|
|
#14 |
|
Kaynak habertürk.com murat bardakçı
*İstiklâl Marşı’nın bestesini 1924’te Mustafa Kemal de değiştirmek istemişti 1924’te Reisicumhur Mustafa Kemal’in İstiklâl Marşları’nın yerine Paris, Viyana Napoli Konservatuvarları’na* marş sipariş edilmesini düşünülmüş ama kararname bürokrasiye takılmış ve uygulanamamıştır CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın İstiklâl Marşı’ndan bahsederken*“En büyük üzüntüm emsalsiz marşın hakiki mânâsını yüreklere nakşedecek bir bestenin yapılamamış, olmasıdır”*demiştir ve yeni marş arayışları başladı...vatandaşlarımız*Âkif’in şiirini, Hazreti Muhammed’in devrine ait bir ilâhinin nağmeleri ile okuduklarını zannederlerken aslında Mısırlı bir bestekârın eserini terennüm ettiler! *İstiklâl Marşı melodi olarak güzeldir, hoştur, sanatlıdır ama nağmeleri mehter gibi askerî bize”*değil,*ses aralıklarının Düzgün okunabilmesi ciddî musiki eğitimi gerektirir, güftesi tuhaflaşır; söz müziğe, müzik söze uymaz, “larda yüzen”, “ocak obe”, “raaa helâl”gibi tuhaf ibâreleri haykırmak zorunda kalırsınız.Âkif’in şiiri mânâ ve âhenk olarak muhteşemdir; istiklâl mücadelesinin tüm hissiyatını barındırır, edebî bir âbidedir ama*“güfte”,*yani beste saltanatlı ve ağırdır. şiir”*ile*“güfte”* farklıdır edebiyatımızın meşhur ve sanatça üstün örneklerinin bestelenmeyip* “şiir”*kalmalarının sebebi budur. Mehmed Âkif’in Necip Fazıl’ın şiirleri ezbere bilinir ama güfte olarak bestelenmiş nağmeleri dillerde dolaşan eserleri yok gibidir, *Zeki Üngör’ün bestesi*Akif’în şiiri ile uyum sağlayamamıştır okunuşu zordur nağmeleri yabancıdır ve doksan senedir İstiklâl Marşı’nın değiştirilip değiştirilmemesi meselesini tartışıyoruz Millet Meclisi’nin açıldığı*“millî marş”yarışmasına 724 şiir gönderildi hiçbiri beğenilmedi ve*Mehmed Âkif’e rica edilerek yazdırılan*“İstiklâl Marşı”,*Meclis’in 12 Mart 1921’deki oturumunda*“millî marş”kabul edildi. Meclis,*Âkif’in şiirini Türkiye’nin dört bir tarafındaki,* işgal altında bulunan İstanbul’daki bestekârlara da gönderdi çok sayıda beste çıktı. bestekârlar arasında Muzıka-yı Hümâyun”un yani İstanbul saray orkestrası şefi Zeki Bey*de vardı. bestesi törenlerde*“millî marş”*olarak çalınmasına başlandı.*Millet Meclisi, millî marşın belirlenmesi için 1923 te* beste yarışması açtı* birinciliği*Ali Rıfat Çağatay’ın bestesi aldı ancak marş kargaşası son bulmadı bestekârlar kendi eserlerini çaldırmaya başladılar. Her bölgede farklı bir marş çalınıyordu 1930’ların başında millî marş”*olarak*Zeki Üngör’ün bestesi çalınır oldu...Hükümet, marşların hiçbirinin*“kabul edilebilecek kuvvete ve kudrete sahip olmadıklarını”,işe yaramadıklarını”düşünerek 19 Mayıs 1924 te Mustafa Kemal’in İsmet Paşa*imzalı bir* kararname çıkardı “marşın Türk bestekârlarca* arzu edilen şekilde yapılmadığını söylüyor Türkler ve Avrupalı müzisyenlerin katılacakları yeni bir yarışma açılmasını duyuruyordu *Millet meclisi Paris, Viyana Napoli Konservatuvarları’nda istiklal marşı bestelerinin yollanıp* üç eserin seçilmesi ve en hoşa gideninin ‘millî marş’ kabul edilmesini bestekârına maddî ödül ile madalya verilmesi”*öngörüyordu. Bakanlar Kurulu’nun 19 Mayıs 1924’te İstiklâl Marşı’nın üç Avrupa konservatuvarı tarafından belirlenmesini öngören ve Mustafa Kemal ile Bakanlar Kurulu* kararnamesini imzaladı Ama, kararname çeşitli bürokratik sebeplerden uygulanamadı İstiklâl Marşı’nın müziğinin değiştirilmesi imkânsız gibidir ama değiştirilecekse yeniden besteletmeye lüzum yoktur. 1921 ile 1924 arasında bestelenmiş marşlar vardır ve*“Ordumuz etti yemin”, “Ey şanlı ordu ey şanlı asker”yahut*“Gafil ne bilir neşve-i pür şevk-i vegayı”*gibi en meşhur mehter marşlarının bestekârı*Muallim İsmail Hakkı Bey’in eseri bunların içerisinde bence en mükemmelidir. |
|
|
|
|
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|