|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak pekgüzelsözler.com
EN GÜZEL YUNUS EMRE SÖZLERİ Maharet güzeli görmektir. Sevmenin sırrına ermektir. Cihan alem herkes bilsin ki en büyük ibadet sevebilmektir. Üzenlerin üzüldüğü vakit da gelir. Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın. Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü. Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi vardır. Türlü türlü cefanın adını aşk koymuşlar. Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur. Dil söyler kulak dinler, kalp söyler kâinat dinler. Kimde bir güzellik varsa bilsin ki ödünçtür. Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür. Aşk aşıkı şir eder, aslanı zencir eder, katı taşı mum eder. Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun. Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara. Her kim Kuran bilmedi sanki dünyaya gelmedi. Davet söz ile değil hal iledir. O hal ki kulağı sağıra da görünür, gözü köre de. Bir avuç toprak biraz da suyum ben. Neyimle övüneyim işte buyum ben. Elif okuduk ötürü, pazar eyledik götürü, Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan ötürü. Bu dünyaya gelen gider. Yürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır? Ey Yunus Hakk’ı bilen söylemez hergiz yalan, ikilik ile gelen doğru yol bulmuş değil. hürmet kişiye sözden gelir. Zehr ile pişen aşı yemeğe kim gelir. Ya Rabbena hayreyle, Muhammed’e yâr eyle, Kabrimizi nur eyle, Kabre vardığım gece. Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa erinirim, aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni. Ya elim al kaldır beni. Ya vaslına erdir beni. Çok ağlattın güldür beni. Gel gör beni aşk neyledi. İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır. Aldanma dünya malına zehir sunma balına düşüp dünya hayaline dalma gözüm bundan sonra. Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim. Aşkın ile avunurum; bana seni gerek seni. Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevda için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik. Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme. Mansur’um, uş dâra geldim, Yusuf’um, pazara geldim.*Aslanım, şikâra geldim, Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri. İsteyene ver onları, bana seni gerek seni. Kalem eğri dilli mürekkep siyah yüzlü, kağıt ikiyüzlü. Şimdi kalkıp arzuhalimi yazmaya kimi mahrem kılayım. Benlik davasını bırak, muhabbetten olma ırak, sevgi ile dolsun yürek, hoşgörülü olmaya bak… Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır. Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil, yetmiş iki millet dahi elin, yüzün, yumaz değil. Olsun be aldırma Yaradan yardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun ahı indirir şâhı. Her şeyin bir vakti vardır. Aşk ile yola çıkmaksa niyetin bela ile imtihan edilirsin. Zü’l Celali vel İkram. Önce kahır sonra ikram… Taptuk Emre Hoştur bana senden gelen. Ya gonca gül yahut diken. Ya hayattır yahut kefen. Nârın da hoş, nurun da hoş… Kahrın da hoş, lütfun da hoş. Dünya yalan kardeşim, dünya yalan! Var mı yalan dünyada bakî kalan. Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan. Ey hayat ırmağından su içenler! Gelin soralım canlara ki güzelliği ne oldu da gidiyor. Ben hep seninim diyordu, şimdi neyi buldu da gidiyor?
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak orjinalsözler.com
HACI BEKTAŞİ VELİ SÖZLERİ Hacı Bektaşi Veli büyük Türk düşünürü ozanı ve gönül adamıdır. Nevşehir’e bağlı Hacıbektaş ilçesinde Sulucakarahöyük te 1271 yılında hakka yürümüştür.*Hünkâr’ın adına, Hacı Bektaşi Veli Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak 16 Ağustos l964 tarihinde, Hacıbektaş ilçesinde hizmete açılmıştır. HACI BEKTAŞİ VELİ ‘NİN ŞİİRLERİ Hararet nârdadır, sacda değildir, Keramet sendedir, tâcda değildir. Her ne arar isen, kendinde ara, Kudüs’te, Mekke’de, Hâc’da değildir. Sakın, bir kimsenin gönlünü yıkma, Gerçek erenlerin sözünden çıkma. Eğer insan isen ölmezsin, korkma, Gönül Kabesine girmesin hülya, Nefsine hâkim ol düşme bed huya. Kirleri arıtan baksana suya, Hep yüzü yerlerde, Âşığı kurt yemez, uc’da değildir. Dostumuzla beraber, yaralanır kanarız, Her nefeste aşk ile yaratanı anarız. Erenler meydanına, vahdet ile gir de gör, Kırk budaklı şamdanda kırkımız bir yanarız. Edep, erkâna bağlıdır, ayağımız başımız, Güllerden koku almıştır, toprağımız taşımız. Soframızda bulunan, lokmalar hep helâldir, Yiyenlere nur olur, ekmeğimiz aşımız. Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin görüşlerinde Hakk’a talip olan kişi, başka murat isteme, Dostun seninle beraber, başka vuslat isteme. Bu dünya bir sofradır, arzular gelir geçer, Eğer bizi buldun ise, başka murat isteme. Sevgi muhabbet kaynar, yanan ocağımızda, Bülbüller şevke gelir, gül açar bağımızda. Hırslar, kinler yok olur, aşkla meydanımızda, Aslanlarla ceylanlar, dosttur kucağımızda. Madde karanlığı, akıl nuru; Cehalet karanlığı, ilim nuru; Nefis karanlığı, marifet nuru; Gönül karanlığı, aşk nuru ile aydınlanır. Malım mülküm servetim, hepsi evde kaldı, Eşim dostum akrabam, geçtiğim yolda kaldı, Dostlarımdan birisi, benden hiç ayrılmadı, Allah için yaptığım iyilikler bende kaldı. Sensiz benim bir dem karara mecalim yok, İhsanını ta’dâ da imkânım yok. Tenimdeki her tüy eğer dillense, Binde bir şükrümü ifaya imkânım yok. EN GÜZEL HACI BEKTAŞİ VELİ SÖZLERİ Abdal, Hakk’a hayran olandır. * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Adalet her işte, Hakk’ı bilmektir. Âdem suretinde olan herkes, Âdem değildir.Âdem’in Âdemliği; akıl, hayâ ve ilim iledir. Âlimlere ve kendini bilenlere, alçak gönüllülük yaraşır.Allah ile gönül arasında perde yoktur. Ara, bul.Araştırma, açık bir sınavdır. Arifler hem arıdır, hem arıtıcı.Ariflerin içinde, murdar nesne eğlenmez. Aşk meydanı, erenlerin ve bilenlerindir. Bilim, gerçeğe giden yolları aydınlatan ışıktır. Bir olalım, iri olalım, diri olalım. Bizi sevenlerin gönüllerinde biz oturur, dillerinde de biz konuşuruz. Bizim erkânımız; ahlâkı Muhammed’i ve edebi Ali’dir. Cahiller ve hak tanımazlara, sükût ile karşılık veriniz. Çalışan insan kötülük düşünmez.Çalışmadan geçinenler, bizden değildir. Daima iyiyi, güzeli, doğruyu öğrenebilmek için okuyunuz, okutunuz. Devletli odur ki; cehli sile, gafletten uyanıp kendini bile. Dil mızraktan, daha derin yaralar. Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir. Dinine dizlerinle değil, kalbinle bağlan. Doğruluk dost kapısıdır. Düşmanınızın bile, insan olduğunu unutmayınız. Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu Düşünce, davranış ve sevgiyi, Allah lezzeti olarak tadın. Edep elbisesini, sırtınızdan ölünceye kadar çıkartmayınız. Elden gelen her iyiliği, herkese yapınız. Eline, diline, beline sahip ol. En büyük keramet çalışmaktır. En yüce servet, ilimdir. Göze nur gönülden gelir. Hak güneşten daha zahirdir.Hakk’a erişebilmek için, büyüklere ve doğrulara yaklaşın.Hakikatin ilk makamı, toprak olacağımızın bilinmesidir. Hamı pişiremezsen bari pişmişi ham etme.Her ne arar isen, kendinde ara. Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız. Hükümdar ancak adaleti ile başarılı olur.İbadetin yeri başkadır, işin yeri başkadır. İçi murdar kimseyi ne kadar dıştan yıkarsan arınmaz. İlim, hakikate giden yolları aydınlatan ışıktır.İlim beşikte başlar, mezarda biter.İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.İlmi ve bilgiyi yüce tutan kimse hiçbir zaman küçülmez, alçalmaz. İncinsen de, incitme. İnsan dilinin arkasında gizlidir.İnsanın kemali, ahlâk güzelliğidir. İnsanın olgunluğu, davranışlarının doğruluğundadır.İnsanın gerçek güzeIIiği, sözünün güzeIIiğidir. İslâm’ın temeli güzel ahlâk; ahlâkın özü bilgi; bilginin özü akıldır. Kadınlarınızı okutunuz, kadınları okumayan millet yükselemez. Kanaatkâr olanlar, en büyük zenginliğe sahiptir. Karşısındaki insanın iyi olmasını isteyen, önce kendisi iyi olmalıdır.Kendini tanımayan, Yaratan’ı da bilemez. Kibrin aslı şeytan, tevazuunun aslı Rahman’dır. Kimsenin ayıbını arama, kendi ayıbını görür ol. Marifet, nefsi silmek değil, bilmektir. Mevki hırsı, gıybet, edebisizlik, hıyanet Hakk’ı inkâr eder. Murada ermek, sabır iledir.Mürüvvet hoş görme ve affetmektir. Nebiler, Veliler, insanlığa hediyedir.Nefsine ağır geleni, kimseye tatbik etme.Oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et. Özünde ve sözünde temiz olmayanların, imanı tam değildir. Sevgi ve acıma, insanlık; hiddet ve şehvet ise hayvanlık vasfıdır. Yolumuz; ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak pekgüzelsözler.com
EN GÜZEL UĞUR MUMCU SÖZLERİ BiIgi sahibi oImadan, fikir sahibi oIunmaz. KapIanın sırtında hüküm sürenIer, bir gün o kapIana yem oImaktan kurtuIamazIar. Bir kişiye yapıIan haksızIık, bütün topIuma karşı işIenen bir suçtur. ÖyIeyse vurun, parçaIayın! Her parçamdan benim gibiIer, beni aşacakIar doğacaktır. Kimi öIüIer bize ne kadar yakın. YaşayanIarın birçoğu ne kadar da öIü. Hangi iktidar din sömürüsüne sığınmışsa, mutIaka yıkıImıştır. HakIıdan yana değiI, güçIüden yana oIanIar korkak ve kaypak oIurIar Güç merkezi değiştikçe dönerIer; fırıIdak oIurIar. Bir topIum böyIe çöker işte. DevIetin yerini kaba kuvvet aIır, susuIur! Yasanın yerini din aIır, korkuIur! YoIsuzIukIar, cinayetIer birbirini izIer, eIIer koIIar bağIanıp götürüIür! İnsanIar sadece konuştukIarı şeyIerden değiI, sustukIarı şeyIerden de sorumIudurIar. SürekIi güçIünün yanında yer aImak adamı yaIaka, daIkavuk yapar. Çünkü güç dengeIeri sürekIi değişir. EvrenseI küItürün sanat ve düşün rüzgarIarı iIe Türkiye er geç çağdaş uygarIığa demir atacak. Bir gün mezarIarımızda güIIer açacak ey haIkım, unutma bizi. Bir gün sesimiz, hepinizin kuIakIarında yankıIanacak ey haIkım, unutma bizi. Ne zaman uygar oIacağız biIir misiniz? Bir katiI ya da kaçakçı iIe bir aydın arasındaki farkı anIadığımız gün! SusanIar insanIık suçIarına katıImış oIur. masum insanIar, Yahudi de oIur, Arap da, Hıristiyan da. ÖIenIerde ırk ve din ayırımı yapıImaz. ÖIen insandır. Bir uIus, ne kadar okuma-yazma, öğrenme, araştırma eğiIimde ise, o kadar sağIam, o kadar hoşgörüIü ve demokrat yapıda oIur. Biz unutkan bir uIusuz. Unutuyoruz oIup bitenIeri. Unutuyoruz ve oğuIIarı kızIarı öIen ana babaIarı, kanIı gözyaşIarıyIa baş başa bırakıp gidiyoruz. UnutmayaIım ki cesur bir kez, korkak bin kez öIür. ÖnemIi oIan, insanın böyIe bir topIumda “mezar taşı” gibi susmamasıdır. GeIecek nesiIIeri değiI, geIecek seçimIeri düşünen poIitikacıIarımız bu tabIonun ressamIarıdırIar. Bırakınız yapsınIar, bırakınız geçsinIer” paroIası iIe IiberaIizm, en acı örneğini Türkiye’de vermiştir. Ben, cumhuriyetçiyim… antiemperyaIistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım… Ben insan hakIarı savunucuyum…* Ben, terörün karşısındayım… Ben, yobazIarın, hırsızIarın, vurguncuIarın, çıkarcıIarın düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yaIanIayamadınız. ÖyIeyse vurun, parçaIayın, her parçamdan benim gibiIer beni aşacakIar doğacaktır. Türk vatandaşı; İsviçre medeni kanununa göre evIenen, İtaIyan ceza yasasına göre cezaIandırıIan, aIman ceza mahkemeIeri usuIü yasasına göre yargıIanan, Fransız idare hukukuna göre idare ediIen ve İsIam hukukuna göre gömüIen kişidir. Bir kişiye yapıIan haksızIığı her insan yüreğinde ve biIincinde duymaIıdır bütün ağırIığınca. Bu sorumIuIuk biIinci kuruImamışsa her yeni haksızIık bir ‘’Kader’’ gibi benimsenir bütün topIumda. Oysa ne yoksuIIuk ne de haksızIık ‘’Kader’’ değiIdir. YoksuIIuğun ve haksızIığın nedenIeri vardır. BunIarı birer birer saptayıp topIumun önünde haykırmak gerekiyor. Baskıya boyun eğmeyen, geIen geçen yönetimIere maşaIık etmeyen, içinde insanIık onurunu bir değişiImez hazine gibi sakIayan insanIardır çağIarına ve topIumIarına yakışanIar. bağımsız Cumhuriyetimiz, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra emperyaIistIerin ahtapot koIIarına tesIim ediImiştir. ÖyIe bir tesIimiyettir ki, yer aItı zenginIikIerimiz çokuIusIu şirketIerin emrindedir; öyIe bir tesIimiyettir ki, petroI, maden ve yabancı sermaye yasaIarı yabancı uzmanIarca hazırIanmıştır; öyIe bir tesIimiyettir ki, üIke toprakIarının bir böIümü üs adı aItında başka devIetin geneIkurmayına armağan ediImiştir; öyIe bir tesIimiyettir ki, ordumuzun siIahIarı, araç ve gereçIeri okyanus ötesi üIkeIerin buyrukIarına bağIanmıştır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak negüzelsözler.com
İlber Ortaylı Sözleri Kütüphane nedir? Beşeriyetin hafızasıdır. İyi muâmele edildiği yerde azınlıklar erirler. Atatürk döneminde Avrupa’da demokrasi falan yoktur. Kanuni’yi sevmek için Atatürk’e düşman olmaya gerek yok. Tarih kâğıtla ve sözle olmaz, coğrafyayı bilmek gerekir. Türkler olmadan bir dünya tarihi yazmak mümkün değildir. Bugün müzede düğün yapılmasına izin veren görevli, yarın müzede çamaşır yıkar. İkinci Dünya Savaşı, cephede öldürdüklerinden çok, geride yaşayan ölüler bıraktı. Okumadan yapılan siyaset tehlikelidir, belediyeciliğe benzemez. Teferruatın bilinmesi gerekir. Bizim hayali Türk kahramanlara ihtiyacımız yok; her devirde, coğrafyanın her yerinde varız zaten. Türkiye’de temel problem şu: Bilgili olanların yetkisi yok, yetkisi olanların çoğunun da bilgisi yok. Osmanlıca, sadece Türkçenin Arap harfleriyle yazılmasıdır. Bunun ayrı bir dil olamayacağı çok açıktır. Küçük Asya denen kıtanın üzerinde Türk devletlerinin kuruluşunun hazmedilemediğini çok açık görürsünüz. Tarihte hiç bir ülke Gazze kadar küçük yüzölçümüyle bu kadar büyük bir trajedi ve acı yaşamış değildir. Her nefis ölümü tadacaktır ayetini bankalara ve makam koltuklarına yazmalı. Tabutlara mezarlıklara değil. Cahillik hiç ayıplanacak bir şey değildir hatta cahil tutarlıdır kendi içinde. Kötü olan yarı cahillerdir. Osmanlıca bilmeyen Tarihçiler İngilizce bilmekle övünüyor. Bre cahiller! Osmanlıca bilmeden Tarih olur mu? Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi mirasının anıtlaşmasına önem veren bir hükümdardı. Türkiye’nin içine kapanması, Batı medeniyetini reddetmesi, bir ‘Taliban rejimi’ne dönüşmesi mümkün değildir. Birileri çıkmış yakın tarih öğretilmiyor diyor. Yakın tarih değil kardeşim, çocuklara önce tarih öğretilmeli. Bir opera eserini icra eden cemiyet, bir çok işi topluca yapabilme ve örgütlenme kâbiliyetine sâhip demektir. Tarihimizi düzeltilmesi zor hatalarla inşa etmekten kaçınmalıyız. Heyecan değil; düşünmek, planlamak lazımdır. En utanılacak yönümüz tarih yaptığımız halde tarih öğrenmemek, tarih yazmamak konusundaki cahilce ısrarlarımız. Koca bir kavmin binlerce kilometreyi üç asır içinde geçtiğini düşünün; bu kadar kısa bir dönem içinde bir fenomen. 1950 öncesinin tek partisinden bahsetmek artık politika kürsülerinin değil, 20. Yüzyıl tarihçiliğinin işi olmalıdır. Türkiye’de yaşayıp ‘ben Türk değil, Kürt’üm’ diyebilir, ne var bunda. Şimdi o Kürt oldu diye ben mi Türklük’ten çıkacağım? Türklerin son iki asrı bütün Doğu dünyasında ve Balkanlar’da dikkatle gözden geçirilmesi gereken büyük bir tarihi yolculuktur. Türk Milleti olarak Osmanlı da biziz, Cumhuriyet de biziz. Osman Gazi de Atamız, Fatih de Atamız, Atatürk de Atamız. Birbirlerini tanımayan, birbirlerinden şüphe eden kitlelerin bulunduğu yerde ne sulh ne de onurlu bir eşitlik olur. Türkler teşkilâtlanma yeteneği yüksek, askeri bir toplumdur. Her Türk askerdir Enteresandır ve doğrudur, hafızası olmayan toplumların nerelere gideceğinin, sürükleneceğinin, dahası neler yapabileceğinin hesabı olmaz. Cumhuriyet monarşiyi, hükümdarlığı reddedecek ve tenkit edecektir; bu kaçınılmazdır. Fakat bizde ölçü kaçırılmıştır. Herkese yüksek tahsile kadar eğitim verirsen olmaz. Dolayısıyla bu uyduruk üniversite, uyduruk lise eğitimiyle yarı cahil bir nesil yetiştiriliyor. Amerikalılar tarihi yapıyorlar ama tarihi geçmişleri yok. Türkler tarih yazdı ama film çeviremiyor. Hollywood endüstrimiz yok çünkü. Her devşirme öyle bazılarının sandığı gibi zorla alınmaz. fakir köyler çocuklarının bu yolla kurtulacağına, inanarak gönüllü olurlar. Bulgaristan Halk Cumhuriyeti 300 bin Türk’ü bir anda sınırlarının dışına atmış; Edirne’de sınır kapısının önüne yığarak, “gelin, halkınızı alın” demiştir. Nitekim aldık da. Besleyemeyeceği nüfusu üretmek çok ağır bedeli olan toplumsal bir hatadır. Zira, eğitilemeyen ve beslenemeyen göçmen kalabalıklar eninde sonunda marjinal cemaatlere dönüşürler. Orhan Pamuk Hakkında “Kendisi İngilizce bilmediği gibi, Türkçe de bilmiyor. Yaşadığı bir toplumun kültüründen haberi olmayan bir yazar, Nobel de alsa doğru eserler ortaya koymaz. Türk kimliği ve şuuru; tarih kitabı okuyarak, tarihi piyes seyrederek, tarihi film çekerek veya şiirle, müzikle oluşmuş değildir. Doğrudan doğruya kan, ateş ve kavga ile oluşmuştur. Türk ordusu ricat etmeyi bilmezdi. İlk defa ricat etmeyi İstiklal Savaşı’nda öğrenmiştir. Gazi Mustafa Paşa’nın harp tarihimizdeki büyük katkısı geri çekilmeyi öğretmesidir. 19. ve 20. yüzyılın ilk yarısında popüler tarih yazımı Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu ve Selçuklu Hanedanı’ndan Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ı Osmanlı’nın Ata’sı olarak tasvir etmiştir. Bazen insan nasıl bir iş başardığının farkında olmaz. o gün Malazgirt Savaşında Alparslan’a sorsanız on sene sonra Türklerin Sivas’a, iki yüz sene sonra da Balkanlara açılacağını bilemezdi. İslam aleminde Türkler için bir model yoktur; biz dünyada medeniyeti benimsemek, onunla kavga ederek tarihimizi ve kimliğimizi korumak zorunda olan bir milletiz. Türkler Avrupalıların sevmediği bir unsurdur. Çünkü Türkler askerdir. Şimdi İngilizce eğitim modası var. herkes yarım yamalak İngilizce öğrense Türkçe geriler, çünkü abuk sabuk Türkçe konuşmaya başlar ve karıştırırlar; iyi öğrenenler Türkçeye İngilizce karıştırmaz. Türkler olmadan tarih düşünülemez, Türklerin kendilerini ifade etmeleri, yazıyla mümkün olduğuna göre, bizde tarih 6. asra kadar geriye uzanabilir. İkinci Dünya Savaşı’nın en belirgin görüntüsü, tonlarla bombanın harabeleri değildir; toplama kamplarındaki cesetler sivil esirler ve kucağında çocuğuyla kurşunlanan analardır. Tanzimat hareketi her şeye rağmen Türkiye idaresini modernleştirmek, merkezileştirmek yolunda önemli ilerlemeler sağladı. Tanzimat görkemle açılıp rezaletle kapanan tarihî olaylar değildir. Hüzünlü ve buhranla başladı ve devam etti. Sağcıyız, muhafazakarız diyor, hiç zannetmiyorum ben, Yahya Kemal’in muhteşem tasvirini kavrayamadığımız, bu şehri sevip Necip Fazıl gibi ciddiyetle baktığını, kaldırımlarını bile hissettiğini. Solcuyuz diyor; hiç zannetmiyorum, Nazım Hikmet veya Orhan Veli gibi severek, özlemle ve ciddiyetle baktığını. Sloganımız başka kültürleri sevin ya da sevmeyin ama saygı duymak zorundasınız. Bu saygıyı Türkler de bekliyor. Bütün mesele bu. Hepsinin yeni Türkiyesi var. kimine göre yeni Türkiye kadınların başını örtüp gezdikleri bir yer. Kimine göre herkesin namaz kıldığı bir yer. Kimine göre gökdelenlerin dikildiği bir yer. Kimine göre yeni Türkiye İslam birliğinin başını çeken bir memlekettir. Yeni Türkiye içine kapanık, dünyayı bilmeyen, lisan bilmeyen, yabancı milletleri okumayan, takip etmeyen, onlarla konuşamayan, onlarla birlikte mekanı, havayı soluyamayan insanlar olması düşünülemez. Her gün her hastanede hekim dövülüyor. Birtakım adamlar, 80 yaşında amcası öldü diye kabile halinde basıyor doktorun ofisini. İnsaf birader Takım halinde önce doktoru, onu bulamadıysa hemşireyi, hastabakıcıyı dövüyorlar. Hastaneye giden insanların sesi çıkmıyor. Böyle hödükler Hödükler doktor dövecek, o poliklinikten hizmet alan “Bana ne diyecek. Çağrı Bey’in oğlu Alparslan vatanımızın kurucu babasıdır. kurucu Malazgirt Savaşı’na ve müthiş galibiyete, Bizansı ezip düşman başkomutanını esir etmesine rağmen Bizans’ı yutma gibi bir hırsı yok. Batı’da insanlar vardır, bilerek dini reddederl Vaftiz bile edilmemiştir Hristiyanlığı bilir. korkunç bir cehalet hakim. Allah hiç bir zaman insanları eşit yaratmıyor. biri güzel, biri çirkin. Bir tanesi zeki, öteki değil. İnsanları eşitlemeye çalışmak Stalinist bir anlayıştır. Bizimkiler parası olmayanlarla parası olanları eşitleyeceğine zekaları eşitlemeye çalışıyor. Zeki olmayan bir çocuğa vereceğin eğitimle zeki olanı nasıl ziyan edersin? Türkiye bir memleketin adıdır. Türklerin ülkesi demektir. etnik grupların kendi kimliklerini, dillerini, kültürlerini yaşatmak haklarıdır. bunu yapmak için münevverlerinin gayretli ve çalışkan olmaları gerekir. Mühim mesele herkes kendi kimliğine sahip olur, kendi adını söyler, kendi dilini öğrenir, kendi kültürüne sahip olmaya çalışır. Fakat siz kalkıp öbürünün kimliğini kaldırmasını isteyemezsiniz. Bu gülünç ve, mantık dışıdır |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Kaynak negüzelsözler.com
Nizamülmülk Sözleri Adalet mülkün temelidir. Acelecilik, kudretlilerin değil, zayıfların işidir. Küfr ve zulm ile payidar kalmaz memleket. Zulüm mülkü zevale sürükler,nankörlük nimeti yok eder. Ordu, devlet başkanının emrine her zaman amade olmalıdır. Nâma şâna aldanan ekmekten olur; ekmeğine tüküren canından olur. İlmin değeri de diğer mumların kendisinden ışık aldığı enerji kaynağına benzer. Yükselmiş ve büyük kimseler o makama gelinceye kadar birçok sıkıntı çekmiş olmalıdırlar. Sultanların en iyisi ilim erbabıyla düşer kalkar.Âlimlerin en kötüsü de sultanlarla düşer kalkar. Dünyada ilimden iyi dostum yok. İlim hazineden üstündür.Çünkü hazineyi koruman gerekirken,ilim seni korur. İtaatkar bir hizmetkar üç yüz evlattan iyidir evlatlar babanın ölümünü, hizmetkar uzun ömrünü ister. Bütün insanların kabiliyetlerine göre bir işi olmalı, bunun aksine hareket edilmesine padişah izin vermemeli. Sultanın tacının varlığı vezirlik divitine bağlıdır. Divitin kapağını kapatırsam, onun hükümdarlığı da yok olur. Öyle insanlar vardır ki, dostlukları ile düşmanlıkları arasında bir fark yoktur. En iyisi, bu tür insanlardan uzak durmaktır. İnsanın mükemmelliği ve aklı kızmasındadır; eğer kızarsa kızgınlığın aklına değil aklının kızgınlığına galip gelmesi lazımdır. Birlikte çalıştığı kişilerin sadâkâtını önceleyen yönetici, günü kurtarır; liyâkâtını önceleyen ise tarihte kalıcı izler bırakır. Lokman Hekim,Dünyada bana ilimden daha iyi yardımcı yoktur. İlim hazineden daha iyidir.Çünkü, sen hazineyi korumak zorundasın; ilim ise seni korur. diyor. Devlet adamı zulmetmemeli, zulmetmiyorsa bile vazifelendirdiği adamların zulmedip etmediğini bilmelidir. Yoksa mazlumların ettiği ah, eninde sonunda dönüp kendisini bulacaktır. Elçiler kusur arayıcıdırlar. Gönderildiği memleket ve padişahında kusur olan ne şeyler olduğuna bakar dururlar ve sonra o padişaha bu kusurlardan dolayı ayıplama va baş kakıncı gelir. eryüzünde makbul ve dosdoğru yolda ilerleyen,Allah’ın rahmetinin üzerinde olası Hanefî ve Şafiî diye iki mezhep vardır. Geride kalanlar beyhude ve sapkınlık,şekten ibarettir. Padişah, herhangi bir kimseye büyük bir makam verirse birini gizlice ve makam verdiği kişinin bilmeyeceği şekilde, onun faaliyetlerini bildirmesi için müfettiş olarak görevlendirmelidir. Padişah ülkede cereyan eden fesadı,haksızlıkları biliyor veya bilmiyor.Biliyor da tedbirini almıyorsa onlar gibi zalimdir.Zulme rıza gösteriyordur. Bilmiyorsa,gaflet ve ihmal içindedir cahildir Memlekette olup biteni bilmek padişahın vazifesidir. Yoksa gaflete ve zulme kalkışırlar. Eğer padişah bunu biliyor da https:// çaresine bakmıyorsa, tıpkı onlar gibi zalimdir ve eğer bilmiyorsa gaflete düşmüştür; tembel ve cahildir. Padişahlar dört gruptaki insanı bağışlamamalıdır: Biri memlekete kasteden,biri memleketin haremine kasteden,diğeri onların sırrını tutmayan,bir diğeri de dilde padişahtan,gönülde muhaliften yana olup muhaliflere bilgi sızdıranlar. Devlet işlerinde dini bütün, Allah korkusu olan, haram yemekten kaçınan bir yardımcıyı herkes ister. Ancak aksi durumda, yardımcı yerine bir casus beslenmiş olur. Bu da devletin bekâsını sarsacak bir olumsuzluktur. Din ve padişahlık kardeştir Memlekette karışıklık olsa, dinde bozulur; kötü din sahipleri baş gösterir. Ne zaman din bozulur, memeleket karışır, fesatçılar kuvvetlenir padişahı güçsüz bırakırlar. Devlet işlerinde vazife yapanlar, başkalarının hakkına ulaşabildikleri, bütün gücü kendilerinde gördükleri için, yaptıkları her iş kayıt altında olmak zorundadır. Devletin vazifelendirdiği birisi, mazlumun, yetim ve fukaranın hakkını yerse, vay o devletin haline! Merhamet son derece güzel bir haslettir. İnsanoğlu yeri geldiği zaman merhametli olmayı bilmelidir. Acıma duygusu Allah korkusuyla birleşince, adaletli bir devlet adamı ortaya çıkacaktır. Devlet, kolay kolay herkese nasip olmayacak büyük bir nimettir. Bu nimete sahip olan, âhirette büyük bir külfetle de karşı karşıya olduğunu bilmelidir. devletin malı devlet için harcanmalı, dünyalık yerine âhiret için hazırlık yapmalıdır. Kendisi rahat yaşarken halkı yoksulluk çeken devlet adamını çetin bir hesabın beklediği çok açıktır. Hazret-i Ömer (r.a.) bu azaptan korkuyorsa, diğerlerinin vay haline! Herkes liyakatine göre değerlendirilmelidir. Kişide aranması gereken şey mal mülk değil hünerdir. Soyu sopu belli olan kimseler varken devlet vazifesi ne idüğü belirsiz olanlara verilmemelidir. Devletin bekası için, ehil olmayan kimselere iş buyrulmamalıdır. Bir kişiye birden fazla iş yükleyip, onlarca kişiyi işsiz bırakmak akıl kârı değildir. Devlet adamı dengesini gözettiği sürece iyi bir devlet adamıdır. Aksi takdirde saltanatının zeval bulması çok yakın olacaktır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Kaynak pekgüzelsözler.com
DİRİLİŞ ERTUĞRUL SÖZLERİ Er sözü, er yüzüne söylenir. Aslan kapana girdi mi, çakallar bile diş bilermiş. Aslı kurt olanın, nesli kurt olur. Düşmanın zalimliği, hileleri hiçbir zaman bitmeyecektir.* Bir Türk son nefesini vermeden, son söz söylememiştir. Toy senin, av benim olsun ağabey. Bırakın onlar oyun kursunlar. Zor oyunu bozar. Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır. Eğer geri dönemezsem bil ki içimde eksik olan ne varsa sende buldum. İftiralar, sahibinin kötü yüreğinin aynasıdır. Halep’ten ya yurdu alıp çıkacağız ya da canlarımızı bırakacağız. Oğuz töresi, duymasını bilene çok şey söyler. Bizde kuş avlanmaz, yemlenir. Kuş avlayacağım derken kurda yem oldunuz. Bir nefesine bile hükmedemediğimiz bu dünya için boyun mu bükeceğiz? Deveci ile ahbap olan, kapısını ona göre yaptırırmış. Allah şahidimdir. Bu yüzden başım diktir. İnandığım dava Hak’tır. Sadece ihanet edenler değil; işini düzgün yapmayanlar da bedel öder Bizim hayır bildiklerimizde şer, şer bildiklerimizde hayır vardır. Sınırımızın ötesinde sandığınız düşmanlar, sarayınızın içinde farkında değilsiniz! Bir canım var, o da Allah’tan emanet. Beni neyle korkutabileceksin ki? Okla yay iyidir. Öyle hançer gibi, kılınç gibi adamın dibine girmen gerekmez! Kader gayrete aşıktır derler, çektiğin zahmet gün gelir rahmete dönüşür. İhanet, adaleti zedelerse; eğri kılıçlarımız, yoldan sapanları doğru yola getirecektir. Elindeki kılıcı, Yaradan’ın emriyle savuran Alp’lerin piri Hz. Ali. Unutmayasın! Elindeki sırrı saklayamayana yeni sır vermez, sırların sahibi. Aşık isen can baş üzre gel beri, münkir isen bak kapıdan dön geri. Bu alemin sahibi de, İslam’ın sahibi de Allah’tır. Sana düşen Hak yolunda gayrettir. Yiğidi en çok korkutan tek bir dert vardır. O da sevda. Bey deyip şah bilip başımıza taç ettiklerimiz canımıza kast eder mi baba? Allah, yar ve yardımcımız olsun. Allah’ım sen bizi çaresiz bırakma! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur. Sana verdikleri yalandan kaç sadece hakikate sığın. esas olan doğru yolda olmak değil doğru yoldan bir an olsun çıkmamaktır Hilal’in önünde bulut durunca, gece karanlığa kaldı sanılır. Hilal elbet yeniden parıldayacaktır. Gitme, benimle kal! Gönlümün sultanı, çocuklarımın anası, ömrümün candaşı ol. Dünyevi aşkına kavuşamayacağını bildiğinde, ilahi aşka kavuşmak isteği ile yanıyor insan. Dünya hancı, biz yolcu, yiyecek lokması, alacak nefesi biten giriyor kara toprağın altına. Töre bilmeyen adamdan sultan olmaz. Bey de olmaz, adam da olmaz. Adam olmayanla da bizim işimiz olmaz. Bu topraklar yiğidin harman olduğu diyarlardır. Biz seve seve can veririz lakin bir karış toprak vermeyiz. İmtihanı geçen, kendini yere deviren adam olmak gerek evlat. O zaman en büyük pehlivan da sensin, en büyük kahraman da. Gözlerini kapattığında ışığıyla içindeki karanlığı aydınlatan her kimse, onu düşünmeyi bir an bile bırakma. Derler ki; Güneş belirmişken yıldızlara bakıp yön tayin edilmez. Bırak yıldızlarla uğraşmayı, görmek istersen güneş benim elimde. Sancak sahibine teslim edilmelidir. O, sahibi ki cenkten geri durmaz. Yaradan’dan umudunu kesmez. Cesur, dürüst, güzel yürekli bir yiğitsin Ertuğrul Bey. Sana can borcumuz bir değil bindir! Ama benim kaderim çok önceden yazılmıştır. Kayı’nın yiğit hatunları bir dağ gibi muhkem duracak ki Kayı’nın yiğit erleri dağ aslanı gibi kükresin. Allah, kulunun zahirine bakar, batınını görür. Nice içi kafir dışı Müslüman, dışı kafir içi Müslüman vardır. O vakit mezardaki ölülerimiz, beşikteki bebeklerimiz için, Oğuz kavlince yeni yurdumuza yürüyeceğiz. Gittiğin topraklarda şifa bulasın inşallah. Şifa bulasın da yeni yurdunda obanı dimdik ayakta karşılayasın. Her daim temkinli olmak iyidir beyim. Artık tepemizdeki buluta esen rüzgara bile güvenemez olduk. Güneşi bayrak, göğü çadır eyleyeceğiz. Kısraklarımızı uçsuz bucaksız ovalara süreceğiz. Pusatlarımızı yar eyleyip ordularımızı gür kılacağız.* Alp o adamdır ki; yenilince yerinmesin, kazanınca öğünmesin, zafere değil sefer ile yükümlü olduğunu bilsin. İşte onlar, hidayete karşı dalaleti satın alanlardır. Fakat ticaretleri kar getirmemiştir. Onlar doğru yolu bulmuş kimseler değildir. Bakara Suresi, 16. Ayet Allah’ın varlığını unutmadan, kardeşini dardan kurtaracak vesileyi aramaktır tevekkül. Yiğidin imtihanı çetin olur ve yiğide durmak yaraşmaz. Çaresiz kaldıkça Rabbin El-Kadir olduğunu hatırla. Aç kaldıkça onun Er-Rezzak olduğunu tekrar et kendine. Burada Rabbinlesin tastamam, unutma! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Kaynak sözlervereplikler.com
Payitaht Abdülhamid Sözleri Hür olmak için devletin nizamını bozarsan dünyan zindan olur! Bir müslümanın devleti güçsüzse ve o geceleri rahat uyuyorsa vay onun haline! İşittik ki peygamberimize hakaret içeren bir tiyatro tertiplermişsiniz. O temsili durdurmazsanız dünyayı başınıza yıkarım. Haktan ayrılmayız, bize emanet olan İslam’ın sancağını bırakmayız !Osmanlı her daim tebasına şefkat ve iyi niyet sunmuştur! Günahlarından ötürü pişman, ibadet ve taatle neşeli değilsen ölüsün! Ölüm haktır, kalanlara nasihattır! Biz alemlerin nuru Resul-i Ekrem Efendimizin açtığı sancağı taşımaya devam ettikçe, onlar yerinde durmayacak Osmanlı her vakit insanı yaşatma gayesindedir! Şehit az ya da çok olmaz. Onların biri de bini de birdir Ya devlet başa, ya kuzgun leşe Zulme uğrayacak dul kadınların, evlatları yetim kalacak kardeşlerimin hürmetine bana güç, kuvvet ver Allah’ım Tohum toprağa gömülünce ölüyor mu ki, insan gömülünce ölsün Halkı esir alanlar, gün gelecek merhamet dileyecek!“ Biz yerin üstünde mücadele ederken, siz yerin altında mücadele edeceksiniz Vakit mücadele günüdür, Allah muvaffak eylesin! Ömrüm yetene kadar, zafere ulaşana kadar bu mücadele bizim için farzdır.Vatan topraklarına her kim fitne sokmaya çalıştıysa, karşısında Sultan Abdülhamid Han’ın adaletini görmüştür! Allah’ın ayetleri üzerine yemin olsun ki toprağa girene kadar mücadele bizim için farzdır Sulhta merhamet ordusu, harpte korku veren bir ölüm ordusu! Bu benim haritam! Bu benim rüyam Haç ile Hilal’in savaşı, hiç bu kadar çetin olmamıştı Savaş başlamıştır! Ya kurt olup çakalları kovacağız, ya koyun olup çürümeye mahkum olacağız Hainlerin karşısında savaşarak geçen bir ömrün şanlı hikayesi Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben sadece gafil değildim, o kadar! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|