|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Arapça Kitap ve Kültür Sessiz devrimin sesleri *İki asır önce gökkubbemiz çöktü: Temeller sarsıldı, sütunlar yıkıldı; İslâm dünyası, tarihinin en büyük buhranlarından birinin, eşiğine yuvarlandı... büyük medeniyet buhranıydı bu.iç ve dış nedenleri vardı.GÖKKUBBEMİZ ÇÖKTÜ AMA TESLİM BAYRAĞI ÇEKMEDİK...Modern Batının saldırısından nasibimizi aldık: her şeyimizi yitirdik... her şeye rağmen Çinliler, Hintliler, Japonlar gibi teslim bayrağı çekmedik... Sömürgecilere karşı destansı bir direniş mücadelesi verdik.*Çinliler, Hintliler, Japonlar bütün direncini yitirdiler medeniyetlerini yenileyemediler ve koruyamadılar.müslümanlar olarak, devâsâ medeniyetimizi yenileyemedik fosilleştirilmesine, yok edilmesine izin vermedik...Direndik...Topraklarımız işgal edildi, kaynaklarımız talan edildi, İslâm dünyası paramparça edildi ama mücadele ettik... mücadele sürüyor hâlâ İslâm, 21. Yüzyılı belirleyecek; 22. Yüzyıl İslâm’ın yüzyılı olacak inşallah...Bu iş, kolay olmayacak.Zorlu, yorucu umutlu bir direniş, diriliş ve varoluş yolculuğu bizi bekliyor...İslâm dünyasının toparlanabilmesi, insanlığın önünü açacak yolculuk zor ama imkânsız değil. *İnsanlığın önünü açacak hakikat, adalet ve hakkaniyet yolculuğunu bizden başka yapacak kalmadı: Bütün medeniyetler, mutasyona uğradı ruhlarını yitirdi.İslâm medeniyeti, çöktü ama ruhen canlılığını sürdürüyor direniş ruhunu koruyor, İslâm dünyası umut ve ufuk bahşedecek Batının tıkanması, medeniyetlerin mezarını kazması, insanlığı yok etmek üzere ve müslümanların tüm dünyayı kurtarıcı bir islami fikrî üretmeleri gerekiyor Bunu Batılılar, görüyor ama biz zihnî felçleşme yaşadığımız için göremiyoruz... İnsanlık için İslâm dışında başka bir çıkış yolunun kalmadığını görebilirsek, kurtuluş için ilk adımı atmış oluruz.*Kurtuluş ve dirlişte atılması gereken köklü adımlar var çağımızı imkânlarıyla ve zaaflarıyla tanımalıyız Tanıyamadığımız bir çağı değiştirme iddiasında bulunamayız havanda su döveriz, dünyaya hiç bir şey söyleyemeyiz başkalarının kavramlarıyla dünyamızı kuramayız... Yeni bir dünyayı ancak kendi kavramlarımızla kurabiliriz...Önce dünyanın, sonra da coğrafyamızın sorunlarını görebilmeli tanımlayabilmeliyiz.Batı dünyayı felâkete, sürüklüyor...Tanrı fikri yitirildi, hakikat yitirildi, tabiat delik deşik edildi, dünya cehenneme sürüklendi...Müslümanlar, büyük sorun yaşıyorlar:Müslümanca duyma ve düşünme melekelerini kaybedildi Müslüman Zihni yitirildi Müslümanca yaşama kaybedildi hayat ruh ve hayatın her alanındaki Müslümanlar yitirildi *İNSANLIĞIN ÖNÜNÜ“BİZ” AÇABİLİRİZ YALNIZCA...Şu ân kafa patlatmak zorundayız...kat edeceğimiz mesafe, dünyanın önünü açacaktır...asırlık eğitim, düşünce, sanat kurumlarına ihtiyacımız var. İlim, fikir ve ruh atılımına ihtiyacımız var Arapça Kültür Günlerinin tohumları ekiliyor, sessiz ve derinden ilk defa...Arapça, Kur’ân’ın dili; medeniyetimizin ruh köklerinin dili.Arapça olmadan hiçbir şey yapamayız. Türkçeye derinlik kazandıran Kur’an Arapçasıdır Dil Devrimi’nden sonra Türkçe’nin İslâmî ruh kökleri kurutuldu. Arapçayla, Arapçadan bize ne?” gibi sarsak tepkiler verildi Dilimiz çeviri, konuşmalarımız dublaj, fikir, sanat ve kültür dünyamız ve hayatımız Batı’dan montaj *Dil devrimiyle yıkıcı, yok edici zihnî bir felç geçirdik bunu görmemiz, elbette ki, zor olacaktır.Fransızcadan, Almancadan, İngilizceden Grekçe ve Latince kelimeleri çıkarın, bu diller biter, ortada bir şey kalmaz...Grekçe ve Latince, Batı uygarlığının kök dilleridir Kur’an Arapçası da bizim medeniyetimizin kök dilidir; Türkçe’nin ruhu Kur’ân Arapçasından gelir...Köklere inemezseniz, göklere yükselemezsiniz.ilim, fikir ve müslümanların sorunlarını konuşan, tartışan böylesine güzel bir sessiz devrime imza atan kardeşlerimi yürekten kutluyorum.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
“İslâm’ın güncelleştirilmesi” ne demek? *Batılılar, tüm dinleri fosilleştirdiler ama İslâm’ı fosilleştiremediler.İslâm’ı içerden “çökertmek” için iki asırdır İslâm’ın protestanlaştırılması projesinin temellerini atıyorlar... Vehhâbîlik selefîlik ve hâricî mantığıyla İslâm’ın terörle özdeşleştirip protestanlaştırılmış, peygambersiz bir İslâm anlayışının yerleştirilmesini amaçlıyorlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İslâm’ın güncelleştirilmesi” ifadesi, İslâmî kesimlerde tedirginliğe yol açtı.ASIL TEHLİKE: İSLÂM’IN*PROTESTANLAŞTIRILMASI *Asıl tehlike, hâricî mantık değildir. Bu mücadele edilebilecek bir sorundur. Görülemeyen tehlike, müslümanların reforme edilmiş, peygambersiz sahte bir İslâma mahkûm edilmesi İslâm’ın dize getirilmesidir.Selefsizlik ve hâricî mantığının, DEAŞ terörünün nedeni, protentanlaştırılmış İslâm anlayışının oluşturulmasıdır Terör ve hâricî mantığı bütün dünyanın İslâm’dan nefret etmesini sağlamaktı ve bunu başardı Batılılar. Protestanlaştırlmış İslâm ise İslâm’ı hayatın her alanından uzaklaştırıp bireysel bir inanca indirgemeyi, ehlileştirmeyi ve hormonlu müslümanlar icat etmeyi hedefliyor... *ERDOĞAN: YÜREĞİ YANGIN*YERİNE DÖNEN ADAM Erdoğan Yüreği yangın gölüne dönmüş biri mazlumların yükünü sırtında taşıdığı bilinciyle nefes alıp veren biri.ülkenin, medeniyet ve coğrafyamızın büyük travmalarla boğuştuğunun farkında olan biri.Kendimizi toparladığımızda insanlığı toparlayacağımızın şuûrunda olan biri. Erdoğan’ın ilk günkü açıklaması, sorunlu bir açıklamaydı, ve düzeltti, İslâm’la ilişkisi olmadığı hâlde, İslâm’ın reforme edilmesi gerektiği sığ ve ezberci kişilere pelesenk oldu toplumda protestanlaşma projesinin önü mü açılıyor diye tedirginleşmesine neden oldu.15 Temmuzda öncü ilim adamlarının ötekileştirilmesi, kitleleri üzdü. *bazı hocaların açıklamaları, İslâm’a faydası olmayan, İslâm’ı ayağa düşüren ve düşüren sorunlu açıklamalar. Erdoğan, Hocaları ikaz edebilirdi. Ve kendisine gönül vermiş kitleleri tedirgin etmezdi Erdoğan’ın istikamet üzere olan hocaları ve diyaneti yıpratmaması gerekiyor.Birileri 28 Şubat sürecine ortam oluşturmak, istiyor olabilir Fikirlerine katılın katılmayın, İhsan Şenocak’ın ardından Nureddin Yıldız’ın linç edilmeleri, görevden uzaklaştırılmaları, yargılanmaları 28 Şubat kuşkusunu uyandırıyor.Ehl-i Sünnet’e tavır mı, geliştiriliyor, korkusu var. Erdoğan, “marjinal hocalar” dedi ama birilerinin Erdoğan’a, bu hocaların Ehl-i Sünnet’in, ana temsilcileri olduğunu, yapılan çıkış’ın Ehl-i Sünnet düşmanlarına yağ sürdüğünü hatırlatması gerekiyor. *İslamın güncelleme tartışması fitne ateşini körükler bizi asıl meselelerimizden alıkor. düşmanı içerde aramayalım, düşman dışarıda; içerde kenetlenmeye ihtiyacımız var, İslâmî kesimlerin ve tüm kesmlerinin kenetlenmesi, kucaklanması gerekiyor kritik ve bir savaşı veriyoruz içerde ve dışarda.Hunharca gerçekleştirilen Özgecan cinayetinde Özgecan’ın Alevî babasının şu bilgece sözü hepimiz için kılavuz olmalıdır: “Anadolu, Nuh’un gemisidir.” *Çağı tanıyamazsanız, tanımlanırsınız. Tanıyamadığınız çağı değiştirme iddiasında bulunamazsınız.dünyanızı başkalarının kavramlarıyla, başkalarının bakış açılarıyla kuramazsınız.tüm insanlığı ilgilendirecek evrensel cümleler kurmak zorundayız. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Müslümanların direniş ve diriliş yolculuğu... *Müslümanlar, modernlikle yüzleşmeden hesaplaşmadan, postmodernliğe yakalandılar, Batı dışındaki dünya için yakıcı sorun.Çin, Hint, Japon, Latin Amerika-, Batı uygarlığının zihnî saldırısına teslim oldular.Ama Müslümanlar teslim olmadılar. çünkü “her imtihan bir imkândırMüslümanlar, iki asır boyunca ortaya koydukları direnişle, Batı uygarlığına teslim olmayacaklarını toparlanabileceklerini ispatladılar.İşte bu nedenle İslâm dünyasının üzerine “çullanıyor” Batılılar. BİLİMİ, TEKNOLOJİYİ DEĞİL, KENDİMİZİ*KAYBETTİK BİZ ASIL! *kendi meselelerimizi kendi bakış açılarımızla mercek altına almalıyız.asıl meselemiz, Müslümanların direniş, diriliş yolculuğudur... mesafe katedmek dünyanın ve coğrafyamızın ülkemizin sorunlarını kavramamız gerekiyor. Batı uygarlığı, bilimle, teknolojiyle büyük bir güç elde etti. Tanrı fikrini, hakikat fikrini kaybetti; tabiatı delik deşik etti; dünyayı yaşanılamaz bir yere çevirdi...Yanlış sorular soruyoruz: Diyoruz ki, Batı bilimini, teknolojisini neden kaybettik, takip edemedik.Asıl sorun şu: Biz, kendimizi kaybettik. Kendi olamayan, kendini tanıyamayan toplumlar, başkalarını nasıl tanıyabilir ki Önce temel sorunu tespit edelim, başımıza geleni görelim ve kendimize gelme dünyalara açılma mücadelesi verelim *İslâm dünyası, medeniyet krizi yaşıyor. Müslüman zihni ve Müslüman melekeleri yitiriliyor Müslümanca yaşama zemin yerle bir oluyor İslâm’ın diriltici soluğunu yok oluyor ÇAĞRI’NIN ÇAĞINI KURMASINI SAĞLAYACAK BİR YOLCULUĞA SOYUNMALIYIZ...Çağı tanımıyoruz; Ama farkında bile değiliz.Kendimizi tanımıyoruz. Kendimizi başkalarının kavramlarıyla,ve bakış açılarıyla tanımlıyoruz Ama bunun da farkında değiliz.kendimizi de, çağı da tanıyamadığımız için insanlığı ilgilendirecek evrensel cümleler kuramıyoruz Bunlar yakıcı gerçekler. Çağın dışında yaşadığımızın, farkına varmalıyız çağın başındaki felaketleri tanımalıyız *İslâm’ı çağa uyduruyorlar...eziklik psikolojisiyle, yenilgi psikolojiyle, yamama ve yamanma psikolojisiyle hareket ediyorlar.Çağ’a da, İslâm’a da nüfûz edemiyoruz. Çağı da, İslâm’ı da hakkıyla tanıyamıyoruz.Çağ konusunda da, derinlikli bir bilince, sahip değiliz Müslüman zihnini ve Müslümanca düşünme melekelerini yitirdik zihnimizi felç ettik İslâm’ın güncellenmesinden sözetmek İslâm’ı tahrip ve tahriftir İslâm güncellenemez bizim kendimizi güncellemeye ihtiyacımız var. Kendimize gelmeye çağ’a rengimizi vermeye, dirilticimeye ihtiyacımız var Şu sorunun cevabını verelim Kim, hangi otorite, hangi zihinle İslâm’ı güncelleyecek? *Çağı tanımadan, İslâm’a modernist bir zihinle yaklaşmak tanımlayabilmek de, çözebilmek de çok zor. basit, yapay, sahte sorunlarla uğraşarak İslâm’ı değiştiremeyiz. İslam güncelleştirilenez Müslümanların sorunları var: zihnimizi felç eden, dünyamızı yok eden, zaman’a İslâm’ın diriltici soluğunu nakşedebilmemizi imkânsızlaştıran, bizi çağa hapseden medeniyet buhranının nereden kaynaklandığını, buhranı nasıl aşabileceğimiz meselesine kafa yormalıyız.tecdit, Müslümanların insanlığın da önünü açacak fikrî, zihnî bir atılımla medeniyet fikrinin yapı taşlarını döşeyebilmekle olur *Erdoğan önümüzü açacak, çağ kuracak öncü kuşakları yetiştirmek eğitim sisteminin geliştirmek fikir, sanat ve kültür hayatının inşa etmek gibi geleceği kuracak meselelerle ilgilenmeli meseleleri devletin gündemine almalı, 100 yılın tohumlarını atmalı çünkü Batı’yı ve kendini tanımayan, zihninin hurafeler çöplüğüne dönüştüğünün farkında olmayan, Batılı şaşı- bakan akademik kadrolarla İslâm’ın tecdit edilmesi, fikrî atılım yapabilmesi çok zor.Tecdit, geleceğimizi inşa edecek öncü kuşakları yetiştirecek kurumların inşasında ve önümüzü açacak köklü medeniyet fikrinin geliştirilmesidir Yapay ve basit meselelerde değil, köklü, temel, meselelerde tecdit konusu söz konusu edildiğinde zaman zihnimiz ve önümüz açılacaktır...Vesselâm. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Kur’ân, çağa göre yorumlanamaz! *Kur’ân, çağa göre yorumlanamaz Çağ, Kur’ân’a göre yorumlanır.Çağ, geçicidir... Kur’ân, çağlar üstüdür çağ, felâketle karşı karşıya ve cehenneme dönüştürüldü: Batılılar, bilimsel atılım yaptılar, uzaya uzandılar ama uzayı okuyamadılar, insan yok olmaya sürüklendi dünya yaşanılamaz bir yer hâline geldi tabiat delik deşik edildi yaşadığınız çağı tanıyamazsanız, tanımlanırsınız, yok oluş ve felâketler yaşayan çağın bakış açılarıyla Kur’ân’a bakmaya, İslâm’ı veya Kur’ân’ı yorumlama İslâm’ı güncelleme aymazlığına soyunursanız çağ sizi yutar *İslâm çağlar ötesidir herkese hayat hakkı tanır beşerüsütüdür, herkesi sarıp sarmalar hakikat ulaştırılmalıdır Çağı tanıyamadıkları için tanımlandıklarının farkında olamayan akılsız” adamlar Kur’ân’ı akla göre yorumlamalıyız”, diye çocuk gibi çırpınıp duruyorlar!Akılsızlık başa belâdır Biraz zekâ, biraz basiret, biraz çağ bilinci lütfen Çağ, aşılamaz, zirve bir noktada değildir Çağ teorik ve felsefî olarak en büyük felâketini yaşanmakta donmuş tıkanmış çamura saplanmıştır teknolojik savaşlar ve büyük felâketler bizi beklenektedir Bu felâketi, sınırlarımızda coğrafyamızda iliklerimize kadar yaşamıyor muyuz? *Batı çıkmaz sokakta düşünceyi bitirmeye düşünmeyi dondurmaya çalışıyorlar felâketle başedilmesi gerekir Avrupanın felsefî krizine karşı bilimle uğraşmalı putkırıcı bir yolculukta zihnimize taze ufuklar sunmalıyız binlerce yıllık keşif ve icatlarımız bir noktada durdu.günümüz ve çağımızı keşfetmeli krizleri kenetlenerek aşmalıyız ZİHNÎ FELÇLEŞME YAŞAYAN SIĞ, ÇAPSIZ VE PROJE TİPLER BİZİ FELÂKETE SÜRÜKLER... bin yıl önce Gazâlî’yedi asır önce Molla Sadra ve İbn Arabî’nin bize örnek olmalıdır Kur’ân’ı anlamalı ve yaşama aracı görmek,yaşadığımız felâketi göremek demektir. çağı tanımayan, çağın sorunlarını tanıyamaz *Kur’ân’a ve islamı yaşayamayan zihnî felçleşme ve aşağılık kompleksi yaşar insanlığın İslâm’ın çağlarüstü mesajına ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiği bir zamanda islamın güncellenmesi insanları sokaklara sürükler Kur’ânı tahrif ve tahrip etmekten başka bir işe yaramaz |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|