|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
İNSANLIĞIN DOĞU GUTA AYIBI! *BMGK nın bir ay süreyle aldığı “Suriye Ateşkes Kararı’’nın ölü doğdu Oy birliğiyle alınmış ve Rusya’nın silahların günde 5 saat susması tavsiyesine rağmenGuta, rejim tarafından ezilmeye devam ediliyor.*Bm Guta’daki ağır yaralı ve hastaların tahliyesini öngörmektedir Kararı ölü doğmuştur çünkü niyetler kirlidir Konsey, karar Suriye rejiminin zulüm ve bombasında hayat hakkını kaybetmiş Guta halkı için alınmıştır’’ muğlak ifadeler kullanıldı. “Terör örgütleri ateşkes dışındadır’’ dedi DEAŞ, El-Kaide, en-Nusra terörist sayıldı fakat PKK/PYD-YPG sayılmadı*İran, “Ateşkes uygulansın, Guta hariç tutulsun’’ diyerek kan dondurdu. Türkiye, BM’nin Cenevre Sözleşmesine dayanarak meşru müdafaa hakkını kullandığı hâlde ABD, Zeytin Dalı Harekâtı’nı ateşkese dâhil etmeye kalkmakta. bir müttefikin iflah olmaz hâllerini tarihe geçirmektedir. *Esad’ın Moskova’ya rağmen vahşete devam etmesi mümkün değildir. Suriye, rejimi Rusya’nın eline düşmüştür. Nusayrilerin ihaneti, ABD gaflettedir Şam rejim tarafından savsaklanmaktadır .Moskova esed konusunda samimiyetsizdir Putin korumamalıdır ancak dün Gorbaçova bugün Putine inanılmaktadır rus tuzağına düşülmemelidir gutadaki 5 saatlik ateşkes insanlık ayıbıdır Paralar cepte, AVM’ler açık, hayat devam etmektedir*400 bin nüfuslu Guta’nın yarısı çocuk, dörtte biri kadın ve yaşlıdır terörist olamazlar*Suriyede Şam, Tahran, Moskova, Washington olmak üzere dört başkent var. işgalci gayrimeşru bir rejim mevcut. BM, BMGK, AB, Hiçbiri Gutaya derman olmuyor. her saat siviller ölmekte. Bebekler mamaya, yaşlılar alacak nefese muhtaçlar. İnsanlık, Guta’da tükeniyor. Burası insanlığın ayıbıdır, utancıdır. Esad, soykırım suçundan İnsan Haklarına verilip mahkûm edilmeli guta, huzur ve istikrara kavuşmalıdır insanlık ayıbı karşısında karar çıkartmayan BMGK’nin köhnemiş yapısı değişmedikçe dünya adalete hasret kalacaktır.Bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil çığlıklarını duymayan; duyup da tedbir almayan devlet, ne süper güçtür, ne büyük devlettir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
ŞAFAKTA YÜRÜYEN ÇOCUKLAR İlahi takdirle vazife ve şerefi almış Kur’ân Ezan Namaz Bayrağın Milletin Ümmetin ve İffetin kalkanı İslamın ordusu, sür’atle aslına, yakışan şanına dönmekte.Bedir Harbi’nden düşen kıvılcımla Peygamber Ocağı, yanmaya başladı. Hafız Paşalar yetiştiren damar, güneşle kucaklaştı. Sadece asker değil, âlim ve evliya çıkaran kutlu ocak, inşallah kıyamete dek sönmeyecek... Afrinde tarihle zamanla ve mekânla iç ve dış ihanetle hesaplaşıyoruz.Görülecek çok hesap var. Dünya hayrette. Ümmetin kalbinde ümit gülleri tomurcuğa durmuş, tebessüm eden yüzler, gülen gözlerle hasret kucaklaşması yaşanıyor.Kader kavşağındayız.Ceza bitti.Hasta adam iftirasıyla, horlamasıyla incinen dedelerin torunları, Mehmetcikler, Ahmetcikler, JÖH’ler, PÖH’ler, sultani asil ve korkusuz yiğit duruşlarıyla ümmete sancaktar oldular. Bu devlet, yükselen parlak bir yıldızdır. Türkiye, Devlet-i Ebed Müddet’in tecellisi olarak Büyük Türkiye Cumhuriyetidir. Kader, azap dolu zor bir asırdan sonra Türklere gülmüştür. Kimsenin şüphesi olmasın ki bu toprakların yarınları çok büyük olacaktır. Dostlar, mazlumlar ve mağdurlar sevinsinler, hasret kalmışlardı. Düşmanlar kahrolsunlar Orta Doğudaki talana değişecek, su yatağına akacaktır. Amenna; Şanlı Peygambere selamımızı arz ederek buyurduklarını bir ekmek gibi; nan-ı aziz gibi öpüp başımıza koyduktan sonra tekrarlarız-Vatan sevgisi imandandır.-İnsanların en hayrlısı, insanlara faideli olandır.Mekke meydanında başlayan imanla küfrün, haçla hilalin, tevhidle teslisin mücadelesi, dün vardı, bugün var, bitmeyecek. Viyana’nın, I. Dünya Harbi’nin, cetvelle harita çizme zorbalığının defterleri bir gün açılacaktır.İlayı kelimetullah davası uğrunda yılmayan, yorulmayan, durmayanlara, mukaddes davayı omuzlayarak Kızılelma şafağına akan şahadet sevdalısı koçyiğitlere selam olsun. Dağ yürüyüşlü babalar. Aslan doğuran bu analar. Sabır timsali bu eşler var oldukça. İslam ahlakı yaşadıkça hakikat varolacaktır |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
TARİFSİZ VAHŞET *-Bir kadının ırzına geçmek vahşettir! -Evli bir kadınının ırzına geçmek katmerli vahşettir! -Evli bir kadının kocasının gözleri önünde ırzına geçmek tarifsiz vahşettir!..Bu vahşetlerin hepsi Doğu Guta’da işlenmektedir.kadınlardan biri sesini duyurabildi. Anlattıklarını televizyonlar verdi. Esad şeytanının askerleri, kocasının gözleri önünde kadına tecavüz ettiler. Bir kadının ve bir kocanın da başına bundan daha büyük hangi felaket gelebilir? Doğu Guta, insanlığın öldüğü yerdir.Tecavüz mağduresi hamile kadını dünya dinledi. Peki dünyayı idare edenler, dünya kadınları ne yaptı? Türk kadınları ne yaptılar? *zalim esedi caydırıcı kimse yok Kim bilir daha kaç kadın ağzı salyalı tasmasız köpeklerin aşağılık fiillerine maruz kaldılar, berbat Esad’la hayvani haydutlarının hesap vermesi, yargılanması gerekmez mi suçta Suriye Esad yalnız değildir. Terörist putinle ortaktır. “Suriye’de ateşkes olsun ama Doğu Guta hariç” diyen şia başı İran ortaktır. Filistin celladı İsrail’e destek olmakta sadık köpekleri maşa uşakları komünist PKK/PYD’yi devleştirmeye çalışmaktadır guta katliamına Amerika ortaktır. Çerden-çöpten bir ateşkes kararını tatbik ettirmekte acze düşen BMGK ortaktır... *Tecavüze uğrayan kadıncağızın haberini dinlediğimden beri unutamıyorum. Üzüntümün haddi, hesabı yok. Bu coğrafya bu hâle mi düşecekti İnsanlık suçlusu Esad, Guta’da kadın, çocuk ve sivillerin katlediyor. üstlerine ateş yağdırıyor Kocasının gözleri önünde kadınlar tecavüze uğruyor bu bir vahşettir, sadizmdir, terördür.ey ümmetin evlatları yokmu gutadaki katliamı durduracak müslüman evladı Türkiye medyası suskun sessiz aciz Oscara verdiği haber değerini kanlı gözyaşları dökenlere göstermiyor Türkiye büyük güce erişmedikçe; dünya, Türklerin zalimleri kanlarında boğduğuna şahit olmadıkça yeryüzüne adalet de huzur da gelmeyecektir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi ANA SÖZÜ
*Tsk ile Suriye Kuvvacıları afrin’i kuşattı vaziyette.Şehre girmeye çok fzaman kalmadı. jandarma, komando, polis keskin nişancılar bölgeye sevk edilmekte. Afrin’e girildiğinde yapılacakcerrahi müdahalede. Hainler ayıklanacak *Tam bu safhada Washington’dan müzakere teklifi geldi. Cumhurbaşkanı ABD Dışişleri Bakanı Tillorson’ı kabul etti. Bakanımız Çavuşoğlu görüştü nurettin Canikli, Brüksel’de ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ile masaya oturdu Tillorson Biz, PYD’ye ağır silah vermedik ki neyi alalım!?"*dedi bu laf, gafletle edilmiş, ağızdan kaçmış veya gerçekleri gizlemekteydi. Amerika, tırlar dolusu silahı teröristlere verirken geri almak kaydıyla veriyoruz"*demişti. dışişleri bakanları yalan konuşmaktaydı. güvenlik danışmanı CB sözcümüze PYD’ye silah vermeyeceklerine dair beyanda bulunmuştu. silahları geri almak kaydıyla veriyoruz"*demek mesnetsiz bir vaaddir. "Kaybettik, çalındı, karşı tarafa geçti…"*gibi bahaneleri ne ile çürütebilirler? *ABD Savunma Bakanı'nın, Millî*Savunma Bakanımıza yaptığı teklifte İsterseniz, YPG’yi PKK ile savaştırabiliriz!"*derken Acaba abd hükûmetinin görüşünü mü yansıtıyordu yoksa aklına eseni mi söylüyordu eğer PYD ve PKK’nın aynı teröristler olduğu*bilinmiyorsa bu bir faciadır.Amerikaya tuhaf laflar ettiren sebep, içine düştükleri çıkmazdır. İçeride Yahudi para ve medya sının baskısı altındadır. Dışarıda itimat kaybetmektedir. Kuzey Irak Kürt İdaresi müstakil bir devlet iken referandum, ve bağımsızlık’ vaadiyle yıkıldı. PKK/PYD-YPG Irak ve Suriye’de ABD’ye güveniyordu. Güvendikleri Trump Kudüs skandalına imza attı. Türkiye zafer kazandı. *Amerika Kuzey Suriye’de pkk desteğiyle Kürt ordusu kuracaklarını hayal etdiler. Ve Türkiye 20 Ocak 2018’de Afrin Harekâtıyla kafirlerin planını bozdu hayallerini yıktı afrin Harekâtı gâyet güzel gitmekte:Siyasi irade güçlü, Halk desteği muazzam,Cephedeki kuvvetler cengaver...Şehidler, gaziler kahraman; onların "ağlayıp kâfiri sevindirmeyeceğiz!!!"*diyen ana-babaları da kahraman. *Geçen hafta Erdoğan ile Tillorson görüştü. PKK/PYD, Afrin Harekâtı ve FETÖ konuşulacak. Türkiye’nin oyalanmamalı rüzgârın dinmemelidir Tillorson, FETÖ ihanetinin belgeleri verilsin bakarız, dedi. Ankara’nın Washington’a kamyon dolusu evrak verdiğinden haberi yok Türkiye, yakaladığı rüzgârla Kandil’e gitmelidir. Biz savaşmıyoruz, bölgemizden teröristleri atıyoruz. Bunu 40 yıldır yapmaktayız. Afrin Harekâtında döviz düşmekte, borsa coşmakta. Gençler, askerlik şubelerinde kuyruğa girmekte ve leş rekorumuz artmaktadır Sahada kazandığımızı masada heba edemeyiz. Washington Müzakeresi şanlı harekâtı durdurmamalı ve hızını kesmemelidir*PKK/PYD Fırat’ın doğusundan ve batısından çekip gitmedikçe, PKK Kandil’i terk etmedikçe, DEAŞ tiyatrosu bitmedikçe, İsrail bölgeden elini çekmedikçe, FETÖ mensupları iade edilmedikçe, Türkiye şantaj dâvâları düşürülmedikçe, verilen sözler tutulmadıkça abd ile masaya oturulmamalıdır bir sahada ve masada.Hem silahla hemde kalemle.milli iradeyle ve milli kelamla kazanmak zorundayız. PYD, Afrin’e Suriye rejimini davet etti. Bu PYD-Esad iş birliğidir Oyunlar, ne olursa olsun yolumuzdan dönemeyiz. kahraman şehid Piyade Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar’ın kahraman vâlidesi Ülker Ana ne dedi? -Bir Ömer ölür, bin Ömer gelir! **** |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
ZİNA SUÇTUR, İDAM HAKTIR!.. *Yavrularımızı korumak için yapılacak her türlü kanuni düzenlemenin tam destekçisiyiz. Ancak sadece ceza mevzuatında iyileştirme yetmez. Hastalıklardan birinin tedavisi, tüm hastalıklara şifa olmaz Ceza mevzuatımız düzenlemeye muhtaçtır. TCK ve Medeni Kanun yeniden düzenlenmiştir anayasamız yamalı bohçaya dönmüş hukukumuz yozlaşmıştır 1940’lar Tek partisi anayasayı öz Türkçeleştirme adına kurbağa diline çevirmişti. Lisan yaşayan bir varlıktır. eskiyen ve kullanımdan düşen kelimeler Ama onu devrim adı altında imha ve tasfiyeye kalkışmak* sosyal cinayettir. *1940 latda kamutay kelimesi milletvekilime saylav, vali ye çevrilmiştir Moğolca kelimeler, Türkçe diye resmîleştiriliyordu. Demokrat Parti, iktidarında kelimeler eski haline çevirildi 1965’lerden sonra* Ecevit’in Türkçeye zararı dokundu. Yapmacık ve uydurma dil Ecevit’in fikriydi. Siyasi nutuklarıyla Türkçeyi kısırlaştırdı. sun’i ve köksüz kelimeler Türkçeye girmesine yol açtı bu mesele, kanunların Türkçe cephesidir. kanun dilinde kelime hayati kıymettedir. Kanun dili ile oynamak millete darbe yapmaktır. *AK Parti iktidar olduğunda 28 Şubat zalimleri ve sinsi AB baskıları altındaydı. IMF, iktisadî hayatımıza AB de hukuk hayatımıza baskı yapmaktaydı. idam ve zina ceza sisteminden çıkartıldı.yüce kitabımız Kur’ân-ı kerîm, kısasta sizin için hayat vardır"*buyurmaktadır. Hak eden kişi idam edilirse, bin kişi kurtulur. ceza mevzuatında korkutuculuk ve ibret olmazsa olmaz katili affetmek devlete değil sadece ve sadece mirasçıya aittir.Bugün tarafların rızasında zina suç değildir, Zorla tasallut, saldırma, ırza geçme suçtur. Müftülere nikâh kıyabilme yetkisi veren kanuna muhalefet edenler, niçin zinanın suç olmaktan çıkmasına tek kelime etmediler.*Zina suç olmalıdır 15 Temmuz katilleri idam edilmelidir idamdır idam mevzuatta yer almadığı için mahkeme, müebbet vermekte. devlet idamlıkları ve hainleri cezaevinde himaye etmektedir.Hâkimler zina mes’elesinde çaresizdir Polis, vazifesini yapıp cânileri mahkemeye getiriyor, fakat onlar ya savcılık ve hâkim sorgusunda serbest bırakılıyorlar. Sokaktaki vatandaş haklı olarak öfke püskürmektedir *Bunlar, kanayan sosyal yaralarımızdır. Derin ve dehşetli yaralardır *Yavrularımızı koruyacak en şiddetli tedbirler kanunlaşıp hemen tatbik edilmelidir. Ancak buda yetersizdir arzu edilen huzur için hukuk ve bütün mevzuat, ele alınmalı, zina ve *idam, kanunlaştırılmalı a’dan z’ye bütün kanunlar yerli ve millî olmalıdır Boşanmalar, uyuşturucu, ahlâksız yayınlar terör kadar tehlikelidir Her işte yerli ve millî olmak esastır evvela hukuk ve kanunlar yerli ve millî olmalıdır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
İTTİFAK, İSTİKRARIN TEMİNATIDIR! *Her şerde bir hayr vardır.15 Temmuz darbesi yaşanmasaydı Yenikapı Ruhu doğmayacak AK Parti ve MHP çapta dayanışmaya gidemeyecekti. vatan müdafaasında birbirlerini tanıdılar. Ve o kabus günlerden bugünlere gelindi...insan veya toplum, şerle karşılaştığında yıkılmadan, ümidini kaybetmeden şerdeki hayrı ve şerri bir yaratanın var olduğunu düşünerek ayakta kalabilme dirayetini göstermelidir. *Bugün millî ittifak yerine “Cumhur İttifakı” adını alan AKP-MHP ittifakı, komisyon başkanları tarafından Sn. Erdoğan ve Sn. Bahçeli’ye götürülmüştü. Liderlerin el sıkışmasıyla iki parti, dün Sn. Binali Yıldırım ve Sn. Devlet Bahçeli imzalarıyla seçimlerde iş birliği yapılacak Seçim Kanunununda değişiklikler yapılacaktır. Cumhur ittifakıyla partilerde üslup değişikliğine sebep olacak. karalama yerine mülakat kapısı aralık kalacaktır. Sn. Kılıçdaroğlu’nun Afrin harekâtında -yalnızca orduyu tebrik etmesi, ABD ile aramızdaki ihtilafta hükûmetimizi haklı bulması Cumhur İttifakı’nın tesirleridir Bazı az rey almış partilerin ittifakta yer almak için müracaat etmişlerdir *Cumhur ittifakının kanun tasarısında partiler birden fazla partiyle ittifak edebilecektir. İttifak sebebiyle her seçimden yüzde 50’nin üstüne çıkılacağından siyasi istikrar sarsılmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı adaylığında noter değil YSK devreye girecektir İstikrarın demek yabancı sermaye iç ve dış yatırım ve güven demektir. Türkiye, hükûmet kuramama ve meclis başkanını seçememe talihsizliklerine düşmeyecektir. 12 Eylül darbesinin meşruiyet saydığı iki hadise sokaktaki kaos, anarşi ve ölümler, diğeri TBMM’nin başkanını seçememesiydi.*15 yıldır menfilik yaşamadık. Ancak her zaman bir partinin tek iktidar mümkün değildir.4 Kasım 2019’da Türkiye, yeni bir sabaha uyanacaktır. TBMM kendi işine bakacak, Cumhurbaşkanı başkanlığında işleyecek Cumhurbaşkanlığı icra kuvvetini çalıştıracaktır. Kabine, 4 Kasımda ilan edilebilir. Diğer partilerin de zamanla ittifaka gitmeleri muhtemeldir.Cumhur İttifakı istikrar, köprüler, hava meydanları, Kanal İstanbul, ekonomik sağlamlık Fırat Kalkanı’yla Afrin destanıdır başarıların siyasette kalıcılık kazanarak devlet hayatına mal olmasıdır.*Cumhur İttifakı, 2023 Büyük Türkiye takviminde iyi bir adım olmuştur. İstikrar olmayan devletlerde büyük ufuklar olmaz veya hayalde kalır.Her şerde bir hayr vardır Eğer; 15 Temmuz olmasaydı TSK temizlenmeyecek, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı başarıları elde edilemeyecek FETÖ nün niyet ve mahiyeti öğrenilemeyecekti. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
ÇOCUĞUN DÜNYASI ÇALINDI *Çocukları, sapıklardan korumak için en ağır ve ibretlik cezalar getirilmelidir Çocukları istismar eden aşağılık kimseler bir zamanlar çocuktu. bir anne-babanın çocuklarıydı. Vaktiyle çocuk olan o kimseler, bugün baba olduğu hâlde, çocuğu şehvet ve şeytanlıkla kirletmekteler.Çocuk istismarına sadece tecavüz demek eksik bir değerlendirmedir. Yetişkinler arası anlaşmazlıklar ve çocuk katliamı da çocuk istismarıdır büyük bir suçtur. sadece hukuk alanında değil tüm hayatımızda çocuk istismarının çâresi aranmalıdır *Kendilerine çağdaş, diyenler, şeriati Allah’ın emir ve yasaklarını itibarsızlaştırmak istiyor Osmanlıda kadının hakkı yoktur, erkek boşsun dedi mi boş olurdu!"*diye dînimize mâzimize ecdadımıza iftira atıyorlardı.adalet olmayan bir devlet altı buçuk asır yaşayabilir mi? Selçukluyu da sayarsak devletimiz 10 asırdır büyük bir şerefle hüküm sürmüştür. kadın adaletsizliğe marûz kalsaydı devlet, değil on asır, bir asır bile yaşayamazdı. Devleti ayakta tutan sebep ailedir. Mahkeme sicilleri ortadadır. Dünle bugünü kıyaslarsak O devirlerde on senede meydana gelen boşanma bugün altı ayda bir olmaktadır. *çocuğa karşı gerek cinsî*sapıklık ve diğer suçların dün ve bugün işlenen suçların karşılaştırması yapılırsa çağdaş asırda çocuğa karşı suçların zirve yaptığı görülecektir.Boşanma da sosyal yaradır. Çocuk ruhi sarsıntılar yaşamaktadır. Boşanan ailenin mağduru en evvel çocuktur.tâciz, tecâvüzler boşanmalar çocuklarda ruhi ve derin izler bırakır çocuk istismarıdır sebepleri aranmalı, tedbirleri alınmalıdır noksanlıklarımız giderilmeli milletçe hata ve ihmallerimiz nedir Aile anne ve babadan ibaret değildir. *Büyüklerin olmadığı evlerde çocuk, yalnızdır.Çocuğun arkadaşı bilgisayar, internet, akıllı telefon ve televizyondur. İşten yorgun-argın gelen ebeveyn çocuklarla ilgilenememektedir aile ve çocuk arasında muazzam bir boşluk kalmıştır:Çocuklardan çalınan dede ve nineler torunlarına ninniler söyleyecek, masallar anlatacak,çocuk dünyalarını kahramanlarla nakış nakış işleyecekler. Allahü tealayı, Sevgili Peygamberimizi - İslâm emir ve ahlâkını öğreteceklerdir nene ve dedeler olmayınca çocuklar din, tarih, edebiyat ve millî varlığımızdan yeterince beslenemediler büyümekteler. bugün Afrin’de destanlar yazılabiliyorsa Anadolu sebebiyledir. 15 Temmuz'u Anadolu ahlakına borçluyuz. *Fırat Kalkanı ve şehidlerin tamamı Anadolu çocuğudur Anadolu ailelerine mensuptur. Anadolu ve osmanlı kültürü olmasaydı zaferler kazanılamazdı Şehirleşme, ailenin tahribine yol açmış, basın yayın, sosyal medya, bencillik duygusunu işlemiş gazete, dergi, TV*ve internetin, müstehcenliği arttırmış ve aile yıkımına yol açmıştır dünyada ilk çocuk hastanelerinden biri, Hamidiye Etfal Hastanesini "anaokulu"*denen kurumu I. Dünya Harbi devam ederken öksüz ve yetimler için Çocuk Esirgeme Kurumu olan Dar’ül Eytamı açan biziz. *Çocuk terbiyesi nikâhla başlar, "52 Farz"ın bilinmesiyle başlar. Titiz bir mes’uliyyettir. çocuk, gözlerini büyük bir ailede açar. büyükanne- büyükbaba, en hâlis öğretmendir, torunlarına kültür köprüsüdür asırların birikimini çocuk kalbine ruhuna ve hayaline nakşeder Çocuk büyüyüp yaramazlık yaptığında büyükanne ve büyükbaba sığınılacak kucaktır; anne baba öfkesine dalgakıran, torunlarına sırdaştır.terbiyenin unsurları, ailedir, okuldur, akraba ve, mahalledir, okunan kitap, seyredilen yayındır.bu unsurlar anlatılmalıdır atasözünde Hırsız*içeridense kilit ne yapsın?"*denir. Vicdan bozuksa, ahlâk çökmüşse kanun ne yapsın? Biz bugün Büyük aileyi yitirdik çekirdek aileye hapsolduk şehirleşme, gökdelenler mahalle hayatını öldürdü, *basın-yayın, medya sayesinde akraba ziyareti, vacip olan "sılai rahim" terk edildi, misafir lokantada ağırlanıyor, evler bereketten ve duadan mahrum kaldı.Peki öyleyse bizden, bizim hayatımızdan geriye kalan ne?zalim sapıklar İHA’larla vurulsa bile dinî, ahlâkî, ailevî, tedbirler alınmazsa ailede beklenen fayda elde edilemez. Çocuktan çalınanların çocuğa iadesi şarttır. Kültür köprülerimiz dinamitlenmiştir kendimiz olmaktan çıktık.Avrupalı olacağız, batılılaşacağız diye ahlak ve kültürümüzü unuttuk |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Kur’ân, çağa göre yorumlanamaz! *Batılıların dünyada hegemonya kurmaları, insanlığın sorunlarına Batılı zihinle bakmalarına ve Batı yanılsamasına yol açtı...aydınları Batı kuşattı zihnî felçleşme ve aşağılık kompleksi yaşadık sömürgecilik, zihnî sömürgeciliğe dönüştü. Batının ajanları ve gönüllü askerleri cirit atıyor her yerde; sömürgeleştirilmek isteyenler var Türkiye’de. zihni, Batılı zihin kalıplarıyla işliyor Türkiye’deki aydınların hadislere, mezheplere saldırıyorlar Peygambersiz İslâm” projesinin acentalığını yapıyorlar.Tehlikeli bir süreç bu. *Kur’ân Hakikat kitabıdır Hakikat’in nasıl hayat bulacağını, gösteren zamanlar ve mekânlar üstü, çağlar ötesi İlâhî Hitaptır Kur’ân, asil olanı verir Akıl, ise zaman’la ve mekân’la kayıtlıdır; bütünü değil parça’yı idrak edebilir akıl’la bütün kavranamaz.akıl sınırlar.Akıl, tek başına Hakikat’i kavrayamaz. akıl, tek başına Hakikat’e muktedir olsaydı, Kitaplar ve Peygamberler gönderilmezdi. Kur’ân, sadece okunup anlaşılacak kuru bir bilgi kitabı değil hayata mânâ ve ruh kazandıracak Hakikat ve Hayat Kitabı’dır.Hakikat’e kuru bilgiyle ulaşılmaz. Mesele bilmek değil yaşamak’tır. İslâm, sınırların ötesine uzanır hayatımıza mânâ ve ruh katar.Akıl’sa, hesap yapar; ölçer-biçer, kesip atar, indirger...Din, hiç bir hesab yapmaz Akıl hesabîdir; din ise hasbîdir *Din’in akılla sınırlandırılması dini ruhsuzlaştırır ve hayattan uzaklaştırır...Batı’da Protestanlıkla ve Modernlikle birlikte yaşanan felâket budur Kişinin, din’i, kafasına göre, yorumlaması ve dini kendisine uydurması kaçınılmaz sondur...önüne gelen İncil yazıyor Batı’da.Feministler, eşcinseller, ateistler kafalarına göre incil yazıyorlar...Bizde de, böyle giderse, olacağı budur -Allah göstermesin. Dini hurafelerden temizleye yola çıkanlar, en büyük hurafeye kendileri düşüyorlar. hadislere, mezheplere saldırıyorlar, herkes Kur’ân’ı anlayabilir diyerek Hz. Peygamber’i devre dışı bırakacaklar. Hz. Peygamber'in (sav) devre-dışı bırakıldığı bir din, kısa devre yapacaktır. Sıra Kur’ân’a gelecek... Âyetleri tartışmaya başlayacaklar*profesörler, âyet kafama yatmadı diyebiliyor Sen kafanı değiştir diyorum ben de sığ ve çapsız kişilere.profesörler de, “Kur’ân’da değiştirilmesi gereken âyetler var,” demeye başladılar Batı’da bu proje tipler tonla...Bizde de çıkmaya başlayacak Kur’ân’ı sadece akıl’la, bilimle anlamaya çalışmak, aklı da, bilimi de vahyin önüne geçirmektir.Müslüman zihninin buharlaştığı, Batılı zihinlerle Kur’ân’ı, akıl ve bilimle yorumlamak dini din olmaktan çıkarır, hayattan uzaklaştırır.İslâmı tahrif ve tahrip eder Zihinleri hurafeler çöplüğüne dönüşen sığ ve çapsız kişilere -damarlarında Gazalî kanı dolaşan düşünürler cevap verirler. Biz neyin ne olduğunu görebilecek durumda değiliz İnsanın ne olduğunu, nereden gelip nereye nasıl yol alması gerektiğini köküne sahipsen idrak edebilirsin değilseniz, yola çıkamazsınız; yola çıksanız bile yoldan çıkmanız muhtemeldir. 2500 yıllık Batı uygarlığının yolculuğun ve insanın hakikatle buluşmasını mümkün kılmaya yetmediğini gösteriyor Akılla çıkılan yolculuk, akıldışılıkların hükmünü icra etti felâketin eşiğine sürüklendik Akıl, hesap-kitap yaptı; başıboş canavar gibi, insanlığı, dünyayı bir düğmeye basarak yok edecek, insanı kölesi hâline getirecek, hayatı mekanikleştirecek ruhsuz teknolojiler teknolojik silahların üretti Ruhsuz bir dünya icat etti.Batılıları Batılı dünyanın saldırganlığını akladı insanlığı, tabiatı yokoluş ve felâketin eşiğine bıraktı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Çanakkale ruhunu diri tutabilirsek, tarihi biz yaparız *Çanakkale ruhu bazı çevrelerde aşınmış olsa da, diriliğini koruyor ilham vermeye devam ediyor... İslâm dünyasının kalbi, hilâfetin merkezi İstanbul düşmesin diye, Müslümanların yekvücut Çanakkale’ye koştukları bir ruh bu...Ümmet şuuru, direniş ve diriliş ruhu...bu ülkede bu ruh yok edilmeye çalışıldı.Ama en sert kayaları aşarak gürül gürül akan ilâhî kaynaktan beslenen ümmet şuurunun, direniş ruhunun yok edilebilmesi, diriliş tohumunun önüne geçilebilmesi mümkün değildi elbette! Çanakkale ruhunu yitirdiğimizde toprakları yitiririz ama ruhu diri tutarak yeni ufuklara taşıdığımızda tarihi biz müslümanlar yapmaya başlarız*ÇANAKKALE, ULUSUN KURTULUŞ SAVAŞI DEĞİL, BİR ÜMMETİN*DİRENİŞ VE DİRİLİŞ RUHUDUR Çanakkale bir ulusun kurtuluş savaşı değildir mazlum ümmetin çocuklarının hilâfetin düşmemesi için verdiği ölüm-kalım savaşıdır Hilâfet, İslâm’ın bayrağıdır Osmanlı “insanlığın son adasıdır Osmanlı, 3 kıtada 6 asırlık barış yurdudur İstanbul düştü, dünya düştü asır cehenneme dönüştü.çanakkale İslâm bayrağının yere düşmemesi için dünyanın Çanakkale’ye koşması genç-yaşlı, erkek-kadın bütün ümmetin verdiği direniş destanıdır Çanakkale.Diriliş ruhunun tohumlarının ekildiği, bitmeyen ve bitmeyecek Bedir’in ruhunun yeşertildiği muazzez bir destandır *Osmanlı’nın cephede ölüm savaşı verdiği dondurucu kışta, islamın hakikatli çocuklarının hilâfetin düşmemesi, İstanbul’un düşürülmemesi için karda-kışta, binlerce yol katederek Çanakkale’de soluğu aldığı, yedi düvele tarihin en büyük direniş destanlarından birini yazdığı, Haçlılara, emperyalistlere, İslâm’ın bayrağının düşürülemeyeceğini haykırdığı diriltici bir ruhtur Çanakkale ruhu.Çanakkale’deki ümmet şuuru, direniş ve diriliş ruhu diri tutulduğunda, İstanbul, tarihin yapılmasında, insanlığın susuzluğunun giderilmesinde, dünyanın barış yurduna dönüştürülmesinde tarihî rolünü oynayacak biiznillah...ruhu yeniden kuşanabilirsek, tarihi yeniden biz, Müslümanlar yazarız Allah’ın izni ve keremiyle...*Yemen’de, yaşlı bir Yemenli şunları söylemişti İstanbul düştü, İslâm dünyası düştü. İslâm dünyasının ayağa kalkması, İstanbul’un yeniden ayağa kalkmasına bağlı.”İşte bu ruh yok edilmeye çalışıldı tarih şuuru, ümmet şuuru, direniş ve diriliş ruhu. Yok edilmeye çalışıldı Çanakkale yalnızca bir ulusun kurtuluş savaşı olarak zihinlere kazındı Oysa Bosna’dan Beyrut’a, Gazze’den Halep’e, Müslüman Hindistan’dan Kudüs’e kadar bütün Müslümanlar, hilâfetin merkezi İstanbul düşmesin diye Çanakkale’ye koşmuştu.Bir ümmetin emperyalistlere karşı ümmet şuuruyla yekvücut olarak gerçekleştirdiği, bizi ayağa kaldıracak yegâne direniş ve diriliş ruhuydu çanakkale *ÇANAKKALE RUHU’NU DİRİ TUTARSAK, TARİHİ BİZ YAPARIZ ruhu yitirdiğimizde, ne bu toprakları koruyabiliriz; ne de mazlum İslâm dünyasının umudu olabiliriz.Bunu aslâ unutma Çanakkalenin diriltici ruhu, 15 Temmuz’da hatırlandı ve şahlandı ümmet, son kale düşmesin, mazlumların umudu sönmesin diye göğsünü tanklara siper etti ve destan yazdı.Bize düşen ümmet şuurunu, direniş ve diriliş ruhunu diri tutmak; hayata yaymak, gergef gibi işlemek geleceği bu ruhla yetiştirmek...İşte o zaman toplum toparlanacak ve mazlum halkları toparlayacaktır inşallah... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Üç Aylar’da bütün yollar yürek ülkesi’ne çıkar... *Rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi üç aylara girdik Allah’a (cc) hamd olsun.Dün Regâib Gecesi'ydi; önceki gün, baharın ilk günü... Bahar mevsimiyle başlıyor üç aylar: Çiçeklerin açtığı, yüzlerin güldüğü, Rahmân’ın Rahmet kanatlarını yeryüzüne bütün cömertliğiyle gerdiği bir toparlanış ve diriliş mevsimi bu.üç aylar, aslında manevî bir bahar mevsimidir Bizi dünyanın kirlerinden arındıran, Rahmet-i Rahmân’a yaklaştıran, diriltici, saflaştırıcı, safları sık tutmamızı sağlayıcı, kalbimizi yumuşatıcı, yüreğimizi açıcı ulvî iklime ulaştıran bir biliş, oluş ve varoluş mevsimi...*kadri kıymeti bilmeli, Rabbimize hakkıyla şükretmeli.Üç aylar: Çok katmanlı, nefis bir mânâ iklimi; diriltici, leziz bir “bahar” mevsimi...Hakk’ı tesbih eden, teslimiyetin zirvesi dağın-taşın...tohuma kucak açan toprağın... ruh aşılayıcı bir nefesle ince ince, sessizce esen rüzgârın...gürül gürül akan her yeri sulayan, arındıran ve toprağı tohuma gebe bırakan ırmağın...taptaze meyveler veren, yemişler armağan eden ağaçların...hep birlikte, kendi dillerince, kendilerince eşlik ettikleri yeniden-doğuş, yeniden-doğruluş merasimi...toparlanış, arınış ve direniş, muazzez bir diriliş bestesi. herkese ruh üfleyici, herkesi kendine getirici, yol gösterici derin bir mânâ atmosferi...SONSUZLUK DERYASI... *Mânâ” kelimesi ile “manevî” kelimesi, aynı köktendir.Ruh ikizidir.aynı kökten gelir, aynı kök’e yönelir, bizi aynı köke Göğe yöneltir Müslümanın fikrinde de, zikrinde de, şükründe de aynı Gök aynı Ulvî Kaynak, meyve verir: Hayatın mânâ’sı zâhir’e bakar, bâtın’a akar çok katmanlı bir dünya sunar... insanı sonsuzluk deryasına taşır...hayatı, kavrayan ve kucaklayan tevhîdî üç aylarda hayata geçirilir... Mânâ ile madde, enfüs’le âfâk, bâtın’la zâhir, birleştirilir. Üç aylar HİCRET RUHU VE “BAHAR” ŞARKILARI hicret” aylarıdır.Hicret, “göç”tür Çürütücü eskiyi terketmek; ümmîleştirici, kirlerden arındırıcı kemâl derecelerine erişmektir ruh ışıması ruh kıvılcımı demektir hicret, kemâl merdivenlerini tırmanma yolculuklarıdır *Hicret, bir “bahar” mevsimi şarkısıdır: hicretler, bahar mevsimidir, direniş ve diriliş şarkıları besteler.yeniden-doğuş, ve yenilenmektir Tarihi yapan, insana kanatlandırıcı bir yolculuk yaptıran melekût âleminden süt emerek, melekelerle doğrularak mülk âleminden yurda, umuda melekût âlemine doğru yolculuğa çıkılmasını sağlayan hicret ruhudur.üç aylar, melekût âleminden leziz, meyvelerin tadıldığı, ve herkese tattırıldığı, hicret ruhuyla yaşanan kutlu bir yolculuktur.YÜREK-ÜLKESİ’NE ÇIKAN YOLLAR...dır Recep ayı, rahmet ayıdır: Tohum düşer toprağa Recep ayında...İnsan, Hakka rağbet eder, yalnızca O’na yönelir,Ve Direniş başlar Kişi, dünyaya direnir. Hakikat tohumu ekilir... *Şaban ayında Rahmet yağar, gökten melekler ağar yeryüzüne saf saf...Ağaç, meyveye durur... Ramazan’da müminlerin kalbi yıkanır melekler; kirleri temizler.Diriliş, gerçekleşir Ağaç, leziz meyveler verir...yürek-ülkesi’ne varılır: Hakikat tadılır ve tattırılır.Üç aylar bir Bahar iklimidir doğuş, ve kök’ten doğruluştur Üç aylarda bütün yollar, yürek-ülkesi’ne çıkar...Üç ayların yeniden toparlanışımıza kardeşlik birlik ve dirliğimizin pekişmesine, sarsılmazca köksalmasına Cenab-ı Hak’tan niyaz eder, üç aylar mevsiminin bizi ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiğimiz huzur sükûn, sürûr ve kurtuluş iklimine eriştirmesini dilerim. Vesselâm. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|