![]() |
#5 |
![]() Kaynak ilber ortaylı kitablarından
YEMEN Osmanlı'nın sınır vilayetlerindeki sıkıntıları anlatan iki türkümüz vardıt Birisi Estergondur bu kale halen hafızamızdadır İkincisi, yani "Havada Bulut Yok dediğimiz Hint Okyanusunun Kızıldeniz ağzındaki çileli yemen Havada bulut yok, bu ne dumandır Mahlada ölüm yok, bu ne figandır* Adı Yemen’dir gülü çemendir* Giden gelmiyor, acep nedendir Osmanlı'yı uğraştıran Yemen aşiretleri 20 milyon nüfuslu ülkede halen iktidar için en büyük sorun. Milli gelir ortalaması*900 dolara yaklaşan Yemenin bazı yerleri vah vah dedirtiyor, bazı yönleri iç açıcı Tabiat gibi şehirlerde özgün*bir güzellik var burada çirkinliği örflerin sağlamlığı önlüyor.*Yemende sadakat ve hayatın her safhasında örfler yaşatılıyor şehrin en güzel yerinde ayda 150 dolara güzel bir daire kiralayabilirsiniz, evlerin camların vitray ve duvardaki alçı süslemeleri zarafetle yapılmış mani Başkent San’a’nın "Bab-ı Yemen" denen eski kesimi, UNESCO korumasında Yemen'in nüfusu 20 milyon, yüzölçümü 500 bin kilometre kare, ekili arazi çok kıymetli arazi aldığınıda alıcısının yanında mal*sahipleri de ortaya çıkıyor ve mahkemelik olabiliyorsunuz Bütün hatunlar peçeli namus cinayetleri ve arazi Cinayetleri işleniyor. Dünyanın en nadide bitkileri ve ağaçları Yemende. Sedir denen vücudu ve dişi temizleyen misvakın çıkarıldığı ağaçlar, çöl bitkileri ve mango, muz, karpuz, narenciye türlerinin rekabet edemediği kadar pahalıya satılan ürün*ise "kat" yaprağı. Kat yaprağının karaciğerde tahribat yapabiliyor ve nar suyu tüketiliyor çok şekerli tatlı ve helvalar tüketiliyor. bir torba kat yaprağın fiyatı üç*dolardan başlayıp 150 dolara kadar çıkıyor ve yemende genellikle Öğle valti altı-yedi saat kat yaprağı çiğneniyor Büyük tüccarlarla ahbaplık eden, Rus sefiri kat*çiğnemeye alışmış ve votkayla karıştırınca işin tadını kaçmış Çiğneyince keyfe ulaşmış ama şuur açık, alışkanlık yapmıyor senelerini Amerika'da kat çiğnemeden geçiren*Yemenli ülkesine döndüğünde anasının köftesini özlemişçesine kat seansına oturuyor. İşler kat çiğneyerek yapılıyor. Dışarıda çalışıp dönen Yemenlinin ülkesinden vazgeçemeyeceğinin en iyi*örneği kat yaprağı çiğnemek İb şehri; yurtdışında kazanılan paralarla zenginleşmiş Yemen çok sıcak, kış ve bahar pek yaşanmıyor. Güney ile kuzey yemen 1990 anlaşması ile birleşti ama kuzeyli aşiretlerin cumhurbaşkanı Abdullah Salih'in örgütlemesi ve güneye kitlelerle hücum etmesiyle 1994'te gerçekleşti. Gorbaçov'dan beri heryerde çekilen Sovyet sosyalizmi Yemen'de iç savaş ile geri çekildi. Dünyada "Mesut Arabistan" veya "Yemen-i Saide" denen bu ülke köylüleri zahmet çektiği coğrafi konumu ve iklimi yemen sakinlerine ihanet etmiyor. Ektiğin kadarını biçiyorsun Mart-nisan ve ağustos yağmurları tabiatı*besliyor. Yemen turizmi dünyaya açılıyor ülkenin mimari birikimin etkisinden Sana'a'daki Mövenpick ve Taiz'deki Sofitel otelleri klasik ve modern Yemen mimarisi Eskinin ortasında ülkenin tarihi ihtişamına hürmetle yükselen*yapılar. Var Petrol gelirleri ülkeyi canlandıracak, sanayi yavaş kuruluyor. ticarete yetenekliler Yemen'in Türkiye ile olan ticareti yıllık 200*milyon dolar ve Türkiye dördüncü sırada. Çin, ABD, Almanya, Britanya gibi elçilikleri var Türkiye Cumhuriyeti nin sadece iki elçilik memuru var.Türk diplomatları zor hayatlar yaşıyor Aden Yemen'in okyanus kapısı ve Fil Burnunda okyanus sefası doyumsuz burada mart ayından itibaren sıcak ve rutubet dayanılmaz oluyor. bu güzel kıyıya çirkin bir Sheraton oteli yapılmış Güney*Yemen'in eski başkenti Ingiltere'nin okyanusdaki ilk üssü, ancak Aden'in Aden cennetle alakası yok. Tepede Portekiz*kalesi var. Aden Osmanlı'nın girmediği, ancak civarında konakladığı bir bölge. yerel mimari yapıya ve XIX. asrın*İngiliz koloni binası şehrin çekirdeğini*oluşturuyor. Sovyetler Birliği ve sosyalist cumhuriyet başkenti Moskova'da kinin tersine tüm Orta Asyaya çirkin lojmanlar inşa etmiş Adende rutubeti binalar var ve dökülüyorlar çünkü İngiliz sömürgesi çok cimri binalar inşa etmiş Sovyetler'in plansız inşaatları bıraktıkları çürük malzemeden anlaşılıyor. Yemenin güneyindeki halk Şafii, orta ve kuzeydeki halk ise Şii ve Zeydi Zeydi imamlar beğenmediği hayırla yad etmediği bir tarihi dönem; İmam Yahya ve oğlu imam Ahmet iyi hatırlanmıyor. çarşaf çok yaygın ama kadınların idare ve eğitimde*ilerlemişler Aden yabancı okullarla*dolu, Türk okulları ise San'a, Taiz ve Aden'de, ilerlemiş Küba büyükelçisinin*çocukları da bu okullarda Halk Cumhuriyet zamanında Macaristan'ın (Raab) şehrindeki Komünist Parti yöneticilerinin en çok çocuk*yolladıkları yerdi. Taizin , ilginç bir doğası var burada Yemen; muz ve mango bahçelerinden sonra çöl başlıyor, sonra yeşillik. Taiz yüksekte bir şehir, tepede Osmanlı kalesi var Taiz'den Huş Dağına tırmanmak ise ilginç bir deneyim. Burası Huş'tur Yolu yokuştur" burada Türk askerinin kanı dökülmüş ve çok sayıda şehidimiz var türkler burada en stratejik noktayı savunmuş Huş Kalesi tüm ihtişamıyla göğe yükseliyor. Rakım 3 bin metre, yemen kuzeye doğru 2 bin metre yükseklikte Yılda sadece iki ay yağmur alan, sıcak akşamları serin bir ülke, çöl ve çıplak tepelerde*zümrüt gibi yeşillik ve başka yerde görülmeyen ağaç cinsleri var bunların en ilginci sadir denen, ağaç Yemen’in en ilginç rengi Yemen Yahudiliği. Bugün çok az kalmış İsrail kurulduğunda bu Yahudileri topluca göç ettirmiş ve büyük kuş motifine başvurup Uçaklara*bindirilip leriçerde ocak yakıp, ekmek pişirmişler İbranca konuşup Yemende gümüş kaplamacılık yapıyorlar. Yemen Yahudiliği İbrani Kültürünü korumuş. Dil ve Ananeler kaybedilmemiş. zor zamanlarda da bizdeki Sabetay Sevi’ye gibi sahte Mesihler türemiş. hayatları ne İsrail’de ne Yemen’de kolay değil renkli bir topluluk ve hem İsrail’de hem Yemen’de cemaat halindeler San'a'daki en büyük yapı Osmanlı'nın askeri kışlası, bugün müze olup eski vilayet konağı imparatorluğun kalıntıları... İmam*Yahya'nın Dar'ül Hacar (Taş Ev) denen yazlık sarayı, onun osmanlıya bağlı bir yönetici olduğunun göstergesi; XVIII. ve XIX. asırlarda Osmanlıda mahalli derebeyi ve hükümdarların küçük sarayları vardı. Lübnan'ın Dürzi emirinin Muhtara'daki konağı Beytuddin'deki sarayı Topkapı'nın taklididir. Yanya'daki Tepedelenli Ali Paşanın da sarayı vardı. Aden'in etrafındaki Kevkeban ve Tura gibi yazlık*köyler mimari ve doğasıyla nefis. Osmanlılar Yemen’i 1517'de Memluklardan devraldı uzun cenglere rağmen Hint Okyanusunda kıyılarında Portekizliler yenilemedi Yemen Kızıldeniz'i kontrol etti buradaki Hudeyde limanından San'a'ya sevk edilen askerin çilesini bilmek lazım. XVII. asırda aşiretlerin isyanıyla Yemende kontrol kaybedildi fakat Kızıldeniz kıyıları*hala elimizdeydi 19'uncu yüzyılda Yemen Mehmet*Ali Paşa ve Mısır'ın elindeydi. İngiltere, Mısır gibi Yemen'i de işgal etti kıyamet koptu. 70 yıl boyu 1918'de imparatorluğumuza veda*edene kadar insanımızın kanını, canını hâzinemizdeki altınları Yemene döktük. Yemen Osmanlıya çok pahalıya mal oldu imparatorluk sembolüydü ancak Bugünün Yemenliler Türkleri diş gıcırdatarak değil sevecenlikle hatırlıyor Ticaret ve kültürel ilişkilerimiz gün geçtikçe artıyor. tespih taşı ve Yemene özgü taş ve ağaç arayan türklere rastlayabilirsiniz Biz Yemen'i unutmadık, Veysel Karani’yi ve torunlarını saygı ile anıyoruz. Yemen kahvesi dilimizde kalmış ancak Brezilya kahvesini tercih ediyoruz. Bunu yadırgıyoruz kısaca alın bir yemen kahvesi pişirin ve kakulesini katın dedelerimiz gibi Yemen kahvesini* ve yemeni sevin Kudüs, Barış şehri, her zaman savaşın ve gerilimin yeri olmuştur. Kilise rahipleri bile birbirlerine husumetinden burada silahla gezerlerdi. Bugün bile ne kadar dostlar şüpheli burada Her mezhep ve tarikat birbirini dışlıyor ve kudüsteki Din kavgası dünya barışını tehdit ediyor 1516 Aralık’ında Sultan Selim kendine Yıldırım gibi yaptığı savaşlar ile Filistin'i Osmanlıya kattı Kudüs, Mekke ve Medine ile birlikte Osmanlı mülkünün gözdesiydi. Museviler ve Hristiyanlar gibi Müslümanların da kutsal yeriydi. Dört asır Kudüs şehri ve halkı üstün statüsünü*korudu. XVI. asırda önemli vakıflar kuruldu. Köylülerden hafif vergi alındı. Memluklar devri eserleri tamir*gördü; çeşmeler, mescitler, çarşı ve hanlar hanedan tarafından yaptırıldı. Sultan Süleyman*devrinde 1532-1539 da yeniden inşa edilen Kudüs surları bütün haşmeti ile şehri çevreliyor ve surların etrafındaki cadde Sultan Süleyman Caddesi olarak anılıyor. Üstelik bu ismi kullanan İsrail yönetimi. Memluklar döneminde Kudüs'te yaşayan ve haklı olarak iftihar eden Hristiyan ve Müslüman dengesi iyi kuruldu 100 yıllık Haçlı Seferleri*ve batılı terörden Müslümanlar ve Hıristiyanlar çok çekti osmanlı devri kudüsün en verimli çağıdır XVI. asırda İspanyol engizisyonundan kaçan Ya-hudiler Osmanlının*Kudüs'üne sığınmıştır kutsal topraklar hac mevsiminde Avrupalı Hıristiyanlara kapılarını açmış.*Hıristiyan hacılar güvenlik içinde hacc etmiştir Osmanlının kudüsünde bütün dil ve dinlere mensup halk yaşamış Kudüs tam 400*yıl boyu I. Dünya Savaşının sonuna kadar sakin dengeli ve adaletli bir*hayata sahip olmuştur 1917 de kutsal şehir İngiliz topçuları*tarafından harap edilmiştir Kudüsü Almanlar yalnız bırakmıştır. savaş*şehrin her tepesinde aylarca sürmüş osmanlı geri çekilmek zorunda kalmıştır Bugün İbrani Üniversitesinin bulunduğu tepedeki İngiliz mezarlığında şehit Türk*subay ve erlerin mezarları da yer alır ve bugün kudüsün altını*oyuyorlar ciğerler feryad ile yanıyor Yeruşalayim: Sulh selamet yeri anlamındadır; ama şehrin üç bin yıllık tarihinde ne sulh ne selamet kaldı Bugünkü kudüs kavgası Yahudiler ve Arap kardeşlerimiz arasında tüm şiddetiyle sürüyir Hıristiyan cemaatler taraf tutuyor Rum ve Ortodokslar Filistin Araplarını destekliyor; kalabalık bir Ortodoks Arap cemaati var. Ermeniler İsrailden yanalar. Kudüs Babil ,İran, İskender* ve Selevkosların hükmünde kalmıştır. İbranca sadece ibadet ve edebiyatta kullanılıyordu. Tüm*Yakındoğu’yu Aramca istila etti Hazreti isa Aramca konuşuyordu. Süryaniler, İsa’nın konuştuğu*dille ibadet etmekten gurur duyarlar. İki bin yıl evvel bölgeye*hükmeddiler Arami halkın tek kalıntısı bugün süryani Ortadoğudaki savaş, dilleri ve etnik grupları yutuyor Ama dini etkileyemiyor. Üç semavi din mezhepler ve ibadetlerini koruyor. Üç din Kudüs’te çatışma içinde*bugün Filistin ve İbraniler arasında kopukluk var*Müslüman fetihleri Araplaşmayı getirmiştir. dil arapça olmuş ancak, ırk fazla etkilenmemiş Kudüs, Haçlıları görünce mahzun oldu sur içindeki halk 100 yıl boyunca eziyetler çekti Batı Avrupalı ve inatçı*halk. Müslümanlar kadar Hristiyanlara*da dikenlerini gösterdi Kudüs inançların şehridir bu inanç etrafında şiddetli kavgalar vermiştir israililer, Araplar’dan "İsmail’in kaba saba*oğulları" diye bahseder nefret duyarlar Avrupanın ırkçıları gibi tez vakitte sulh mukadder. Olmalı Biz Türkler gibi halden anlayanların görevi sulha aracı olmakdır. Kudüs 1517’de Osmanlıya katıldı; Mısır Memlüklerin elindeydi. Memlûk, Kafkasyalı-Türk*soyudur köle asker ve komutanların devletidir Mısır Filistin ve Suriyeye mesafeliydiler...*Filistin’in tarihi, sınırları*nı? münakaşasız çizen coğrafyacı görülmemiştir. Roma devri Antakya ve Suriye İslam coğrafyasının Bila-düsşam eyaletlerini içerirdi. İsrail milliyetçisinin, Arz-ı İsrail Sorularına verdiği cevap hep değişir; 400 sene yetmiş çeşit cemaat ve etnik grubu tutan osmanlı imparatorluğumuz dünya harbinde yıkılınca ortadoğudaki sınırlar büyük kavgalara neden olmuştur Osmanlının, Kudüs’ünü ve bugünkü görünümünü dört asır önce Süleyman Han yaptırdı; kudüs caddeleri büyük padişahın ismini taşır "Hameleh Ha Şlome", Mescidü’l Aksa, Kubbetü’s Sahra; şehrin sebil ve mescitleri, mahkeme binası hepsinde*Osmanlılığın izleri görülür. Filistinde en sakin dört asır. Osmanlı asrıdır zenginlik ve eğitim yükselmiş Kudüs-ü Şerif büyük bir saygı ile yönetilmiştir tamir edilen surlar eski camiler, Halidiye Kütüphanesi, mahkeme binası Osmanlı çağının sembolüdür şehri Yafaya bağlayan istasyon binası osmanlı manzarasını tamamlar osmanlıdan çıktıktan sonra şehirde klasik mimari ile uyumsuz Katolik ve Protestan kiliseler, çan kuleleri Kudüs'e ait manzaralardır. Şüphesiz dört asır mukaddes Mezar Kilisesi Kamame mescidi Mescidü'l Aksa gibi inananlar için çok önemli kurumlar hala devam etmektedir.*1516-1517 kışında başlayan Türk yönetimi, 1917 Aralıkında*bitti. Ve savaşlar başladı Osmanlı Kudüs'ü eski ve yeni şehirde her köşede tüm kalıntılarıyla göze çarpıyor. Modern Yafa Caddesi’ndeki eski Osmanlı imparatorluk armalı Kudüs Belediyesi, 1917 Aralıknda biten Türk Osmanlı hakimiyetinin tanığıdır bina "ölü güveyinin evi" diye bilinir düğün günü ölen bir zengin Arap oğlu *için yaptırmış. Uğursuzluğundan kimse kullanmayınca osmanlıya kalmış ve belediye binası olarak kullanılmış. Ancak Kudüs ve Halil Yolu bize de uğur*getirmedi. Burası 1947'ye kadar zengin Arapların konaklarıydı Araplar 1917’de ingiliz desteğiyle bağımsızlık bekliyorlardı ama cevap Kudüs’ün Yahudi yurdu olduğunu müjdeleyen "Balfour" bildirgesi oldu. 30*yıllık Britanya mandası beceriksizlik, ikiyüzlülük ve merhametsizliklerle dolu Tek hayırlı yanı şehrin mimarisini koruyan beyaz taş kullanımıdır Yahudiler ve Araplar çatıştı. Müfti Hüseyni’nin adamları Almanlara yanaştı Yahudiler ingiltere’yi var güçleriyle destekledi. Savaşın sonunda İngiltere, Arapların feryatlarını yatıştırmak için, toplama kamplarından çıkan hasta ve aciz çocuklarla*dolu bir gemiyi Filistin’e sokmadı çocuklar telef oldu Filistin’e gemiler israillileri getirmeye devam ediyordu. 1948’de İsrail ilan edildi ve bu filistinin kara günüydü 1947 savaşında eski Kudüs, doğusundaki topraklar ve Selahaddin Caddesi, Ürdündeydi 1967 Martında surlardan karşıya yani Yeni Kudüs’e bir ıssız sınır şeridi iki tarafı ayırıyordu şimdi çirkin bir otopark ve David şehri denilen*apartmanlarla doldurulmuş Karşısında ünlü King David Oteli*ve yeni Kudüs uzanıyor 6*gün savaşıyla sınır kalktı. Batı Şeria ve Kudüs ilhak edildi.*Kudüs’te cumartesileri İsrailli görürdünüz.*ve İsrail bu bölgeye yerleşemedi*Eski Kudüs’e adım atamıyor. Yahudi yerleşmeleri *1967 den beri yürürlükte. Selahaddin Caddesi vee Ermeni mahallesinde İsrail taraftarları protesto ediliyor Sakin Filistinliler israilden intikam istiyor intikam komandoları yetiştiriliyor çünkü Fakir ve yurtsuz. Bırakıldılar Çatışma tarihteki*100 yıl savaşları gibi sürebilir uzlaşma ve barışı istemeyenler var bu savaşta. Filistin aç ve susuz kaldı Ekilecek arazileri az. Filistin*güzel ama Yahudiler Kudüs’ten hiçbir şey vermiyor ve paylaşmanın yolu bu olmamalı. Yahudiler kutsal kutsal şehrini kontrol edemiyor sivil İsrailli halk kudüsü terk etmeye hazır Filistinliler 1,5 milyon israillinin*eski topraklarına İsrail’e dönmesini talep ediyor. İsrail*hayır diyor çünkü her taraf Rus dolu. Rusların sadece bir*kısmı hakiki Yahudi. Filistin ise kurumuş toprakta milyonluk* nüfusuyla nasıl geçinecek Yahudiler bu topraktan*vazgeçmek istemiyor gençler ölüyor. Biz kudüs yangınını söndürelim Kudüs halkına İskandinav ve Avrupa gibi bakamayız. Şarklılar ne de Garplılar bu coğrafyayı insanları anlamıyor; sorunu en doğru biz*anlayabiliriz. Ortaçağ İslam medeniyetinde Yahudi-Arap kültürel birliğini olmuştu. Büyük Arap yazarları vardı. Endülüs Ispanya’sı Batı dünyasını hayran bıraktı ve ezdi. Bizans Roma’sı felsefede*ve ilimde ilerleyemedi kaydedemedi.*Yahudi-Arap nefreti, son zamanlarda oluştu Araplar çatışmaya askeri değil, fikri olarakta hazırlıksız*yakalandı Bugün AvrupalIlar filistinden söz etmiyor kudüs sadece Filistinlilerin davası değil sözcüler bulmalı,*aydınlarımız bu işi görmeli Arap dünyasını tanımalı ve çözüm aramalı. "Filistin*hiçbir zaman Osmanlı sulhü kadar uzununu yaşamadı" bu söz basit bir imparatorlukçu slogan değil Her aklı başında Türk Ortadoğu’ya en akıllı ve adilane bakanr Türkler filistinle ilgilenmeli ortadoğu sadece Dışişleri’nin ve gazetecilerin ilgi*alanında kalmamalı. Yahudi-Arap çatışmasını anlamalı eksiklikler görülmeli Kudüste kimse korkmadan gezemiyor Felafel ve Humus, Filistin Araplarının*milli yemeğidir. Kudüs’ün elli yıllık meşhur felafelcileri var bir zamanlar Yahudilerede kazan kaynar ve bu yemekten ikram edilirdi Otuz beş yıldır kudüste gerilim yaşanıyor sinir harbi bitmiyor Filistinliler zamanı kendi lehlerine çevirmeyi beceriyor. Sağlam aile ve sülale yapıları var. Müzikleri, aileleri ve mutfaklarıyla yaşıyorlar. Okumuşu cahili, ihtiyarı genciy dillerini konuşmaktan zevk alıyor On yaşındaki çocukların nutuklarına şahit oluyorsunuz; latife geleneği yaygın, Kudüs’ün doğusunda nüfusun yüzde 30’u fakir fakirlikten dolayı Arap tarafında hizmet ve fiyatlar daha ucuz; ikinci bir dünya... israil tarafında teknoloji, elektronik, ecza sanayii zenginliği artmış ne hikmetse İsrail’de ve Kudüsün Yahudi*tarafında fakirlik artıyor. Kudüste Meaşearim semtinin fakirleri yanında, İsrail şehirlerinde *hizmetlerden yararlanamayan işsizler ordusu büyüyor. Asıl*beteri İsrail halkı fakirliğe sürüklüyir fakirleşme artmakta. Kudüs’te Ramazanlar çok renkli*geçerdi, şimdi ortalık sönük karanlık korku, ve*fakirlik ürpertiyor. Fakirlik en zengin mülklere*sahip Rum-Ortodoks kilisesinede yansımış. Gençler ümitsiz. Filistinli*Arap öğrenciler okulu terk etmiş savaş israil ve filistin halkına yansıyor en gayretliler kız çocukları azimli ve umutlular Ortadoğu*toplumlarında üst tabaka ile altı arasında uçurum büyüyor. İnsanlar karamsar İsrailin Gerilimi yaratan taleplerin*yerine getirilmesi zor... taviz verilemez. Filistinlilere ibranca zorlan öğretiliyor. Yahudiler Arapçada uzmanlaşmış her iki toplum birbirine yabancı Kudüs toplumların birbirine yabancılaştığı bir yer Kudüs XX. yüzyılda gelişmiş, Yahudi kesimi Doğu Kudüs’te ki Arapları yok sayıyor bir filistinli için dünyası suriçi Kudüs ve Şam kapısı ve Selahaddin Caddesi Filistin*bölgesinde sıkı bir denetim var. İsrailde (Mesih) gelmesini beklemeden devlet kuran Siyonistlerle barışmayan yüzde 15’lik bir kitle var Küçük şehirlerdeki kalabalık ailelerin eğitimsiz çocukları işsizler ordusuna katılıyor kudüs yahudileri.*Kuyumculuk ve elmasla uğraşıyorlar Ananeler zorunluluk. XVII. yüzyıl Doğu Avrupa’sının kıyafetleri ve kürk şapkalarıyla Kudüs ve Tel-Aviv’de altı adet çocuklarıyla geziniyor, iki İsrail var. "Uygungiyinmeyenler*bu mahalleye girmesin, bizim ibadet ve kullukla geçirdiğimiz hayatımızı rencide etmeyin" gibi afişlerle donanan Meaşearim, Rehov ve Buhara Yahudilerinin sokağı gibi*semtler Her cemaatin başındaki*haham dünyayıkendine göre açıklıyor; bu açıklamalar hiddet çekiyor... Kudüsde Yahudiler çoğunlukta yüzde 67 ler. Araplar yüzde 5 oranında Yahudiler yüzde 1 oranında artıyor. Kudüs’teki 210 bin Arap nüfusun ancak 5 bini İsrail yurttaşlığına geçti bunu Yahudi basını bildiriyor. İki grubun kaynaşmaya hiç niyeti yok. Filistin Arapları İslami yaşıyor Mescidü’l Aksa'nın bulunduğu Harem-i Şerif’e*kimseyi sokmamaya çalışıyorlar Türkler din*bilgisi sınavından geçiriliyor. bu sınavı yapanlar bazen Filistinli Hıristiyan muhafızlar. Kudüste Hiddet ve mantıksızlık yaşanıyor Arap Müslümanlara sataşılıyor manasız yasaklar ve prensibsizlikler deşilmeli. Kudüs’e ne İsrail nede Filistin *hakim olabiliyor . Bir milyon göçmen Rus var musiki , matematik ve bilgisayarcılıkla uğraşıyorlar hepsi Yahudi değil İsrail’de Arap oranı düşürülmeye çalışılıyor israilin arzuladığı tek amaç... Yahudi nüfusu müzik biliyor, sanatçı, hekim, ressam, kuyumcu, ve *yazıyorlar. Ortadoğuya hükmetmek istiyorlar İsrail’in*hastane ve üniversiteleri gelişmiş israilde Tiyatrolar orkestralar kazı yerleri var yarısı Şarklı, yarısı Doğu Avrupalı bir ülke İsrail. Filistinli Araplar dünyaya yayılıyor. Bilim ve*ticarette tutunmaya başladılar. Eğitim artıyor. 30 yıl öncesinden daha çok tanınıyorlar siyonist İsrail e göre Türkiye dağ gibi ülkemiz ve halkımız onları aşmak için çok çalışıyor. Kudüs ecdadımızın kokusunu taşıyor. Surlar Sultan Süleyman adını taşıyor. her köşesi Osmanlı*kokuyor. Surların dışındaki her taş osmanlının izini taşıyir Zeytindağı imparatorluğun son asrının bir resmi . Ortadoğu’yu koklamak, Türkiye’yi anlamak için şart. Ortadoğunun*her köşesini kokladıkça, ne kadar çileli bir tarihten geçtiğimizi ve ne büyük ıztırablara tahammül ettiğimizi anlıyor ebedi yurdumuza daha sevecen ve saygıyla bakıyoruz |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|