Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Gençliğin Ödev Arşivi Gençliğin ödev paylaşımları ve ödevler hakkındaki değerlendirmeleri/yorumları.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 12-25-2007, 15:50   #6
Kullanıcı Adı
selahattin_ay
Standart DİL SINAVLARI İÇİN EN ÖNEMLİ 1000 KELİME
642. mock at = dalga geçmek, alay etmek (= tease, make fun of)
643. modify = değiştirmek (= change)
644. mood = ruh hali, moral ***in a bad mood = morali bozuk olmak
645. mourning = yas, keder (= lamentation) ***mournful = yaslı, yas tutan
646. move = (1) hareket etmek, taşımak (2) (bir yerden bir başka yere) taşınmak
647. movement = (1) hareket (2) (edebiyatta vb) akım
648. multinational = çok uluslu
649. municipality = belediye
650. murder = (1) öldürmek, cinayet işlemek (= kill) (2) cinayet
651. mystery = gizem, sır (= enigma)
652. narrowly = kıl payı (= She narrowly escaped death yesterday.)
653. native to = yöreye has/özgü
654. neglect = ihmal etmek (= ignore)
655. nervous = gergin (sınav öncesi vb..) *** nervous attack = sinir krizi
656. neutrality (nötraliti) = tarafsızlık (= impartiality)
657. notice = (1) ilan (2) fark etmek
658. obese = şişman, obez
659. obey = uymak, itaat etmek ( kurallara vb)
660. objection = itiraz
661. obligation = zorunluluk, mecburiyet
662. obscure = (1) silik (2) anlaşılmaz hale getirmek, karışık hale getirmek (= confuse)
663. observe = gözlemlemek
664. obsolete = modası geçmiş, eskide kalmış
665. obtain = elde etmek (= gain, attain)
666. occasion = (1) özel olay, önemli gün (2) durum, hal
667. occasional = ara sıra, nadiren (= infrequent)
668. occupy = (1) (ülke/şehir vb) işgal etmek (2) bir mekanı doldurmak, yerleşmek
669. occur= meydana gelmek
670. occurrence = vukuat, olay
671. odd = (1) tuhaf (=strange, weird *(wiyırd) (2) odd numbers = tek sayılar (1,3,5 ..)
672. Oddly enough! = Ne tuhaftır ki …!
673. odour = koku ***odourless = kokusuz X (aromatic = hoş kokulu)
674. offend = (1) gücendirmek, kırmak (2) (hafif) suç işlemek
675. offer = (1) teklif, teklif etmek (2) (imkan, fırsat vb) sağlamak, sunmak
676. officially = resmen, resmi olarak
677. opportunity = fırsat *** opportunist = fırsatçı
678. opposition = karşıtlık, muhalefet,zıtlık
679. oppress = zulmetmek (= persecute)
680. ordinary = sıradan, alışılagelmiş (= commonplace, mundane, average)
681. originally = ilk başta, ilk önceleri (= initially, at first)
682. ornament = (1) süs, süs eşyası (2) süslemek
683. orphan = yetim bırakmak
684. outcrop = yeryüzüne çıkmış katman
685. outcry = feryat figan, çığlık
686. outdo = birini geride bırakmak, sollamak, ekarte etmek (= surpass)
687. outing = gezi, gezinti
688. outlet = (sadece bir çeşit ürün veya sadece bir firmanın ürününü satan) şube
689. overlap = üstüste binmek
690. overlook = (1) göz ardı etmek, görmezden gelmek (= ignore) (2) (bir evin denize bakması, bir ofisin otoparka bakması gibi) --- e bakmak
691. overtake = (arabasıyla bir başka arabayı) sollamak
692. overtake = sollamak, bastırmak
693. partially = kısmen
694. participate in = katılmak, iştirak etmek (= take part in, join, attend)
695. participation = iştirak, katılım ***participatory = katılımcı
696. particular (pıtik=ulır) = özel, önemli *** in particular = özellikle
697. particularly = özellikle
698. passenger = toplu taşıt yolcusu
699. passionately = ihtirasla, tutkuyla
700. patiently = sabırla, sabırlı bir şekilde (= uncomplainingly)
701. pavement = kaldırım (= side-walk)
702. peace and quiet = huzur ve sükunet
703. peak = doruk, zirve *** at peak = zirvede, dorukta
704. peculiar = tuhaf, acayip (= odd, weird, strange)
705. pedestrian = yaya
706. penalize = ceza vermek, cezalandırmak (= punish)
707. perceive = algılamak
708. permission = izin, müsaade
709. persevering = sebatkar, gayretli
710. persist = ısrar etmek, sürüp gitmek
711. persuade = ikna etmek
712. pessimism = kötümserlik ***pessimist = kötümser ***optimist = iyimser
713. pet = ev hayvanı
714. pioneer = öncü, yol açan, öncülük eden (= forerunner)
715. placement = yerleştirme
716. plague (pleyg) = (1) veba (2) öldürücü salgın hastalık (3) (bela vb) musallat olmak
717. plain = (1) düz, sade (2) ova, düzlük
718. plead = yalvarmak , rica etmek
719. please = (1) memnun etmek, tatmin etmek (= satisfy) (2) Lütfen!
720. pledge (plec) = ciddi bir söz vermek, ciddi bir vaat
721. poem = şiir ***poetry = şiir
722. point = (1) anlam, mana ***pointless = anlamsız (2) (zamanda/mekanda vb) nokta
723. policy = tutum, kural, prensip, ilke
724. polio = çocuk felci
725. pose = ortaya çıkarmak, poz vermek
726. possess = sahip olmak, etkilemek
727. possession = eşya, mal mülk
728. post = (1) vazife, görev, iş (2) posta
729. postpone = ertelemek (= put off)
730. practically = 1-hemen hemen 2-uygun olarak, pratik olarak
731. praise = övmek (= glorify, compliment)
732. precede = - den önce gelmek
733. predict = tahminde bulunmak
734. predictable = tahmin edilebilir, sağı solu belli
735. prejudice = ön yargı (= bias)
736. present = (1) sunmak, tanıtmak (2) mevcut, var olan (= existing)
selahattin_ay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı