|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak habertürk.com murat bardakçı
Mükemmel bir ikiyüzlülük örneği! *Türkiye’nin bazı suçlular, kaçaklar, şüpheliler ve darbeciler için çıkarttığı yakalama kararını Avrupa dikkate almamış cevap vermemiş sürüncemede bırakmıştır PKK’sından Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren teröristlere göz* yummuştur Özdemir Sabancı’nın,*Haluk Görgün’ün Nilgün Hasefe’nin katili Fehriye Erdal’ın Belçika’da yirmi sene bir-iki kez gözaltına alınmış elini-kolunu sallayarak dolaşmıştır işin tehlikesi kendilerine varınca 2016’da* 30 sene hapse mahkûm etmiş fakat mahkûmiyet süresinin ertesi sene yarıya indirilmiş ve yakalanamamıştır*Avrupa’nın işin içinde İspanya olunca hemen harekete geçmiş mesele Türkiye olunca kıvır kıvır kıvıranıp çifte standard”*ve ikiyüzlülük uygulamıştır Bizler neredeyse Avrupalı olacağız, medenîleşeceğiz”*diye çırpındıkça Avrupa önümüze reçete ve talep listeleri sürüyor, zayıf notlar veriyor bizden kaçan katillere ve darbecilere bile*“Buyur ağam, meydan senin”*dercesine her imkânı sunuyor işin içine kendilerinden biri girince ayrılıkçıyı hemen derdest ediyor Neden? Türkiye’nin başına gelenler Avrupa’nın umurunda olmadı Almanya’nın*Carles Puigdemont’un gözaltına alması mükemmel bir ikiyüzlülük örneğidir Biz de Avrupalıyız, bizi de alın, gibisinden yakarışlarımızın mutlaka* son bulması gerekir ama o idrak* nerelerde *Osmanlı Devleti, 19. asırdan itibaren, Tanzimat sonrasında Katalanyayı yakından takip etmiştir. Barcelona’da konsoloshanemiz mevcut olmuş, diplomatlar Katalanya’daki hadiseleri İspanya’nın Katalanya politikasını günü gününe İstanbul’a rapor etmişlerdir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak habertürk.com murat bardakçı
Mehmed Âkif’in şiirini değiştirmek *19 Mayıs 1924’te Reisicumhur*Mustafa Kemal*tarafından da onaylanıp resmiyet kazanan millî marşı Türk bestekârların yapmalarının arzu edilmesine rağmen olmaması sebebi ile Türkler’in ve Avrupalı müzisyenlerin katılacakları yeni bir yarışma açılmasını, eserlerin Paris, Viyana ve Napoli Konservatuvarları’nda belirlenmesini ve* marştan en hoşa gideninin*“millî marş”*seçilerek bestekârına ödül ile madalya verilmesini öngörüyordu.kararnamenin ardından Millî Eğitim Bakanlığı, millî marşta yapılacak değişikliğin sadece besteyi değil, sözleri de kapsadığına; Mehmed Âkif’in manzumesinin de değiştirilmesi gerektiğine karar verdi; *İstiklal marşı için beste yarışmasından önce güfte*müsabakası”açıldı ve, 13 Kasım 1925’te gazetelerde yayınlandı.şöyle deniyordu Güftenin vakarlı, ümid saçıcı, ruhu yükseltici olması şarttır. Türkçe ile, Türklüğün varlığını, mâzisini ve büyük istikbalini ifade etmelidir. Güftenin kısa olması* bir meziyettir Müsabakayı kazanan esere beş yüz lira mükâfat-ı nakdiye ile bir Maarif Madalyası, ikinciye yüz lira mükâfat ile takdirname verilecektir.Âkif Bey’in İstiklâl Marşı büyük mücadelelemizin kudsî hatırası olarak saklanacak ve millî marş yanında ‘İstiklâl Marşı’ unvanıyla merasimde söylenecektir”.Bugüne kadar farkedilmeyen üzerinde durulmayan bu ilânın önemini herhalde farketmişsinizdir: *Ankara, İstiklâl Marşı’nın güftesini de değiştirmeye, Mehmed Âkif’in o muhteşem şiirinin amillî marşın sözleri olmamasına karar vermiş, iki buçuk ay içerisinde yazılacak şiirler seçilecek olanının millî marş yapılmasını istemiş. Ama,*Âkif’in manzumesinin bestesi bir tarafa atılmayacak, törenlerde*“İstiklâl Marşı”olarak okunacak fakat millî marş”olmayacakmış Bu ilânla acemi, meçhul dünya kadar şair Millî Eğitime şiirler gönderdiler.* birbirinden beter ve,*Âkif’in o muazzam manzumesinin yanında esâmileri okunamayacak seviyedeydiler Yarışmadan bir netice çıkmadı ve*Âkif’in şiirine ilişilemedi Âkif’in şiirini değiştirme hevesleri kursaklarında kaldı 1937’de neticesiz** bir başka yarışma daha yapıldı |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak habertürk.com murat bardakçı
Papa’nın ‘Cehennem yok!’ sözü de birşey mi? Katolikler bir kadının Papa seçildiğini bile görmüşlerdi *93 yaşındaki bir İtalyan gazeteci “Papa cehennemin olmadığını söyledi” diye yazınca Katolikler birbirine girdi ve Vatikan yalanladı. Vatikanda Gilberta” adındaki kadın 853’te “Sekizinci John” olarak Papa seçildi ama bir âyin sırasında doğum yapınca öldürüldü Katolik rahiplerin evlenmelerinin yasak olmasına rağmen birçok*Papa çocuk*sahibi olmuştur.*PAPA Fransuva, cehennemin olmadığını, günahkâr ruhların âhırette yokolacağını söyledi* kıyametler koptu. Vatikan kutsal pederlerinin böyle bir şey söylemediğini, günahkârların cehennemde ebediyyen yanacaklarını duyurdu.Papa’nın açıklamasının* ardından salonun alçı süslemeleri döküldü. Papa’nın sözleri Aziz Petrus’u hiddetlendirdi ve* kilisenin tavanını Fransuva’nın kafasına geçirdi”deniyor *Katolikler geçmiş asırlarda skandallarla sarsılmıştı 853 senesinde*“Joan”*isimli bir kadın erkek zannedilip*“Sekizinci John”unvânıyla Papa yapıldı Jutta”dedikleri* Almanya’da yaşayan İngiliz misyoner ailenin kızıydı 12 yaşında kadın elbiselerinden sıkılmış, erkek gibi görünmek istemiş, erkek elbiseleri giymeye başlamıştı. ilâhiyata merak saldı, Atinada din ve felsefe öğrendi Romada erkek zannedildi rahip oldu kardinal oldu ve her ne halt ise 853’te ölen*Dördüncü Leo’dan sonra* Papa seçildi Sekizinci John”*adını aldı iki sene beş ay dört gün* Papalık tahtında oturdu.*Kadın Papa*Joan’ın gidişi garip oldu. Roma imparatorunun oğluna hamileydi bebeğini dokuz ay boyunca gizledi Aziz Petrus Kilisesi’nin dışında kortej halindeki bir âyin sırasında, doğurdu Şeytan görmüş gibi olan Kardinaller Joan’ı, ve yeni doğmuş çocuğunu taşlayıp öldürdüler. Vatikan,*Joan’ın* ismini Papa listesinden sildi kilisesi yok edildi Kilise,*Joan’ın unutulması için elinden geleni yaptı fakat hadisenin tarihe geçmesine mâni olamadı Joan’ın macerası* romanlara konu oldu filmler yapıldı, çizgi romanlar yayınlandı...kardinaller Joanı gömüp üzerine mermerden bir plâket, anne ile çocuğunu gösteren bir heykel dikdiler Plâket ve heykel 16. yüzyılda kırdırıldı, parçalatıldı *Bekâret yemini eden ve* Papalığa yükselen Katolik rahiplerin kadınlarla ilişki kurmamaları, dünyadan* el-etek çekmeleri gerekirdi 904’te Papa olan ve yedi yıl hüküm süren*Üçüncü Sergius’un Marozia* adında 16 yaşlarında bir sevgilisi ve gayrımeşru bir oğlu vardı.*Marozi’nın annesi Theodora, sevgilisini 914 te*“Onuncu Jean”*unvanıyla Papa seçtirdi Sergius’un gayrımeşru oğlu 931’de*“Onbirinci John”*olarak Papalık tahtına oturdu. gayrımeşru oğul* Papa seçildiğinde 18 yaşındaydı babasının metresini kullandı öz yeğenleriyle ilişkiye girdi* bir papazın cinsel organını kestirdi. 963 te Aziz Petrus Kilisesi’nde toplanan 50* kardinal, Papa’yı saygısızlık ve, yalan yeminle, cinayet ve zina ile suçlayıp Papalık’tan azlettiler.*Sekizinci Innocent*1484’te Papa iki gayrımeşru çocuğun Borjia*ailesinin dört çocuğu vardı çocuk sahibi Papalardan 1523’te ki Papa Yedinci Clement’ gayrımeşruydu, sevgilisinden oğlu vardı Üçüncü Paul’un dört oğlu* iki erkek torunu vardı, 20 yaşına bile basmamış olan torunlarını* kardinal yapmıştı Bunlar, Vatikan’ın tuhaflıkları |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak habertürk.com murat bardakçı
Ayasofya Kararnamesi’nin kriminal laboratuvarında incelenmesi şarttır! *CUMHURBAŞKANI* Erdoğan* Ayasofya Camii’nde* yaptığı konuşmada heyecanlandı Heyecan hissetmeden konuşması mümkün değildi, Cumhuriyet tarihinde ilk defa Ayasofya’da bir Cumhurbaşkanı’nın huzurunda Kur’an okunuyor ve Cumhurbaşkanı mâbedin içerisindeki topluluğa hitap ediyordu... Ayasofya’nın müze kalmasına karşıyım beş asır boyunca cami olarak kullanılan*“fetih sembolü”*mâbed eskisi gibi cami haline getirilmelidir bu karar siyasî olarak zordur Yunanistan “savaş sebebi”sayabilit ama gönül fethin sembolü olan mâbedin kapalı kalmasına razı gelmiyor...Ayasofya* zihnimi kurcalıyor Reisicumhur*Atatürk Ayasofya’nın*“müze”*hâline getirilmesi hakkında 24 Kasım 1924’te çıkartılan Bakanlar Kurulundaki imzası, *atatürkün imzası şüphelidir Hükümet üyelerinin imzaları gerçektir, yani bakanlar tarafından bizzat atılmışdır *“K. Atatürk”*imzası ise sanki başkası tarafından atılmış gibidir ORTADA BİR TUHAFLIK VAR Asırlardır cami olarak kullanılan mâbedin 1934’te müze yapılması gelişmeleri bilinmektedir ve*“Atatürk’ün mâlûmatı vardır Ama imza farklıdır Ayasofya Kararnamesi kriminalde titizlikle incelenip Atatürk* imzasının sahte olup olmadığı ortaya çıkartılmalıdır |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Kaynak habertürk.com murat bardakçı *
Teşvikiye modeli cenaze “Nişantaşı”*ile*“Teşvikiye”*ucucadır ama Âdetleri farklıdır, hayatları değişiktir, Nişantaşı’nın* uçukluğuna ve* şımarıklılığına Teşvikiye’de rastlanmaz, Nişantaşı belediye olarak Şişli’ye, Teşvikiye Beşiktaş’a bağlıdır.Teşvikiye’de iki mahallenin özelliklerini taşıyan tek bir mekân vardır: Teşvikiye Camii...Nişantaşı mekânları ile hayat tarzı ile Teşvikiye’nin âdetlerini ve asıl Teşvikiye Camii’ni etkilemiştir Cami göçüp giden sosyete mensuplarını ve şöhretleri son yolculuklarına uğurlama mekânı oldu, ve ortaya eskiden görmediğimiz kendine mahsus bir*“cemaat”*ile*“cenaze ritüeli”*çıktı... Cenazeye gelen hanımları tanımak imkânsızdır sanki dostlarını* değil, defileye yahut partiye gelmiş gibidirler; saç stillerinde fark yoktur,* hepsi*“sosyete sarısı”denen Koleston ile boyanmıştır, Hanımefendiler* başsağlığı temennisini hatırına getirmeden porselen dişleri ile tıslamayı andıran tuhaf bir sesle*“Canım, n’aber, nassssın?”diye sorar, kiminle teşerrüf ettiğinizi çıkartamadığınız için sözü evirip çevirip birşeyler söylersiniz. Muhatabınız tanıyamadığınızı farkedince Aşkolsun, unutulduk mu?”yu yapıştırır ve*“Tanıdım ama işte şu gözlük yani...”*diye gevelersiniz Teşvikiye’den kalkan cenazelerin erkek cemaati ise Yazları çorapsız giyilen loafer, ilân panosunu andıran son moda bir tişört, kışları en pahalı mağazalardan alınmış kaşmir bir palto yahut avcı montu ile gelirler cenazeye** koyu renk gözlük vardır gözlerinde çok şükür erkekler surat boyu gözlük takmadıkları için kimliğini seçebilirsiniz Teşvikiye Camii’nde bu manzaraya,* rahmetli*Hasan Pulur’un Müslüman kokteyli diyordu* cenaze meselesini dert edinenler sadece*Teşvikiyeliler değil! Cenaze sonrasında uğranılması âdet olan restoranlar ile cemaatin olmazsa olmazını, yani caddeyi altüst eden Mercedes S’lerini yahut BMW 7’lerini alan valeler ile değnekçiler de mâtemde...dedim ya, tamirat bitmeden*“Gel!”emrine muhatap kaldığımız takdirde bilmem ki nereye götürecekler? İşte, bunun merakındayım! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Kaynak habertürk.com murat bardakçı *
Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Hanım Geçinemiyorum’ deyip CHP’den yardım istemiş ama parti talebini reddetmişti Atatürk’ün gündemde* olmayan* isminden az bahsedilen kızkardeşi Makbule Atadan... 1956’da vefat etti Makbule Hanım, 1947’de Cumhuriyet Halk Partisi’ne ağabeyinin vasiyeti gereği geçinemediğini* maaşının arttırılmasını istemiş ama Parti reddetmiştir* Atatürk’ün kızkardeşinin sıkıntısını Meclis 1958’de vatanî hizmet aylığı bağlayarak çözmeye çalışmıştı.*ATATÜRK’ün ailesi hakkında okullarda öğretilen babasının gümrük muhafaza memuru*Ali Rıza*annesinin*Zübeyde Hanım*ile sınırlıdır, nadir de olsa*“Makbule”*adında kızkardeşinden bahsedilir* ölen diğer kardeşlerinin isimleri* geçmez.Makbule*Hanım, ağabeyinin Cumhurbaşkanı olmasının ardından annesi*Zübeyde Hanım*Ankara’da yaşadı. Milletvekili ve işadamı*Mecdi*Boysan ile evlendi, sonra ayrıldı, 1930’da ağabeyinin talimatı ile Serbest Cumhuriyet Fırkası’na girdi ve uzun seneler Ankara’da, Çankaya Köşkü’nün yakınında Camlı Köşk’te yaşadı* 1956’da vefat etti.Atatürk,*5 Eylül 1938’deki vasiyetnamesinde*Makbule*Hanım’ın yaşadığı evi ölümüne kadar kullanmasını istemiş ve İş Bankası’ndaki* gelirinden de her ay bin lira aylık bağlamıştı.bazı belgeler,*Makbule Hanım’ın son senelerinde maddî sıkıntıya düştüğünü, aylığının arttırılması için Chp ye müracaat ettiğini, Parti’nin Atatürk’ün vasiyetinin dışına çıkamayız”*Aylığını arttıramayız”*cevabını verdi ve Makbule Hanım Bana ağabeyimin hizmetlerine dayanarak vatanî hizmetden maaş bağlayın”*diye ısrar etti Meclis 1948’de aldığı bir kararla bin liralık yeni bir aylık bağlandı... Atatürk’ün kızkardeşinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne 7 Eylül 1947 de yazıdıği mektupta şöyle deniyordu: Cumhuriyet Halk Partisine Ağabeyim merhum Atatürk’ün vasiyetnamesi gereğince Parti’den* ödenen 840 lira ile geçinmekte müşkilât çekiyorum. paranın tahsis edildiği zamanla bugünün parası arasında en ez beş misli fark bulunmaktadır.Atatürk’ün vârisiyim. Ağabeyimin vasiyeti müreffeh bir hayat sürebilmemdi tahsis olunan para bugün masraflarımı karşılamamaktadır.alâka gösterecek kimsem yoktur. boşanmış olduğumdan, tesellimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne sığınmakla buluyorum. sayılı* ömrümü rahatça geçirebilmek için ödeneğimin artırılmasını dilemekteyim. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|