Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-30-2018, 07:01   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları
KURTLAR CEMİYETİ

*Cemiyet-i Akvam Milletler Cemiyeti, I. Dünya Harbi’nden sonra 25 Ocak 1919’da toplanan Paris Barış Konferansı’nda 10 Ocak 1920’de kuruldu. Merkezi Cenevre’ydi. faal devletleri ABD ve Fransa’ydı. Fransızca, İngilizce , İspanyolca resmî diliydi. sulh için kurulmuştu. II. Dünya Harbi’nin çıkmasına mâni olamadı. Üye sayısı, o bugünkünün beşte biri kadardı Musul meselesinde aleyhte tavır sebebiyle üye olmadık. dünya için kayda değer bir hizmet yapmadı 1947’de dağıldı
24 Ekim 1945’te BM II. Dünya Harbi’nin galibi devletlerin güdümüyle kuruldu. *2.dünya savaşının galip devletleri, BMGK yı vesayet altına aldılar. ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin daimi üyedir. Üyenin vetosu ile kararın hükmü kalmaz. Resmî dil sArapça, Çince ve Rusçayla 6’ya yükselmiştir Merkezi, tarafsız bir ülkede değil New York’tadır. BM’nin iki organı önemlidir. Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi. Güvenlik Konseyi patronlar kulübüdür Cemiyeti Akvam, I. Dünya Harbi’nin galipleri tarafından kurulmuştur. maksat, sömürü ve silahlı işgaldir Sömürgeciler, Cemiyeti Akvamı bir kullanmış hedeflerine BM ile kavuşmuşlardır

*1.dünya savaşından önce Diplomatik savaş ve silahlı işgal yaşanacaktı. İsrail’in var olmasında, devamında ve büyümesinde BM destek oldu. BMGK’nin adaletsiz yapısı olmasaydı İsrail, işgaller yapamaz, 1967 Arap-İsrail Savaşında Filistin’i yutamazdı.BM’nin kurulmasından sonra 3 gelişme yaşandı 1948’de İsrail 1950’de NATO’, 1951’de AB kuruldu BM, konsey daimi üyelerinin NATO ise Amerika’nın yedek ordusudur Cemiyeti Akvam da süper güç yoktur. Osmanlı, Rus, Avusturya-Macaristan ve büyük devletlerinin yıkılmasıyla
Birleşik Krallık tek kalmış 1920’lerde güç, Londra’dan Washington’a kaymıştır. II. Dünya Harbi’nde iki süper güç vardır bunlar iki koçbaşı ABD ve SSCB’dir. Bu dönemin adı Soğuk Savaş’tır. Bu dönem, SSCB’nin 1989’da dağılmasıyla apansız bitti. *Dünya sscb nin yıkılmasıyla süper güç oldu ve dünya kargaşa dönemine girdi. ABD, süper güç olamadı 2003’teki Irak işgaliyle Rusya’ya süper güç tacı giydirdi. Bugünkü süper güç sayısı muğlaktır.
Rusya ve süper güçler terör örgütlerine devletlerbişgal ve sömürü ihaleleri veriyor
BM bunların seyircisi GK müsebbibidir. BM ile dünya adalet ve huzura kavuşamaz, zulüm ve gözyaşı bitmez.BM, daha iyisi inşa edilemediği için devam ediyor. Daha iyisinin kurulması dünya savaşına bağlıdır. Yeni bir BM, vekil güçler yüzünden mi, siber savaşlar sonunda mı kurulur kestirmek zor.BM, ömrünü tamamlamıştır.
SSCB gibi apansız çöküverir.

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-30-2018, 07:01   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları
MANEVİ BOZGUN TEHLİKESİ!

*II. Cihan Harbi’nden sonra 1945’te BM, 1948’de İsrail, 1949’da Avrupa Konseyi, 1951’de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kuruldu. 1957’de
Avrupa Ekonomik Topluluğu, 1992’de Avrupa Birliği adını aldı.İkinci Dünya Harbinden sonra 1945-1990 arasında yeni devletler batıya karşı, kurulurken İsrail, BM, Amerika, İngiltere ve malum devletler tarafından kurduruldu ve korundu.Siyon kavmiyetçiliği, Yahudi sermayesi ve Haçlı desteği olmasa İsrail kurulamaz ve himaye edilip haritayı işgal edemezdi. *Irak İşgali, Suriye İşgali, Kuzey Suriye’de laik Sosyalist Kürt Federasyonu kurma teşebbüslerindeki niyet ve gaye İsrail’i Nil-Fırat arasındaki güya vaad edilmiş topraklara yerleştirmekti Batıyı bilip hilelerine vâkıf olmak gerekir. tarihin öğrenilmesi şarttır. 12 Eylül 1683 Avrupa’nın kapısı Viyana’yı yoklayıp kaybettiğimiz acı gündür. Tarih ve talih bize küstü. 15 Temmuz 2016 ise şerden hayr zuhuruyla tarih ve talihin bize güldüğü dirilişin yaşandığı gündür.31 Mart 1909’da Abdülhamid’e darbe yapılıp Devlet-i Ebed Müddet’in Selanik’teki bir Yahudi konağına sürgün edildiği tarihtir bu tarihlerden bugüne millet, ümmet kanlı gözyaşları dökerek gelmiştir. Kan kusup, “kızılcık şerbeti içmiştir.

*millet, yaşanan günleri kaybetme endişesindedir.
millet olarak Ehl-i sünneti ümmeti Kitap, ve Sünneti, Ümmet hassasiyetini gözümüz ve kalbimiz gibi korumalıyız. Aksi, mezhepsizleşmek, dinsizleşmek, Şialaşmak, Vehhabileşmektir
Hadis-i şerif i Kütüb-i Sitte’yi baş tacı etmeliyiz. mezheblerimizden şaşmamalıyız. Sırat-ı müstakim de ancak böylece kalabiliriz. Alparslan, Fatih, Kanuni, Abdülhamid ve yüzlerce İslam hükümdarının sırrı budur. Onlar, ilim-akıl-gönül dengesini kurmuşlardır ümmetin 15 asırdır ameline esas kabul ettiği kaynaklar kifayetsiz devlet memurlarının cahil din bezirgânlarının insafına kalırsa manevi*bozgun yaşanır.
Manevi bozgun olunca bina yıkılır.
*Millî*ve yerli silahlarımız vatandaşı ve vatanı koruduğu gibi Ehl-i sünnet de milleti ve ümmeti korumaktadır. Aksini yaşayan nice devlet, tarih olmuştur. 15 Temmuz işgalini önlememizdeki sebep budur. şehadete koşan gencin kalbini İlmihaller, evliya menkıbeleri beslemiştir
Kılı kırk yarma günüdür.mason ve siyon oyununa gelinmesin.din reformcularının arkasında İngiliz, siyon ve masonlar vardır 15 Temmuz'u devreye sokmak istiyor olabilirler. Geceleri uykusuz geçirecek zamandır. Kumpasa; tezgâha ve dalkavuklara dikkat! Su*uyur, düşman uyumaz. İslamın iç ve dış düşmanları vardır.çok uyanık olmalı.Yaşamak için mecburuz...
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-30-2018, 07:02   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları
TASHİH İÇİN FIRSAT

*İslamda Kur’ân İslamı” ve İslamcı” sözü yoktur dinde reform yapma peşindekiler İslam’ın 4 temel rüknü Kitap, Sünnet İcma-ı ümmet ve Kıyas-ı kaldırıp yalnızca Kur’ân-ı kerîm’i kabul ediyorlar
mukaddes kitabımızın zamanın gerisinde kaldığı iddiasındalar bazıları da Kitabı ve Sünneti kabul etmekte Kütüb-i Sitte ve hadis külliyatını inkar etmekte Onlar hadis asılsızdır. Buhari Müslim Haccac gibi hadis âlimlerine su-i zan ve iftira etmekteler hadis külliyatlarını gözden düşürmeye tevessül etmekteler. **hadis-i şerifler, 15 asırdır hayatlara yön vermektedir. Mevzubahis *kimseler için icma-ı ümmet ve kıyas-ın değeri yoktur. tasavvuf, evliya ve* mürşidi kabul etmezler. Onlara göre mezhebler lüzumsuzdur. “Asr-ı saadette, mezheb mi vardı?” derler. Kur’ân-ı kerimi oku, ne anlıyorsan o dur derler meal Kur’ânı kerim değildir, kaleme alanın görüşüne göre açıklamasıdır. reformcu ve selefiler için müfessirlerin önemi yoktur. Herkes kitabımıza anladığı gibi amel edebilir. Oysaki hukukta bile hâkimler, savcılar, avukatlar dilediği gibi yorumlayıp yapamazlar. Anayasa vardır,* kanun vardır, içtihatları ve okul vardır 20 sene kıdemi olan bir hâkimin bile kararı bozulabilmektedir. kanun böyle iken Allahü teâlânın kitabı aleyhisselamın sözleribhadis külliyatları nasıl olur da bakkal defteri muamelesi görür?

*hiçbir kişinin veya hey’etin ilahiyatçı akademisyenin Kur’ân-ı kerimi masanın bir tarafına hadis kitabını diğer tarafına koyup “bu hadis değil bu hadistir” gibi bir hüküm vermeye *ilmî salahiyeti yoktur. *İyi niyetle çalışan diyanet ve ilahiyat mensuplarına elbette bir şey denemez. Ancak haddini bilmek gibi irfan yoktur. Kaç ilahiyatçı, kaç diyanet* mensubu, İmam-ı Azam, İmam-ı Şafii, İmam-ı Gazali, Akşemseddin, *Rabbani, Yesevi, gibi hukukçu, âlim ve evliyayla kıyas edilebilir. Buna rağmen geçmişte“İmam-ı Azam da kim, ilkokul mezunu bile değil” diyenler çıkabilmiştir
*bozuk masonlarla ingilizlerle Efgani, *Abduh ve Reşit Rıza gibilerle Tanzimat’tan sonra bize nüfuz etmeye çalıştı. Akif dâhil onlara kapılanlar oldu. Abdülhamid Han çarptılar. Büyük Sultan, onlara geçit vermedi en ücra köylere katır sırtında Ehl-i sünnet âlimlerinin asırlardır okunup amel edilen kıymetli **kitaplarını sandık sandık gönderdi.
Cumhuriyetten sonraysa dinde reform Batı’ya benzemek adına yapılıyordu. Türkçe ezan, Türkçe namaz, camilere sıra konma ve mihraba piyano medrese, dergâhların vs. *Tek Parti, dinî yıkamayınca ilahiyat ve imam hatipler açmış, dini içeriden kuşatırken halkın hoşuna giderek rey alıp iktidarını da korumak istemiştir.

*Diyanet, iktidar, muhalefet, medya veya başka bir yerden dine saldırılar olduğunda cesurca hakikati haykıramamıştır. 28 Şubat’ta Diyanet yoktu. Diyanet cuma günleri kürsülerde trafik haftası kutlamaktaydı. İlahiyatçılar bir şey yapmadılar. 28 Şubat ihanetinde ekranlarda Peygamberlik ilân edecek olan ilahiyatçılar için ilahiyatçı ve ilahiyat fakültesi ne de diyanet tek kelime etmedi işlem yapmadı. “Tesettür füruattır” diyen FETÖ’ye*sen yalan söylüyor, farzı inkâr ediyorsun!” demediler. *
İlahiyat fakülteleri din ilmiyle değil, dinî ilimlerle laik eğitim yapmaktadır. Yorumlar, felsefidir Kitaplarda netlik değil, kafa karıştırıcı iktibaslar vardır. dinde nakil esastır. Diyanet YÖK kadar özerk değildir. Devlet kurumudur. Siyasi otorite vr İktidar değişince* ters düşmemeye çalışmaktadır.
*Cumhurbaşkanı Erdoğan, dile getirince YÖK, TEOG imtihanının zararlı olduğunu fark etti. *Diyanet de Cumhurbaşkanı konuşunca sayfa sayfa konuşmaktadır.ilmî ve tarafsızlığıyla Diyanet, millet için ortak değer olmalıdır. Din kalpazanlarıyla mücadele etmeliyiz.Kaba softa ve yobazlara karşıyız.Teknoloji ve şehirleşme yeni sualleri getirecektir. doğru cevaplar, fetvalar verilmesi gerekir. Din üzerinden tehlikeli bir fitne çıkmıştır.
yangın, alev almadan sönmelidir.Konuştukça girdap derinleşmektedir. Cumhurbaşkanı itibar ve sevgisini kaybetmemelidir. birlik kolay kurulmadı. bozgun yaşanırsa zor kurulur. mayınlara, tuzaklara, ajanlara, abdestsiz, namazsız madrabaz müçtehitlere, din yorumcularına, dine dost görünen yıkıcılara *dikkat etmelidir. *Dinimizin esası nakildir. İslam âlim, ârif ve evliyasını yok saymak güneşi inkâr etmektir Üç aylarda maksadı aşan, hayal kırıklıklarına yol açan konuşmaları tashih edecek bir güzel konuşmayla bu sayfa kapatılmalıdır.*Türk milletini de İslâm ümmetini de ayakta tutan mezhepleri, dergâhları yıkmak isteyenlere fırsat verilmemelidir. İlmini ve ahlâkını kaybeden cemiyet, içten içe çürüyerek bir gün çöker. Bu sebeple ne kadar korkulsa yeridir.

****
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-30-2018, 07:02   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları
18 MART ÇANAKKALE, 18 MART AFRİN,

*18 Mart 1915 Deniz Zaferimizin üzerinden 103 yıl geçti.ama Çanakkale, dilimizden hiç düşmedi; muhabbeti kalbimizde büyüdü. Canlarını verip Çanakkale’yi şehitlerimizle, gazilerimize gani gani rahmetler diliyoruz. Kabirleri cennet, dereceleri yüksek olsun. Mevla’mız bizleri, onlara lâyık eylesin.Tarihin hiçbir döneminde bu denli kayıp vermedik. Sarıkamış’ta 22 Aralık Ocak 1915 günlerinde 90 bin şehid, Çanakkale’de 18 Mart 1915 günlerinde 253 bin şehid. Verdik Gazilerin sayıları en az yarısı kadardır. *Kanal Yemen , Filistin Suriye Galiçya Cephesi ve tüm Harb-i Umumide, Büyük Harbde Kayıplarımız şehid ve gazilerle milyonu buldu Hepsi genç, hepsi fidan gibi civanlar. Harp türküleri onları anlatır. o kahramanlık ağıtları, Mehmetçiği ve duygu sağanakları altında en iyi anlatandır. Hey on beşli on beşli, Yemen Türküsü, Yüzbaşılar Yüzbaşılar, Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı ve diğerleri.
Çanakkale’de ölen her 10 askerimizden biri yedek subaydır. Galatasaray, İzmir, Konya Sultanileriyle Erzincan Askerî Mektebi o sene mezun veremezler. Talebe cepheye gitmiş 33 yılda binbir emekle yetiştirilen gençlik, harcanıp tükenmiştir. 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi ile ordu terhis edilir Acı, ağır ve hazin bir karar
acaba terhis edilecek kaç asker kalmıştı?”

*Tarih, yaşanmış vakalardır Kızarak veya taraf tutarak tarih değiştirilemez. Çanakkale saklandı. Bugün daha yeni öğreniliyor Abdülhamid Han’ın büyük bir ileri görüşlülükle 1915’ten seneler evvel yaptırdığı Hamidiye Tabyaları, Çanakkale Boğazı’nın savunulmasında birinci derecede etkili olmuştur. Genelkurmay, Çanakkale fotoğraflarını ilk defa paylaştı. Genelkurmay arşivlerinin açılması lâzım. Çanakkale öğrenilmeli. 57. Alay, niçin her ferdine kadar şehid olmuştur? Burada nasıl bir kusur var bilinmeli. Harbiye Nazırı Başkumandan Enver Paşa iken ve Çanakkalede imzası varken, Cevad Çobanlı ve Türk Paşalar birinci dereceden sorumluyken harpte miralay yarbay rütbesindeki 57. Alay Kumandanı Mustafa Kemal, neden harbin muzaffer kumandanı olarak takdim edilmiştir
*Çanakkale neden bir kişiye mal edildi komuta cephemizdeki Sanders, ve Fritz paşalar kimdir
Çanakkale, Payitaht için isteniyordu. İngiliz, nasıl oldu da hiçbir engel yaşamadan 13 Kasım 1918’de çapulcularıyla İstanbul’u işgal etti hangi vaadlerlerle tek kurşun atmadan 6 Ekim 1923’te Payitahtı tahliye etti.Tarafsız, vicdanlı kaleme mahcup etmeyecek eserlere ihtiyaç var.
Bir asır arkada kalmış ama gerçekler meçhul.
doğrular çıkıp geliyor.18 Mart 2018 Sabahı Hür Suriye Ordusu ve Mehmetçik sabah namazını kıldılar. Nusret için Allahü teâlâya el açtılar. 08.30’da Afrin’e girdiler. zaferin kazanılması için devlet adamı, asker, ter döken herkesi ve dua eden milletimizi ve ümmetimizi tebrik ediyoruz.

*Mehmetçik, Fırat Kalkanı’ndan sonra de Afrin’de destan yazdı. işgalden kurtardı Afrin Çanakkalede Sarıkamışta, bizim topraklarımızdı. bu topraklardan da aziz şehid ve gazilerimiz, Allahuekber Dağlarındaki Çanakkale’deki şehidlerimiz yatmaktalar. O gün vatan 5 milyon km2 idi. Afrin Zaferimiz mübarek olsun; Rabbim, devamını nasib buyursun. Şehidlerimize rahmet, arkada kalanlara sabır, gazilerimize şifalar diliyoruz. Tek sivil ölmeden büyük zaferin kazanılması iftihardır 100 sene önceki gibi 7 düvelle mücadele verdik. Bu zafer o günkü kayıpların hesaplamasıdır. doğrudan karşımıza çıkamayarak satın aldıkları örgütleri sahaya sürdüler, Mehmetçik ezip geçti. *Afrin Zaferi’nin 18 Mart’a denk gelmesi kaderin tebessüm ettiren hoş bir yazısı oldu.Şimdi sıra Menbiç’te Sonra kuzeye doğru Kandil’e kadar yolumuz var…Bu bir beka dâvâsı ve İstiklâl mücadelesidir. 40 yıldan beri mücadele veriliyordu. hain FETÖ siyasete, devlete, orduya, sızıp yerleştiği için muvaffakiyet elde edilemiyordu. Şüphesiz ki onlar, silah ve uyuşturucu kaçakçıları bölücü, örgütlerle ortak çalışıyordu millî ittifak kurulmuşken hız kesmeden aynen devam 18 Mart 2018’de bir zafer de MHP kazandı.Türk milleti, 18 Mart 2018’de Devlet Bahçeliyle bir zafere imza attı. Siyasi Cephe’deki zaferle 2023 inşa edilecek Cumhur İttifakı, kuvvetlenecek

*Devlet Bahçeli, devletin ihanete maruz kaldığı senelerde vatanseverlikten zerre taviz vermedi tarihî hizmetler yaparken, MHP’yi gasp ve talandan kurtardı.Hizmetlerini istikbal, altın madalyayla ödüllendirecektir. ebedî âlemde mükâfaatını görecektir. din, devlet, millet aşkıyla dolu Sn. Bahçeli’yi, sâdık dâvâ arkadaşlarını, MHP camiasını ve kalbi toprakları için atan şehidler torunu yiğit ülkücüleri cân-u gönülden tebrik ediyoruz. Muvaffakiyetiniz daim, yolunuz açık olsun.şükürler olsun ki mübarek üç aylarda her cephede diriliş yaşamaktayız.Bu bir tarih dönemecidir.Bir ihsan-ı ilâhidir.imtihandır.
bozuk din anlayışlarına mânevî tökezlenme tehlikesine dikkat etmeliyiz Her zaferin sahibi Allah’tır, her zaferin sebebi, Şanlı Peygamber aleyhisselamdır…
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-31-2018, 12:03   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak*turkiyegazetesi.com.*Rahim Er yazıları
Bir GÜZEL mektup

*Hasan Celal Güzel in fikirleri, Abdülhakim Arvasi deryasından kalemine nur çekmiş bir üslubun eseridir:Doğumunun 171. Sene-i devriyesinde İslâm Halifesi, Türk Hakanı, Osmanlı Padişahı cennetmekân Abdülhamid Hân'ı daimî muhabbet ve hurmetlerimle yâd ediyorum. O, Cenab-ı Hakk'ın sevgili bir kulu, bir evliyaullah ve kutb'üz zaman Tarihimizde Hulefa-yı Râşidîn haricinde O'nun kadar büyük İslam Halifesi yoktur. Türk Hakanlarının en büyüğüdür. Tarihçiler, O'nun Osman Gazi, Fatih, Yavuz ve Kanuni kadar büyük olduğunu kabul ederler. *Abdülhamit hanın Hükümdarlığı değerlendirilince en büyük Osmanlı Padişahı olduğunu bilmek lazım. İmparatorluk 1923 te değil, O'nun tahttan indirildiği 1909 da yıkılmıştır. Devlet-i Aliyye'nin yüz ölçümü 5 milyon km2'nin üzerindedir. Ulu Hakan Abdülhamid Han, Kanuni kadar hüküm sürseydi bugünkü mevcudun en az üç misli büyüklüğünde muazzam bir devlete sahip olabilirdik. Ne yazık ki O'nun ve Osmanlı'nın kıymetini çok geç anladık. şanlı ecdadımıza layık oldukları şekilde sahip çıkabilmiş değiliz.
Abdülhamid Han'ın asil, necip ve kıymetli torunlarına en derin hurmetlerimi arz ediyor mübarek Hakan'ın ve Hanedan'ın bir muhibbi ve hâdimi olarak kabul buyurmanızı istirham ediyorum. *Abdülhamid Han kuddise sirruh Hazretlerine Allah'tan -celle celalüh- rahmet diliyorum."şayet merhum Özal, başkan tercihini Celal Güzel'den yana yapsaydı, bugün farklı bir Türkiye'de olabilirdik" Abdülhamid Han, sürgüne gönderildiği Selanik'teki Alatini Köşkü'nün bahçesinden adımını attığı anda akşam ezanı başlar. Ulu Hakan, o vaziyette durur ve tevekkülünü terennüm eder Azîz Allah!..
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-31-2018, 12:04   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak*turkiyegazetesi.com.*Rahim Er yazıları
İBB’YE TEKLİF

İstanbul Büyükşehir Başkanlığının metro çalışmalarını takdirle karşılıyor ve memnun oluyoruz. Haliç’in Avrupa Yakasında metro yapılmasına memnun olduk. Bu imkânsızı zorlayarak hizmet üretmektir.Ancak Haliç’ten geçerken hizmet yara almıştı. Sultan Selim Camii ile Selim Han ve Abdülmecid Han türbelerinin hemen altındaki yere metro durağı yapılıyordu İBB Fener Metro Durağı hizmete geçiyor” diye ilan asmıştı. isim seçimi isabetsiz.Fener, Fatih’in tarihî semtidir. Patrikhaneyi çağrıştırır. Patrikhane bu ülkenin kurumudur Ancak başka türlü memnun edilmesi mümkündür Fatihte halk oylaması yapılsa herkes metro durağına Yavuz Selim yahut Selimiye veya Abdülmecid Han veya Mecidiye isminin verilmesini seçecektir. Yavuz Selim ismi kazanacaktır Zaten mahalle bu ismi taşımaktadır. Fener için verilen reyler, dikkate bile alınmayacak kadar düşüktür Haliç Metrosu hayrlı olsun.
Fakat isim seçmekteki özensizliği kabul edemiyoruz.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-31-2018, 12:04   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak*turkiyegazetesi.com.*Rahim Er yazıları
KİM HAKLI?

*İstanbul’da bir taksici rahatsızlığı yaşanıyor. kızgın taksiciler UBER’in korsan olduğu iddiasıyla şirket arabalarının yolunu kesip şoförlerini tartaklıyor, yolcu gibi UBER taksi çağırarak aynısını yapıyor
şirkete dava açmışlar. Ticaret serbest rekabettir UBER, kredi kartıyla çalışıp, fatura kestiğine göre nasıl korsan olur? Şehirleri dağbaşı sanıp yol kesmek de ne demek vatandaşlar, tepki verdi. 10 günde IOS ve Android’den indirilen UBER hesabı 5 kat arttı Plaka fiyatları düştü. Taksici esnafı, düşünebilse plakanın ucuzlaması bir fırsattır. yıllardır plaka suistimali yaşanmaktadır. *Bir şarkıcı 100 tane taksi plakası satın alıp yüksek rakamlarla taksicilere kiralamaktalar. Sürücüler, köle gibi 12 saat direksiyondalar. Makine olsa 12 saat çalışamaz. Plaka fiyatları inanılmaz meblağlardadır. hiçbir sürücü kullandığı taksinin sahibi değildir.taksi yolcusu saygısızlıklara maruz kalmaktadır. taksiye binmek imkânsızdır. Taksiden yolcu indirilmektedir Taksi sürücüsü, yabancıların ülkemize dair ilk izlenimleridir şoförler eğitimden geçirilmelidir.öfkeli taksiciler, şunu düşünmeliler:
Vatandaş, neden UBER’e rağbet etmekte? “Gönül isterdi ki ulaşım markasını dünyaya pazarlamış olaydık. taksiciden yaka silkmeyen yolcu yok gibidir.Yolcu, uçakta takside emniyet, dürüstlük ve insanca muamele bekler.İBB, Bitaksi ve UBER’e benzer bir teşebbüste bulundu ama anlaşılmadı.
İstanbulda taksi derdimiz vardır. Taşeron işçi meselesine çare bulunduğu gibi buna da çare bulunmalı. Taksi sürücülüğü hiçbir işe alınmayanların yaptığı bir meslek olmamalı. Bu durum, düzgün taksicileri rahatsız etmektedir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı