|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
AKADEMİK GÖRGÜSÜZLÜK *TEOG imtihanı ancak Cumhurbaşkanı*el koyunca masaya yatırıldı. YÖK ve MEB e sormalı TEOG ve yardımcı doçentlik yanlış idiyse neden ses çıkartılmadı? Birinde çocuklarla aileleri mağdur ve rencide olmaktaydı.Şayet Sn. Erdoğan, müdahale etmeseydi sürüp gidecekti.TEOG eğitim hayatından çıktı, talebeler ve veliler kurtuldular. Yardımcı doçentlik yakında kaldırılacak. Akademi, bir kusurdan, o unvanı taşıyanlar bir yükten kurtulacaklar…*Ancak; mühim bir konu daha var Bu ayıp, görgüsüzlüktür ve hatanın düzeltilmesi Cumhurbaşkanına bırakılmamalı. Sn. Erdoğan, nedir bu münasebetsizlik!?"*demek zorunda bırakılmamalıdır şehirli bir toplum olmamıza rağmen akademik görgüsüzlük, devam etmektedir. Ekrandaki sohbetten, gazetedeki yazıya . Kadar görgüsüzlük çevremizi kuşatmıstır örneğin akademik kariyeri farklı bir sahada olan şahıs kendiyle alakasız bir konuda prof ünvanını kullanmaktadır. konuşmacı kendi alanımda ünvan kullanmalıdır kendi alanı dışında ünvan kullanmak görgüsüzlüktür. *akademik unvanlar konferanstaki diğer şahısları geri planda bırakmaktadır unvan olur-olmaz yerli-yersiz görgüsüzce kullanılmamalıdır konuştuğunda saygı duyulacak, eli öpülecek akademisyen sayısı* azdır. Etiket parlak, kalite ise yerlerdedir. görgüsüzlük yaşanmaktadır Askerde üst rütbeli subay, astı karşısında hemen rütbesini gösterir. Kışlanın rütbelileri üniversitenin unvanlıları da fukaralıklarını unvanlarıyla örtmeye çalışmaktadır. yalancı akademisyenlerin ünvan kullanması kötüdür. Vatandaş, şöhretine kanarak kendisine kulak vermekte kitabını almakta ama zırnık kadar faydaya kavuşamamaktadır.*Düne kadar devlet hayatımızda yetişmiş insan sıkıntısı vardı. Bunu arkada bıraktık. Ne var ki rical sıkıntısı bugün akademide mevcuttur 27 Mayıs,*12 Eylül ve 28 Şubat'ın bir de böyle büyük darbelerinde çok değerli akademisyenlerin üniversiteyle ilişiği kesilmiştir Mevzuuna hâkim, konuştuğu dinlenebilen, Türkçeyi iyi kullanan, akademisyenimiz çok az. Her ile üniversite çok isabetli bir karardır. Böylece*iki büyük şehirdeki üniversite dukalıkları yıkıldı. üniversite problemleri devam etmektedir üniversitede, siyasette, medyada, askerlikte ve hayatın her sahasında bilgi öncelik kazanmazsa görgüsüzlük ve sığlık devam eder.TEOG kaldırıldı.Yardımcı doçent unvanına son veriliyor.Akademik unvanların kullanılması doktora yapılan ilim dalıyla sınırlanmalıdır
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi NATO DA ÇÖKER
*ABD'li yetkililer, Türk mevkidaşlarıyla görüşmekteler. Trump, Cumhurbaşkanıyla , Dışişleri Bakanı Tillerson Mevlüt Çavuşoğlu'yla, görüşmekteler.McMaster-İbrahim kalınla görüştü, maksat, bozulan Türk-Amerikan dostluğunu kurtarmaktı İki devlet arasındaki dostluk, Bush zamanında bile bu kadar kötüleşmemişti. Merak edilen soru münasebetler ve dostluk devam edecek mi çok kötümser olunmayabilir ama çok iyimser olmak için de sebep yok.*Amerika, içeride ve dışarıda kaybediyor güçlü bir siyasi irade mevcut değil Başkanlık, Pentagon, hariciye her kafadan bir ses çıkmakta. İsrail'in menfaatleri, Amerikan menfaatlerinin önüne geçmiştir. Washington, Ankara'nın tüm ikazlarına rağmen Türkiye düşmanı terör örgütleriyle dostluklar kurmuş, 15 Temmuz'a destek vermiş, Türkiye'yi itibarsızlaştırmak için 17/25 Aralık davalarını açtırmıştır. FETÖ kadrolarını iade etmemiş ve nPKK/PYD maşalığına devam etmiştir PYD nin stratejik ortağıdır her çeşid silah vermiştir. silahlar 5 bin tırdır. Verdiği silahların içinde tank, top ve jet vardır Teröristler amerikan silahları ile insanımızı katletmektedir *bugün*teröristler abd silahları ile askerimizi şehit etmektedir Amerika Irak'ın Kuzeyi ile Suriye'nin kuzeyinde kukla bir Kürt devleti kurma*hülyasıyla İsrail'in menfaatini koruma*yolundan vazgeçmez, FETÖ'cüleri teslim etmez, şantaj dâvâlarını düşürmez, DEAŞ, PKK, PYD'nin arkasından çekilmezse Türkiye'den umduğunu bulamayacaktır. Türkiye her dostluğunda samimidir.Türkiye, aldatmaz.Türkler, dinlerine, dillerine, bayraklarına bağlıdır. Bir Amerikalı, Amerikan bayrağından mayo yapar, Türk ise bayrağını öpüp alnına koyar en yükseğe asar.Ortak geçmişe rağmen Türkleri tanımayanlara söz biter. Şifası olmaz. Başbakan Yardımcısı ve Hükûmet Sözcüsü Bekir Bozdağ, abdye ''ikna etmeye geliyorsanız gelmeyin!'' diye yüksek sesle söylemiştir*ABD Türkiye düşmanlarını dost edinip her türlü desteği vermiş İsrail’in "Nil'den Fırat'a* Büyük İsrail" projesine destek olmuştur stratejik ortaklığımız lafta kalacak ve Türk Amerikan dostluğu çökecektir. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu yüksek sesle ya tamam ya devam!.. diyerek Washingtonı sorguladı.Türk-Amerikan dostluğu biterse birinci derecede zarar gören Amerika olur.*Beyazsaray, dost seçmede*zaafa uğramıştır. Time Amerika’nın yalnızlığını kapak yaptı. Akıl var, iz'an var. teröristler ve İsrail, Türkiye yerine ikame edilemezler çapsızdırlar Yahudi Lobisi, Amerika'yı*pençesine almıştır Türk-Amerikan dostluğunun bitmesi Amerikan iç siyasetini kötü etkiler NATO'nun sonunu gelir Amerikan hükûmetin bütçe yapamamaktadır Sağduyusu olmayanın bütçesi olmaz. Abd kibirli ve kindardır dostluk ve NATO çürük iplikte sallanmaktadır NATO olmazsa İncirlik'in varlık gerekçesi kalmaz.Washington, son dönemeçtedir |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
AK PARTİ- MHP MİLLÎ İTTİFAKI Malum olduğu üzere 2019 seçim yılıdır Seçmen, belediye seçimleri için sandığa gidecek.3 Kasım 2019’daki milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak yarım senelik bir zamanda 3 seçim yapılacak Mahalli seçimler, genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi...Türkiye, 2019’da 2023-2071 Döneminin yol haritasını tayin edecek seçimlerle güçlü meclis güçlü Cumhurbaşkanlığı şarttır 3 Kasım 2019’da parlamenter sistem bitecek, Başbakanlı Hükûmet bitecek, icrayı layıkıyla işletecek bir Cumhurbaşkanlığı olacaktır. anayasa referandumundan sonra akp ve mhp arasında Millî İttifak kurulmuştur. ilk teklif sn Bahçeli’den gelmişti. İttifaka Devlet Bey “Cumhur İttifakı” Tayyip Bey’in millî ve yerli fikrinden hmillî ittifak” adını verdi çalışma üç kısma ayrılıyordu. Mahalli seçimler, milletvekili seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimi. ittifak için Millî Mutabakat Komisyonu” kuruldu ve çalışmalar tamamlandı Liderler arasındaki toplantıda Belli olan hususlar şunlardır Yüzde 10 baraj devam edecektir.Seçim pusulasında parti isim ve markaları yer alacaktır. çift mühür yerine tek mühür vuracaktır.Milletvekili seçimlerinde tam ittifak olacaktır.AK Parti gibi MHP de YSK Kuruluna Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan’ı gösterecektir. Allah ömürler versin; Türkiye 2023’e Sn. Erdoğan’ın liderliğinde girecektir. AK Parti-MHP Millî İttifakı, şunu ispatladı siyaset didişmek demek değildir. Böylece Allah nazardan saklasın kardeşâne bir ittifak yapıldı. İki taraf da samimi ve sözünün eri.ittifak olmasaydı Afrin harekâtında başarı elde edilemezdi.Millî ittifak, seçimler için çok hayrlı olacaktır Ülke menfaatini, şahıs ve parti menfaatinin önüne alınacaktır . Bu yapılabildikten sonra her şey olur. Millî İttifak sadece seçimlerde değil çok iyi işlere vesile olacaktır Huzur, kalkınma ve büyüme, birlik ve dirlikledir yerli ve millî kalma şartına bağlıdır bu ittifak biiznillah Türkiye’yi Kızılelma’ya taşıyacaktır. Bu bir kardeşlik ittifakıdır.Dava ittifakıdır.Büyük Türkiye ittifakıdır.7 Düvel tarafından bir asır sonra tekrar kuşatılmışken “ben” yerine biz demek hava kadar, su kadar elzemdir.Millî İttifak “biz” demektir. Milli İttifak, tek yürek ve tek bilek olmaktır Şehidin, mektubundaki sırrı, anasının gözyaşındaki hikmeti okumak demektir.Yolunuz açık olsun.Fitne, sizlerden uzak olsun. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
ŞEHİD YAKINLARI İÇİN KANUN TEKLİFİ TBMM Sayın Başkanlığı’na: *Genç yaşta, gözlerini kırpmadan aziz canlarını dinimiz, milletimiz, istiklal ve istikbalimiz için feda eden mübarek şehidlerimizin yakınları, necip milletimize ve kudretli devletimize emanettir. emanetlerin ihtiyacı karşılanmalıdır mahrum kalması, kendini sahipsiz hissetmesi şehidlerimizi Cennet bahçesinde rahatsız eder milletimiz için ayıp ve kusur olur.*en geç 3 ay içinde devlet, evi olmayan şehid ana-babasına ev vermeli Evi olup evi bulunmayanlara yeni ev vermelidir Maaşı olmayan ana-babaya maaş bağlanır. Ayda bir kere şehid ana-babası muayene edilir. Şehidin eşi ve çocukları tahsil süresinde her türlü sağlık desteğini ücretsiz alır.Şehidin eşi varsa ev verilir. Veya evi değiştirilir. Maaş bağlanır Şehid aylıkları, her en iyi seviyede tutulur.Şehidin nişanlısına 22 yaşını bitirene kadar asgari ücret maaş verilir. Evlendiğinde nişan, nikâh ve düğün yardımı yapılır. 22 yaşından önce evlenirse maaş kesilir.Şehid çocuklarının anaokulundan üniversiteden mezun oluncaya kadar masrafı devletçe karşılanır.Şehid çocukları, dilediği fakülteye imtihansız kabul edilir. *Şehit çocuklarından Yüksek lisans ve doktora yapmak isteyenler, imtihansız kabul edilir. yardımlar lisans eğitiminde 25, lisansüstü eğitimde 29 yaşında kesilir.Şehidin erkek evlatları, askerlikten muaftır. Şehid çocuklarının evlilik masraflarını Bakanlık karşılar. 30 yaşını geçenler evlilik yardımı alamazlar. Şehid çocukları, 30 yaşına kadar diledikleri işe imtihansız alınırlar. Şehid ana ve babalarıyla eşleri, ömür boyu, nişanlısı 22, çocukları 25 yaşına kadar bütün vasıtalarda VIP yolcu olarak ücretsiz seyahat ederler. Şehid ana-babalarıyla eşi, Ramazan Kurban ve Kandilde müftü, muhtar, askerlik şube başkanı tarafından ziyaret edilirler.ziyaret, nişanlıya 22, çocuklara 25 yaşına kadar yapılır. *Şehit ailelerine Ramazan ve Kurbanda asgari ücret aylığı kadar hediye verilir. dinî bayram hediyesi nişanlıya 22, çocuklara 25 yaşına kadar devam eder.Evlenen şehid eşi, evlendikten sonra kanunda zikredilen yardımlardan istifade edemez. Şehid ana baba ve çocuklarıyla nişanlıya senede 10 gün tatil yardımı yapılır. ana-babada ömür boyu, eş evlenene kadar, nişanlı evlenene veya 22 yaşına, kadar, çocuklar 25 yaşına kadar istifade eder. Yüzde nisbetinde 60 malul olan gazi yakınları, şehid yakınları gibi muamele görür. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
CEMİL MERİÇ’İN AFRİN ŞİİRİ Cemil Meriç, fikrinin çilesini yaşamış, bedelini ödemiş soylu bir kalemdir, irfanımızın, yirminci asırdan çağa ve gelecek zamanlara hediyesi büyük bir mütefekkirdir, edebiyatçı ve sosyologdur. Necip Fazıl’ın tarifiyle "Allah’ın, iç gözü görsün diye dış gözünü kapattığı sahici münevverdir."*Sezai Karakoç, şiirinde "Bir kadını al onu yont yont anne olsun’’ der. Cemil Meriç de bir lise*edebiyat öğretmenini yonta yonta tefekkür abidesi yükseltmiştir. Fransız edebiyatına bir Fransız aydını kadar, Hind edebiyatına en az bir Hind aydını kadar hâkimdir. Rus ve Fars edebiyatına yakındır Cemil Meriç’i okurken insan, kendini kelimeler sağanağı çılgınlıklar fırtınası*içinde hisseder. meydana çıkışı 1965’te Hisar dergisinde oldu. Yazılarında fikirler, tesbitler, hükümler baş döndürücü bir hızla savruluyordu. ideolojiler, idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir!"*diyordu bu söz Necip Fazıl’ın sokak başında Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak!’’ diye haykırmasının tercümesidir. murdar bir hâlden, muhteşem bir mâziye kanatlanmak gericilikse her namuslu insan gericidir bir yiğit cümledir Allah"*diyene "gerici"*damgasının vurulduğu seviyesiz dönemde haykırılmış cesur bir manifestodur. Cemil Meriç’i merhum, bir şair değildi. mensur yazının şairiydi. İşte mısra Itır gülün sesi, ışık sonsuzun. Geceleri ölüm konuşur karanlıklarda..." El Aziz Lisesi’nin bu Fransızca muallimi okumaya düşkündür okuya-yaza rahatsız olan gözlerini kaybetmiştir. Buna rağmen bedeliyle okuyanlar bulmuş okuma ihtiyacını dinleyerek karşılamıştır. Kendini etiketlerle ilerici sanan Türkiye’nin sözde aydınları, İhtişam ve Sefalette kalmış Frenk kavrukları Cemil Meriçi gerici sayıp Ülke’nin adamını yokluğa mahkûm etmişlerdir. Gafletten uyanmaları yarım asrı alacaktır. Hüseyin Cemil Meriç, 12 Aralık 1916’da Hatay’ın Reyhaniye kazasında dünyaya gelmiştir. ana vatana dönememiş İngiliz, Fransız işgalleri altındadır Halife’nin memalik-i şâhanesi,istanbul Akif’in "kimi Hindu, kimi yamyam kimi bilmem ne bela!"*dediği emperyalistlerce işgal edilmiştir. Ana vatan bir yana, Bayırbucak’lar, Afrinler, Türkmen illeri bir yana düşmüştür.O yamyam işgal ve talan bugün de sürmektedir. Bugün Mehmedcik oğlunu şehid veren ana-baba, Allah, devlete zeval vermesin!"*diye dua etme*asaletini göstermektedir. Cemil Meriç, Reyhanlı’da 1935’te afrin şiirini yazdığında 19 yaşındadır. müze olan evinde Afrin’e dair duygularını kâğıda dökmüştür. O şiiri besleyen bir şairlik damarı vardır Afrin şiiri Dil ve Edebiyat dergisi Şubat 2018 de yayınlamasaydı meçhul kalacaktı. Şiirdeki kelimeler, okuyanı zorlayabilir; peki raftaki lûgat ne güne duruyor? Cemil Meriç ne der? "Kamûs, namustur!"*Bu şâhâne sözü "sözlük namustur"*veya "lügat, namustur"*diye özünden koparamayız.83 yıl önce şiir yazdığımız bir iklim gurbet olabilir mi Haleb’in Afrin’iyle Sakarya’nın Arifiye’si bizim için aynıdır... *AFRİN Kışın rüzgârları tehdit ederdin Sevahil darbe-i mevcinle inlerdi Kaçardı irtiaşla savletinden Sürüklerdin reh-i azminde evler. Yıksan bin hanümanı bugün Ve göklere yükselip yıldızlarla öpüşsen Tokatlasan o mağrur, haşin güneş sultanı Yine bir gün tabiat o şahlanan başına Yenilmez kudretinden kırılmaz bir gem takar Yine bir gün ufkunda gam şimşekleri çakar Bir uyuşukluk çöker dalgalanan başına Kumları fistolayan, sahili oyalayan Uslu, sessiz, çekingen küçük bir su olursun Böyle şahlanma Afrin, çarçabuk yorulursun Yaz, tembellik aşılar damarlarına, aman! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Kaynak yusuf kaplan yeni şafak köşe yazıları
İnsan yetiştirmeden dünyasını inşa etmeden aslâ *Bir yerde yanlış yapıyoruz önümüzü açacak çaplı insanlar yetiştiremiyoruz madde planında elde ettiğimiz başarılara bel bağlıyoruz.Toplumumuz geçici,yapay ideolojik fay hatlarını aşarak kenetlenmektedir potansiyel büyük atılımlara soyunabileceğimiz tarihî bir imkân yakaladık Bu tür ânlar toplumların kader ânlarıdır, kaderlerinin belirlendiği kritik zamanlardır Emperyalistlere karşı sadece güney sınırımızda askerî bir savaş vermiyoruz. Neredeyse her alanda, siyasette, ekonomide, teknolojide, stratejide çok yönlü bir savaş veriyoruz *kritik zamanlarda, ortak idealler etrafında kenetlenmesini bilen toplumlar, bütün engelleri aşma iradesi ortaya koyarlar.ülke içinde birliği, dirliği, kardeşliği tesis edecek, ideolojik kesimlerin farklılıklarını derinleştirmek yerine, yüksek idealler etrafında bütünleşmelerini sağlayabilecek bir çaba ortaya koymak zorundayız.bilgece yaklaşımları benimsemek zorunda olduğumuz zorlu bir süreçten geçiyoruz.her tenkit, teklifi de beraberinde getirmelidir. Teklif sunmayan bir tenkit tahriple sonuçlanır. *Toplumu germeden, toplumun fay hatlarını derinleştirmeden,yapay ve sahte engellere takılmadan, kucaklayıcı, önaçıcı, yol açıcı bir perspektifle yolculuğu başarılı bir şekilde hayata ve harekete geçirebiliriz Bu ülkemizin ve medeniyetimizin gelecek kaderinin şekillendiği şu zorlu, eşikte son derece önemlidir ideolojileri sınırlayıcı, bizi birbirimize düşürücü, önümüzü tıkayıcı dar perspektifler aşılmalı mü’min’in güven adası Nebevî şiarını, şuuru harkete geçirilmeli herkese kucak açabilen hakikat medeniyeti kurulmalıdır*bizi birbirimize düşürücü, ideolojik farklılıklarımızi derinleştirici, yaklaşımlar, önümüzü tıkamaktadır Bu ideolojiler aşılarak derin bir nefes alınmalı geniş gönüllü olunmalı yürek ülkesinin çocukları olduğumuz dünya âleme gösterilmelidir bir Tarihin gündönümünde bunu gerçekleştirmeliyiz Medeniyet perspektifinin bize kazandıracağı en önemli imkân, sorunlarımızı geniş bir perspektiften görebilmek ideolojik kapışmaların ötesindeki sorunlarımızı kökten, ele alabilme, değerlendirebilme, tartışabilme, iradesi sunabilmesidir *Madde planında büyük başarılar elde edebilirsiniz. Madde planındaki başarılar, mânâ planındaki atılımların sonucu değilse, bumerang etkisi yapar: Toplumu yokoluş çukuruna yuvarlar Öyleyse her dâim mânâya kafa yormak zorundayız Şunu söylemeliyiz topluma: İnsanlığın önünü açacak, insanlığı çıkmaz sokaktan çıkaracak, insanlığa adalet ve hakkaniyet, sulh ve selâmet armağan edecek, Gazâlîler, İbn Arabîler, Yunus’lar, Mevlânâ’lar, Büyük Sinan’lar, yetiştirecek hakikat medeniyetinin yapı taşlarını döşemek zorundayız. Perspektifimizi genişletebilmemiz, zor zamanlarda toplumun öncü ve zirve insanlarını bütünleştirip kenetlemek için basiret yeterlidir.Unutmayalım: derinlikli, kuşatıcı, bilgece perspektif sadece bu topraklara özgü Bizi kuşatan, bizimle savaşan, bize diz çöktürmeye çalışan düşman’a yoğunlaşmalıyız. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|