![]() |
#2 |
![]() 163. company = (1) arkadaşlık, dostluk (2) şirket
164. compel = zorlamak, mecbur bırakmak (= force, oblige) 165. compensation for = (1) tazminat ödemek (2) telafi etmek 166. compete = rekabet etmek, yarışmak ***competition = müsbaka, yarış 167. compete against = başkasıyla yarışmak, rekabet etmek 168. compete with = başkasıyla aynı yerden beslenmek/geçim sağlamak (kangurular koyunların otlaklarından otlanan rakip hayvanlar olması gibi) 169. competition = (1) rekabet (2) müsabaka, yarış 170. compile = derlemek, bir araya getirmek (bilgi, delil vb) 171. complain to somebody about something = şikayet etmek 172. completely = tamamen, bütünüyle (= entirely) 173. comply (with) = --- e uymak,--- e itaat etmek (= abide by) 174. compose = oluşturmak, meydana getirmek *** be composed of = --- den oluşmak 175. compound = bir sürü binanın bulunduğu etrafı çevrili mekan 176. comprise = içermek (= include) 177. compute = hesap yapmak, bir notu bilgisayara girmek(= calculate ) 178. conceal = gizlemek, saklamak (= hide) 179. conceive as = (1) --- olarak algılamak/düşünmek (2) conceive of = bir şeyi ilk kendisi akıl etmek (= senaryonun konusu vb) (3) gebe kalmak 180. conclude = sonuç çıkarmak (= assume) 181. conclusion = sonuç, netice, yargı 182. condition = durum, hal / koşul,şart 183. conditionally = şartlı olarak, belli şartlara bağlı 184. conduct = (1) (deney, anket vb) idare etmek, yürütmek (= carry out) (2) (isim hali) davranış (= behaviour) 185. conduct = (1) (deney,çalışma vb) yürütmek,icra etmek (2) davranış (= behaviour) 186. confess = itiraf etmek (= speak out) 187. confident (of) = emin 188. confine to = (1) sınırlamak, bir yere mahkum etmek (2) hapse atmak (= imprison) 189. confirm = (1) onaylamak, doğrulamak (= verify) (2) (bir iddiayı, davayı vb) güçlendirmek, pekiştirmek (= strengthen) 190. conflict = (1) çatışma, savaş (2) anlaşamama, tartışma 191. conflict with = çatışmak, çarpışmak, savaşmak 192. conform to = uymak, uyuşmak (= obey the rules) 193. confront = (1) karşılaşmak, yüz yüze gelmek (2) confront about = yüzleştirmek 194. confuse = karıştırmak, şaşırmak 195. conquer = (1) fethetmek (2) yenmek, galip gelmek 196. consent = (1) razı olmak (2) izin,rıza (= permission) 197. consent to = razı olmak 198. consequence = sonuç, netice (= result) 199. conserve = korumak, muhafaza etmek 200. considerable = büyük ölçüde, önemli miktarda, azımsanamaz X negligible(=neglicıbıl) 201. considerably = önemli ölçüde, oldukça 202. considerately = düşünceli/nazik bir şekilde 203. consideration = göz önünde bulundurma/düşünme 204. consist of = ibaret olmak, meydana gelmek 205. conspire against = birine komplo kurmak (= plot against) 206. constantly = 1-sürekli 2- aralıksız 207. constantly = sürekli 208. constitute = oluşturmak, meydana getirmek (= make up) 209. constrain = zorlamak (= restrain, force) 210. construct =inşa etmek, yapmak (= build) 211. consult = danışmak (= check with) 212. consume = tüketmek (= use up) 213. contact with = birisi ile kontak/temas kurmak, irtibata geçmek 214. contemporary = çağdaş, aynı çağda yaşayan 215. content with = --- den memnun 216. contest = yarışma, müsabaka *** beauty contest = güzellik yarışması 217. continent = kıta 218. contract = (1) sözleşme yapmak (2) küçülmek, büzülmek (= shrink) (3) hastalık kapmak 219. contradict = çelişmek 220. contradictory = çelişkili, tutarsız, kendini yalancı çıkaran (= inconsistent) 221. contribute to = katkıda bulunmak 222. controversial = tartışmalı, fikir ayrılığına sebep olan (= disputable, debatable) 223. controversy = anlaşmazlık, fikir ayrılığı 224. conventional = geleneksel, alışılagelen 225. converse = (1) karşıt, zıt (2) konuşmak 226. convert into = dönüştürmek (= change) 227. convict = mahkum, tutuklu 228. convince = ikna etmek 229. correctly = doğru bir şekilde, düzgünce (= accurately, precisely) 230. correspond to = bir şeyle uymak, uygun düşmek, tekabül etmek (= agree, match) 231. correspond with = birisi ile yazışmak 232. counterpart = karşılığı, dengi (“Sultan” kelimesinin counterpart’ı “Kral” dır) 233. couple = çift 234. course = (1) gidişat, ilerleme (zaman/mekan içinde) *** in the course of = ---nın esnasında (2) (nehir için) akış yönü (3) öğrenim, kurs 235. cramped = hijyenik olmayan 236. crash = (1) kaza, şiddetli ses, iflas (2) yere düşme , çarpma 237. crawl = emeklemek 238. create = yaratmak 239. credibly = inanılır bir şekilde (= believably) 240. criminal = ciddi bir suç/cürüm işlemiş,suçlu 241. crippled = felçli, kötürüm (= paralysed) (2) engellenmiş, gerilemiş (ekonomi vb) 242. crocodile = timsah (= alligator) 243. cross out = üstünü çizmek, silmek (= delete) 244. crumble = ufalanmak, parçalanmak (= disintegrate, fall apart) 245. cultivate = tarım yapmak, tarlayı vb sürüp ekmek 246. curator = sanat galerisi/müze/kütüphane görevlisi 247. currency = döviz 248. curve = eğim, eğmek 249. custom = gelenek, görenek *** customs = gümrük 250. customary = geleneksel (= traditional) |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|