihad ve rızâm için çıkmışsanız, nasıl düşmana muhabbet gösterip sır verirsiniz Ben gizlediğinizi de bilirim, açığa vurduğunuzu da. İçinizden kim bunu yaparsa dümdüz yolda şaşırır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-03-2018, 09:13   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak sorularlaislamiyet.com
Mekkenin fethi

*İslâm Ordusu mekkenin Fetih Yolunda
Bütün hazırlıkları tamamladı Efendimiz, on bin kişilik*muazzam İslâm ordusuna hareket emri verdi.*Medine'den çıkış Ramazan'ın ilk günleriydi
mücahidler oruçluydu Hava sıcaktı. yol zahmetliydi.harpte güç,ve kuvvet lâzımdı.*Oruç,*mücahidleri takatsız bırakıyordu. İslâm ordusu Kudeyd mevkiinde *Peygamber Efendimiz ikindiden sonra orucunu açtı ashabına da açmalarını emretti.Katade ve birçok Müslüman İslâm ordusuna katıldı*Hz. Abbas ve âilesi Cuhfede İslâm ordusuyla karşılaştı. Peygamberimiz (s.a.v.) Ey Abbas! Sen muhacirlerin sonuncususun."*buyurdu. Hz. Abbas, Efendimizin yanından bir an olsun ayrılmadı.Hz. Resûlullah
ve İslâm ordusu tüm ihtişâmıyla yola devam ediyordu. Hz. Resûlullahın huzurunda İslâm'la şereflenenler Efendimizin amcası oğlu*Süfyan Hâris ve *Ümeyye*idi.

*Şâir Süfyan ve Hâris* Peygamberimiz (s.a.v.) ve Müslümanları ağır dille hicvederdi. Yine Efendimizin akrabası olan Ümeyye hareketleriyle müslümanlara rahatsızlık vermekten geri durmazdı Efendimiz Onlar bana lâzım değil diyordu.Hâris, küçük oğlu Câfer'i tutarak şöyle dedi Vallahi, yanına girmeme izin vermezsen oğlum helâk oluncaya kadar yeryüzünde dolaşırım Şefkat ve merhamet timsâli Efendimizin (a.s.m.) mübârek gönlü bu sözlere dayanamadı. Onları affetti. Böylece onlar da İslâmiyet ile şereflendiler.*Kudeyd mevkiinde Efendimiz, ordusunu savaş düzenine koydu. Muhacirlerin üç bayraktarı Hz. Ali, Hz. Zübeyr *Hz. Vakkastı Ensarın on iki bayraktarı vardı. İslâm ordusunda on dört sancaktar vardı. Müzeyne Eslem Cuheyne ve Ka'boğulları sancaktardı Efendimizin gizlilik stratejisi son derece başarılıydı Mekkelilerin hiç bir şeyden haberi yoktu Efendimiz mekkeye gelincr Mekkeli müşriklere gelişini muhteşem bir ateş donanmasıyla bildirdi her mücahide ateş yakmalarını emir etti

*Mekkede on bin ateş yakıldı.müşriklere korku ve dehşet. Kapladı göç etmeye mecbur kalıp hicret eden kâinatın güneşi Efendimiz, on bin yıldızla Mekke ufuklarında bütün ihtişamıyla parlıyordu. Ruh ve gönüllerin sultanı Mekke ufuklarında tüm haşmetiyle doğuyordu. güneş her zamankinden parlak kuvvetli azameteliydi nur her tarafı aydınlatmıştı mekkeli müşriklerin Söndürmek istedikleri nurun azameti ve şahlanışı çözülemiyordu on bin ateş Mekkeyi kuşatdı
*Efendimiz*irak*denilen*misvak ağaçlarının*yemişlerinden toplamalarını sahabîlere emretti Size, onların kararmış olanlarını toplamanızı tavsiye ederim. Çünkü, en tadı olanları, onların kararmışlarıdır."buyurdu.Sahabîler "Yâ Resûlallah! Bu yemişi çobanlar bilir. Siz koyun güttünüz mü?"*diye sordular.Resûl Her peygamber koyun gütmüştür. Ben de ev halkımın Ebû Tâlib'in koyunlarını otlatırdım. diye cevap verdi
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-03-2018, 09:14   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak sorularlaislamiyet.com mekkenin fethi

*Süfyan Mekkede. Müslüman olduğunu açıkladı.
"Ey Kureyşliler! İşte Muhammed! Karşı koyamayacağınız kadar büyük bir orduyla yanı başınıza gelmiş Müslüman olunuz selâmete eriniz."*Süfyan'ın evine girerse, o emindir! Kim, evinin kapısını kaparsa emindir! Kim, Mescid-i Harama girerse, o emindir."*diye bağırdı.
müşrikler ve Hind, Süfyan'a hakaret etti. Ümeyye, İkrime Ebî Cehil Resûle karşı halkı kışkırttı halk, müşriklere iltifat etmedi Süfyan'ın tavsiyesi ile kimisi evine kimisi de Mescid-i Harama sığındı.
*İslâm ordusu Mekke'ye girmeden Zî-Tuva Vadisinde toplandı.Efendimiz ve ashab-ın sevinçleri dalga dalga yayılıyordu. Yüzlerde tebessüm, gönüllerde ferah vardı.Efendimiz, devesi Kasvâ'nın üzerinde Cenâb-ı Hakk'a hamd ve şükr ediyordu.*Efendimizin mübârek başı öne eğikti. mübârek sakalı devesine değecekti.önünde eğilecek tek zâtın kâinat yaratıcısı Cenâb-ı Hak olduğunu muvaffakiyet verenin sadece Yüce Allah olduğunu, insanların muvaffakiyet sebeblerini hazırlamakla vazifeli bulunduklarını ilan ediyordu.

*Efendimiz, Mekke'ye girerken orduyu dört kola ayırdı Sağ kol*Kumandan, Seyfullah" ünvanıyla Hz. Velid'di. Mekke'ye aşağıdan girecekti.Sol kol*Kumandan, Hz. Zübeyr idi.Şehre yukarı, Küdâ mevkisinden girecekti.Üçüncü kol Ubâdedeydi ve Ensar birlikleri Seniyyeden şehre girecekti.
Dördüncü kol*Piyade birlikleriydi Ubeyde Cerrah kumandasındaydı. Mekke'nin üst tarafından ilerleyecekti Efendimiz mekkede kumandanlarına şu emri verdi karşı konulmadıkça, saldırılmadıkça hiç kimseyle çarpışmayacaksınız Hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz!"*Bu emirden bazı kimseler müstesnaydı. Bunlar görüldükleri yerde, Kâbe'nin altına iltica etmiş olsalar dahi öldürüleceklerdi. Onlar da şunlardı İkrime Cehil, Sa'd Esved Hüveyris bin Utbe İslâma düşmanlık, işkence, katl, Resûlullahı ve Müslümanları hicvetme gibi affı olmayan suçlar işlemişti ölüm fetvaları verilmişti

*Takvimler Hicretin sekizinci yılını Ramazan ayının on üçü Cuma gününü gösteriyordu. Gün ağarmıştı.
Efendimiz, devesi Kasvâ'nın üzerindeydi. Mübârek başında Yemen işi bir sarık vardı. haşmet ve vakar içinde mübârek mekke'ye giriyordu. Allah'ına hamdediyor, minnet ve şükr arzediyordu fethi iki sene evvelden müjdeleyen "Ferih Sûresi"ni okuyordu. Bu ashabı için en mesûd, en sevinçli anlardan biriydi.*Dillerde acı söz yok, kalblerde tatlı sözler vardı.tebessüm damlıyordu. Mücahidlerde zafer ve fetihin verdiği kaybediş değil. Nefislerinde, kalb, ruh ve dillere hâkimiyet vardı.Ubâde, Bugün büyük savaş günüdür. Kâbe'de vuruşmanın helâl olacağı gündür!"diye bir söz kaçırdı.Bu söz, Mekke'ye harpsiz, kansız girmek ruhuna zıddı. Hz Resul sancağın Sa'ddan alınıp oğlu Kays'a verilmesini emir ettiler İslâm ordusu Efendimizin emriyle kılıç kaldırmadan edeb ve hürmetle Mekke'ye dalga dalga giriyordu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-03-2018, 09:14   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak sorularlaislamiyet.com mekkenin fethi

*Mekkeye girerken hz Velîde taarruz oldu Taarruz İkrime Cehil, Ümeyye tarafından yapılmıştı
Hz. Hâlid, karşılık vermedi. Çünkü emir vardı müşriklerin mücahidleri ok yağmuruna tuttuklarını görünce savaştı Müşrikler kaçtılar. iki mücahid şehid düştü, müşriklerden 13 kişi öldürüldü. Durumu Hz. Resûl öğrendi. Hz. Hâlide Allah'ın hüküm ve takdir ettiğinde hayır vardır." buyurdular.
*on bin kişilik muazzam İslâm ordusu Mekke'ye çarpışma olmadan girdi kanı heder edilenlerden Hatal ve Subabe müslüman oldu Hâris Tuleytıla, Huveyris Nukayz Sâre öldürüldü. Öldürülenler Peygamberimize Mekke'de iken ağır eziyet ve hakarette bulunmuşlardı öldürülmeleri emrolunan diğer müşrikler kaçmışlardı.Efendimiz, Mekke'ye girer girmez halka emân verdi Kim Süfyan'ın evine sığınırsa, emân verilmiştir. Kim, silahını bırakırsa emân verilmiştir. Kim, evine girerse emân verilmiştir."*On bini aşkın İslâm ordusu Mekke'ye girmişti. Fakat Mekke sakin ve asûdeydi emniyetteydi Efendimiz, Kasvâ'nın üzerinde, Zeyd, Hz. Ebû Bekir, Muhacir ve Ensâr topluluğuyla
Kâbe-i Muazzamaya ilerliyordu. Tebliğe başladığı günden muzafferiyete kadar mütevazi, affedici ve merhametli idi, tebliğ günün de.nasıl alicenap, şefkatli, mütevazi ve idiyse, on binlerin gönlünde taht kurmuşken yine bu vasıflarından zerre kaybetmemişti.

*Efendimiz tevazû, Allah'a minnet ve şükran hisleriyle Hâremi Şerife girdi. Müslümanlar akın akın muazzam Mâbede akıyorlardı. Resûl tekbir getirince, Müslümanlar hep bir ağızdan*"Allahü Ekber!"*diyerek Mekke ufuklarını kudsî sada ile çınlattılar. dağı, taş"Allahü Ekber! Allahü Ekber!"*diyordu.mekke fethedilmişti*Mekkeyi fetheden hz Resûl binlerce sahabîyle devesi Kasvâ'nın üzerinde Kâbe'yi tavafa başladı. Tavafın her devresinde ellerindeki değnekle Hacerü'l-Esvede istilâm ediyordu.Tavafın yedinci devresinde Kasvâ'dan indi. Makam-ı ibrahimde iki rekât namaz kıldı. Zemzem Kuyusundan su içti, abdest aldı.Safâ Tepesine çıktı kendisine muazzam günü gösteren Yüce Allah'a minnet ve şükranlarını takdim etti.*Medineli Müslümanlarda endişe vardı acaba hz Resûl burada mı kalacaktı Efendimiz, Ben söylediğinizden Allah'a sığınırım! Bilin hayatım sizinle, ölümüm de sizin ölümünüzledir. buyurdular.Ensar gözyaşlarıyla Fahr-i Kâinatın gönlünü almaya çalıştılar Vallahi biz bunları Allah ve Resûlüne muhabbetimizden dolayı söylemiştik, dediler.

*Süfyan Mescid-i Haramda düşünceye dalmıştı. Şeytan zihnini kurcalıyordu hz Resûl önünden geçtikçe o,Acaba şu adamla bir daha çarpışsam, ne olur?"*diye içinden geçirdi.Efendimiz, O zaman Allah seni hâkir eder."*buyurdu.*Süfyan, şimşek gibi sözler Başını kaldırıp Efendimizi yanıbaşında gördü. Şaşırdı, titredi. Allah'a tövbe ve istiğfarda bulundu Vallahi sen Resûlullahsın."*dedi.*Umeyr Peygamberimiz (s.a.v.)'i tavafda öldürmek niyetindeydi efendimize çok yaklaştı Fadale'ye hz Resûl dönüp,*Sen Fadale misin?"*İçinden ne düşünüyorsun?"*dedi. Fadale,Hiçbir şey düşünmüyor, Allah'ı anıyorum dedi efendimiz
Allah'tan af ve mağfiret dile ey Fadale!"*dedi.*
Ve onun için duâ etti. Fadale kötü niyetinden vazgeçti ve yumuşayan kalbiyle artdı. Hz Resûl ün nuranî tebessümü düşmanlığı dostluğa dönüştürüyor, katı kalbler balmumu gibi yumuşuyordu. Fadale, şöyle tasvir ediyordu Vallahi, göğsümden elini kaldırdığı zaman, bana daha sevimli ve sevgili bir şey yoktu.*Kureyş müşrikleri, Kâbeye üç yüz altmış put dikmişdi.Tebliğ ve Tevhid inancı ile akıl, ruh ve kalblerdeki putları yıkan Efendimiz, Tevhid inancıyla Kâbe'yi putlardan temizlemeye başlıyordu. Elindeki asâ Hak geldi, bâtıl zâil oldu. Muhakkak ki bâtıl yok olup gidicidir.âyetini okudu. putları yere düşürdü. Kâbe içinde ve çevresinde yere yuvarlanmayan hiç bir put kalmadı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-03-2018, 09:15   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak sorularlaislamiyet.com mekkenin fethi

*Mekke fethedilince Kâbe'de Öğle vakti girmişti. Efendimizin emriyle, Hz. Bilâl, Kâbe'nin üzerinde ezan okudu. Îmânlı gönüllerde sevinç, ve canlılık, îmânsız gönüllerde üzüntü ve yıkılış vardı. Seneler önce boynuna ip takıp dolaştırdıkları, akla gelmedik eziyetlere maruz bıraktıkları köle Hz. Bilâl, Kâbe'nin üzerinde gür sesiyle şirk ehlini çatlatırcasına Tevhidi ilân ediyordu. dağ taş Tehvid-i İlâhî"yi haykırıyordu*azılı müşrikler kahroluyordu Süfyan, ve Hâris Hâris,*"Muhammed, bu siyah kargadan başka adam bulamadı mı bunu müezzin yaptı."*diye Hz. Bilâle hakaret ediyordu Süfyanın ağzından tek kelime çıkmadı.*"Ben, korkarım, Kimse olmasa kumlar ve taşlar ona haber verir, diyince Peygamberimiz (s.a.v.) onlarla karşılaştı konuştuklarını söyledi. Attab ve Hâris şehâdetle Müslüman oldu Mekke halkı derin bir tesirle .Gönülleri İslâma ısınıyordu Hz. Resûlullah ve Ashaba besledikleri kin eriyordu. *Peygamberimiz hz Osmandan Kâbe'nin anahtarını emretti. Kâinatın Efendisi yanında Hz. Bilâl, Üsâme ve Osman (r.a.) la Kâbe'ye girdi ve putlardan temizlediler Mekke halkı hükmü bekliyordu
Acaba, hz Resûl onların kendisine revâ gördükleri gibi yüzlerine işkembe mi atacaktı?*dikenler üzerinde mi yürütecekti eziyet ve hakaretlerde mi bulunacaktı?*müşriklerin sahabîlere yaptıkları gibi boğazlarına ip mi takacaktı Kızgın kumlar üzerinde işkence mi yapacaktı Onları aç ve susuz mu bırakacaktı? Hayır, âlemlere rahmet olarak gönderilen şanlı Resûl, bunların hiç birini yapmadı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-04-2018, 08:45   #8
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ilimdünyası.com Köprü savaşı

*Hz Ömer (r.a.) hicretin on üçüncü senesinde Irak'a Komutan es-Sakafı ile bir ordu gönderdi Es sekafi Kadisiyede Elleys başkanı Câbân ile karşılaştı. Allah mecusileri bozguna uğrattı Müslümanlar Câbân'ı yakalayıp Es sekafiye getirdiler ve onun Elleys kralı olduğunu söylediler ve öldürülmesini istediler. Sekafi (r.a.) ise "ben onu Öldürmeye Allah'tan korkarım. Ona bir müslüman can güvencesi vermiş. Müslümanlar yardımda tek vücuttur. Kral olsa da biz aldatma yapmayız!" deyip kral cabanı bıraktı*Es sekafi Nemarık'tan Nersîye geçti îran baş komutanı Rüstem ile Es sekafi Sakâtiyye Çölünde müt*hiş bir çarpışmaya başladılar. Allahın inayeti ile İranlı'ları yendiler Nersî kaçtı. Sekafi kampı yıktı ga*nimetleri topladı. yiyecekleri araplara gönderdi. Nersî'nin hazinesi alındı ve beşte birini hz. Ömer (r.a.)'a gönderip diğerlerini askere dağıttı

*Es sekafi ra. Bârusmada Calinus ile karşılaştılar. Müslümanlar onları bozguna uğrattı. Calinus kaçarak.iranlı komutan Rüstem'e sığındı. Rüstem Hangi Acem, daha acımasız?" deyince Calinus'Ia beraber acımasız acemli Behmen'i filleri ile sekafi üzerine yolladı. Behmen'in yanında kaplan derisinden ya*pılma Kisranın bayrağı vardı. Es sekafi Burc'taki El-Mirvahada kamp kurdu.*Rüstem Behmen'le on iki bin kişilik bir orduyu sekafi Üzerine yolladı.Düşmanın haberini alan sekafi Fırat köprüsünü kesti. Behmen sekafiye ra.haber salıp "ya bizi bırakın geçelim, ya da siz bu yakaya geçin" dedi. Ordu "hayır ya sekafi,onlar geçsin" diye itiraz etse de sekafi Kafırler ölüme bizden daha cür'etkar olamaz biz geçeceğiz" dedi. Müs*lümanlar köprüyü geçince çıkışsız dar bir yerde kafirlerle kar*şılaştı. Ramazan'ın son günüydü O gün ak*şama kadar çarpışıldı. *sekafi filin dudağını, Mihcem arka diz sinirlerini kesti. fili görünce sekafi Ey dört ayaklı! Sen ne kadar irisin, kılıçla senin dudağını kesece*ğim" demişti. Sekafinin hanımı Devme rüyada, gökten bir meleğin sekafiye şerbet dolu bir kapla işte şehitlik!" değdiğini.görmüştü sekafi "öldürülürsem komutan oğlum Cebr'dir, o ölürse Habib . O öldürülüşe kardeşim Abdullah'tır." demiş ve hepsi savaşarak şehit olmuştu
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı