|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak vikipedi.com Akıncı
Akıncı Osmanlı İmparatorluğu'nda düşmana akınlar, baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif*süvari*birlikleridir. “Akıncı” sözü*Türkçe*kökenlidir.*Ak-*“akmak” fiilinden gelişen sözün yapısında fiilden isim yapım eki akın etmek, hücum etmek anlamlarından kurulmuştur.Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk yıllarında gaza amacıyla saldırılar düzenleyen "Gaziler" akıncılara dönüşmüştür. ön saflarda yer alarak düşman birliklerini bozguna uğratırdı Osmanlı akıncılarının kumandanları vardı. Bin kişinin kumandanına binbaşı, yüz kişinin kumandanına yüzbaşı, on kişinin kumandanına onbaşı denirdi. Akıncılar,*Avrupa'da korku uyandıran gözüpek savaşçılardı.Arnavutluk*ve*Dalmaçya'da Gazi Evrenos ,*Mora*ve*Yunanistan'da Gazi Turhan Bey Bulgaristan'da*Gazi Mihal Bey*Bosnada *Malkoçoğlu ailesi*gibi akıncı aileleri babadan oğula akıncılığı sürdürmüşlerdir.edebiyattada akıncılık konuları işlenmiştir. Savaş, akın ve kahramanlıkla örülü akıncı tarzı halk edebiyatı ve efsane olmuştur. Osmanlı halk edebiyatında çok sayıda akıncı. Serhat türküleri vardır* Estergon Kalası bunlara örnektir. Türk şair*Yahya Kemal Beyatlı'nın "Akıncı" adlı bir şiiri bulunmaktadır
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak tdv islamansiklopedisi.info AKINCI
*Osmanlı hafif süvari birlikleridir Temeli Osman Gazi zamanında Köse Mihal tarafından atılmıştır Orhan Bey zamanında dâimî piyade ve süvari teşkilatına kadar hep bunlar kullanılmıştır, Osmanlı uç beyliğinin devletleşmesinde katkıları vardır . Akıncı ocağında Evrenos Bey’in büyük emeği geçmiştir. I. Murad devrinde Yeniçeri Ocağı kurulunca akıncıların görevleri sadece sınır boylarında sınırlı kalmıştır Akıncılar sürekli orduya mensup değillerdi;* Rumeli’de serhad boylarında oturur düşmana akın yaparlardı. Devlet akıncılara kışla tahsis etmez, maaş vermez, silâh sağlamazdı. Akıncılar silâhlarını kendileri temin ederler ve ganimetle geçinirlerdi. vergiden muaf tutulurdu*Akıncılar güçlü ve genç yiğitlerden seçilirdi. dürüst birini kefil gösterirdi akıncı defterleri serhad kadılığında, ve merkezde saklanırdı.Akıncı beyini devlet tayin ederdi. Mihal, Evrenos, Turhan ve Malkoçoğlu meşhur akıncı aileleriydi Akıncılar kumandanların adlarıyla anılırdı.Evrenos Bey Arnavutluk’ta, Turhanoğulları Mora’da, Mihaloğulları Sofya’da, Malkoçoğulları ise Silistrede bulunurdu on akıncıya onbaşı, yüz akıncıya subaşı, bin kişiye binbaşı kumanda ederdi. Akıncıların sayısı devletin gücüyle orantılıydı akıncılara* dirlik tahsis edilince akıncıların timarlı kısmı ortaya çıkmıştır Küçük rütbeli akıncı zâbitlerine toyca veya taviçe denirdi. *Akıncı başı barışta çeribaşı, seferde ise alay beyleridir. Akıncılar barışda kendi işleriyle meşgul olur binicilik yüzme, sarp yerleri aşma ve at üstünde silâh kullanma* gibi çeşitli tâlimler yaparlardı. Savaşa ise birkaç gün önden giderler, keşifde bulunurlar, ordunun geçeceği yolu emniyete alırlardı. düşmana engel olurlar, bilgi* iletirlerdi.Akıncıların* üç çeşit akını vardı. 100 kişiden azsa çete 100’den fazlaysa* harâmilik, bizzat akıncı kumandanının idaresindekine ise akın denilirdi. Harâmilik ve akında alınan esirlerin beşte birini, acemi oğlanı yapılmak üzere* devlet alırdı. Akıncılar, Avrupalılar’ın iddia ettikleri gibi, çapul için düşmana saldıran başı bozuk serseriler değil Akını iyi bilen emir ve kumandanlardı** *Türk olan akıncıların oğulları da akıncı adayı idi. düşmana kitle halinde girer ve bölüklere ayrılırlardı. Silâh ve teçhizatları uygun olmadığından kale muhasarasıyla meşgul olmazlardı. akıncı* fedaileri serdengeçtiler kuşatılmış kaleye girerler, dalkılıçlar düşmana dalarlardı. geriye dönemez şehid olurlardı. Akıncıların silâhları kılıç, kalkan, pala, mızrak ve bozdoğan denilen topuzdu yanlarında yedek atlar da bulundurur ganimetleri bunlarla taşırlardı.Akıncılar,* Rumeli’de serhad boylarında bulunurlardı* Fâtih, II. Bayezid ve I. Selim devirinde Anadolu’nun doğusunda kullanılmıştır. Fetihler döneminin sona ermesiyle duraklama devri* başlamış eski akınlar görülmez olmuş, akıncıların sayısı azalmıştır. *Osmanlılar’da akıncılık 1595 yılına kadar* 250 sene devam etmiştir. vezîriâzam Koca Sinan Paşa’nın Eflak’da Prens Mihal’e yenilmesi üzerine Tuna’nın öte yakasında kalan akıncıların pek azı kurtulabilmiş ve 100.000 akıncı atı telef olmuştur.* akın atlarının yetiştirilememesi, teşkilâtın zayıflama sebebidir. XVII. yüzyıldan itibaren sayıları azalan akıncılar geri hizmetlerde kullanılır olmuş, yerlerini sınır kalelerindeki serhad kulları almıştır. Kırım Tatarlarından faydalanılmıştır. Akıncı adı, 1826’da resmen ortadan kalkmış türkülere ve destanlara konu olmuştur Millî Mücadelede Demirci Kaymakamı İbrâhim Edhem’in kurduğu birliklere de “akıncı müfrezeleri” denilmiştir. Büyük Taarruz arefesinde Batı Anadolu’da işgal altındaki topraklarda düşmana büyük kayıplar verdirmiştir bu kuvvetler zaferden sonra dağılmıştır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak ihvanlar.net Akıncılar Kimlerdir?
*Osmanlı Devletinde sınır bölgelerinde düşman memleketlerine ânî baskınlarda bulunan hafif süvari grupları olan.*Akıncılar,yağma* ve talanla hayatlarını geçiren serseriler *değildir*usta savaşçılardır Avrupa ve balkan dillerini bilirler düşnana akın yapar düşmanın durumunu, bildirir istihbarat görevini de yerine getirirlerdi. kânunları vardı.Türk ırkındandı. Devşirme, Arnavut ve Boşnak kavimler alınmazdı. Akıncı olmak için Osmanlı Türkü olmak şarttı. akıncı beyleri Osman Gâzi’nin yoldaşlarıydı Akıncı beyleri, istediklerini ocağa alır, ve çıkarırlardı. Dîvân-ı hümâyûn karışmazdı. Akıncı beyleri fevkalâde selâhiyetlere sâhibti doğrudan sultandan emir alırlardı. *Akıncı beyinin Rütbesi sancak beyi derecesindeydi. Akıncı eri, canını yüzlerce defa* ortaya koyduğu subaylardan imtiyazlıydı. akıncılara*“fedaî, dalkılıç, serdengeçti, deli”gibi isimler verilirdi. Akıncılığa kabul edilmek çok zordu. bey’in rızâsı gerekliydi. kötü bir akıncı, birliğin mahvına sebeb olabilirdi.* süvarilik,* silâhşorluk vasıfları olmayan, akıncılığa kabul edilmezdi. Şimdiki* komandoya benzeyen akıncılık,* babadan oğula geçerdi. Akıncılar düşman arazisinde, orduya yol açarlar pusuları bozarlardı. Düşman topraklarınfa* bölüme ayrılırlardı. İlk kuvvete arkadaki kuvvet yardım ederdi. Hücumları âni ve sertti düşmanı dağıtırdı. düşmandan haber toplar yolları emniyette* tutmak vazifeleri idi. Akıncılar genellikle ordudan 4-5 gün önden giderler vazifelerini yerine getirirlerdi. *Akıncı atları akıncıların hayatlarına uygun, dayanıklı ve sür’atli olurdu. Sefere 4-5 at götürür ve yorulan atları konakta değiştirirlerdi Akıncı birliklerinde on akıncıya*onbaşı, yüz akıncıya*subaşı, bin akıncıya da*binbaşı*kumanda ederdi. kumanda zincirinin başı akıncı beyiydi.Akıncılar sınır boylarında ocaklar hâlinde teşkîlâtlanırdı. akıncılar sülâle ismiyle anılırdı. en meşhurları Malkoçoğlu Turhanlı Mihalli akıncılarıydı. Malkoçoğlu Silistre’de, Turhanlı Mora’da, Mihalli Sofya ve Semendrede bulunurdu. ilk akıncı beyi Evranos Bey’dir. Akıncıların en önemlileri*dalkılıç*ve*serdengeçti fedaîydi. düşman içine dalmak ve kaleye girmek gibi çok zor görevleri vardı ve geri dönme ihtimâlleri çok azdı. Onların Allah yolunda cihâd yapma arzusu vardı *Bir düşman ordusuna dalmak gerektiği zaman vazifeyi yapanlar ordudan ayrılır, düşmanı sağ, sol ve arka cihetden kuşatır kadar düşmanı bozguna uğratır maneviyâtı bozardı Napolyon bu Osmanlı askerini dalkılıç olmağa mecbur edecek kadar sıkıştırmak elvermez, dalkılıç olmayı göze almış yüz adam meydana çıkarsa, mağlûb olmamak mümkün değildir.” Kalelere girmek gerektiğinde* gece vakti merdivenle kaleye girilir ve bu kalenin ele geçirilmesini sağlanırdı.Düşmanı alt üst ederek, savaşı kazanan akıncıların tekniği şöyle idi: Akıncı ordusu* bölümlere ayrılır, küçük birliklerle yola devam edilirdi. ele geçirilecek şehir ve kararlaştırılırdı. Dönüşte birlikler birleşirler* tek bir ordu hâline gelip Türk topraklarına dönerlerdi. düşmanı korku içinde bırakırdı. *Yıldırımlar ve kasırgalar gibi esip geçen akıncıların nerede ve ne zaman bulundukları bilinmezdi Devlet tarafından akıncıların isimleri, tımara sâhib listelerde tutulurdu. Defterler iki nüshaydı biri merkez Defterhânesinde, diğeri akıncıların eyâlet veya sancaklarında muhafaza edilirdi* yolsuzluğa meydan verilmezdi. Her akın sonunda şehîd ve mâlül olanların yerine çevik, ve kuvvetli gençler akıncı seçilirdi.Akıncıların maaşı yoktu. ganimetin 1/5’ini*pençlik vergisi verir* kalanla geçimlerini te’min ederlerdi* Bâzılarının* tımarları vardı. Seferde düşman hududuna kadar yiyecek verilir, daha sonrasını kılıçlarıyla te’min ederlerdi. *Akıncılarda kıdemli ve seferlerde yararlılık gösteren Tımarlı*ve*Tavcılar* bulunurdu. Tavcılar çerilerin başıydılar. sefer emri gelince, akına katılırlardı.akıncıların sayısı* onbeşinci asırda* 40.000 di Birinci Kosova Savaşı’nda akıncı mevcudu 20.000 di Türk târihinin en büyük akını 1479 Erdel akınıdır 43.000 akıncı katılmıştır. Bölgedeki altın ve gümüş mâdenlerinin hedef alan akında, akıncıların başında* on İki akıncı beyi bulunmuştur. 43,000 akıncıdan 20.000’i Macar ovasının zümrüt renkli topraklarında şehîd oldu. Macarlar vahşette bulundular. Şehîdlerin cesetlerini parçalayarak dans etmek gibi zulüm yaptılar.1559 senesinde Turhanlı akıncılarının sayısı 7000 civârındadır Sultan Süleymân Han’ın Budin ve Avusturya seferlerindeki Mihallı akıncılarının sayısı 50.000 dir |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak ihvanlar.net Akıncılar Kimlerdir?
*Osmanlı ordusunun öncü kuvveti* akıncılar, 1595 de sadrâzam Sinân Paşa’nın Eflaktaki hatâsına kadar güçlerini korumuşlardı. Sinân Paşa devlete isyân eden Romanya voyvodası Mihail üzerine 100.000 kişi ile sefere çıktı. Mihail geri çekildi. Sinân Paşa isyânı bastırdığını zan ederek geri döndü. Mihail, Osmanlı ordusunun hareketlerini haber alıyor, ve tâkib ediyordu. 1595 te Targovişte’ye girip, şehri savunan üç bin beş yüz Türk’ten Ali Paşa, Koçu Bey ve subayları ateşte pişirdikten sonra yiyen Mihail ve Türkleri kazığa oturttular. Sinân Paşa Tuna’nın kuzeyindeydi Ordusuyla karşıya geçmesi üç gün sürecekti. *akıncılar köprüyü geçerek köprüyü havaya uçurdular Mihail, köprüden akıncılara, top ateşi açtırdı. Akıncıların can vermeden silâhlarını teslim etmemeyeceklerini bilen voyvoda Mihail akıncıları Tuna sularına dökmek istiyordu. top mermisi köprüye isabet edince binlerce akıncı, Tuna dalgalarına gömüldüler. karşıya geçemeyen akıncılar şehîd oldular. Türk akıncı ocağı, voyvoda mihale karşı büyük bir darbe yedi. devlet* kaleleri serhat kulu teşkilâtına vermiş, Kırım ordusundan akınlarda faydalanmıştır Kırımlılar, Osmanlı akıncı ruhuna sâhib olamadıkları için, başarılı olamamışlardır.Akıncı kânununa göre, akıncı beyi şehri fethederse, gayrimenkuller pâdişâha âid olurdu. Beylere* bölgenin köyleri tımar* dağıtılırdı. *akıncı beyleri de tımardan elde ettikleri gelirleri, hayır müesseselerine vakfederlerdi.silâhları hareketlerine mâni olmayacak şekildeydi. En çok kullandıkları silâhlar, kılıç, kalkan, pala, mızrak ve bozdoğan denilen başı yuvarlak kısa saplı topuzdu. zırh kullananları azdır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Kaynak ihvanlar.net Akıncılar Kimlerdir?
FİLEK KALESİNİN FETHİ!.. *Macaristan’ın Budin vâlilerinin en meşhuru, Sokullu Paşa’nın amcası oğlu olan Mustafa Paşa’dır. akıncı yiğitleri arasında Paşa Baba diye meşhur olmuştur. Kapısında bine yakın şehbaz yiğit beslerdi. Bir bora, bir kasırgaya benzeyen serdengeçtiler, bir çok kale fethetmişdi. Filek kalesinin fethi eşsiz bir kahramanlık destanıdır.Filek kalesi, yüksek ve kayalık bir tepenin üstünde kartal yuvası gibiydi. top ile yıkmak, taarruzla almak mümkün değildi. Mustafa Paşa’nın akıncılarında Demirbaş Hasan isimli yirmi beş yaşlarında tığ gibi bir delikanlı vardı.* Demirbaş Hasan, kırk akıncısıyla Filek kalesini fethe çıktı. *Gece kale önlerine varan kırk akıncı, kaleye tırmandı merdiveni kuşakları ve iplerle* bağlıyarak uzattılar. En önde Demirbaş Hasan vardı. Mazgal deliğinin namlusu tıkanmıştı. Topun ağırlığı sekiz yüz okka* idi. Demirbaş Hasan Allahü teâlâya sığınarak, besmele çekti. pençeleri ile mazgala* yapıştı, göğsünü top namlusuna dayadı. Ayaklarını merdivene basıp, kollarıyla sekiz yüz okkalık topu ittirdi. Birinci hamlede, topun namlusu girmişti. Demirbaş Hasan namluya başını dayayarak, koca topu uzaklaştırdı. Açılan mazgal deliğinden Demirbaş ve kırk akıncı kaleye girdiler. Türk akıncılarını karşısında gören kâfirler,* kendilerine gelemedi akıncılar, “Allah Allah!” nidaları ile kaleyi fethettiler. Bu, cihânda eşine rastlanmayan bir kahramanlık vak’asıdır. Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik; Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik! Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle… Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan; Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan. Birgün dolu dizgin boşanan atlarımızla, Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla. Cennet’te bugün gülleri açmış görürüz de, Hâlâ o kızıl hâtıra titrer gözümüzde. *************************************** Yahyâ Kemâl |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|