|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
CEMİL MERİÇ’İN AFRİN ŞİİRİ Cemil Meriç, fikrinin çilesini yaşamış, bedelini ödemiş soylu bir kalemdir, irfanımızın, yirminci asırdan çağa ve gelecek zamanlara hediyesi büyük bir mütefekkirdir, edebiyatçı ve sosyologdur. Necip Fazıl’ın tarifiyle "Allah’ın, iç gözü görsün diye dış gözünü kapattığı sahici münevverdir."*Sezai Karakoç, şiirinde "Bir kadını al onu yont yont anne olsun’’ der. Cemil Meriç de bir lise*edebiyat öğretmenini yonta yonta tefekkür abidesi yükseltmiştir. Fransız edebiyatına bir Fransız aydını kadar, Hind edebiyatına en az bir Hind aydını kadar hâkimdir. Rus ve Fars edebiyatına yakındır Cemil Meriç’i okurken insan, kendini kelimeler sağanağı çılgınlıklar fırtınası*içinde hisseder. meydana çıkışı 1965’te Hisar dergisinde oldu. Yazılarında fikirler, tesbitler, hükümler baş döndürücü bir hızla savruluyordu. ideolojiler, idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir!"*diyordu bu söz Necip Fazıl’ın sokak başında Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak!’’ diye haykırmasının tercümesidir. murdar bir hâlden, muhteşem bir mâziye kanatlanmak gericilikse her namuslu insan gericidir bir yiğit cümledir Allah"*diyene "gerici"*damgasının vurulduğu seviyesiz dönemde haykırılmış cesur bir manifestodur. Cemil Meriç’i merhum, bir şair değildi. mensur yazının şairiydi. İşte mısra Itır gülün sesi, ışık sonsuzun. Geceleri ölüm konuşur karanlıklarda..." El Aziz Lisesi’nin bu Fransızca muallimi okumaya düşkündür okuya-yaza rahatsız olan gözlerini kaybetmiştir. Buna rağmen bedeliyle okuyanlar bulmuş okuma ihtiyacını dinleyerek karşılamıştır. Kendini etiketlerle ilerici sanan Türkiye’nin sözde aydınları, İhtişam ve Sefalette kalmış Frenk kavrukları Cemil Meriçi gerici sayıp Ülke’nin adamını yokluğa mahkûm etmişlerdir. Gafletten uyanmaları yarım asrı alacaktır. Hüseyin Cemil Meriç, 12 Aralık 1916’da Hatay’ın Reyhaniye kazasında dünyaya gelmiştir. ana vatana dönememiş İngiliz, Fransız işgalleri altındadır Halife’nin memalik-i şâhanesi,istanbul Akif’in "kimi Hindu, kimi yamyam kimi bilmem ne bela!"*dediği emperyalistlerce işgal edilmiştir. Ana vatan bir yana, Bayırbucak’lar, Afrinler, Türkmen illeri bir yana düşmüştür.O yamyam işgal ve talan bugün de sürmektedir. Bugün Mehmedcik oğlunu şehid veren ana-baba, Allah, devlete zeval vermesin!"*diye dua etme*asaletini göstermektedir. Cemil Meriç, Reyhanlı’da 1935’te afrin şiirini yazdığında 19 yaşındadır. müze olan evinde Afrin’e dair duygularını kâğıda dökmüştür. O şiiri besleyen bir şairlik damarı vardır Afrin şiiri Dil ve Edebiyat dergisi Şubat 2018 de yayınlamasaydı meçhul kalacaktı. Şiirdeki kelimeler, okuyanı zorlayabilir; peki raftaki lûgat ne güne duruyor? Cemil Meriç ne der? "Kamûs, namustur!"*Bu şâhâne sözü "sözlük namustur"*veya "lügat, namustur"*diye özünden koparamayız.83 yıl önce şiir yazdığımız bir iklim gurbet olabilir mi Haleb’in Afrin’iyle Sakarya’nın Arifiye’si bizim için aynıdır... *AFRİN Kışın rüzgârları tehdit ederdin Sevahil darbe-i mevcinle inlerdi Kaçardı irtiaşla savletinden Sürüklerdin reh-i azminde evler. Yıksan bin hanümanı bugün Ve göklere yükselip yıldızlarla öpüşsen Tokatlasan o mağrur, haşin güneş sultanı Yine bir gün tabiat o şahlanan başına Yenilmez kudretinden kırılmaz bir gem takar Yine bir gün ufkunda gam şimşekleri çakar Bir uyuşukluk çöker dalgalanan başına Kumları fistolayan, sahili oyalayan Uslu, sessiz, çekingen küçük bir su olursun Böyle şahlanma Afrin, çarçabuk yorulursun Yaz, tembellik aşılar damarlarına, aman!
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak yusuf kaplan yeni şafak köşe yazıları
İnsan yetiştirmeden dünyasını inşa etmeden aslâ *Bir yerde yanlış yapıyoruz önümüzü açacak çaplı insanlar yetiştiremiyoruz madde planında elde ettiğimiz başarılara bel bağlıyoruz.Toplumumuz geçici,yapay ideolojik fay hatlarını aşarak kenetlenmektedir potansiyel büyük atılımlara soyunabileceğimiz tarihî bir imkân yakaladık Bu tür ânlar toplumların kader ânlarıdır, kaderlerinin belirlendiği kritik zamanlardır Emperyalistlere karşı sadece güney sınırımızda askerî bir savaş vermiyoruz. Neredeyse her alanda, siyasette, ekonomide, teknolojide, stratejide çok yönlü bir savaş veriyoruz *kritik zamanlarda, ortak idealler etrafında kenetlenmesini bilen toplumlar, bütün engelleri aşma iradesi ortaya koyarlar.ülke içinde birliği, dirliği, kardeşliği tesis edecek, ideolojik kesimlerin farklılıklarını derinleştirmek yerine, yüksek idealler etrafında bütünleşmelerini sağlayabilecek bir çaba ortaya koymak zorundayız.bilgece yaklaşımları benimsemek zorunda olduğumuz zorlu bir süreçten geçiyoruz.her tenkit, teklifi de beraberinde getirmelidir. Teklif sunmayan bir tenkit tahriple sonuçlanır. *Toplumu germeden, toplumun fay hatlarını derinleştirmeden,yapay ve sahte engellere takılmadan, kucaklayıcı, önaçıcı, yol açıcı bir perspektifle yolculuğu başarılı bir şekilde hayata ve harekete geçirebiliriz Bu ülkemizin ve medeniyetimizin gelecek kaderinin şekillendiği şu zorlu, eşikte son derece önemlidir ideolojileri sınırlayıcı, bizi birbirimize düşürücü, önümüzü tıkayıcı dar perspektifler aşılmalı mü’min’in güven adası Nebevî şiarını, şuuru harkete geçirilmeli herkese kucak açabilen hakikat medeniyeti kurulmalıdır*bizi birbirimize düşürücü, ideolojik farklılıklarımızi derinleştirici, yaklaşımlar, önümüzü tıkamaktadır Bu ideolojiler aşılarak derin bir nefes alınmalı geniş gönüllü olunmalı yürek ülkesinin çocukları olduğumuz dünya âleme gösterilmelidir bir Tarihin gündönümünde bunu gerçekleştirmeliyiz Medeniyet perspektifinin bize kazandıracağı en önemli imkân, sorunlarımızı geniş bir perspektiften görebilmek ideolojik kapışmaların ötesindeki sorunlarımızı kökten, ele alabilme, değerlendirebilme, tartışabilme, iradesi sunabilmesidir *Madde planında büyük başarılar elde edebilirsiniz. Madde planındaki başarılar, mânâ planındaki atılımların sonucu değilse, bumerang etkisi yapar: Toplumu yokoluş çukuruna yuvarlar Öyleyse her dâim mânâya kafa yormak zorundayız Şunu söylemeliyiz topluma: İnsanlığın önünü açacak, insanlığı çıkmaz sokaktan çıkaracak, insanlığa adalet ve hakkaniyet, sulh ve selâmet armağan edecek, Gazâlîler, İbn Arabîler, Yunus’lar, Mevlânâ’lar, Büyük Sinan’lar, yetiştirecek hakikat medeniyetinin yapı taşlarını döşemek zorundayız. Perspektifimizi genişletebilmemiz, zor zamanlarda toplumun öncü ve zirve insanlarını bütünleştirip kenetlemek için basiret yeterlidir.Unutmayalım: derinlikli, kuşatıcı, bilgece perspektif sadece bu topraklara özgü Bizi kuşatan, bizimle savaşan, bize diz çöktürmeye çalışan düşman’a yoğunlaşmalıyız. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|