![]() |
#1 |
![]() Bolu'ya Özgü Ürünler-Halk Kültürü-Yemeklerimiz-Geleneklerimiz-İnanışlarımız
KÖKEZ SUYU : Bolu ilini çevreleyen dağlar ormanlarca zengin olup, yağışları kolayca sızdırarak yer altı su tabakasının zenginleşmesini sağlamaktadır. Bu sulardan bir kısmı diplere kaymadan yamaçlar boyunca yüzeye çıkarak çeşitli tatlı su kaynakları ve pınarları oluşturur. İlimize özgü olması nedeniyle ‘ Kökez Suyu ‘ bunlardan en önemlisidir. Ayrıca ilimizin hemen her mahallesinde bulunana çeşmelerle halkın kullanımına sunulmaktadır. KEŞ : Bolu ve çevresinde yapılan bir süt ürünüdür. Yoğurttan yapılan bu ürün yağlı ve yağsız olarak iki şekilde ve çoğunlukla çiftçilerimiz tarafından köy şartlarında üretilmektedir. Keş makarnalara rendelenerek ilave edilmekte, özellikle yağlı olanı da tavada kızartılarak kahvaltıda tüketilmektedir.Keş kömür madeni işleten işletmelerde çalışan işçilerin zehirlenmesine karşı da kullanılmaktadır. Mahalli semt ve pazarlar ile bakkal ve marketlerde de satılmaktadır. Sadece en büyük ilçemiz olan Gerede'de üretim yılda ortalama 35 tonu bulmakta ve ilçe ve il ekonomisine katkı sağlamaktadır. ALABALIK VE MERCAN BALIĞI : Bolu ormanlarında bulunan su kaynaklarında yetişir. Baharın gelmesiyle birlikte avlanmaya başlanır. Ekonomik ve ticari açıdan önemli bir kaynak olmasa da bolu yöresine özgü bir su ürünüdür. Mercan Balığının vücutta ağrı olan bölgelere iyi geldiği, hatta halk arasında canlı yutulduğunda mide hastalıklarına iyi geleceği inancı hakimdir. PAŞAKÖY EKMEĞİ : Buğdayın ana ingredient olarak kullanıldığı bu ürüne ayrıca patates veya süt de ilave edilmektedir. Ekmek Bolu'da önemli ölçüde üretim ve tüketime sahiptir. BOLU PATATESİ : Ülkemizin birçok yöresinde üretilmesine rağmen Bolu Merkez, Dörtdivan ve Gerede ilçelerinde yaygın olarak yetiştirilen Bolu patatesinin yetiştirme teknikleri ve dayanıklılığı, özellikle de lezzeti bakımından ayrı bir yeri vardır. Bolu tarımının büyük bir kısmını patates üretimi sağlamakta ve mutfakta da en çok aranan ürün olması nedeniyle önemli düzeyde tüketilmektedir. Ayrıca işlenmesini sağlayan fabrika da mevcuttur. ( BOL-PAT). KANLICA MANTARI : Bolu iline özgü olan bu ürün Bolu'da doğal olarak yetişmekte ve özellikle yaz aylarında sonbahara doğru toplanarak değişik şekillerde pazarlanmaktadır. Ürün çevre üreticileri için bir geçim kaynağı durumundadır. ACI BAL : Bolu il ve ilçelerinde üretilen acı balın, astım ve bronşit hastalıklarına iyi geldiği inancı halk arasında yaygındır. İlçe ve il ekonomisine katkısı bulunmaktadır. ABANT ALABALIĞI : Latince adı "Salmo trutta abanticus" olan Abant Alabalığı, Abant Gölü ve çevresindeki akarsularda yaşamaktadır.Yıllık ortalama 213 ton civarında üretilmekte ve üretim değeri 2.130.000 YTL' yi bulmakta ve ilimiz ekonomisine katkı sağlamaktadır. BOLU FINDIĞI (KORUCUK FINDIĞI) : Bolu Merkez İlçe ve Seben ilçesinde yetişen fındık, Bolu'ya özgü bir ürün olan "Fındık Şekeri" imalatında kullanılmakta olup il ekonomisine azda olsa katkısı bulunmaktadır. Endüstriyel anlamda değerlendirildiği takdirde ekonomiye katkısı daha da artacaktır. KIBRISCIK PİRİNCİ : Kıbrıscık yöresinde yaklaşık 300 dekarlık alanda yıllık 60 ton civarında yetiştirilen pirinç 1'e 3 su emerek pilava dönüşmektedir. Bu pirinç türü sadece bu yöreye özgü olup başka hiçbir yörede yetişmemektedir. KIZIK KİLİMİ : İlimiz Seben İlçesi Kızık Köyü çevresinde yetişen yünden üretilen bu kilim baklava dilimli olup sadece bu yöreye özgüdür. AB Fonlarından destek görmüştür. NAKIŞ İĞNESİ : İlimiz Seben İlçe Merkezinde ‘Zan' ailesi tarafından üretilen bu makine Türkiye'de sadece Seben ilçemizde üretilmektedir. 400 yıllık geçmişi olan makinenin kalıplarının Çin'den geldiği sanılmaktadır.Üretilen nakış iğneleri ülke genelinde perakende olarak tüketiciye satışa sunularak gelir kaynağına dönüştürülmek suretiyle ilçe ekonomisine katkı sağlamaktadır. SEBEN ELMASI : İlimiz Seben ilçesinde yıllık ortalama 35-40 bin ton civarında elma üretilmekte olup, ilçemizin adı elma ile özdeş hale gelmiştir. BOMBAY FASULYE : Göynük ilçesiyle özdeşleşmiş bir üründür. Tanelerinin iriliği ve pilakilik özelliği nedeniyle turizm sektöründe hizmet veren kuruluşlar tarafından tercih edilmekte ve talepler Göynük ilçesi tarafından karşılanmaktadır. İlçe ve il ekonomisine önemli oranda katkı sağlamaktadır. YENİÇAĞA GÖLÜ TURBALIKLARI : Yeniçağa Gölü'nün doğu, batı, ve kuzey sınırlarında suyun çekildiği alanlarda meydana gelen ve çürümüş bitki köklerinden oluşan biyolojik gübredir. Yeniçağa ilçemizde “Torf” nedeniyle geçimini sağlayan 300-350 aile vardır. Peyzaj, çiçekçilik, mantarcılık ve seracılık gibi alanlarda kullanılmakta ilçe ekonominse önemli katkı sağlamaktadır. MUDURNU EL SANATLARI : Mudurnu ilçemize özgü Bindal işlemeciliği, İğne oyası yapımı, Mudurnu Folklorik Bebeği( Üç etekli ve bindallı), Keçe Ürünleri( Çarık,Heybe,Zil Ve Nal vb.) ve Çulfalık Bezi Dokumacılığı yapılmakta ve bu ürünler ilçe ve il ekonomisine katkı sağlamaktadır. MENGEN PEYNİRİ : İlimiz Mengen ilçesine özgü olan bu ürün, koyun ve inek sütünden yapılan,taze yada bekletilmiş olarak yenilen bir peynirdir. Tavası veya ızgarası yapıldığında tadı kaşarı andırır. Kahvaltılarda kullanılır. Ev, il ve ilçe ekonomilerine katkı sağlanmaktadır. Yeterli tanıtımın yapılması ve üretimin bireysellikten çıkıp fabrikasyon üretime geçmesi halinde ilçe ekonomisine katkısı önemli oranda artacaktır. FINDIK ŞEKERİ : Dağ fındığı çevirme ile kaplanır. Çevirme şekerin eritildikten sonra mermerin üzerine dökülüp karıştırılarak beyazlanması şeklinde elde edilir. Kazanda bu malzemenin içine atılan fındıklar çevrile çevrile beyaz renkli fındık şekeri haline getirilir. Bolu ile özdeşleştiği için yerli ve yabancı ziyaretçiler rağbet görmekte olup il ekonomisine katkı sağlamaktadır. MUDURNU SARAY HELVASI ( Depme Helva ) : Mudurnu ilçemize özgü olup ülke çapında tanınan bu ürün, Mudurnu ‘da üretilmekte ve ülke çapında dağıtımı yapılmaktadır. İlçe ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. Un yağda kavrularak miyale haline getirilir. Şeker suda kaynatılır. Daha sonra elde çekiştirilerek liflenmesi sağlanır. Biraz dinlendikten sonra tepsiye tepilir. Un ve şeker iyice karıştırılarak yedirilmelidir. Tepsiye tepilen tatlı baklava gibi kesilerek servis yapılır. AŞÇILIK : Aşçılık mesleği, Mengen ilçesi ile özdeşleşmiş durumdadır. Türkiye'nin ilk “Aşçılık Okulu” Mengen de açılmış ve Mengen yöresinden yetişen aşçılar Türkiye ve dünya çapında ün kazanmıştır. Mengen aşçılarını ve yemeklerini tanıtmak amacıylada her yıl Ağustos ayının ilk haftası “Mengen Aşçılar ve Turizm Festivali” yapılmaktadır.Türk mutfağının zenginliğini geliştirmek, turizmin önemli unsurlarından olan mutfaklara usta elemanların yetişmesini sağlamak aşçılık sanatının önemini arz ettiğinden, ilçenin ürünü ve yükselen değeri olarak, aşçılığın Mengen ismi ile anılmasının ilçemiz ve ilimiz ekonomisine çok büyük katkı sağlayacağı düşünülmektedir. ŞAKŞAK HELVA: Şakşak Helva sadece Gerede ilçemizde üretilen bir ürün olup, yılda 20 ton civarında üretilmektedir. BOLU ÇİKOLATASI : Bolu'ya özgü ; içinde krokant kaplı Bolu fındığı bulunan Bolu çikolatası tüm Türkiye'ce tanınmakta ve Bolu'ya gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından rağbet görmektedir. MADEN SULARI : İlimiz arazisinin tektonik çöküntü ve faylarla parçalanmış olması maden suları bakımından zenginleşmesini sağlamıştır. Akmina ve Çelik isimleriyle tanınan ilimiz maden suları modern tesislerde şişelenmekte ve ilimiz ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. YÖRESEL HALK KÜLTÜRÜMÜZ Doğum Gelenekleri : Çocuk doğduktan sonra gelinin annesi kızına ve damadına hediyeler alır, doğan torununa altın takar. Kayınvalide ve yakın akrabalar da bebeğe altın takarlar. Bebek görmeye gelenler mutlaka bebeğe hediye getirirler. İsim koyacak kişi bebeği kucağına alarak sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okur. Çocuğun adı doğduğu gün konulur. Genellikle aileden birinin adı tercih edilir. Loğusa yatağı 7 gün durur. Yedinci günün sonunda bebeğe okunur ve ninniler söylenerek beşiğe yatırılır.Çocuk doğduktan 40 gün sonra temiz bir sudan 40 kaşık alınır. Bu su içi su dolu başka bir kaba konur. İçine yüzük atılır.Bebek ve anne bu su ile yıkanır. O gün bebek yakın komşulara kırk uçurmaya götürülür. Gittikleri yerden çocuğa yumurta gibi olsun diye yumurta verilir. Çocuğun çabuk yürümesi için bir Cuma günü iki ayağı bir ip ile bağlanır ve camiye götürülür. Camiden çıkan ilk kişiye bu ip kestirilir. Buna köstek kestirme denir. Sünnet Gelenekleri : Çocuklar 7-9 gibi tek rakamlı yaşlarda sünnet ettirilir. Sünnet gününün gecesi kına gecesi adıyla eğlenceler yapılır. Gündüz ise mevlit okutularak gül suyu ve lokum ikram edilir. Gelen misafirlere yemek verilir ve sünnet gezmesi yapılır. Askere Gitme : Askere gidecek genç bütün tanıdıklarını ziyaret eder ve gittiği her yerde yemek verilir. Bazı köylerde asker mevlitleri okutulur. Askere gitmeden bir gün önce genç, arkadaşları ile toplanarak eğlence yapar. Gideceği gün gencin tüm tanıdıkları uğurlamaya gelir, herkesle vedalaşır, onlar da hediyeler verirler. Evlenme Gelenekleri : Yörede görücü usulü ile evlenmek yaygındır. Beğenilip istenmeye karar verilen kızın evine bir grup kadın kız görmeye gider. Yanlarına gözleme adı verilen evde yapılmış ekmekleri alırlar. Buna halk arasında “ekmek atımı” denilir. Ailesi kızı vermeye niyetli ise gözlemeleri alır. Başka bir gün kız tarafı oğlan evini görmeye gelirler. Kızın verileceği anlaşıldığında erkeklerden bir grup kızı istemeye gider. Nişan takılır. Kız tarafı da damada verilmek üzere sır çevre gönderir. Nişanda kız, top kumaş üzerinde yürütülür. Nişandan sonra kız tarafı oğlan evine gelerek çeyiz asar ve yemek yenir. Ertesi gün gelin hamama götürülür. Akşamına saç örmesi olur. Çarşamba veya Cumartesi günü kına yakılır. Perşembe veya Pazar günü de gelin alma günüdür. Gelin alma günü damat tarafı mevlit okutur. Gelen misafirlere genellikle “yayla çorbası, et yemeği, etli pilav, yaprak sarma, hoşaf, börek ve tatlı”dan oluşan düğün yemeği verilir. Yemekten sonra gelin alma için kalabalık bir grup kız evine gider. Damat tarafı geldiğinde kız odaya saklanır. Bahşiş almadan kapı açılmaz. Gelinin yakınlarından biri çeyiz sandığının üstüne oturur. Kayınpeder de oturanlara bahşiş vererek kalkmasını sağlar. Düğün akşamı damat yakınlarıyla birlikte yatsı namazına gider. Namazdan sonra erkekler tekbir getirerek damadı gelin odasına koyarlar. Damat ta yüz görümlüğü olarak geline altın takar. Halk Oyunları : Bolu yöresinde özellikle Mudurnu, Mengen ve Kıbrıscık yörelerinde halk oyunlarına önem verilmiştir. Başlıca oyunlar; Al yemeni, Adayolu kestane, davul oyunu, Bindirme, Göynük zeybeği, Gerede zeybeği, Halimem, Karaköy sekmesi, Karşılama, Köroğlu, Menmen-pıtpıt, Meşeli, Ördek, Sürütme, Mudurnu zeybeğidir. Geleneksel Giysiler : Kadınlar başlarına genellikle ön kısmı altınlarla süslü fes, üstüne de Türk nakışlarıyla işli baş örtüleri takarlardı. Ayağa desenli çoraplar ve hafif topuklu, üzeri işlemeli ayakkabılar giyilirdi. Kadın giysileri ; Başlık (tepelik), fermane (kollu cepken), üç etek, şalvar, iç göynek, çorap, ayakkabı, kemer ve kuşaktan ibaretti. Düğünlerde ise genellikle bindallı entari ve salta adı verilen gelin elbisesi giyilirdi. Erkeklerde başa kalpak takılırdı. Elbisenin göğsünde sağda, takılı işlemeler vardı. Pantolon siyah kalın kumaştan yarım külot şeklinde yapılırdı. Ayağa yörelerine göre çarık, siyah deri çizme yada topuksuz mokasen ayakkabılar giyilirdi. İNANIŞLAR Cuma günü öküz koşulmaz, ev işi yapılmaz. Salı günü yeni bir elişine başlanılmaz,Salı sallanır. Ayın başında ekin ekilmez. Kadın hasta olduğunda sandığına açmaz, turşuya el değmez, turşu bozulur.Kırkı çıkmamış bebeği görmeye gitmez, bebek sarılık olur. İki bayram arası düğün olmaz. Güneş tutulurken namaz kılınır, ay tutulurken silah atılır. Kara kedi uğursuzluk sayılır. Köpek uluması hayra yorulmaz. Baykuşun bir evin bacasına konması ve ötmesi o evden ölü çıkacağına delalettir. Kazak başlarken lastik örgü yarım bırakılırsa iş üremez. Üzerine kuş pislemesi talihin açılacağına işarettir. Gece dışarıya çöp atılmaz, cin çarpar.Gece sakız çiğnenmez, ölü eti çiğnenir. Kapı eşiğine oturulmaz, iftiraya uğrarsın.Kız istemeye gidilirken hayırlı olması için Perşembe akşamı tercih edilir.Önce sağ ayakkabı giyilir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |