Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
İslam Tarihi İslam tarihi ile ilgili paylaşımlar.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 02-07-2018, 09:38   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak kilis.gov.tr kilis camiileri

Osmanlı kayıtlarınfa göre Kilis'te “55” cami, “10” mescit bulunmaktadır yapılan onarımlarla özgünlüğünü yitirmiş; 31 cami yok olmuştur Ulu Cami, Alacalı Cami, Akcurun Paşa Camisi ve Ali Çavuş Paşa Camisi Osmanlı Dönemi öncesi yapılardır.*Kiliste Ali Çavuş Paşa Camisi ve Alacalı Cami onarımlarla özelliğini yitirmiş Ulu Cami ile Akcurun Paşa Camisi özgünlüğünü korumuştur kilis mescitleri Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi yapılarıdır.

Ulu Cami (Cami-i Kebir)

*Kilis’in en eski mahallelerinden Hacı Gümüş Mahallesindedir Kilis’in en eski ve en büyük camisidir.*Kıbleye paralel uzanan dikdörtgen planlı ve mihrap önü kubbeli olan bir camidir. Kubbesinin doğu ve batısı caminin mihrap önü kubbesi, “7.30 m” çapındadır. kubbe tuğladan yapılmış dışı saçla kaplanmıştır. kubbe kasnağında, kemerli on iki pencere bulunmaktadır.*mihrap sivri kemerli olup, nişi mukarnaslarla doldurulmuştur. Köşelerindeki sütunların başlıkları gül ve hurma yapraklı motiflerle süslüdür.*Caminin harimi kuzeydeki avluya açılır avlunun doğusunda ve batısında medrese hücreleri vardır. Avluya, kuzeydoğudaki portaldan ve batıdaki kapıdan girilir. Basık kemerli kapı açıklığından ara mekâna geçilir. Beşik ve çapraz tonozlarla örtülü avlunun etrafındaki hücrelerle revak, düz damlıdır.*Sivri kemerli, revaklı alan, Kilis’te Şafiler Mescidi olarak kullanılmıştır. kare olan minare sarımtırak ve siyah düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Basık kemerli bir kapısı vardır.*Çokgen olan minare gövdesi sekizgen bir pabuç üzerinde yükselmektedir. Minarenin peteği ile külahı, bileziksiz gövdesi gibi yalındır. Alemi bulunmayan minare, tek şerefelidir. Şerefefedeki yıldız motifleri, dikkat çeken süslemelerdir *Camideki süslemeler mihrabiyelerin üzerinde toplanmıştır. kemerin bindiği gömme ayaklarda kare, dikdörtgen; gibi geometrik şekillere yer verilmiştir. mihrabiyeler silmelerle çevrilmiştir.*Yaptıranı ve yapanı bilinmeyen camide renkli, düzgün kesme taş kullanılmış 1924 yılındaki onarımını Halep’in ünlü mimarı Hacı Ahmet Azizi gerçekleştirmiştir.

Akcurun Camisi

*Hacı İlyas Mahallesi’nde dir kendi adıyla bilinen çarşıdadır.Kilis ağzında “curun” sözcüğü yalak, havuz anlamındadır caminin içindeki kuyunun havuzu nedeniyle ak taştan yapılmıştır havuza Akcurun adını vermişlerdir. Geniş bir avlusu vardır caminin çevresi medrese hücreleri ile çevrilidir.
*Akcurun Camisi dikdörtgen planlıdır iki ve tek sahınlı harimden oluşmuştur. çapraz tonozlarla örtülmüştür harime basık kemerli bir kapıdan girilir. Kapının iki yanında dikdörtgen biçiminde üç pencere vardır.*Süssüz mihrabı sadedir. İki yanında dikdörtgen biçimde büyük bir pencere vardır.Mihrabın sağ tarafındaki mermerden yapılmış minber yalın ve süssüzdür. Avlunun kuzeybatı yönünde olan Gövdesinde bir tane kuşak bulunan minarenin şerefe altı mukarnaslarla doldurulmuştur. 2010 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore ettirilmiştir.

Alacacı Camisi (Katran Camisi)
*1460 yılında Hacı Yusuf Ramazanoğlunun yaptırdığı cami İnaplı kütah Mahallesi’ndedir diğer adı Küçük Cami’dir.Katrancı Camisi onarımlarla özgünlüğünü yitirmiş yerine 1962 de bugünkü cami yapılmıştır,

Tekke Camisi (Tekye Camisi)

*Cumhuriyet Alanı yakınında Tekke Mahallesindedir. Canbolad Camisi, Canboladiyye Camisi, “Canbolad Paşa Külliyesi’nin” merkez yapısıdır.Evliya Çelebi’nin “Canboladoğlu’nun padişahlığına yakışacak bir camiidir sözüyle anlatmıştır*Canbolad bey Mevlananın hayranlarındandı; onun adına kiliste bir tekke ve önüne bir cami yaptırdı ve Tekke Camisi” adını verdi.*cami taşıdığı teknik özellikleriyle yöresindeki yapılardan farklı olup; Osmanlı sanatıyla imar edilmiştir *Görünüm ve mimarisiyle Kilis’in en önemli camisidir pencereleri çinileri, ve çörtenleri ustalıkla sanatın birleşimidir*Yapının üç cephesinde altlı üstlü pencereler yer almaktadır. pencerelerin düz atkılı ve dikdörtgen olup, pervazları siyah, sarı renkli mermerdir.*Yöresi medrese hücreleri ile çevrilidir geniş bir avlusu görkemli bir giriş kapısı vardır. Zemini beyaz taşlarla döşenmiştir avlunun sağında bir kuyu ve önünde taştan yapılmış bir abdesthane bulunmaktadır.*Çokgen kasnaklı olan kubbe, “14.40 metrelik” çapıyla Kilis’in en büyük kubbesidir. Büyük kubbe görkemli görünümü ve ahenkli uyumuyla dikkatleri çeker*Tekke Camisi’nin akıldan çıkmayacak bölümleri mihrabı ve minberidir tam bir taş işçiliğinin ustalık eseridir camiinin taşları belleklerde iz bırakacak kadar güzeldir.*Kilisteki tekke cami Evliya Çelebi’nin hayran kaldığı osmanlı döneminin en güzel örneklerindendir *Yarım daire biçimindeki mihrabı, Kilis’te özgünlüğü koruyan iki mihraptan biridir. Renkli mermer kullanılarak yapılan süslemeleri ve motifleriyle Zengi ve Memlük sanatı izlerini taşır.
*1553 te yapılan minberin tümü renkli mermerdir kendine özgündür. Harimdeki ilgi çeken objelerin başında minber, ve mermer işçiliği yanında bitkisel ve geometrik öğeleriyle ünlüdür.Harimin kuzey yönünde ağaçtan yapılmış mahfiller de özgün olup, balkon biçimindedir.*Minare caminin kuzeybatı köşesinde, son cemaat yerindedir. Siyah ve beyaz kesme taşlardan yapılan köşeleri mukarnaslı, gövdesi de üç bileziklidir. Silindirik gövdesi çokgendir. Kilis’in en yüksek minaresidir şerefe hücreli mukarnaslarla doldurulmuştur. Külahı taş olan minarenin, mazgal biçiminde beş penceresi vardır.

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 02-07-2018, 09:39   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak balıklıgöl.com Balıklıgöl Efsanesi hikayesi,

*urfanın zalim hükümdarı nemrut zalimlikleriyle kendisini Tanrı zannetmeye başlamış ve büyük tapınaklara heykellerini koydurup Halkına baskıyla kendisine Tanrı diye tapmalarını istemiş.**Zalim Nemrut uykusunda kabus görmüş. Kan ter içinde fırlamış sarayın kahinlerini büyücülerini çağırtmış ve rüyasını anlatmış nemrutun rüyasını dinleyenler Efendim, krallığınızda dünyaya gelecek bir çocuk tahtınızı ve saltanatınızı yıkacak, hakimiyetinize son verecek.**danışmanlarına güvenen Nemrut korkuyla kaskatı kesilmiş. Panikle nasıl önlemler alabileceklerini sormuş Sarayın baş kahini efendim krallığınızda doğacak erkek çocuklarını öldürtürseniz , erkekler ve kadınların birbirlerine yakınlaşmalarını yasaklarsanız herkesi asarsanız sorunları çözersiniz .**Nemrut kahinlerinin önerisiyle doğacak erkek çocukları öldürülmüş Ülkesindeki herkesi izlemiş şehirde dehşet ve zulüm başlamış. *Nemrut on binlerce çocuğu öldürtmüş, aileleri darmadağın etmiş. Bütün ülke Nemrutun zulmüyle inliyormuş. Nemrutun Müneccimleri Hükümdarım aldığımız tedbirler yeterli olmadı. Sizi ve tahtınızı yok edecek çocuk yarın gece ana rahmine düşecek.**Nemrut kâhinlerinin sözleriyle paniğe kapılmış. şehirdeki erkekleri toparlayıp şehir dışına çıkarılmasını emretmiş. Nemrut şehri dolaşırken krallık mührünü Azerden istemiş Azerin, aklına karısı gelmiş. Ve nefsine hakim olamamış böylece Zalim Nemrutu yok edecek olan Hz.İbrahim ana rahmine düşmüş.*

*Kahinler Nemrutu tir tir titreten haberi vermişler. Efendimiz tüm önlemlere rağmen sizi yok edecek çocuk ana rahmine düştü Nemrut küplere binmiş ve ülkesindeki tüm erkek çocukların öldürülmesini emretmiş. *Azerden hamile kalan karısı durumunu kocasından saklıyor,muş. Doğum vaktinde Urfa Kalesindeki mağarada nemrudu helak edecek mübarek çocuğu tek başına doğurmuş *Çocuğunu sarıp sarmalayıp mağaranın en dibine gizlemiş. Her gün onu emzirmeye geliyormuş mağaraya. Gelemediğinde açlıktan ve soğuktan oğlunun ölmüş olabileceğini düşünüp ağlıyormuş her seferinde mağarada küçük çocuğu sağ salim görünce mutluluktan uçuyormuş. Mağarada ceylanlar küçük çocuğu kendi sütleriyle besliyorlarmış.**Hz.İbrahim 15 yaşında bir delikanlı ve bir gün kralın askerleri dağa avlanmaya çıkmışlar. ceylanların arasındaki İbrahimi görmüşler. saraya getirmişler. Nemrut, 15 yaşındaki genç, ve güzel delikanlıyı yanına almış genç İbrahim sarayda Nemrutun evlatlığı genç Zeliha ile dost olmuş. *Hz ibrahim sarayda Nemrutun zulümlerine putlara tapınmasına kızmış düşüncelerini arkadaşı Zeliha ile paylaşmış taştan yapılmış putlara tapınmanın anlamsızlığını anlatmış.*İbrahim bir baltayla tüm putları kırmış.
*Hz ibrahim putları kırınca baltasını tapınağın başına yerleştirmiş Nemruta benzeyen büyük heykelin omzuna asmış. Nemrut çılgına dönmüş ve derhal yapanın bulunmasını emretmiş.*Nemrut hz ibrahime sen mi yaptın diyince huzuruna çıkarılmış.son derece sakin balta en büyük heykelin omzunda Yapsa yapsa o yapmıştır. Demiş.

*Putları kıran hz ibrahim ibretlik olsun diye putları kıranın diğer put olduğunu söylemiş Nemrut çok sinirlenmiş, Olur mu böyle saçmalık. O cansız bir taş parçası. Ne yapabilr ki diyince Hz. İbrahim gülümseyerek İşte anlatmak istediğim bu kendi elinizle yaptığınız taş parçalarına nasıl taparsınız onlardan nasıl adalet, ve huzur, beklersiniz taşlar Tanrı olsaydı kendilerini koruyabilirlerdi*
*Nemrut İbrahimin ateşe atılmasını emretmiş.*
Urfa kalesinin kuzeyindeki dağın tepesinden Hz.İbrahimi ateşe atmaya karar vermiş. Allah : Ey ateş, serinlik ve esenlik ol buyurmuş. Hz. İbrahim ateşin üzerine düşünce ateşin yerine berrak bir göl oluşuvermiş. Allahın emri ile hazırlanan devasa ateş bir göle; ateş içindeki odunlar balığa dönüşmüşler. *Varlığına inandığı ve sürekli onu aradığı için Allah, Hz.İbrahime Halilim yani dostum demiş. Bu göle de bu yüzden Halilurrahman Gölü denmiş.*Zelihanın gözyaşlarından oluşan göle ise Zelihanın gözyaşları anlamına gelen Ayn-ı Zeliha Gölü ismi verilmiş.*Nemrut Allahı inkara devam etmiş. Allah ona bir sivrisinek göndermiş.sivrisinek Nemrutun kulağından girip beynine gitmiş. Günlerce Nemrut ağrılar içinde kalmış. büyücüler hekimler derdine derman olamamış Nemruta hiç kimse yardım edememiş. Ve Nemrut, ağrılarından kurtulmak için tokmakla kafasına vurmuş tokmakla kafası parçalayarak can vermiş.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-07-2018, 09:39   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak kırmızılar.com ŞANLIURFA BALIKLIGÖL

*Balıklı Göl, Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri Urfa şehir merkezinin güneybatısındadır İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinir kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Urfa’nın en çok ziyaretçi çeken yerleridir.
*İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü urfa kalesinin bulunduğu tepeden ateşe atılır.*Bu sırada Allah tarafından ateşe “Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet ol” emri verilir. emiriyle ateş suya odunlar balığa dönüşür. Hz İbrahim bir gül bahçesine düşer. İbrahim’in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Nemrut’un kızı Zeliha İbrahim’e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar.
Zeliha’nın düştüğü yerde de Ayn-ı zeliha Gölü oluşmuştur.**Urfa balıklı göldeki balıklar kutsaldır yenilmezler korunmaktadırlar rivayete göre, Anadolu toprakları işgale düşerse kutsal balıklar melek asker olarak kurtuluş savaşlarına katılacaktır Kutsal balıklara asker balıklarda denilir Urfa efsanelerinin en özeli ve en güzeli kuşkusuz ki Hz. İbrahim’in ateşe atılma öyküsüdür*Tek tanrıcı üç semavi dinler İslamiyet, Musevilik ve Hıristiyanlık tarafından tanınan kutsal kitaplarda geçen Hz. İbrahim’in Urfa’da doğduğu rivayet edilir.

*Zalim Kral Nemrut yıldızlarda, bir adamın putperestliğe savaş açacağını görür. Bu adam Hz. İbrahim’dir. sadece Nemrut’un putperestliğine başkaldırmamış, kızı Zeliha’ya da gönlünü kaptırmıştır. Kral Nemrut Hz. İbrahim’in yakılması emreder *Balıklı Göl’ün bulunduğu yere, nemrut büyük bir ateş yaktırır Ateşin karşısındaki tepeye yaptırılan iki büyük mancınık yaptırılır hz İbrahim ateşe fırlatılır. ateş göle, odunlar ise balıklara dönüşür.*Balıklı göl ve balıkları kutsaldır; her kim balıklardan yerse kör olacaktır gölün adı Halil-ür Rahmandır “Allahın Dostu” anlamına gelir ve Hz. İbrahim’in kutsallığını yansıtır. Bugün göl Halil-ür Rahman, ve Balıklı Göl olarak anılıyor.*Hz İbrahime ağlayan Nemrut’un kızı Zeliha’nın gözyaşlarından Balıklı Göl’ün yanında küçük bir göl oluşur, bu gölün adı ise “Zeliha’nın gözü” yani“Ayn-Zeliha”dır.
*Balıklı gölde karşısındaki tepede hz ibrahimin ateşe atıldığı mancınıklar bugün sağlam ve ayakta İnanışa göre sütunların altında “bitmeyen su”, ve “bitmeyen altın” bulunuyor; biri yıkılırsa Urfa altına, diğeri yıkılırsa Urfa suya gömülecek *Balıklı Göl’ün hemen yanında Salahaddin Eyyubi’nin yeğeni Melik Eşref tarafından 1211 de yaptırılan Halil-ür Rahman Cami balıklı gölün doğal güzelliğine mimari bir estetik katıyor. *Balıklı Gölde adı Halil-ür Rahman ve Ayn-ı Zeliha gölleri balıklar ve etrafındaki asırlık çınar söğüt ağaçları ile dinlenilebilecek yerlerdir.

*Efsaneye göre Hz. İbrahim Peygamber’in,zalim hükümdar Nemrut ve halkının taptığı putlarla savaşır tek Tanrı inancını savunur Nemrut onu Şanlıurfa Kalesinden ateşe atar Allah tarafından ” Ey ateş İbrahim’e karşı serin ve selamet ol” emri verilir ateş suya odunlar balığa dönüşür. Hz. İbrahim’in düştüğü yere Halil-ür Rahman Gölü adı verilir Bu gün Halil-ür Rahman Camii, Hz. İbrahim’in düştüğü makam, medrese, hazire ve türbelerden meydana gelmiş bir külliyedir
*Nemrut’un evlatlığı Zeliha Hz. İbrahim’e aşıktır ona inandığı için kendisini ateşe atar. Zeliha’nın düştüğü yere de Ayn-ı Zeliha Gölü denmektedir. Balıklı göl de kutsadır balıklar avlanamaz
*Halil-ür Rahman Camii ve Rızvaniye Camii Halil-ür Rahman Gölü’nün iki tarafında yer alır Halil-ür Rahman Camii Bizans Dönemi’ne ait Meryem Ana Kilisesi yerine inşa edilmiştir. Rızvaniye Camii ise I8.yüzyıl’a ait bir Osmanlı yapısıdır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-07-2018, 09:39   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak gapgündemi.com urfa ulu camii

*Ulu camii tarihe meydan okuyor Birçok kavmin medeniyetler kurduğu Şanlıurfa eski yapılarıyla birçok medeniyetin izini taşıyor. ulu cami asırlar sonra tüm görkemiyle hala ayakta duruyor.
*Dünyanın en eski yerleşim yeri Şanlıurfa tarihi ipek yolu üzerindedir medeniyetler beşiğidir Birçok kavimin göç ettiği Şanlıurfa eski yapılarıyla birçok medeniyetin izlerini taşıyor.*tarihi ulu cami uzun yıllara ve asırlara rağmen hala dimdik ayakta
*Divan yolu Caddesinde bulunan Ulu Camii sinagog iken kiliseye çevrilmiş ve yıkıldıktan sonra Büyük Selçuklular döneminde Zenginler tarafından yaptırılmıştır *75 kolon üzerine bina edilen 1200 kişi kapasiteli Kızıl Kilise olarak bilinen Ulu Cami mimarisiyle tarihten izler taşıyor.*Ulu cami Urfadaki camilerin en eskisidir*ulu camide 30 yıl görev yapan emekli müezzin Bahaddin Şuhedaroğlu, "Ulu cami eski bir sinagogtur M.S. 436'da ölen Piskopos Rabula tarafından Stephon Kilisesi'ne dönüştürülmüştür. Kırmızı renkteki mermerlerinden Kızıl Kilise" olarak adlandırılır kilisenin yerine 1175 te Zenginler tarafından yaptırılmıştır 1684, 1779, 1780 ve 1870 de onarım görmüştür" dedi.

*Urfa Ulu Camii, Halep Hükümdarı Nureddin Zengi tarafından tamir ettirilip Halep Ulu Camii'ne benzetilmiştir Urfa Ulu Camii' de halep ulu camii ile aynı dönemde yaptırılmıştır
*İslam fetihlerinden sonra, camii sütunlarında kullanılan kırmızı mermerler nedeniyle urfa ulu camiye "Mescid ül- Hamra Kırmızı mescit" denilmiştir*Urfa ulu camii sinagogtan camiye dönüştürülmüş kilise yıkılarak ulu camii yapılmıştır*Ulu Camii Anadolu'daki çok ayaklı camiler grubundadır kıble duvarına paralel çapraz tonozlarla örtülüdür yatık ve dikdörtgen planlıdır. son cemaat yeri, Anadolu'da ilk kez Şanlıurfa Ulu Cami'nde kullanılmıştır. *Ulu cami mihraba paralel üç bölümden oluşmaktadır. mihrap önünde bir kubbe yer alır. Harim kısmı olan ana ibadet alanı ve iç kısımda dört giriş kapısı vardır. yapıda, üst örtü olarak, tonoz kullanılmıştır"

*Caminin içindeki su kuyusu şifalıdır Caminin harim kısmında ki kuyuda Hz. İsa'nın, Kral Abgar'a, Havarisi Thomas'la gönderdiği mendil düşmüştür. suyunun, şifalı olduğu halk ziyaret ederek suyunu şifa niyetine içiyor *Camiinin avlusunda kiliseye ait olan çan kulesi bulunuyor Sekizgen yapılı çan kulesi bugün minare olarak kullanılıyor minareye çevrilmiş ve Cumhuriyet döneminde saat kulesine dönüştürülmüş minare şehrin ilk ve tek saat kulesi
*Camii avlusunun kuzeybatısı mezarlıktır. türbede, 1823 te vefat eden, Halidi Tarikatı'nın kurucusu Mevlana Ziyâeddin Hazretleri'nin küçük oğlu Şehabeddin Ahmet'in mezarı bulunmaktadır. Türbe, ŞURKAV tarafından restore edilmiştir.
*caminin Divanyolu'na çıkan kapıda Şıh Bekir Hazretlerinin kabri var Hoca Halil Efendi vakfiyesinden öğrenildiğine göre, yanında Şeyh Ebubekir Efendi'nin XVI. yüzyılda yapılmış sebili bulunmaktadır.*Türbede Şeyh Ebubekir Efendi'nin sandukası bulunuyor. Eskiden Ulu Cami'ye gelenlere şerbet ikram ediliyordu" *Cami avlusunda 80 yıllık geçmişi olan güneş saati yer almakta "Dört köşeli taşlardan yapılan 1,5 metre yüksekliğindeki taşların ortasındaki demir çubuğun gölgesi güneşin durumuna göre yer değiştiriyor. Geçmiş tarihlerde İnsanlar demir çubuğun gölgesiyle namaz vakitlerini öğreniyorlardı"
*ULU CAMİİ 1170 te Selçuklularca harabeye dönmüş kızıl kilisenin yerine 5 yıl içerisinde
75 Kolon Üzerine Yapıldı 6 Bin Kişi Namaz Kılabilir
*Cami avlusunda kiliseye ait kolonlar ve süslü taşlar var. caminin minaresi 2 bin yıllık Cami avlusundaki güneş saati de 80 yıllık Camimizin uzunluğu 166 metre Genişliği 16.50 metre içeride 1200 kişi Avlusunda 6 bin kişi namaz kılabilir" camii 75 kolon üzerine yapılmıştır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-24-2018, 06:36   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Süleymaniye Camii

Süleymaniye Camii, I. Süleyman adına 1551-1557 yıllarında İstanbul'da Mimar Sinan tarafından inşa edildi. Koca Sinan'ın kalfalık eseridir Camii, medrese kütüphane, hastane, sıbyan mektebi, hamam, imaret, hazire ve dükkânlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi'nin parçasıdır Klasik Osmanlı Mimarisinin en önemli örneklerindendir.
İstanbul'da yüzü aşkın depreme karşın, caminin duvarında en ufak çatlak oluşmamıştır. caminin kubbesi 53 m. yüksekliğinde ve 27,5 m çapındadır. ana kubbe, Ayasofya'daki gibi, iki yarım kubbe ile desteklenmektedir. Kubbe kasnağında 32 pencere bulunur Cami avlusunun köşesinde birer minare bulunmaktadır. minarelerin camiye bitişik üçer şerefeli ve 76 m. yüksekliğinde, kuzey köşesindeki iki minare ise ikişer şerefeli 56 m. yüksekliğindedir. Cami, kandil islerini temizleyecek hava akımına uygun inşa edilmiştir.

cami içinde, yağ lambalarından çıkan islerin tek bir noktada toplanmasını sağlayan bir hava akımı oluşturacak şekilde inşa edilmiştir. Camiden çıkan isler ana giriş kapısındaki odada toplanmış ve isler mürekkep yapımında kullanılmıştır. Fil ayağı destekli ana ve destek kubbeleri 28 revakın çevrelediği cami avlusunun ortasında dikdörtgen bir şadırvan bulunmaktadır. Caminin kıble tarafında Sultan Süleyman'ın ve eşi Hürrem Sultan'ın bulunduğu hazire mevcuttur. Sultan Süleyman'ın türbesinin kubbesi yıldızlarla donanmış gökyüzü imajını vermesi için, içeriden, metalik plakalara yerleştirilmiş pırlantalar ve elmaslarla süslenmiştir. Süleymaniye camiinin 4 minaresi vardır. nedeni Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah; dört minaredeki on şerefinin de Osmanlının onuncu padişahı olduğunun işaretidir.

Osmanlı külliyeleri içinde Fatih külliyesinden sonra ikinci büyük külliye Süleymaniye külliyesidir. İstanbul yarımadasının Haliç, Marmara, Topkapı Sarayı ve Boğaziçi'ni gören ortadaki en yüksek tepesinde inşa edilmiştir. Cami, medrese darüşşifa, darülhadis, çeşme, darülkurra, darüzziyafe, imaret, hamam, tabhane, kütüphane ve dükkânlardan meydana gelen külliyede Mimar Sinan'ın türbesi dış avlu duvarlarının karşısında mütevazı küçük bir yapıdır.

Emevi Camii

Emevi Camii, Şam Ulu Camii Şam'ın eski şehir kısmında yer alır ve dünyanın en büyük ve en eski camilerindendir. 634 te, Şam'ın Araplarca alınmasıyla Roma İmparatoru I. Konstantin zamanında Vaftizci Yahya'ya adanmış Hıristiyan bazilikasının yerine cami yapılmıştır. Cami, Vaftizci Yahya kafası gibi kutsal emanetleri muhafaza eder. camiide Şiilik için önemli noktalar vardır. Bunlar arasında Peygamber torunu hz Hüseyin'in kafası yer almaktadır. Caminin kuzey duvarındaki küçük bahçesinde Selahaddin Eyyubi'nin türbesi bulunmaktadır.

Fatih Camii

Fatih Camii ve Külliyesi, İstanbul'un Fatih ilçesinde Sultan Mehmed tarafından yaptırılan cami ve külliyedir. Külliye 16 medrese, darüşşifa konukevi aşevi kütüphane ve hamamdan oluşur Şehrin yedi tepesinden birinde inşa edilmiştir. 1766 depreminde yıkıldıktan sonra onarılarak 1771'de bugünkü halini almıştır Kubbelerin dış kasnakları sekiz köşelidir ve kemerlere oturur. Kemerler kırmızı taş ve beyaz mermerlerle işlenmiş, yalnız mihverdee yeşil taş kullanılmıştır. Alt ve üst pencerelerin silmelerle çevrelenmiştir. Söveler mermerdendir geniş ve kuvvetli silmelerle belirtilmiştir.

Fatih Camii Kubbesi

Demir parmaklıklar, kalın demirden ve topuzludur. Revak sütunları yeşil Eğriboz, pembe, esmer granitten, son cemaat yeri ise mısır granitindendir. Başlıklar ve Kaideler mermerdir. Avlunun biri kıblede, ikisi yanda üç kapısı vardır. Şadırvan sekiz köşelidir. Mihrabı istalaktitlidir. Hücre köşeleri yeşil direkli, kum saatleri ile süslü ve üstü zarif taçla biter. Yaşmağın üzerinde ayet vardır. On iki dilimli minare, cami ile birleşmiştir.

Fatih Camii'nin yapımında, cami için duvarlar ve iki ayak üzerine bir kubbe oturtulmuş yarım kubbe ilave edilmiştir. Ve 26 m çapındaki kubbe yüzyıl boyunca en büyük kubbe niteliğini korumuştur. Caminin ikinci defa yapılışında payanda planı uygulanarak küçük kubbeli sivri bir bina meydana getirilmiştir.merkezi kubbe dört fil yağına oturmakta ve dört yarım kubbe ile çevrelenir. Yarım kubbelerin etrafında yarım ve tam kubbeler, mahfildeki ve dıştaki abdest musluklarının önünü örtmektedir. Mihrabın sol tarafından, türbe yanından geniş bir rampa ile girilen Hünkar mahfili ve odalar bulunmaktadır.Minarelerin taş külahları 19.yy da yapılmıştır. Mimar Mehmed Tahir Ağa camiyi tamir ettiği sırada eski cami parçalarıyla yeniden yaptığı barok parçaları birleştirdi.
Caminin alçı pencereleri harap olduğundan adi çerçevelerle değiştirildi. Avlu kapısındaki yangın havuzu Sultan II. Mahmud tarafından 1825 te yaptırıldı. Caminin geniş bir dış avlusu vardır

Kurtuba Camii

İspanya'nın Kurtuba şehrinde, şehrin ortasından geçen Vad'il Kebir ırmağının kenarındaki Kurtuba Camii dünyanın en büyük eski camilerindendir
Temelini 786'da I.Abdurrahman'ın attığı cami sonradan kiliseye çevrilmiştir Endülüs Emevilerinin başkenti Kurtuba'da 600 cami bulunmakta. en anıtsal ve ihtişamlısı Kurtuba Camii'dir. Bugün Cordoba Katedrali olarak kullanılır caminin içinde 1293 sütun vardır. Oymalı mermer mihrabı en güzel mihraplardandır. Duvarlardaki kufi yazılar altınla yazılmıştır. Minber, fildişi parça değerli taşlar ve altın çivilerle yapılmıştır. I. Abdurrahman tarafından 785 yılında inşaasına başlanan caminin yapımı bir yılda tamamlanmıştır.

Endülüs İslam Devletini kuran Birinci Abdurrahman, Kurtuba'da büyük bir cami yaptırmak istedi. Caminin yapılmasına 785 de başladı. ömrü, yetmedi. 787 de öldü. Ondan sonra hükümdar olan oğlu Hişam ve torunu caminin tamamlanmasına gayret ettiler. on senede tamamlandı. her sene bir parça ilave edilerek en son şeklini 990 da yani ancak 205 sene sonra aldı. İkinci Elhakem 976'da camiye altından minber yaptırdı. İlk büyüklüğü 75 metre eninde ve 100 metre boyundaydı. Sultanlar camiyi büyüttüler. Dünyadaki en fazla sütuna sahip olan mabetlerdendir 850 sütundan oluşur Kurtuba Camii, 1236'da katedrale çevrilmiştir. Bu harika eserdeki mimari özellik, pek çok esere örnek olmuştur.

Bursa Ulu Camii

Bursa Ulu Camii yıldırım Bayezid tarafından Niğbolu Seferi'nden dönüşünde inşa ettirilmiştir. 1399 tarihi caminin inşa tarihi kabul edilir. ilk önemli mutasavvıflarından Somuncu Baba okumuştur Mimarı Ali Neccar veya Hacı ivazdır minberi Selçuklu oyma sanatından Osmanlı ahşap oymacılığına geçişin en önemli örneklerindendir
Cami toplumca itibarlı addedilmiş medrese hocaları burada ders vermeyi şeref bilmiştir. caminin iç mekânını süsleyen büyük hat yazıları toplumsal itibarın nedenlerinden olmuştur.
2215 metrekare alan kaplar Ortada kubbe altında havuzlu, şadırvan bulunur. Şadırvan ve duvardaki dev yazılar , Ulu Cami'nin kendine özgü özellikleridir. Ulu Cami'de 21 hattat tarafından yapılmış 45 levha, 87 duvar yazısı bulunmaktadır.
Ulu Cami'nin Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet tarafından yapılan taç kapısı, sert ceviz ağacından çivi kullanılmadan yapılmış minberdeki ağaç işçiliği şaheserdir. Minber, kainatı temsil eder. Üzerine güneş sistemi kabartma işlenmiştir. Gezegenler, güneşe uzaklıkları ve büyüklüklerine doğru yerleştirilmiştir.

Kristal Camii

Malezya Kualada bulunan Kristal Cami, modern İslam mimarisinin en güzel örneğidir Yapımında cam, metal ve kristal malzemeler kullanılmış ismini Kristal Cami olarak almıştır. Kualada Wan Man adasında olan Kristal Camii, Çin mimari özelliklerini taşıması ve yapı malzemelerinin Çin'den gelmiş olması, Malezyalılarca tepkiyle karşılanmıştır. 1500 kişilik camiye 2006 da başlanmış ve 13. Terengganu Sultanı Zeynel Abidin tarafından 8 Şubat 2008 de ibadete açılmıştır.

Sultan ahmet camii

17.Yüzyılın önemli eserindendir Sultanahmet Camii, Mimar Sinan'ın şaheserdir. Sinan'dan meşaleyi alan Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'nın ellerinde yükselmiştir. 1609-1616 da Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından İstanbul'daki yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılmıştır. Cami mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için Avrupalılarca "Mavi Camii (Blue Mosque)" olarak adlandırılır.

Sultanahmet Camii külliyesi İstanbul'daki en büyük külliyelerdendir. cami, medrese, hünkar kasrı, dükkânlar, hamam, çeşme, sebil, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşur ön avlunun cephesi Süleymaniye Camii'nin cephesiyle aynı tarzda yapılmıştır. Avlu caminin kendisi kadar geniştir Her iki tarafında abdesthane vardır. Sultanahmet camii Türkiye'de 6 minaresi olan 4 camiden biridir. Minarelerin sayısı ortaya çıkınca sultan küstahlıkla suçlanmıştır çünkü Mekke'deki Kâbe'de de 6 minare bulunmaktadır. Sultan problemi Mekkede Mescidi Haram a yedinci minareyi yaptırarak çözer.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-24-2018, 06:37   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak camiiler.com

Konya Alâeddin Cami

*Cami en eski*Selçuklu eserlerindendir,*Anadolu Selçuklu başkenti*Konya’dadır, Taht Mahallesinde yer alır.*Anadolu Selçuklu Devri Konya’nın en büyük ve en eski camisidir.*13. asırdan kalmadır İslam mimarisi ile inşa edilmiştir. genişliği 86 metre, boyu 57 metredir. üzeri düz çatı ile örtülüdür.
on altıncı asırda ve 1890 da Abdülhamid Hanın fermanıyla tamirat görmüştür yapı malzemeleri uzaklardan getirilmiş kendisinden önceki her devrin malzemesi kullanılmıştır Konya, şehir merkezinde Selçuklu İlçesi Hamidiye Mahallesi, Alaaddin caddesi ve Alâeddin Tepesinde inşa edilmiştir. inşasına Sultan 1. Mes’ud başlanmış Alaeddin Keykubad la 1220 de son şeklini almıştır. Bu sebeple Alaeddin Camii olarak anılır.

*Vakfiyelerde Cami-i Atik, Sultan Cami Kale Mescidi adıyla geçer. Sicil defterlerinde*Alâeddin Camii* günümüzde Konya Alâeddin Cami*olarak bilinmektedir.Anadolu Selçuklu yapılarında özel bir yere sahiptir.yapının inşası I. Mesud saltanatının sonlarında başlamış ve II. Kılıç Arslan döneminde avluya eklenen kümbet ile ilk inşa sona ermiştir. I. Keykavus’un saltanatının son yıllarındaki ikinci inşa Alâeddin Keykubad devrinde sona ermiştir kısaca
Alâeddin Camii Kurucusu I. Mesud, II. Kılıç Arslan, I. İzzeddin Keykavus ve I. Alâeddin Keykubaddır
Caminin minberi abanoz ağacındandır Anadolu Selçuklu ahşap işlemeciliğinin en güzel örneğidir. 1155 yılında Ahlat’lı Berti tarafından yapılmış bir şaheserdir. Mihrap ve kubbe çinileri sökülmüştür.
*en muhteşem yeri, Kuzey cephesidir. irili ufaklı 21 küçük pencere vardır. Kuzeydeki, avlu içinde camiye bitişik iki türbe İkinci Kılıç Arslan tarafından yaptırılmıştır. İkinci Kılıç Arslan, Birinci Keyhüsrev ve Alaeddin Keykubad’ın beyaz kabartmalı kitabeyle süslü sandukaları vardır. türbenin üzeri açıktır tamamlanamamıştır.

Kaynak beyaz tarih.com

Niğde Alaeddin Camii

1223 yılına ait yapı Anadolu Selçuklu mimarisinin önemli eserlerindendir. Abdullah oğlu Zeynettin Beşere Beye aittir Mimarı Mahmut oğlu Ameli Üstad Sıddık ve kardeşi Ameli Gazi’dir. bugüne kadar planı ve şekli bozulmadan Klasik Selçuklu mimarisinin özelliklerini orijinalliğiyle korumaktadır
Yüksek bir tepede inşa edilmiştir dikdörtgen planlıdır. mihrap önü yan yana üç kubbeyle örtülmüştür. mihrapda merkezin üstü açık bırakılarak avlu hissi verilmiştir. tonoz ile örtülmüştür. Mihrap kubbeleri batıdan doğuya yükselir dilimli kubbe kasnağında şematik melek figürü görülmektedir. Kuzey cephesinde minare inşa edilmiştir. Doğu cephesindeki portal süslüdür. saçları örgülü stilize edilmiş kadın başı figürü görülmektedir. portalın en üstünde ise kuş figürü yer almaktadır. Kuzey portalında aslan başlı çörten bulunur ve gücü simgeler. Yapının minberinde taş malzeme kullanılmıştır. İlk hünkar mahfili Anadolu Selçuklu camilerindendir

Kaynak milliyet.com

BATTALGAZİ ULU CAMİ

Malatya'nın Battalgazi ilçesinde 1224 yılında 1. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılan Ulu Cami, yıllara meydan okuyor. Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad tarafından 1224 te yaptırılan, mimari olarak Anadolu'da ilk ve tek olma özelliğini taşıyan Ulu Camii, 1247 ve 74 te tamir görmüştür. Yakub Bin Ebubekir, Ahmed Bin Yakup ve Üstad Hüsrev tarafından yapılan Ulu Cami, İran'daki Büyük Selçuklu İmparatorluğu mimari geleneğini Anadolu'da temsil eden tek örnektir .Şehir surları içinde kalan ve 34x55 metre boyutlarında olan cami, iki ayrı bölümdür "Camimiz, 1224 te Alaeddin Keykubad tarafından inşa ettirilmiştir mimari yapı olarak Anadolu'da tek ve ilktir Tek örneği İran'da mevcuttur. mimari olarak İran mimarisine sahiptir

caminin en tepesine Osmanlı tuğrasının nakşedilmiş, avlusu aydınlatma ve havalandırma için yapılmıştır. coğrafi şartlardan kapatılmıştır. orijinalinde açık olması gerekiyor. mihrabı 1893 te depremde yıkılıyor. 2. Abdülhamit mihrabı inşa ettiriyor ve en tepesine Osmanlı tuğrası nakşediyor" Caminin asıl minberi Ankara Etnografya Müzesi'nde Şu an ki minber, Malatya Söğütlü Camii'nin ahşabı yıkılınca, 'Ulu Cami'ye yakışır' diye getirmişler. el oymacılığı ile Malatyalı bir usta tarafından 3 yılda yapılmış" "Camimiz, yazlık ve kışlık iki bölümden oluşuyor. cuma günleri etraftaki camiler kapanır, sadece Ulu Camimizde namaz kılınır"
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-24-2018, 06:37   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak haberler.com

Sivas'ın Ulucami Minaresi Hareket Ediyor

Sivas'taki Ulucami'nin eğik minaresinde kış ve yaz aylarındaki eğim farkı sırrını koruyor.eğik minare kış aylarında 119 cm yaz aylarında 117 cm eğim farkı tespit edildi. 100 yıl öncede eğim vardı ve gizem çözülemedi.İtalya'nın eğik Pisa kulesine Türkiye'de rakip gösterildi Sivas'taki Ulucami'nin eğik minaresi 825 yıllık esrarı koruyor. 1196 ile 1197 yıllarında Anadolu*Selçuklu Devleti yöneticisi Kızılarslan Bin İbrahim tarafından yaptırıldı Anadolu'daki en eski camilerden eğik minaresi ile dikkat çekiyor. Yüzde 7 oranında eğim tespit edildi eğim kış aylarında 119 santim, yaz aylarında 117 santim MİNARE İLERİ VE GERİ HAREKET EDİYOR
Minarenin eğik olarak mı inşa edildiği, sonradan mı eğildiği veya eğimin devam edip etmediği konularına netlik kazandırılamıyor.

Minarenin 825 yıllık sırrının anlaşılabilmesi için*Cumhuriyet Üniversitesi çalışmalar sürdürüyor. minarenin zemininde sondaj çalışması gerçekleştirilecek.Sivas Vakıflar Müdürü*Cemal Karaca, "İki yıldır minareyi inceliyoruz. kış aylarında 119, yaz aylarında ise 117 santim eğim var Minare git gel yapıyor. Hareketliliğin tespiti için minarenin zemininde sondaja hazırlanıyoruz. minare 100 yıl önce eğikti "Uzmanlar Horasan minarelerinde eğim olduğunu söylüyor. Ancak minare diğerlerinden daha eğik. tedbir almaya çalışıyoruz.

Kaynak vikipedi Sivas Ulu Camii

Sivas Ulu Cami,*Anadolu Selçuklu Devleti sultanı*II. Kılıç Arslan'ın ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırmasıyla Sivas-Aksaray bölgesine hükümdar olan*Kutbeddin Melikşah*saltanatında Kızılarslan bin İbrahim* tarafından* 1196-1197*de Kul Ahi'ye yaptırılmıştır Sivas* Merkezde yer alır
İzzeddin Keykavus*tarafından*1212 de onarıldı 1213'de de minaresi yapıldı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-24-2018, 06:38   #8
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak sahipatamüzesi.gov.tr

Sahip Ata Külliyesi
***
*Selçuklu veziri Hacı Sahip Ata tarafından yaptırılan külliye; cami, türbe, hankâh, çifte hamam, çeşme ve dükkândan oluşur. Larende Caddesinde yer alan külliyenin inşasına ilk 1258 yılında cami yapımı ile başlandı 1283 türbe yenilenmesi ile tamamlandı. CAMİ: eski Konya surunun Larende Kapısında olduğu için “Larende Cami” olarak da anılır. Sultan II. Keykavus’un yıllarında 1258 yılında Sahip Ata tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Ortodoks olup İslamiyet’i seçerek Müslüman olmuş, sarayda nakkaş ve mimarlık yapmış Sahip Ata’nın yaptırdığı birçok eserde imzası olan bir mimardır. Eski cami 1871 de yıldırım düşmesiyle yenilenerek bugünkü şeklini almıştır. *Mimar Kölük’ün yaptığı cami; mihrap önü kubbeli olup geniştir yapının birçok yeri değiştirilmiş ve caminin ebatları küçültülmüştür. taç kapılar yerleştirilmiştir. .Yangından sonra orijinal kısımlardan; taç kapı, mihrap ve mihrab duvarı fil ayağı şeklindeki payandalar kalmıştır. Cami afetler tamiratlarla değişikliğe uğramış onarımlar geçirmiştir. İlk tamiri 1570 tarihli fermandır. Osmanlı döneminde 1702, 1825, 1848 de onarım görmüştür. Cumhuriyet Döneminde Atatürk’ün 19 Şubat 1931 de İnönü’ye çektiği telgraf şöyledir:*Son seyahatimde müzeleri, eski medeniyet eserlerini gözden geçirdim. İstanbul'dan başka Bursa, İzmir, Antalya, Adana ve Konya'da ki müzeler ecnebilerce tasnif edilmektedir. memleketimizde emsalsiz defineler yatmakta

*kadim eserlerin meydana çıkarılacak ilmi abidelerin muhafazası için ve arkeoloji mütehassıslarına lüzum vardır. Konya'da asırlık ihmaller sebebiyle harabi olmalarına rağmen sekiz asırlık Türk medeniyetinin hakiki şaheserleri vardır. Karatay Medresesi, Alaeddin Camisi, Sahipata medrese, ve türbesi, Sırçalı Mescid ve İnce Minare tamire muhtaç haldedir. asker işgalinde olanların tahliyesinin ve tamirinin temin buyrulmasını rica ederim.''Bu telgraftan sonra Cumhuriyet döneminde ilk tamir 1944–45 yıllarında Milli Eğitimce yaptırılmıştır. 1964 ve 1974 te sondaj yapılmış, 1981’den 2003 yıllarında Vakıflar Müdürlüğünce onarımlara tabi tutulmuş 2006 daki onarımla bugün ki şeklini almıştır.*Çifte minareli taç kapının 1871 de yıldırım düşmesi sonucu minarenin şerefe ve yukarısı yıkılmıştır. 18.yy da minarenin üst kısmı yenilenmiştir. taç kapının yüksekliği 8.20 cm, genişliği 9.55 cm, derinliği ise 3.40 cm’dir. Taç kapının açıklığı 2.60 cm yüksekliğinde sivri kemerli olup muhteşem bir işçilik sergilenmiştir. köşe kısmında yapım kitabesi yer alır.kitabede Âlemde Arap ve Acem Sultanlarının efendisi, dünya ve dinin izzeti fetih babası, Keyhüsrev oğlu Keykavus’un saltanatını Allah daim eylesin devletli günlerinde rahmete muhtaç zayıf kul El Hac Oğlu Hüseyin’in Oğlu Ali, bu mübarek mescidin imar ve inşasına 656 yılında emretti. Alah kendisini ve soyunu af ve mağfiret eyleye...” ifadesi yazılıdır.
*
*kitabelikte ise Cin Suresinin 18. ayet sonu yazılıdır. mihrabiyelerin içerisinde kıvrık dallı rumiler yer alır Taç kapının dış yüzey kenar köşelerinde kazayağı şeklinde geometrik motifler vardır. Ayet kuşağı besmele-i şerifle başlar Fetih suresi 1-13. ayetler işlenmiştir. minarelerin kaide kısımlarında kuş figürleri geometrik ve bitkisel süslemelerin yer aldığı Roma çağına ait mezarlardan alınmış sarkufajlar yer alır. En dıştaki geniş bordürde yer alan ayet kuşağında Enbiya Furkan Nebe Zümer Dehir Suresi ve ayetler işlenmiştir. Kaidenin üst kısmında birer sivri kemerli pencere açıklıkları yer alır çinilerle tezyin edilmiş alan alanda “Ebubekir ve Ali” yazısı geometrik süs olarak kullanılmıştır.

HANKAH:*

Hankâh büyük merkezlerde yer alan büyük şeyhin, pirin türbesi bulunan geniş tarikat yapılarına denir. Eşik anlamına gelir Farsça bir kelime olup yüceltme ve onurlandırma ifadesidir İlahi kelimesi ile kullanıldığında “Allah’ın Katı” şeklinde bir mana kazanır. Hankâhlar dergâhtırlar. Sahip Ata hankâhı XIII. yüzyılın Selçuklu tekke ve hankâhları arasında en büyüğüdür Mimarı belli olmayan abidevi eser Merv ve Tirmizdeki XIII. yüzyıllara ait merkezi kubbeli ve eyvanlı Orta Asya evleri ile benzer
Yapım Kitabesinin okunuşu şöyledir Allah bana kâfidir. mübarek tekke Allah’ın Salih kullarına konak ve muttaki suffa eshabına oturak olmak üzere büyük sultan, âlemde Allah’ın gölgesi, din ve dünyanın yardımcısı, fetih babası, müminlerin büyük sultan, Kılıç Arslan Oğlu Keyhüsrevin zamanında, Allah mülkünü daim, devletini kaim etsin devleti günlerinde, latif rahmeti özleyen kul Hacı Ebubekir oğlu Hüseyin oğlu Ali tarafından 678 senesi inşa edildi, Allah kabul eyleye”
*
yapı 1279 da yapıldığı III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Sahip Ata Ali tarafından yaptırılmıştır. Yapı 1584 e kadar zaviye olarak kullanılmış Abdurrahman İbrahim şeyhlik yaptırılmıştır Hankah 1945-50’li yıllara kadar mescit olarak kullanıldı
*Hankâhta yanında dükkânlara yer verilmiştir.beş dükkân yer alır.. Yapı bir Rönesans yapısı gibi simetriktir. Günümüzde izi olmayan bir türbeden bahsedilmektedir.Avluyu örten kubbenin ortası açık olup altında havuza yer verilmiştir. Kubbe içerisinde farklı renkte motifler yer alır. Kubbe eteğinde ayet olarak Mülk Allahın’dır ifadesi yazılmıştır.
*
TÜRBE:*

Türbe külliye içerisindedir Türbeye ilk olarak Sahip Ata’nın iki oğlu Taceddin Hüseyin ve Nasreddin Hasan’ın, Akşehir Kozağaçta, Karamanoğlu Mehmet Bey’le yaptığı savaş sonucu 1277 de şehit düşmesi üzerine türbe inşa edilerek buraya defnediliyorlar. Sahip Ata burayı aile kabristanına çevirmek isteyince eski türbenin temelleri üzerine 1283 de bugünkü türbe inşa edilmiştir. ayet kuşağındaşu mübarek imaret 1283 senesi muharreminde tecdit edildi” ifadesi yazılıdır.
Türbe dikdörtgen bir alanı kaplar Yapıda tuğla kullanılmış olup kemer, açıklıklarında kesme taş kullanılmıştır. Türbe iki katlı olup alt kısımda cenazelik yer almaktadır. üstünde ziyaretgâh vardır.

Ziyaretgâhta Sahip Ata Oğlu Taceddin Hüseyin Sahip Ata’nın küçük oğlu Nasreddin Hasan Bey, Sahip Atanın kızı Melike hatun, torunu Nasreddin Hasan Beyin oğlu Şemseddin Mehmed ve son lahitte Sahip atanın torunu yatar Lahitler muhteşem çinilerle kaplanmış kabartma ayet ve kitabe yazıları yer almaktadır. geometrik desenlidirler.*Sahip Ata kabrindeki kitabede Peygamber efendimizin: “Âdemoğlu ölünce ameli kesilir. Yalnız devam eden sadakası faydanılan ilmi kendisine dua eden çocuğu varsa hayırlı amel devam eder.” Ayakucunda ise “Merhum ve mağfur Hüseyinin oğlu Sahib-i muazzam Fahreddin Ali 684 yılı şevvalin sonlarında beka mülküne göçtü Allah kabrini nurla doldursun” ifadesi yazılıdır. Lahitte Bakara Suresi Ayet-el Kürsi Amenerresulü yazılıdır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-08-2018, 09:09   #9
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR

ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ

ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK*
EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN*
EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK*
EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR*
EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM*
EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ*
EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM*
EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM*
EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR*
EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL*
EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ*
EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS*
EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY*
EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ*
EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT*
EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD*
EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR*
EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR*
EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ*
EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM
EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ
EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR*
EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS*
ER-REŞİD*ES-SABUR*

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-08-2018, 09:09   #10
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info ULUCAMİ

*İslâm beldelerinde inşa edilen şehrin en büyük camisidir bulundukları şehrin isimleriyle anılmış cuma camisi” ve “câmi-i kebîr” isimleriyle tanınmıştır. *Fethedilen şehirlerde en büyük ibadet yeri camiye çevriliyor ve büyük bir cami yapılıyordu.ordugâh camileri diye adlandırılan Basra, Kûfe ulucamileriyle Kahire Fustat’ta Amr b. Âs Camii ulu camiinin ilk örneğidirkabul revaklı avlulu ve çok ayaklı planda yapılmıştır.
*Ulucamilerden Emevîler devrindeki Mescid-i Aksâ örnek alınarak yapılan Şam Emeviyye Camii, mihraba paralel üç nefli olup mihrabı dikine kesen bir transepte sahiptir. Kayrevan Ukbe Camii revaklı avlulu ve mihraba dik nefleri vardır mihrap önündeki nefler enine gelişmiştir. *Endülüs’te Kurtuba Ulucamii çok ayaklı bir camidir genişletilmiştir. Abbâsî devrindeki Bağdat Ulucamii revaklı avlulu ve çok ayaklıdır Sâmerrâ’da Mütevekkil-Alellah’ın yaptırdığı Sâmerrâ Ulucamii ve Ca‘feriyye’de Ebû Dülef Camii revaklı avlulu ve mihraba dik nefli olup ordugâh camileridir.

*Kahirede İbn Tolun Camii revaklı avlulu ve mihraba paralel neflerden meydana gelmektedir.
*Fâtımîlerin Tunus Mehdiye Ulucamiisi mihraba dik neflere sahiptir. Kahire’deki Ezher ve Hâkim camileri revaklı avlulu ve mihraba paralel neflidir mihrap ekseninde transepte yer alır. Murâbıtlar zamanında Cezayir’de inşa edilen el-Câmiu’l-kebîr ve Tilimsân Ulucamii iç görünüşleriyle birbirine benzer ve çok ayaklı cami tipindedir
*Muvahhidler devrinde Rabat’ta yaptırılan Hassân Camii mihraba dik neflidir mihrap önünde üç paralel nef yer alır Merînîler zamanında Tilimsânda inşa edilen Mansûre Camii revaklı avlulu mihraba dik neflerden meydana gelir, nefler mihrabı paralel neflerle kesmektedir.*Türk dünyasında İran ve Afganistan coğrafyasında ulucamiler yapılmıştır. Gaznelilerin Leşker-i Bâzâr Ulucamii mihraba paralel iki nefli ve mihrap önü kubbelidir Büyük Selçukluların İsfahan Cuma Camii mihrap önü kubbelidir ve Büyük Selçuklular eyvanlı ve avlulu camiiler yapmıştır*eyvanlı revaklı avlulu ve mihrap önü kubbeli ilk camii Zevvâre Cuma Camiidir Erdistan Cuma Camii’nde de Zevvâre’deki plan tekrar edilmiştir. İlhanlı devrinden Kâşân vilâyetindeki Netanz Cuma Camii eyvanlı revaklı ve avluludur*Anadolu’da Artuklu, Dânişmendli, Saltuklu, Mengücüklü ve Selçukluların inşa ettirdiği ulucamilerin farklı plan ve şemaları vardır mihraba dik paralel nefli ve mihrap önü kubbeli yapılardır.
Osmanlı devrindeki camii yapıları çok birimli ve çok kubbeli binalardır Anadolu dışındaki ulucamiler bulundukları şehrin adıyla anılmıştır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı