| 
	 | 
|         
            
             | 
        #1 | 
| 
    
    
        
            
             Kaynak:*namaz.diyanet.gov.tr Namazın Tarihi 
  
  
*bütün ilahi dinlerde namaz mevcuttur Hz. Adem, Nuh ve İbrahim’den sonra namazı terk edenlerin geleceği, Hz. Zekeriyya’nın namaz kıldığı, Hz. İsa’nın beşikteki konuşmasında namaz vecibesine atıfta bulunduğu, Hz. İbrahim Lut, İshak ve Ya‘kub’a namazın vahyedildiği, Hz. İsmail’in namazı emrettiği, Hz. Lokman’ın oğluna namazı öğütlediği, Hz. İbrahim’in namazı Allah rızası için kıldığı namaz için dua ettiği, Hz. Musa’ya namaz kılmasının emredildiği kuraanda ifade edilmektedir Allah’ın İsrailoğulları’ndan Namaz için söz aldığı görülmektedir. Ashab-ı Kehf kıssasında mescid kelimesi zikredilmektedir Hadis ve tarihte İslam öncesi Hicaz toplumunda Hz. İbrahim’in tebliğ ettiği tevhid dininin ibadetlerin şekil değiştirerek devam ettiği, bildirilir*Hanifler Kabe’ye yönelerek namaz kılmışlardır Cahiliye Arapları ve müşriklerin salatı ıslık çalmak ve alkışlamaktır” İbn Abbas’ın yorumuna göre cahiliyede Kureyş kabilesinin ıslık çalıp el çırparak Kabe’yi tavaf etme şeklinde ibadetleri vardı.İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren namaz ibadetinin mevcuttur beş vakit namaz farz kılınmadan önce sabah ve akşam günde iki vakit namaz kılınmıştır. Vahyin başlangıcıyla Müddessir Suresinin 1-3. ayetleri nazil olunca, Cebrail, Hz. Peygamber’i Mekkedeki bir vadiye götürmüş, fışkıran su ile önce kendisi, sonra Resul-i Ekrem abdest almış, ve Resulullah’a namaz kıldırmıştır. Hz. Peygamber sevinçle eve gelmiş, Hz. Hatice’nin elinden tutarak oraya götürmüş ve onunla birlikte abdest alıp iki rek‘at namaz kılmışlardır. *Üç yıl süren gizli davet ve açık davet döneminde Resul-i Ekrem evinde, ıssız dağ eteklerinde, öğle tenhalığında Harem’de namaz kılmıştır. Hz. Ali’yi de yanına alarak Mekke vadisinde akşam namazı kılıp hava karardıktan sonra dönmüştür. İlk Müslümanlar Mekke içinde gizli yer bulamadıklarında şehir dışında ıssız yerlerde zaman zaman Erkam adlı sahabinin evinde namaz kılmışlardır.rivayete göre,*“Namazda yüksek sesle okuma!”* ayeti gizli namaz dönemiyle ilgili*olup Hz. Peygamber’in ashabıyla namaz kılarken ayetleri yüksek sesle okuduğu için müşriklerin Kur’an’a hakaret etmeleri üzerine inmiştir, Resul-i Ekrem’in sesini alçaltması, fakat yanında bulunanların duyamayacağı kadar da gizli okumaması istenmiştir. *Müzzemmil Suresinin ilk ayetleriyle gece namazına kalkılması ve bunun belli bir vakitde eda edilmesi emredilmişken aynı 20. ayetinde, Allah Teala’nın zorluğu bildiği ve müminleri bağışladığı haber verilmiştir. beş vakit namaz hicretten bir buçuk yıl önce*Mi‘rac Gecesi‘nde farz kılınmıştır. namaz önce ikişer rek‘at farz kılınmış, hicretten sonra öğle, ikindi ve yatsı namazı farzları dörder rek‘ata çıkarılmıştır * 
  | 
|
| 
         | 
    
    
    
        
        
        
        
             
        
        
        
        
        
        
            
            
        
     | 
|  
 | 
| Sayfayı E-Mail olarak gönder | 
|         
            
             | 
        #2 | 
| 
    
    
        
            
             Kaynak kuraan mucizeleri android programı  
  
  
          
        
  
        
        
    
    Akasya Ağacı ve Karıncalar Akasya ağaçları tropikal bölgelerde yetişir ve dikenli çalılarca korunurlar. Afrika karınca türü akasyada yaşayan bir karınca cinsidir, dikenleri kemirerek bir giriş deliği açar ve akasya ağacında yaşar. Her karınca birkaç ağacın üzerinde yaşar ve akasyanın yapraklarındaki nektarlarla beslenir. ağacın üzerindeki tırtılları ve organizmaları yerler. Akasyanın gövdesindeki nektar, ve yağ proteince zengindir. Bu gövdelerin işlevi karıncaları beslemektir Karıncalar bu ağaçlarda yaşarlar, gövdelerinden salgılanan şekeri alırlar larvalarını beslemek için kullanırlar.Peki bu üretim karşılığında, ağacın karıncadan beklediği nedir? İşçi karıncalar bitki yüzeyinde yaşarlar; diğer böceklere saldırgandırlar. Bitkiye yönelik saldırıda afrika karıncası ağaçtan iner ve karşı tarafa saldırır acı verecek şekilde ısırırlar. akasyaya bir metre yakınlıkta filiz veren tüm bitkileri çiğner ve hırpalarlar. Karınca kolonisinin yerleştiği akasyaya dokunan ağaçların dalları bozulur karıncasız akasya ağaçları saldırı ve zarara uğrar deneyde, istila edilmiş, akasya gövdesinden fışkıran yabani bitkiler, karıncalar tarafından tamamen yok olana kadar çiğnenir karıncalar akasyanın gölgeliğine değen bitki dal ve yapraklarına saldırır. karınca topluluğu, bitkiyi temizler Karıncalar akasya tarafından kiralanmış bir “özel ordu” gibi çalışmaktadır Böyle bir pazarlığı gerçekleştirecek bilinç her iki tarafta bulunmadığına göre bu denge yaratan irade tarafından kurulmuştur SAVUNMA VE SAVAŞ TAKTİKLERİ karıncaların sosyal düzenleri son derece gelişmiştir çalışkan, üretici ve özverili canlılar Düşmana karşı kendilerini çok başarılı savunma ve savaşmak için çok ilgi çekici yöntemleri vardır Karıncaların küçük oluşları, savunmasız oldukları izlenimini verir. Üzerine basarak ezilebilecek bu canlıların, kendilerinden beklenmeyecek büyük işler yapabilirler. Allah yeryüzünde yarattığı eşsiz düzende, onların yerini belirlemiş ve onları savunma mekanizmalarıyla donatmıştır. Karıncalar, Allah’ın ilhamıyla, akıllara durgunluk verecek taktik ve stratejilerini, kolonilerini korumak düşmanlarına karşı kendilerini savunmak için kullanırlar.Av stratejileri geliştirip av olmamak için mücadele ederler Savunma Taktikleri koloni savaşlarında, karınca taktikleri vardır. en yaygın olanı karıncaların kendilerini uzun ve büyük göstermeleridir. karıncalar bacaklarını düzleştirerek ve kafalarını kaldırarak uzun boylu ve caydırıcı” görünmeye çalışırlar bir başka savunma taktiği ise, “düşmanı sakinleştirme”dir. karınca kavgada karnını titreterek zehir çıkarır ve çene kemiğini açar.zehirden zarar görmemeye çalışan düşman çene kemiklerini açıp ağızlarından şekerli suyu zehir çıkaran karıncanın açık çenesine aktarır.Bunun nedeni, zehir çıkaran karıncaların besine ulaştıklarında saldırganlıklarının azalmasıdır.karşı tarafın dikkatini başka yöne çekerek, onu sakinleştirir Taktikler bunlarla sınırlı değildir.Karıncaların sahip oldukları özellikler hayret vericidir fiziksel özellikleri ve kendilerine ilham edilen “zekaları” ile, “savaşda” çok karmaşık taktikler kullanırlar. SOYUN DEVAMI Karınca kolonilerinin büyük bir kısmı dişi karıncadır Erkek karıncaların kısa bir yaşamları vardır. Tek görevleri genç kraliçe ile çiftleşmektir. Erkek karıncalar çiftleştikten sonra ölürler. işçi karıncalar dişidir.Kur’an’da da, karıncaların genel dişi olmalarına ve bir toplum halinde yaşamalarına, binlerce yıl önce dikkat çekilmiştir. Bir ayette, Hz. Süleyman’ın orduları tarafından ezilmemek için çağrıda bulunan karıncalardan şöyle söz edilir: bir dişi karınca dedi ki: “Ey karınca topluluğu, yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları farkında olmaksızın sizi kırıp geçmesin.” (Neml Suresi) Karıncalar ne kadar çok olursa olsun uyumludurlar. Karınca kolonilerinde bir toplum yaşantısının görmek mümkündür.Son derece büyük özveriyle kolonilerine bağlıdırlar*karıncaların yaşama amaçları bireysel değildir.Hepsi tek vücuttur amaç vücudu yaşatmaktır.Koloninin sürekliliği için ölümü seçmekten çekinmezler. en güzel örnek, çiftleşme uçuşunun ardından erkek karıncaların başlarına gelenlerdir. Çiftleşme Uçuşunun Ardından Dişi karınca çiftleşmeden sonra yuva arar ve yuvaya girerek kanatlarını koparır. girişi kapatarak haftalarca, ve aylarca yiyeceksiz ve yalnız başına kalıp, ilk yumurtayı bırakır. kanatlarını yiyerek yaşar. yumurtadan çıkan larvaları salyasıyla besler.Bu uzun süreli zorlu uğraş tam bir fedakarlıktır Ama karşılığında kraliçe yaşamının geri kalanında, kolonisi tarafından beslenecektir. Sınırlı yiyecekten dolayı ilk sürü küçüktür.koloninin ilk işçileridir olağanüstü ihtimamlı bakımlarıyla yetişen karıncalar iyi beslendikleri için büyük olurlar.  | 
|
| 
         | 
    
    
    
        
        
        
        
             
        
        
        
        
        
        
            
            
        
     | 
|         
            
             | 
        #3 | 
| 
    
    
        
            
             Kaynak kuraan mucizeleri android programı  
  
  
          
        
  
        
        
    
    Sperm Bankasının İlk Kurucuları erkek karıncaların ömürleri uzun değildir. Çiftleşmeden sonra veya iki gün içerisinde ölür Ancak ölümü göze alarak çiftleşmeye giren her erkek, öldükten yıllar sonra doğacak yavruları için sperm bırakmıştır.Peki spermler nasıl canlı olarak saklanmakta ve uzun yıllar yumurtaları dölleyerek yeni karıncalar meydana getirmektedirl Karıncalar sperm bankası kurmuş olabilirler mi? her kraliçe karınca vücudu içinde sperm bankasına sahiptir.Kraliçe, erkeğin spermlerini enjekte etmesinden sonra bunu vücudundaki çantacıkta saklar. “Spermatheca” denen organda spermler hareketsizleşir ve yıllarca bekler kraliçe, spermin üremesine izin verdiğinde, spermler hareketlenirler ve kraliçenin yumurtalıklarından aşağıya doğru yumurtayı döllemeye başlarlar insanlar tarafından son çeyrek asırda yüksek teknolojiyle uygulanan sperm bankasını insanlardan çok önce karıncalar kullanmıştır Bu mekanizmayı, karıncalar milyonlarca yıldır kullanırlar. İşçilerin Fedakarlığı Kraliçe karıncanın yumurtladığı yumurtalar ve olgunlaşmamış genç karıncalar yuvanın bakım odalarında yaşarlar sıcaklık ve nem zarar verecek duruma gelirse, işçi karıncalar, yumurtaları ve genç karıncaları uygun bir ortama taşırlar. Sıcaktan faydalanmak için yumurtaları gündüz yüzeye yakın tutar, gece de yağışlı havalarda derindeki odalara götürürler. işçiler yumurtaları ve genç karıncaları soğuktan korumaya, onları rahat ettirmeye çabalarlar. Bazıları sıcak bir günde, larvaları serinletmek için yuvanın etrafında gezdirir, bazılarıda rutubeti önlemek için yuvanın duvarlarını kozalarla kaplar, ve yiyecek ararlar. her bir karınca ince bir düşünceyle hareket ederler*Larvayı serinletmek için yuvanın içinde gezdiren bir karınca, yuvanın duvarını kozalarla izole ederek ısı ayarı yapar -bu son derece modern bir izolasyondur böceklerin düşünme yetenekleri yoktur. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, küçücük bir böceğin özverisinin nedenini bulunamayacaktır. Bütün canlıların ancak Allah’ın ilhamıyla hareket edip, O’na itaat eder. ayet şöyle buyurur Göklerde ve yerdekiler, canlılar ve melekler Allah’a secde ederler büyüklük taslamazlar. Rablerinden korkarlar ve emrolunduklarını yaparlar. (Nahl Suresi) Karıncalar Ve Koku İzleri İz iletişimi ve koku takibi, karıncalarda çok kullanılır karınca, ölü bir böceği taşır ve sürüklerken genişlik ve ağırlığını fark ederse, havaya zehirli bir koku salgılar.yuva arkadaşları kokuyu algılar ve kokuya gelirler.Kurbanın etrafında karınca birikince, onu yuvaya taşırlar.Ateş karıncaları besin için yuvayı terk ettiklerinde, kokuyu takip ederler, ve tek başlarına araştırma yaparlar.Besin kaynağını bulan karınca davranışlarıyla belli eder.Ateş karıncası besini keşfettiğinde yuvasına döner.Vücudu zemine yakındır.iğnesini çıkarır ve iğnenin ucu, kalem gibi zemine değer. Ve besine ilerleyen bir iz bırakılır SONUÇ Karıncalar, Allah’ın yaratma sanatına örnektir bunun gibi yüzlerce örnek vardır. sayısız örneklerin herbiri, insanları tefekküre sevketmek için yeterlidir.yeryüzünün her yerinden hayat fışkırmaktadır.Rahman olan Allah’ın küçücük karıncalarda meydana getirdiği son derece sistemli ve kapsamlı hayat, her milimetrekarede ve canlıda Tek hücreliler, böcekler, vahşi hayvanlar, bitkiler, karıncalar kusursuzca yaratılmıştır. yaratılış harikaları, insanların günlük hayatta akıllarına dahi getirmedikleri ve görüp geçtikleri mucizelerdir.modern toplumun insan gözüne çektiği pusu dağıtmalıyız.Amacımız, yalnızca maddi menfaat para-ev-iş olmamalı kafa yormayan ufku daralıp Allah’ı unutan insanlara O’nu hatırlatmak, O’nu ananlara ise tefekkür sunmalıyız İnsanın kurtuluşu, yaratılış mucizelerini incelemekten ve mucizelerin sahibini tanımaktan geçer. Allah, yegane yol göstericimiz Kuran`da, şöyle buyurmaktadır Yeri nasıl döşeyip yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık göz alıcı ve iç açıcı çiftten bitirdik onlar içten Allah’a yönelen her kul için hikmetle bakan bir iç göz ve bir zikirdir. Amacımız, anlatılan ve okunanların“hikmetle bakan bir iç göz ve bir zikir” hükmüne geçmesidir. okuyana düşen, okuduktan sonra Allah’ın varlığının ve gücünü düşünmesi ve hayatını bu gerçeğe uygun düzenlemesidir.Allah tüm yarattıklarını O’nu bilip tanımamız için yaratmıştır. O’ndan yüz çevirenler ise, büyük bir cezayı hak etmiş olurlar.  | 
|
| 
         | 
    
    
    
        
        
        
        
             
        
        
        
        
        
        
            
            
        
     | 
|         
            
             | 
        #4 | 
| 
    
    
        
            
             Kaynak kuraan mucizeleri android programı  
  
  
          
        
  
        
        
    
    Dedektör Sivrisineğin Uzun Yolculuğu... *Yumurtadan çıkan sivrisinek yavrularının, küçük bir su birikintisine ihtiyaçları vardır.Bu, çamurlu yağmur suyu, bataklık, çeltik, havuz suyu olabilir.Ancak durgun sular sivrisineklerin tercih sebebidir.bu sular, oksijence zengindirler. Sivrisinek yumurtaları suda gelişir, bazı şartlar sağlanmalıdır Yumurtadan çıkan larva, yetişkin bir sinek oluncaya kadar farklı evrelerden geçer. Her evrede yavru sineğin farklı ihtiyaçları vardır. Kuraklık ve aşırı sıcak yumurta gelişimini engelleyebilir. anne sivrisinek yavruları için ortam bulmak zorundadır. Peki, sivrisinek en uygun yeri nasıl bulacaktır.Bakarak mı, koklayarak mı, tahmin ederek mi, yoksa tesadüfler sonucunda mı? *Sivrisinek küçük adımlarıyla, yumurtaları için en uygun yeri aramasının zorluğunu anlatabilmek için bir örnek verelim; kendinizi tepecikler, ağaçlar ve çukurlarla dolu bir alanda düşünün, yardımcı aletiniz olmadan,sıcak ve güneşte yürümenin yorucu olacağını tahmin edersiniz. sivrisinek için de uygun bir yer bulmak böylesine zordur.onun ihtiyacı düşünülmüştür en mükemmel sistemle donatılmıştır. yumurtalarını bırakacağı yeri buluverir: Karnının altındaki alıcı sayesinde, toprağın nem ve sıcaklığını yumurtaya uygunluğunu tespit eder. En uygun toprağı santim santim, tarar.10 mm.`lik bir canlının toprağın nemini ve sıcaklığını ölçmesini düşünelim... Toprağı araştırmak zahmetlidir *Toprağın ölçülmesi, toprağın belirlenmesi için bu işi için özel aletlerden faydalanılır. dedektörler kullanılır, toprağa sondaj yapılıp toprak laboratuvarda incelenir. neyin, ne olduğu bilinmeden sağlıklı bir sonuç zordur. hatanın telafisi güçtür emek , zaman ve para kaybıdır Sivrisinek kesin netice için toprağı tarar bilgi alır, ve karar verir. , yalnızca 10 mm lik küçücük bir canlı Karnının altındaki küçük alıcısıyla toprağı adımlar ve tek düşüncesi yumurtalarına uygun bir yer bulmaktır sivrisinek yumurtanın ihtiyaçlarını nereden bilmektedir.Sivrisineğin ısı değişiminden haberi yoktur.*Karıncalar nemi, ve topraktaki su miktarını bilmez.Protein ve enzimin ne demek olduğunu, hangi şartlarda yumurtanın gelişimini sivrisineğin bildiğini, düşünmek akıl karı değildir. Sivrisinekye düşünme yeteneği yoktur peki bu böcek hangi bilgi sayesinde, özel bir amaçla hareket eder? Sivrisinek teknik donanımıyla: Isı ve nemi en hassas biçimde ölçer ve bu doğuştan yerleştirilmiş bir organdır Peki sivrisinek bu alete nasıl sahip oldu? Acaba yavrularının ihtiyacını tespit edip vücuduna dedektör" mü ekledi ve vücudunda değişiklikler mi yaptı?Yoksa "evrimle tesadüfen, sivrisineğin vücuduna organ mı eklendi ne kadar garip mantıksız ve, şuursuzca tesadüflere dayalı evrim teorisinin görüşü budur. *Evrim teorisine göre canlılar tesadüf sonucu çıkmıştır.Oysaki tesadüfü geçersiz kılan yüzlerce soru vardır. Sivrisinek organı hangi amaç için, kullanacağını nasıl öğrenmiştir? evrim teorisi mantıksız ve anlamsızdır Sivrisineğin vücuduna özel parça yerleştiremez bu parçayı sonraki nesle aktaramaz Ortada kusursuz bir uyum vardır ve bu uyum yalnızca sivrisineğin hayatında değil, bütün canlılarda ve doğanın her köşesinde görülür. YUMURTA DÖNEMİ *İnsanlar gerçekleştiremediği imkansız olayları hayvanlar şaşırtıcı bir rahatlıkla yapabilir. Örneğin insan gebeliği uzatamaz ama sivrisinek bunu yapabilir sivrisinekler, üçüncü yağmurdan sonra yumurtlarlar. Ve sivrisinek nesli koruma altına alınır Sivrisineklerin yumurtalarını geciktirmelerinin önemli nedeni İlk yağmur zemini nemi ve yerüstü su birikintileri kısa zamanda kuruyabilir ve, larvaların kuru yerde kalma, gelişememe tehlikesi sözkonusu olabilir. Ancak sivrisinek bunu bilir ve akıllıca davranır. daha sonraki yağmurları bekler.peki Sivrisinek ilk yağmurda topraktaki nemi ve su birikintilerinin zamanda kuruyacağını nereden bilmektedir? *Sivrisinek buharlaşma etkisinden haberdardır toprağın içindeki su buharlaşabilir, diye düşünmesi gerekir. Sivrisinek bu bilgiyi tecrübe ile elde edemez çünkü yağış mevsimini göremeden ölecektir. Karar vermek için tek bir şansı vardır mutlaka eğitim görmüş olması gerekir. Fakat bir kaç hafta önce dünyaya gelmiştir ve eğitim görmesi mümkün değildir. ve sivrisineklerin öğrenmek gibi kabiliyetleri yoktur. Ancak nasıl olurda sivrisinek son derece doğru ve ileri görüşlü bir karar verir. Ve doğacak sivrisineklerin hayatlarını kurtarır. Bilgi diğer nesillere nasıl aktarılır? yeni doğmuş bir insan insanın eğitilmesi yıllar sürer. İnsan Bildiği herşeyi doğumdan sonra tecrübe ve eğitim ile elde eder. Ancak ömrü birkaç hafta olan dişi sivrisinek, ihtiyacı olan bilgiye doğuştan sahiptir. bu bilgiyi ona kim vermiştir? *Sivrisinek kimin emriyle hareket etmektedir? sivrisinek, bütün canlılar gibi göklerin ve yerin Rabbi`nin ilhamıyla hareket etmektedir. sivrisinekler, en büyük hükümdarı, ve bu yazıyı okuyan Allah`ın kontrolü altındadır. Kuran ayeti şöyle buyurur Ben Rabbim, olan Allah`a tevekkül ettim. O`nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiç bir canlı yoktur. Muhakkak Rabbim, doğru yol üzerinedir ve dosdoğru olanı korumaktadır.(Hud, 56)  | 
|
| 
         | 
    
    
    
        
        
        
        
             
        
        
        
        
        
        
            
            
        
     | 
![]()  | 
	
	
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
		
  | 
	
		 |