![]() |
#3 |
![]() SANA, BANA,VATANIMA,
ÜLKEMİN İNSANLARINA DAİR "Telgrafın tellerini kurşunlamalı" Öyle değildi bu türkü bilirim Bir de içime -Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen- Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek Bazen gelmesi beklenen bazen ansızın çıkagelen Haberler bilirim mektuplar bilirim Gamdan dağlar kurmalıyım Kayaları kelimeler olan Kırk ikindi saymalıyım Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından Baştan ayağa ıslanmalıyım Gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım İçimde kaynayan bir mahşer var Bu mahşer birde annelerin kalbinde kaynar Çünkü onlar yün örerken önlerinde Ya da çamaşır sererken bahçelerde Birden alıverirler kara haberini Okul dönüşü bir trafik kazası'nda Can veren oğulların. Bir de gencecik âşıkların yüreklerini bilirim Bir dolmuşta yorgun şöförler için bestelenmiş Bir şarkıdan bir kelime düşüverince içlerine Karanlık sokaklarına dalarak şehirlerin Beton apartmanların sağır duvarlarını yumruklayan Ya da melâl denizi parkların ıssız yerlerinde Örneğin hind okyanusu gibi derin İsyânın kapkara sularına dalan Nice akşamlar bilirim ki Karanlığını Bir millet hastanesinde Dokuz kişilik kadınlar koğuşu koridorunda Başını kalorifer borularına gömmüş Beyaz giyisilerden uykular dökülen tabiblerden Haber sormaya korkan Genç kızların yüreğinden almıştır. Birde baharlar bilirim Apartman odalarında büyüyen çoçukların bilmediği bilemeyeceği Anadolu bozkırlarında İstanbuldan çıkıp diyarbakıra doğru tekerleri Yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içen Cesur otobüs pencerelerinden Bilimçsiz bir baş kaymasıile görülen Evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında Çıplak ayakları yumuşak topraklarabatmış ırgat çocuklarının Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemiriken Diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen. Yazlar bilirim memleketime özgü Yiğit köy delikanlılarının İncir çekirdeği meselelerle birbirlerini kurşunladıkları Birinin ölü dudaklarından sızan kan daha kurumadan Üstüne cehennem güneşlerde göğermiş mor sinekler konup kalkan Diğeri kan ter içinde yayla yollarında Mavzerinin demirini alnına dayamış Yüreği susuzluktan bunalan İçinden mahpushane çeşmeleri akan Ansızın parlayan keklikleri jandarma baskını sanıp Apansız silahına davranan Nice delikanların figüranlık yaptığı Yazlar bilirim memleketime özgü. Güzler bilirim ülkeme dair Karşılıksız kalmış bir sevda gibi gelir Kalakalmış bir kıyıda melül ve tenha Kalbim gibi Kaybolmuş daracık ceplerinde elleri Titreyen kenar mahalle çocukları Bir sıcak somun için yalın kat bir don için Dökülürler bavullara yaprak gibi. Kadınlar bilirim ülkeme ait Yürekleri akdeniz gibi geniş,soluğu afrika gibi sıcak Göğüsleri çukurova gibi münbit Dağ gibi otururlar evlerinde Liman gemileri nasıl beklerse Öyle bekler erkeklerini Yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi. İsyan şiirleri bilirim sonra Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden Harfler harb düzeni almıştır mısralarında Kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır Kimi bir soygun sofrasında ışıklı salonlarda Hırsızın gıtlağına tıkanmıştır. Müslüman yürekler bilirim daha Kızdı mı cehennem kesilir sevdimi cennet Eller bilirim haşin hoyrat mert Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır Her kırışığı sorulacak bir hesabı Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır. Bütün bunların üstüne Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeyelim Vatanım milltim tüm insanlar kardeşlerim Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli Adın kurtuluştur ama söylememeliyim. Erdem BEYAZIT |
|
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|