Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
İslam Tarihi İslam tarihi ile ilgili paylaşımlar.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-16-2018, 07:02   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
Balmumu Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Arıların petek üretimi balmumuna bağlıdır. Balmumunun arılar tarafından üretilmesi bir yaratılış delilidir. Evrimciler, arıların özelliklerinin uzunca bir zaman sonra tesadüf sonucu ortaya çıktığını iddia ederler.bazı soruları soralım evrimcilere balmumu arılar nasıl bulmuşlardır?
Ve her arı aynı formülü, aynı kıvamı hatasız olarak milyonlarca yıldır tutturabilmektedir balmumu üretimini vücutlarında nasıl oluşturmuşlardır?
arıları balmumunu üretsede Bu tek başına hiçbir şey ifade etmez. arı yapacağı inşaat için bilgi ve beceriye de sahip olmalıdır. arının özelliklerine şans eseri sahip olması imkansızdır bilgiyi koloniye öğretmek zorundadır. Ve onların balmumu üretmesi için gerekli sistemi oluşturması gerekmektedir.

Arı gelecek olan nesillere bilgiyi ve üretim sistemini aktarmak zorundadır. arıların iş bölümünü bilmeleri gerekmektedir. iş organizasyonu için akla ve bilince sahip olmaları gerekmekir. arıların organizasyonu nasıl gerçekleşir, iletişimi nasıl sağlar, on binlerce arının karanlık bir kovanda hiçbir karışıklık çıkarmamasının nedeni nedir gibi soruları
Akıl sahibi insanı vicdanen düşünmelidir olacaktır. Arı petek üretebilecek, ve kullanabilecek özelliklerini tesadüflerle kazanmamıştır olağanüstü inşa yeteneği, aklı ve şuuru yüce allahın mucizesidir

Bir insan kendi isteğiyle vücudunda işine yarayacak yeni bir salgı oluşturabilir mi? tükürük bezlerine yeni bir sistemi yerleştirebilir mi? insanın yapamayacağını arıdan beklemek makul müdür?
Hic bir canlı kendine organ ekleyemez, salgılar üretemez. Arılardaki tasarım ve mucizevi yetenekler, bir Yaratıcının kanıtıdır Arılar yeryüzündeki tüm canlılar gibi Allah tarafından yaratılmışdır. Allah arılarda insanların ibret alması için benzersiz örnekler göstermektedir. Allah herşeye güç yetirendir. insana düşen vicdanının sesini dinleyerek, her işte Yaratıcı Allah`a yönelmektir tüm hayatını O`nunla yönlendirmektir:
De ki: "Göklerden ve yerden rızık veren kimdir? Kulaklara ve gönüllere malik olan kimdir Diriyi ölüden ölüyü diriden çıkaran kimdir işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse korkup sakınmayacak mısınız?" (Yunus Suresi, 31)

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-16-2018, 07:03   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak kuraan mucizeleri android programı

*arılar hayranlık vericidir. Birkaç haftalık kısa bir yaşamda balarıları kovandaki tüm işleri yaparlar. petek inşası besin bulmak ve bal üretimine kadar her işi başarırlar. balarısının sinir sisteminde 7000 sinir hücresi insanın sinir hücreleri bunun 2 milyon katıdır. balarısı, insanları hayrete düşüren şu işleri kusursuzca yaparlar Kovanda Yavruları besler temizlik yapar, havalandırma, onarım yapıp, yarıkları kaplarlar dost ve düşman arıları ayırt edebilir.Güneş`in açısına göre yön belirleyebilir.
-Ultraviyole ışınlarını fark edebilir. polen ağırlığını hesaplayabilir. Göğün parlaklığı ve, yeryüzündeki işaretlere bakarak ve yolu üzerindeki kokuları algılayarak doğru bir uçuş rotası tutturabilirler
Uçuşda katettiği uzaklığı hesap edebilir.
-Besin için kovanın en uygun bölümünü tespit edebilir.*Kovanda hareketlerin frekansını ölçebilir ve yiyecek kaynağının uzaklığını anlayabilir.
-kovanda Güneş ile yiyecek kaynağı arasındaki açıyı hesaplayabilir. altıgen petekler inşa edebilir…
tüm bunları başaran balarısının beynindeki sinir hücrelerinin toplamı, yetişkin bir insanın balarısı kelimelerini söylemek için kullandığı sinir hücresi sayısından azdır. balarısının beyin hacmi 0.74 milimetre küptür.kovanın en hayati arısı kraliçenin beyni ise cüssesine rağmen- küçüktür: 0.71 milimetre küptür Arıların yaptıkları işlerin beyinle bağlantısı yoktur. Onlara kusursuz yetenekler "verilmiş"tir.Arılara, olağanüstü özellikleri kim vermiştir? İnsanların yapamayacakları hesapları yapabilen, sayısız özellikle donatılmış bu canlılar, nasıl var olmuşlardır?

*Arılar nasıl olur da, dünyaya gelir gelmez, hiçbir eğitim almadan, inanılmaz işler başarırlar? görevlerini nasıl olur da kusursuzca yerine getirirler onların organizasyon üstün bir akıl tarafından yapılabilecek kadar kusursuzdur. Peki bu şuursuz canlılar nasıl böyle bir organizasyonu gerçekleştirebilirler Arılara bu özelliklerini şaşırtıcı yeteneklerini veren sonsuz kudret sahibi Allah`tır. Allah yarattığı tüm canlılarda sınırsız ilmini ve yaratışını bizlere göstermektedir. yaratılışa şahit olan insan için yapacak tek şey, herşeyin hakimi olan Rabbini yüceltmek ve teslim olmaktır.
…O`nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir dosdoğru olanı korumaktadır. (Hud Suresi)*Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah`a secde etmektedirler... (Hac Suresi) arılardaki mükemmel sistemler, akılcı davranışlar, hesaplama, planlama, gibi yetenekler nasıl ortaya çıkmıştır
evrimciler tutarsızdırlar tesadüfe inanırlar iddiaları çökmüştür ilk arı soyunu soyunu devam ettirebilmek için mutlaka bir dişi arıya muhtaçtır bu kraliçe arıdır kraliçe kendi besinini elde edemez işçiler onu özel arı sütüyle beslerler ve kraliçenin yumurtlama kabiliyeti oluşur. yumurtlama kabiliyeti olmayan kraliçe soyunu da devam ettiremeden yeryüzünden yok olacaktır. kraliçenin soyunu devam ettirebilmesi için kraliçeyi dölleyecek erkek bir arı bulunması şarttır.

*kraliçe ve erkek arının yeryüzünde tesadüfen meydana gelme ihtimali sıfırdır kraliçe petek öremez, Yumurtalarını bırakamaz yumurtalardan çünkü larva dışarıda yaşamlarını sürdüremez kraliçe arı yavrularını besleyecek yiyecekleri temin edemez. Çünkü kraliçe arının polen toplayabilecek, ve bal üretebilecek organları yoktur. Ve larvaların hayatlarını kaybetmesi kaçınılmazdır. kraliçe ve erkek arının kendilerini koruyabilecek iğneleri yoktur. Düşmandan korunmaları ve larvalarını korumaları mümkün değildir. bir arının tesadüfen oluşmasının asla mümkün değildir evrimciler geçersizdir yeryüzünde bulunan tek bir canlı evrim teorisini çökertir işçi arılar, kolonisnin soyunu devam ettiren kraliçe arı ve dölleme yeteneği olan erkek arıların tek bir anda ve aynı anda var olmalarının yegane açıklaması tümünün Allah tarafından yaratıldıkları gerçeğidir. *Allah tüm canlılar gibi arıları da üstün yeteneklerle birlikte yaratmıştır. onlara ihtiyacın çok üstünde bal üretme yeteneği vermiştir.Akıl ve vicdan sahibi bir insan için okuduğu, öğrendiği gerçeklerden çıkarması gereken sonuç Allah kullarına karşı sonsuz şefkat ve merhamet sahibidir. O tüm canlıların tek hakimidir. Canlıların sahip oldukları Allah`ın sonsuz ilminin ve kudretinin tecellileridir.
hamd, göklerin yerin ve alemlerin Rabbi Allah`ındır.Göklerde ve yerde büyüklük O`nundur. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-16-2018, 07:03   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak kuraan mucizeleri android programı

Bal, vitaminleri ve mineralleri yapısal özellikleri sebebiyle insanlar için şifadır Rabbin balarısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve çardaklarda evler edin. meyvelerin tümünden ye, Rabbinin kolaylaştırdığı yollarda yürü Onların karınlarından türlü şerbetler çıkar, insanlar için şifa vardır. düşünen bir topluluk için bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi)Balın içinde bakteri barınamaz
Bütün canlıların yaşam için neme ihtiyaçları vardır. Bakteriler balla temas ettiklerinde nemden yoksun kalır ve yok olurlar. İnsan vücudunu etkileyen mikroorganizma balda yok olur. Bal, bakteri yok edicidir tifo mikroplarını yok eder Dizanteri mikroplarını öldürür bal, "şifa" yönü son derece güçlü bir besindir. Kuran`da bala 1400 yıl önceden dikkat çekilmiştir. bu sonsuz kudret sahibi Allah`ın indirmiş olduğu Kuran`ın mucizelerindendir Balda, minerallerin, şekerlerin ve vitaminin yanısıra, az miktarda, hormon çinko, bakır ve iyot vardır.

BENZERSİZ BİR BESİN: ARI POLENİ

Arıların poleni doğrudan doğruya kullanmaz, "arı poleni" denilen bir maddeye dönüştürürler. Arı Poleni çiçekten toplanan polenlere, nektarın ve enzimlerin eklenmesiyle yapılır. Arıların imal ettikleri karışımda ihtiyacımız olan herşey vardır. bitki proteini. vitamin, mineral, enzim ve karbonhidrat içerir. Arı poleninin besin değeri yüksektir. Arı poleni, koli basili ve bakteride antibiyotiktir besleyici, kuvvetli avantajlar sağlar:
Polen doğadaki besin açısından en zengin ve mükemmel besindir. strese ve hastalığa direnci artırır, hastalığı iyileştirir Arı poleni orjinal bir besin ve ilaç hazinesidir. Yaşam için gerekli bütün temel maddeleri içermektedir Fiziksel performansı güçlendirir arı poleni sayesinde atletlerin güçlendiğinden bahsetmektedirler.

ARI SÜTÜ

Arı sütü tanımlanamayan bileşikler içerdiği için sentetik üretilemeyen bir maddedir. Doğal hormonlar, mineraller, B vitaminleri, vücutta Parkinson, Alzheimer ve benzeri sinir hastalıklarına sebep olan amino asitler, proteinler, yağlar ve karbonhidratlar içerir doku yenilemesinde ve büyümesinde önemli bir rolü olan aspartik asiti içermektedir. Arı sütü anti bakteriyel, ve anti virütik, besleyicidir yaşlanmayı önler solunum, iskelet, sinir, üretim, endokrin, kalp damarları, hücre için faydalıdır.Hormonları ve metabolik fonksiyonları düzenler normalleştirir. hücreyi yeniler yardım eder. Deriyi tedavi edip derinin rengini korur.
yorgunluk, hastalıklar, ameliyat ya da travma sonrası vücuda güç kazandirır Enerji verir damar sertliğini engeller *karaciğeri koruma, doku kas oluşturma, kemik büyüme ve sağlığını destekleme, hafızayı güçlendirme, kiloyu düzenleme ve yara tedavilerinde faydalıdır arı sütü kötü beslenmiş ve prematüre bebekleri iyileştirmede kullanılır Arı sütü ile beslenen bebeklerin kilo ve sağlıkda iyileşirler arı sütü sinirsel ve ruhsal hastaları normal kilolarına, dayanıklı bir sinir sistemine ve güçlü bir fiziksel ve zihinsel yapıya kavuşturur yaşlanma etkisini geciktirmek için, menopoz, beslenme yetersizliğinin düzeltilmesi, eklem iltihabı, damar hastalıkları, ülserler, karaciğer rahatsızlıkları gibi rahatsızlıklarda doktorlarca tavsiye edilmektedir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2018, 07:05   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak kuran.diyanet.gov.tr fetih suresi

*Allah’a ve peygamberine iman edesiniz, O’nu destekleyip büyüklüğüne eğilesiniz akşam sabah O’nu anasınız diye seni, şahit, müjdeci ve uyarıcı göndermişizdir. Sana yeminle söz verenler* bu sözü Allah’a vermiş oluyorlar, Allah’ın eli onların üzerindedir. kim Allah’a verdiği ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur, Allah’a verdiği sözü* yerine getirene Allah büyük ödül verecektir.
Hz. Peygamber Câhiliyede yaşamasına rağmen kişilik ahlâk, tebliğiyle dinin Allah’tan olduğuna canlı bir tanıktır. Onun eğitimi kuralları müjdeleri,* insanları etkilemiş; Allah’a iman ve ibadet uğrunda canlarını ve mallarını ortaya koyarak çaba göstermelerine sebep olmuştur. *büyüklüğü karşısında eğilesiniz”* “O’na saygı gösteresiniz” Hudeybiye biatı. Hz. Peygamber rüyası üzerine Mart 628 de, 1500 sahâbî ile umre* yapmak üzere yola çıkmış, Hudeybiyede konaklamıştı.görevliler, Mekkeli müşriklerin müslümanları engelleyeceklerini bu maksatla Hâlid b. Velîd’in 200 kişilik bir güçle yola çıktığı haberini getidiler. Hz. Peygamber Hz. Osman’ı Mekke’ye elçi* gönderdi. Ve onun öldürüldüğü haberi geldi. savaş ihtimalini* gören Resûlullah, ashabından biat aldı sakız ağacının rıdvân ağacının altında, 1500 kişi ile biatlaştı; Peygamberimize bağlılık ve itaat sözü verildi. Mekkeliler telâşa kapılarak Süheyl* başkanlığında bir heyet gönderdiler. Hz. Peygamber düşmanı azaltmak ve güneyi emniyete almak, Mekkeliler ise ticaret yollarını açmak için bir barış istiyorlardı. *müslümanların ertesi yıl* umre için gelmeleri, Mekkeli bir kimse Medine’ye sığınırsa iade edilecek, ancak Medineliler iade edilmeyecekti Arap kabileleri ile serbestçe antlaşma yapılabilecekti on yıllık bir antlaşma imzalandı resule itaat* Allah’a itaattir Allah’ın elçisi peygambere itaat ve ona biat Allah’a verilmiş bir bağlılık ve itaat sözüdür
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2018, 07:05   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dini hikayeler android programı
Hz rabianın duası

Hazret-i Râbia, çok oruç tutardı. Ve yiyecek bulamadı. Sekizinci gece açlığı şiddetlendi. Nefsine eziyet ettiğini düşünürken* kapı çalındı. yemek getirildi, yemeği yere koyunca* bir kedi yemeğini döktü Mum söndü. Su* bardağı kırıldı.
"Yâ Rabbî! zavallı kulunu imtihan ediyorsun, âcizliğimden sabredemiyorum." diyince
Bir ses duyuldu: Ey Râbia, istersen nîmetlerimi saçayım. dert ve belâları kaldırayım. Fakat dertler, belâlar ile dünyâ bir arada bulunmaz." sözünü işitince; Yâ Rabbî! Beni kendinle meşgûl eyle senden alıkoyma." diye duâ etti.dünyâ zevklerinden kesildi namazını son namazımdır." diye huşû ile kıldı Yâ Rabbî! Beni kendinle meşgûl eyle de, kimse senden alıkoymasın." diye duâ eddi.

Şehit mehmet muzaffer

*Mehmed Muzaffer, 'zâbit namzeti' olarak Çanakkale'de idi* Alayın kamyon ve otomobil lastiğine ihtiyacı vardı. Muzaffer, becerikliydi malzeme için memur edildi. İstanbul'da lastik yoktu ve karaborsaydı. Muzaffer nihayet Karaköy'de bir Yahûdi'den istediklerini buldu. para temini için Harbiye'ye gitti. kaymakam yarbay
'Ne alınacak?' dedi. Oto ve kamyon lastiği' cevabı verilince Muzaffer'e dik dik baktı:
bak oğlum askerin ayağında postal, sırtında kaput yok parasızlıktan alamıyorum. Sen otomobil lastiğinden bahsediyorsun! Haydi yürü git, insanı günaha sokma... Para mara yok!' dedi.
*1.dünya savaşında Almanlar'ın verdiği iki Mercedes kamyon ve iki binek arabası lastiksizdi. malzeme lâzımdı. Şehit asker mehmet muzaffer malzeme temini için vazifelendirilmişti. Şehidimiz
Malzemeyi bulmuş ancak* para yoktu. Eli bir çare düşündü malzemenin sahibi Yahûdi'ye
'Para akşamüstü bitecek. öğlen vapurum Çanakkale'ye kalkıyor, Onun için, sabah ezanında* Malları hazır edin...Altın para vermiyorlar, kâğıt sabah Muzaffer, malları arabaya yükledi. gemi Çanakkalenin yolunu tuttu Yahûdi, elindeki yüzlük kâimeyi bozdurmaya Osmanlı Bankası'na gitti. Bozmadılar.. Zira elindeki para sahte idi.

*Şehit askerimiz mehmet Muzaffer 1.dünya savaşında malzeme tedarikinde yeterli parayı bulamayınca nakdiye basımında kullanılan kâğıdın aynısını kırtasiyeden tedarik etmiş, bütün gece oturmuş, çini mürekkebi ve boya ile, gerçeğinden ayırt edilemiyen taklit para yapmış yahudi. Tüccara vermiş ve savaş malzemelerimizi temin etmişti O devrin hakiki paralarında şöyle ibâre bulunurdu:
Bedeli Dersaâdette altın olarak tesviye olunacaktır.' Muzaffer yaptığı taklit parada şöyle yazmıştır. 'Bedeli Çanakkale'de altın olarak tesviye olunacaktır.' burada altın dediği, Çanakkale'de Mehmetçiğin akıttığı, altından kıymetli kan idi...
*1.dünya savaşında askerimiz yahudileri dolandırmiştı hâdise bütün İstanbul'a yayıldı. Dünyada emsâli olmayan* bu hâdise için Şehzâde Abdülhalim Yâhudi tüccarı buldurdu. Taklit paranın
bedelini altınla aldı. Çok zarif sedef kakmalı bir mücevher çekmecesine yerleştirip, Emniyet Müzesi'ne hediye etti. Şehid Askerimiz Mehmet Muzaffer'in taklidini yaptığı para 1916 da tedâvüle çıkarıldı şehidimizin alacağı malzemenin bedeli elli liranın çok üstündedir ki, o da iki tane ellilik yapmak yerine anlaşılmasın diye tek bir yüzlük yapmıştır. Yahudi tüccar yüzlük kâimeyi* araştırmamış şehit asker* Muzaffer ise 'sabah vaktini paranın incelenmesine imkân bırakmamak,* için seçmiştir ve yahudiyi dolandırmıştır yaptığı tam bir sanat eseridir*Şehit askerimiz mehmet muzaffer çanakkalede malzeme temini için görevkidir o zaman teksir ve totokopi makinesi yoktur bugünün son sistem kalpazanlarına taş çıkartacak şekilde gecenin sınırlı saatlerinde sahte para basmış yahudilerden malzeme temin etmiştir bu sahtekârlık değil, san'at şaheseridir. Hz. Allah, tüm şehidlerimizden ve vatan için her şeyi göze alabilen bu san'atkârın, mübârek şehidin rûhundan* rahmetini eksik etmesin. (Âmin)
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2018, 07:06   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dini hikayeler android programı

*Adaletiyle meşhur İran hükümdarı Nuşirevan zalimliğiyle milleti bıktırmıştı avdayken iki baykuş yanına kondu Baykuş nağmeleri* hoşuna giden Nuşirevan'ın* vezirine: İnsan şu kuşların dilinden anlasa da ne dediklerini bilse... Kimbilir bu kuşlar şimdi neler söylüyorlardır? dedi.Vezir derdini anlatması için* fırsat doğdu Sultanım beni bağışlarsanız, kuşların* söylediklerini bildireyim, dedi. Nuşirevan emin ol ve anlat, dedi. Vezir Sultanım* kuşların birisi, diğerinin kızını oğluna istiyor. Öbürü* başlık parası* bir harabe isterim, diyor. Oğlanın babası ise Nuşirevan hükümdarken, ben* on harabe veririm diyince Nuşirevan vezirini anlıyor* adil, bir hükümdar oluyor bir tane harabe bırakmıyor her yer mâmur oluyor. Nerede o şuurlu idareciler, nerede o hükümdarlar?

Bâyezid-i Bistâmî (k.s.) hazretlerinin* büyük bir insan olacağı* belliydi.Şakîk-i Belhî hazretleri bir gün, onu çocukluğunda oynarken görmüş, 'Bu çocuk büyüyünce zamanın en büyük velîsi olacak' buyurmuştu. Âlim bir zât, yine bir gün Bâyezid hazretlerini çok sevmiş, zekâsını ölçmek için:
'Güzel çocuk, namaz kılmasını biliyor musun?diyince Bâyezid(k.s.) de: 'Evet Allah dilerse, becerebiliyorum 'Rabbimin emriyle tekbir alıyor, Kur'ân-ı Kerîm'i tane tane okuyor, ta'zim ile rükûya gidiyor, tevâzu ile secdeye ediyor, vedâlaşarak selâm veriyorum, dedi. *Beyazıd ks. Ye Ey sevimli ve zekî çocuk! Sende fazîlet ve derinlik varken, insanların* başını okşamasına niçin izin veriyorsun?diye soruldu Bâyezid hazretleri, yaşından umulmayacak hâkimâne bir cevapla. Buyurdu Onlar beni değil, Allah Teâlâ'nın süslediği güzelliği meshediyor, okşuyorlar. Bana ait olmayana dokunmalarına nasıl mâni olabilirim
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-17-2018, 07:06   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dini hikayeler android programı

Cabir ra. Anlatıyor Rasulullah bir müfrezeye* Ebu Ubeyde'yi komutan tayin etmiş Kureyş'e kervanını ele geçirmesini emretmişti Azık olarak hurma vermişti. O hurmayı Çocuğun emmesi gibi ağzımızda tutup emiyorduk. üstüne su içiyorduk. bize bir gün bir gece yetiyordu.ağaç yapraklarını çırparak, düşen yaprakları su ile ıslatıp yiyorduk.
Deniz kıyısına varınca büyük bir kum tepesi gibi bir anberbalığı gördük. Ebu Ubeyde Bu leştir, dedi. Ve şunu söyledi: Hayır. Biz Rasulullah s.a.v.'in elçileriyiz Allah yolundayız. Zarurete düştük. Bundan yiyiniz. yaklaşık bir ay* o hayvanın etiyle geçindik. Üçyüz kişiydik ve şişmanlamıştık. Hayvanın göz çukurundan testilerle yağ alıyorduk, öküz büyüklüğünde et parçaları koparıyorduk.*Ebu Ubeyde onüç kişiyi ölü hayvanın göz çukuruna oturtmuştu. Kaburga kemiklerini yere dikti; hayvanın etinden pastırma azık ettik. Medine'ye geldiğimizde Rasulullaha vardık. dedi ki:
O, Allah'ın size çıkardığı bir rızıktır. onun etinden var mı? Dıyince getirdiğimiz etlerden bir miktarını Rasulullaha gönderdik, O da etten yedi.

Firavun'un kahinleri, saltanatı yıkacak çocuğu haber verdiler. Firavun öldürmek sevdasına kapıldı. dünyaya gelen çocukları kılıçtan geçirdi Cellatlar; sokak sokak, ev ev dehşet ve ölüm saçıyordu
Kadının biri, doğum sancılarıyla, mağaraya vardı* çocuğunu dünyaya getirdi. Çocuğunun , öldürülmesinden korktu ve evine döndü. çocuğu, Cenab-ı Hakk'ın emriyle, Hz.Cebrail besleyip büyüttü. kadın, çocuğunu* bulunca sevindi, emzirip doyurdu Günler* geçti küçük büyüdü sonunda çocuk oldu. Adı Musa. Musa da Allah'ın Kelimi, Peygamberi ve Firavun'un helakine sebeb oldu. Cenab-ı Hakk, onu Firavun'un sarayında büyüttürdü. Hz.Musa'nın annesi, ilhamla Nile bıraktı. sarayında karısı Asiye ile* oturan Firavun,* sandığı içinden çıkan küçük Hz. Musa'yı öldürtmek için emir verdiyse de Asiye buna mani oldu Asiye firavuna Benim için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. bize faidesi dokunur, onu evlat ediniriz, dedi. Firavun'un büyüttüğü Musa; Peygamber oldu ve Firavun'u* yıktı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-24-2018, 14:20   #8
Kullanıcı Adı
msabri
Standart
Çok güzel bilgiler. Okudum bilgilendim. Allah razı olsun.
msabri isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-25-2018, 06:40   #9
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak yuval noah hariri sapiens kitabı

13,5 MİLYAR YIL ÖNCE, Big Bang patlaması ile madde, enerji, zaman ve uzay ortaya çıktı. Evrenin bu hikayesine fizik denir büyük patlamadan 300 bin yıl sonra madde enerji, atom gibi yapılar ortaya çıkdı bunlar birleşerek molekülleri oluşturdu. Atomların ve moleküllerin birbiri ile etkileşimine kimya denir 3,8 milyar yıl önce, Dünya adlı gezegende moleküller organizma adlı geniş ve karmaşık yapılar oluştu Organizmaların hikayesine biyoloji denir 70 bin yıl önce insana ait organizmalar, kültür adlı karmaşık yapılar oluşturdular. insan kültürlerinin gelişimine tarih denir
Tarihin akışını üç devrim şekillendirdi 70 bin yıl önceki Bilişsel Devrim, 12 bin yıl önceki Tarım Devrimi ve 5 bin yıl önceki Bilimsel Devrim. Peki bu üç devrim insan ve organizmaları nasıl etkiledi

insanlara 2,5 milyon yılönce ortaya İki milyon yıl önce Doğu Afrikada insana rastlanmıştır çocuklarına sarılan endişeli anneler, çamurda oynayan çocuklar, rahat bırakılmak isteyen yaşlılar topluma başkaldıran gençler, görmüş geçirmiş yöneticiler ve köy güzelini etkilemek isteyen maçolar. insanlar âşık oldu, oynadı arkadaşlıklar kurdu, güç ve statü için mücadele etti. Fakat bunu şempanzeler, babunlar ve filler de yapıyordu peki İnsanı hayvandan ayıran özellikler neydi hiç şüphesiz duygu his ve zekâsıydı Hiç kimse insanların ayda yürüyeceğine, atomu parçalayacağına, genetiği çözeceğine ve tarih yazacağına en ufak ihtimal vermiyordu.

Biyologlar organizmaları türler halinde sınıflandırır. Hayvanlar birbirleriyle çiftleşip yavrular yapabiliyorsa bunlar aynı türe ait kabul edilirler. Atların ve eşeklerin ortak ataları vardır ve iki hayvanın pek çok fiziksel özelliği aynıdır. birbirlerine çok az cinsel istek duyarlar. teşvik edilirlerse çiftleşirler fakat katır adlı yavruları kısır olur. eşek DNA'sı asla atlara veya eşeklere geçemez. Bu iki tip hayvan iki ayrı tür kabul edilir. Buna karşılık, çok farklı görünen buldok ve spaniel aynı türün üyelesidir aynı DNA yı paylaşırlar. çiftleşebilir ve yavruları başka köpeklerle çiftleşir ve yavru doğururlar

Ortak atadan gelen türlere "cins" adı Aslanlar, kaplanlar, leoparlar ve jaguarlar Panthera cinsindeki farklı türlerdir. Biyologlar insanı Latince bir isimle adlandırırlar. Homo sapiens Homo (insan) dır cins yani sapiens ise zeki canlı türüdür Cinsler kendi içinde ailelere ayrılırlar kediler aslanlar, çitalar, ev kedileri olarak köpekler kurt tilki çakal filler ise mamutlar ve mastodonlar olarak sınıflandırılır Bir ailenin tüm üyeleri bir soya dayanır soy ise kurucu bir anne veya babaya dayanır en küçük ev kedisinden en vahşi aslana tüm kedileri atası 25 milyon yıl önce yaşamıştır

Tarih öncesi mö ki En eski çağlarda yerleşim, ev ya da günlük işlere rastlanmadıysada. olağanüstü kaliteli oymalara anıtsal sütunlara rastlanmıştır. İlk sütunlar yedi ton ağırlığındaydı ve boyu beş metreye yaklaşıyordu dünyanın dört bir yanından gelen kazı çalışanları Göbekli Tepe kazılarında çok şaşırtıcı şeylerle karşılaştılar. MÖ 2500 yılındaki tarım toplumuna rastladılar Göbekli Tepe'deki yapılar MÖ 9500'e tarihlendi ve bunlar avcı ve toplayıcı bir toplum tarafından yapılmıştır Arkeoloji
yapıları tarım öncesi toplumların varlığını kanıtladı. Eski avcı toplayıcı toplulukların beceri ve kültürleri
etkileyiciydi

avcı toplayıcı topluluklar mamut kesimhanesi ve yağmurdan kaçmak ve aslanlardan saklanmak için ilkel yapılar inşa etmişti gizemli bir kültürel amaçla inşa faliyetlerinde bulunmuşlar yaptıkları yapıların harcadıkları zaman ve enerjiye değeceğini düşünmüşlerdi Göbekli Tepe sütunlarını yaparken farklı grup ve kabileleye mensup binlerce avcı toplayıcının uzunca bir süre işbirliği yapmıştır dini veya ideolojik bir sistem onları birleştirdi
Göbekli Tepe'nin heyecan verici bir sırrı daha vardır Genetikçiler yıllarca evcilleştirilmiş buğdayın kökenini aradı. keşifler evcilleştirilmiş en eski buğday türü olan küçük kızıl buğdayın Göbekli Tepe'ye otuz kilometre mesafedeki Karacadağ Tepelerinde ortaya çıktığını gösteriyor.

Göbekli Tepe'de insan buğdayı ve buğdayda insanı geliştirmiştir ilkel zamanlarda modern Yapılar inşa eden insanlar doymak için çok büyük gıdalara ihtiyaç duymuşlardır İnşaat ve tapınaklarını yönetmek isteyen avcı toplayıcı insanlar yabani buğday toplamaktan buğday tarımına geçmiştir ilk insanın öncüleri bir köy inşa eder köy büyüyünce tapınak ve mabet kurarlar. Göbekli Tepe de de, ilk önce tapınak yapılmış ve köy tapınak çevresinde gelişmiştir

İnsanlarla buğday koyun, keçi, domuz ve tavuk gibi hayvanlar birbirlerini etkilemiştir. Yaban koyunu avlayan göçebe gruplar avlamaya çalıştıkları sürülerde seçici davranmış İnsanlar kendileri için en iyi olanın, yetişkin koç veya yaşlı ve hasta koyunu avlamak olduğunu öğrenmiş Sürünün uzun süre hayatta kalması için yetişkin dişi ve genç kuzulara ilişmemişlerdir sürüyü diğer avcılara karşı korumuş canları pahasına aslanları, kurtları ve rakip insanları sürülerinden uzaklaştırmışlardır ilk insanlar dahi hayvanlarını kontrol edip savunmuştur insanlar koyunları ihtiyaçlarına uygun şekilde daha dikkatli seçiş En agresif koçlari yani insana en çok direnç gösterenleri ilk önce kesmiştir çok ince ve huysuz dişiler de.sürüden uzaklaşan meraklı koyunlar daha sonradan kurban edilmiştir

İlk avcılar kuzuyu yakalayıp ona evlatları gibi bakmış bolluk çokça beslemiş kıtlık döneminde ise kesip yemişlerdir. İlk kesilen agresif ve dik başlı koyunlardır En itaatkar olanı ise en çok arzu edileniydi koyunlar uzun yaşar üreyebilirdi mö ki çağlarda evcilleştirilmiş ve itaatkar bir sürü olmuşlardı milyonlarca yıl önce evcilleştirilen hayvanlar koyun, tavuk, insanlara gıda et, süt, yumurta deri ve yün ve kas gücü sağlamışdır Ulaşım, tarla sürme, tohum öğütme gibi insan emeğiyle gerçekleştirilen işler hayvanlara yapılmıştır

tarım toplumu mö ye dayanır hayvanlar tüm gezegene dağılmıştır. Evcil tavuk şu ana kadar en çok yayılmış kümes hayvanıdır. inek ve koyun dünyada en yaygın memeli türüdür. Tarım Devrimi tavuklar, inekler, ve koyunlar için nimettir. tavuk ve inek bir hikayenin kahramanları olabilir, Hayvanların evcilleştirilmesi giderek zalimce bir hâl almıştır Yabani tavukların ortalama yaşam süresi 7-12 yıl, ineğinki ise 20-25 yıldır. Yaban hayatında çoğu tavuk ve inek bundan çok önce ölürdü, ama şimdikinden uzun yaşama şansları olurdu. Evcil tavukların ve ineklerin çoğunluğu, birkaç haftayla birkaç ayda kesilir, çünkü bu en uygun kesim süresidir.

Yumurtlayan tavuklar, süt inekleri ve koşum hayvanlarının uzun yıllar yaşamasına izin verilir. Bazı hayvanlar içgüdüleriyle çayırlarda gezip dolaşmak isterler Boğaları, atları, eşekleri ve develeri itaatkar koşum hayvanlarına çevirmek için içgüdüleri kontrol altına alınmalı saldırganlık ve cinsellikleri kontrol edilmeli ve hareketleri kısıtlanmalıdır Çiftçiler bunun için hayvanları çitler ve kafesler yularlarla gemlemek, kamçıyla eğitmek gibi yöntemler geliştirmiştir evcilleştirilmiş öküz hayatını çitler arasında, terbiye edilerek, vücuduna ve duygusal isteklerine uygun bir işte çalıştırılırlar. Tarlayı süremez hâle gelince kesilirler

*
Tarihte yaygın yöntemlerden biri de yavruları doğumdan kısa süre sonra kesmek, annenin sütünü sağmak ve tekrar hamile bırakmaktır. Bu çok kullanılan bir yöntemdir. modern süt çiftliklerinde,süt inekleri kesilmeden yaklaşık beş yıl yaşar. beş yıl boyunca inek hamiledir ve doğumdan sonraki 60-120 gün boyunca azami süt üretimi için özel beslenir. Doğumdan sonra buzağılar anneden ayrılır. Dişiler süt ineği nesli olmak üzere yetiştirilir ufacık bir kafese koyulur ve hayatını burada geçirir ortalama dört ay Kafesten çıkmaz, kaslarının gelişmesi ve buzağılarla oynamasına izin verilmez yumuşak kaslar yumuşak ve sulu et demektir. Buzağı kesimhaneye giderken yürüme, kas esnetme ve buzağılarla temas kurma fırsatını buzağı tarihte yaşamış en başarılı türlerdendir.

Sığır beslemede en etkili yöntemlerden biride yavruları annelerinin yanında tutmak ama çok fazla süt emmelerini engellemektir. Bunu yapmanın en basit yolu yavrunun süt emmeye başlamasına izin verip süt gelince yavruyu çekmektir. Ancak Bu yöntem yavrudan ve anneden tepki görür. Bazı çoban kabileleri yavruyu kesip etini yer, derisini doldururdu. İçi doldurulmuş yavru derisi anneye gösterilerek süt üretimi arttırılırdı

İnsanlara ilk olarak 2,5 milyon yıl önce Doğu Afrika'da, rastlandı iki milyon yıl önce, erkek ve kadınların bazıları anayurtlarını terkederek Kuzey Afrika, Avrupa ve Asyaya göç etti Kuzey Avrupa'nın karlı ormanlarında Endonezya'nın nemli cangıllarında hayatta kaldılar geliştiler pek çok insan anayurtlarını terkederek Kuzey Afrika, Avrupa ve Asya'nın çeşitli yerlerine göç etti pek çok farklı ırk ortaya çıktı bilim insanları bunlara şatafatlı ve Latince isim koydular.

Avrupa ve Batı Asya'daki insanlara Neandertaller" olarak adlandırıldı Neandertal Vadisi İnsanı denildi Neandertaller Sapiens insanlarından güçlü ve kaslıydı Buzul Çağının Batı Avrasyasına uyumluydular. Asya'nın doğu bölgeleri "Dik adamlarca mesken tutulmuştu. Bu tür, insanlar iki milyon yıla yakın bir süre hayatta kalıp en dirençli insan türü oldular Bu rekorun kırılması oldukça zordur insanın bin yıl sonra ortalarda olacağı şüphelidir,

Endonezya'daki Java adasında "Solo Vadisi İnsanları yaşamaktaydı. tropik yaşama uyumluydular Endonezya adası Flores'te arkaik insanlar cüceleşme süreci geçirdi. İnsanlar Flores'e ilk defa deniz seviyesi düşükken geldiler; adaya anakaradan kolayca ulaştılar Denizler yükseldiğinde, insanlar kaynakları kıt adalarda mahsur kaldılar. yiyeceğe ihtiyacı olan büyük insanlar ilk önce öldü küçük yapılılar çok daha iyi hayatta kaldılar Flores insanları cüceleşme sonucu ancak bir metre boya ulaşıp 25 kilogramdan ağır olmadılar taştan aletler yapıp adadaki filleri avladılar filler de cüce bir türdü 2010'da, bilim insanları Sibirya'daki Denisova mağarasını kazarken fosilleşmiş bir parmak kemiği keşfetti Genetik parmağın bilinmeyen bir insana ait olduğunu kanıtladı ve bu türe de Homo denisova adı verildi. Kim bilir kaç tane kayıp akrabamız diğer mağaralarda, adalarda ve iklimlerde keşfedilmeyi bekliyor.

insanlar Avrupa ve Asya'da geçilişirken. Doğu Afrika'daki değişim durmadı. İnsanlığın beşiği "Rudolf Gölü Çalışkan ve "Zeki İnsanlara ev sahipliği yaptı bazı insan ırkları dev gibiyken bazıları cüceydi. Bazıları korkutucu avcılarken bazıları zararsız bitki toplayıcılardı. Bazıları tek bir adada yaşarken pek çoğu kıtaları aştı Hepsi insandı. kardeşlerimiz Afrika ve asya
Hepside insanlar.

İnsan türleri erectusdan Neandertallere Neandertallerden de bugünkü ırklara doğru gelişti dünyada belirli bir anda sadece tek bir insan ırkı yoktur 2 milyon yıl önceden 10 bin yıl öncesine kadar dünyada anda pek çok insan yaşamıştır Bugün dünyada pek çok tilki, ayı ve canlı türü vardır 100 bin yıl önceki dünya en az altı değişik insan ırkına ev sahipliği yapmıştır

Pek çok farklılığa rağmen insan türleri belirleyici özellikleri vardır insanların diğer hayvanlara kıyasla olağanüstü büyük beyinleri vardır. 60 kilogram ağırlığındaki memelilerin ortalama beyin hacmi 200 cm küptür erkek ve kadının, 2,5 milyon yıl önce beyinleri yaklaşık 600 cm küptü. Modern insanın ortalama beyniyse 1.200-1.400 cm küptür, Neandertal beyni ise daha büyüktür zekamızdan o kadar eminiz ki, beyin kapasitesinin fazlasının iyi olacağını varsayıyoruz. öyle olsaydı, kedi ailesi hesap yapabilen kediler üretirdi.

büyük bir beyin vücutta yük demektir. Taşıması zordur, büyük bir kafatasının içindeyken. Enerji sağlamak daha zordur. İnsanın beyini vücut ağırlığının yalnızca yüzde 2 ila 3'ünü oluşturur, dinlenme halinde vücudun tükettiği enerjinin yüzde 25'ini harcar maymunlarda beyin dinlenme anında enerjinin sadece yüzde 8'ini kullanır. Arkaik dönemi insanları geniş beyinlerinin bedelini iki şekilde ödedi. gıda ararken çok zaman harcadılar. kasları köreldi. Savunmadan eğitime para aktaran bir yönetim gibi, insanlar nöronlara enerji aktardılar. Bunun hayatta kalmak için iyi bir strateji olduğu şüphelidir. Bir şempanze insana karşı kazanamaz, fakat maymun insanı oyuncak bebek gibi parçalayabilir.

beyinlerimiz çok işe yarıyor, çok hızlı hareket sağlıyor arabalar ve silahlar üretiyoruz. İki milyon yıldan uzun bir sürede insanın sinir ağları olağanüstü büyüdü çakmaktaşından bıçak ve sivri sopalar iki milyon yıl boyunca insan beyni sürekli gelişti bugün en üstün teknolojik aletleri beynimiz ile yapıyoruz İnsana mahsus bir özellik de iki ayak üstünde dik yürümesidir. Ayaktayken av hayvanları veya düşmana karşı etrafı taramak kolaydır kollar, taş atmak veya işaret etmek gibi işlerde kullanılır Eller daha fazla şey yaptıkça ellerin sahipleri de başarılı hâle geldiler, avuçlar parmaklar sinir ağı ve kaslar gelişti Bugün insanlar elleriyle çok ince işleri yapar çok karmaşık aletler üretir ilk Alet 2,5 milyon yıl öncesine aittir ve alet üretimi ve kullanımı, arkeologların insan tanımalarındaki temel ölçülerdir.

iki ayak üstünde yürümenin dezavantajları da vardır.İlkel atalarımızın iskeletleri için Dik pozisyona geçmek zorluktu iskeletin çok geniş bir kafayı desteklemesi gerektiğinde. İnsanlık görüş açısının ve becerikli ellerinin bedelini sırt ağrıları ve boyun tutulmalarıyla ödedi.Kadınlar için Dik bir duruş dar kalçalar demekti ve bu doğum kanalını daraltıyordu,
bebeklerin beyni giderek büyüyordu. Doğumda ölüm, dişide ciddi bir sorun oldu Bebeklerin kafası ve beyni küçük olduğundan, erken doğum yapan kadınlar daha çok hayatta kaldı ve daha çok çocuk sahibi oldu bu erken doğumlara hayatta kaldılar Bir tay doğumdan kısa süre sonra yürüyebilir, bir yavru kedi birkaç haftalıkken annesi yiyecek ararken onu yalnız bırakabilir. İnsan bebekleri yıllar boyunca yardım, bakım, koruma ve eğitim için büyüklere muhtaçtır komşulardan yardım isterler insanı büyütmek için bütün aileye ihtiyaç vardır. güçlü sosyal bağlar kurulabilir nsanlar az gelişmiş olarak doğduklarında eğitilebilir sosyal ilişki kurabilir Pek çok memeli, anne karnından fırından çıkan toprak kap gibi çıkar, onları şekillendirmeye çalışmak onlara zarar verir. İnsanlar anne karnından bir ocaktan çıkan erimiş bir cam gibi çıkar ve şekillendirilebilir bugün çocuklarımızı Müslüman kapitalist sosyalist, savaşçı veya barışçıl olarak eğitebiliyoruz.


Büyük bir beyin, alet kullanımı, üstün öğrenme becerisinde çok önemlidir insan beyniyle dünyanın en güçlü canlısı olabilir insanlar tüm yaratılış avantajlarına milyonlarca yıl önceden sahiptir bir milyon yıl önce yaşayan insanlar, büyük beyinlerine ve sivri taşlara rağmen avcı hayvanlardan korkup nadiren büyük hayvanlar avlayarak yaşadılar hayatta kalmaları bitki toplayarak, küçük hayvanları avlayarak ve güçlü hayvanların yiyerek mümkün oldu

İlk taş aletlerin en önemli kullanımı kemikleri kırarak kemik iliğini almaktı. bu insanların ilk orijinal buluşuydu Ağaçkakanlar ağaç gövdelerinden böcekleri almakta uzmanlaştığı gibi ilk insanlar da kemik iliği çıkarmakta ustalaşdı. Bir aslan sürüsünün bir zürafaya saldırıp onu yediğini düşünürsek Onlar işini bitirene kadar sabırla bekleriz. Ama sırtlan ve çakallar bunları yerken saldırmaya cesaret edemeyiz

tarihimiz ve psikolojimiz çok önemlidir. İnsan cinsinin besin zincirindeki yeri çok yakın bir zamana kadar ortalardaydı. Milyonlarca yıl boyunca insanlar küçük hayvanlar avladılar, ne buldularsa onu yediler ve büyük avcılar tarafından avlandılar 400 bin yıl önce insan türleri büyük av hayvanlarını avladı ve yüz bin yıl önce insan
besin zincirinde yukarı çıkdı. Ortadan yukarıya atılan bu büyük adımın çok önemli sonuçları oldu. aslan ve köpekbalığı gibi hayvanlar, bu pozisyona kademeli olarak milyonlarca yıl içinde yükselmiştir ekosistemin kontrol ve denge mekanizması aslan ve köpekbalıklarının terör estirmelerini engelledi Aslanlar ölümcül oldukça ceylanlar hızlı koşmaya, sırtlanlar iyi işbirliği yapmaya, gergedanlar saldırganlaşdı. insan tepeye o kadar hızlı çıktı ki, ekosistemin olamadı, insanlar değişime ayak uyduramadı. Gezegendeki büyük avcıların çoğu muhteşem canlılar; milyonlarca yıl süren hâkimiyetlerinde kendilerine olağanüstü güveniyorlar. İnsan ise adeta bir diktatör gibi. korku ve endişelerle doluyuz, ve bu da bizi zalim ve tehlikeli kılıyor. Ölümcül savaşlardan felaketlere pek çok kötülük, insandan kaynaklanıyor
800 bin yıl önce ateşin keşfiyle insan türleri güvenilir bir ışık ve ısı kaynağına ve aslanlara karşı ölümcül bir silaha kavuştular Kısa sürede insanlar komşularına karşı ateşi kullandılar Ateş dikkatli kullanılırsa bitki örtülerini av hayvanlarıyla dolu harika bir çayıra çevirebilir. ateş söndükten sonra, Taş devri insanları tüten kalıntılarda gezerek hayvanları, kabuklu yemişleri ve kökleri topladılar

ateşin en önemli katkısı pişirmektir İnsanların sindiremedikleri —buğday, pirinç ve patates gibi— yiyecekleri ısıtıp yemesine imkan sağladı Ateş insanlarla hayvanlar arasındaki büyük farkın oluşmasını sağladı tüm hayvanların gücü vücuda bağlıdır: kas gücü, diş boyutu, kanat genişliği sayesinde Rüzgar ve akıntıdan yararlanabilirler ancak doğayı kontrol edemezler ve fiziksel güçleri sınırlıdır kartallar, sıcak hava akımlarını anlayınca dev kanatlarını açar ve sıcak havanın kendilerini yukarı kaldırmasını sağlar Ancak sıcak hava akımlarının yerini değiştiremezler ve azami taşıma kapasiteleri kanat açıklığıyla orantılıdır.

İnsanlar ateşi kullanınca güce kavuşdular. Kartalların aksine insanlar ateşi ne zaman ve nerede yakacağına karar verip ateşi çok farklı amaçlarda kullandılar. En önemlisi ateşin gücüyle Tek bir insan birkaç saat içinde koca bir ormanı yakabiliyordu. Ateşin kontrolü tüm olacakların habercisiydi.
Kardeşlerimiz olan insanlar 150 bin yıl önce, insanlar ateşin faydalarına rağmen güçsüz ve önemsiz canlılardı ateşi bulan insan aslanları korkuttu, soğuk gecelerde kendilerini ısıttı ve ormanları yaktı tüm türler düşünülürse, milyonlarca insan, ekolojik sistemde küçük bir noktadır

Kendi türümüz olan sapiensler yani insan milyonlarca yıl önce dünyada mevcuttu, Afrikada kendi işiyle meşguldü. bilim insanları 150 bin yıl önce Doğu Afrikada tıpkı bizim gibi görünen insanlar olduğuna inanıyorlar. Bugün bile bir patologlar fark bulamaz. Ateş sayesinde atalarından küçük çeneleri ve dişleri vardı beyinleri bizimki gibi çok büyüktü

Bilim insanları 70 bin yıl önce Doğu Afrika kökenli insanların Arap yarımadasına yayıldıklarını ve oradan tüm Avrasya'ya dağıldıklarına inanıyorlar. İnsan Arabistan'a vardığında Avrasya'nın çoğu insanlarca tutulmuştu. Afrikalı göçmenler dünyaya yayıldıkça insanlara karışıp bugünkü insanlar ortaya çıktı insan Sapiens Ortadoğu ve Avrupa'ya ulaştığında Neandertallerle karşılaştı. Bu insanlar Sapiens'ten kaslıydı, beyinleri daha büyüktü ve soğuk iklimlere daha iyi adapte olmuştu aletleri vardı ateşi kullanabiliyorlar ve iyi avcılardı hasta ve yaşlılarına bakıyorlardı uzun yıllar ciddi fiziksel engellerle yaşayıp akrabalarına baktılar Neandertaller genellikle kaba saba ve aptal "mağara insanları" olarak karikatürize edilir


Irk Karışımı Teorisi'ne göre, Sapiens Neandertal topraklarına yayılınca, iki insan birleşip birbirleriyle karıştılar. Avrasyalılar saf Sapiens değil Sapiens ve Neandertallerin karışımıdır. Doğu Asya'ya ulaşan Sapiens'te oradaki yerli Erectus'la karışmıştır, Çinliler ve Koreliler Sapiens'le Erectus'un karışımıdır. Yerine Geçme Teorisi" başka bir kurgu anlatır: uyumsuzluk, tepki ve soykırım Sapiens ve insanların farklı anatomileri vardı çiftleşme alışkanlıkları ve vücut kokuları farklıydı, birbirlerine cinsel ilgi düşüktü. Neandertal Romeo ile Sapiens Jülyet âşık olsalar bile çocuk yapamazlardı, iki tür arasındaki genetik uçurum büyüktü. iki tür birbirlerinden ayrışmıştı Neandertaller ölünce veya öldürülünce, genleri de yok oldu Sapiens diğer türlerle karışmadan onların yerine geçti. günümüzdeki insanların tamamının soyu 70 bin yıl önce Güney Afrika'ya kadar götürülebilir. İnsan soyu Sapienslere dayanır Yerine Geçme teorisine göre yaşayan tüm insanlar aynı genetiğe sahiptir
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı