Hayallerimiz de ortak geleceğimiz de
Birlikte yaşamaktan başka geleceğimiz yok
"Haykır! 'Kime, lâkin? Hani sâhibleri yurdun?" M. Akif Ersoy
Bizi bizden eden politikanın o çok tanıdık sözcüklerini bir kenara bırakabilsek bir anlığına, bugün için. Tamamlasak kendimizi en sade halimizle. Kendi içimize yerleşsek... Ama olmuyor, olamıyor! Mesele temenni ve beklentiler olunca, hayallerimizi çağırmadan, onlara dokunmadan ne anlatabiliriz ki?.. Kaderin bu henüz açılmamış zamandan sayfasına yazgımızı yazacağız; istiyorum ki bu yazılacaklar acının, kanın ve yasın tasviri olmasın artık. İstiyorum ki umudumuzun sözleri ışısın gelecek zamana ve umarsızlıktan taşlaşmış bilincimiz toza, suya dönüşsün!.. Bizi sağcı-solcu, Alevi-Sünni, Müslüman-laik, Kürt-Türk diye karşıtlaştıranlar kurdukları koca karanlıklarını ve çığlıktan örülmüş yüzlerini alıp çekip gitsinler. Çünkü artık ne ruhumuz ne de bu dünya onların hırslarıyla, fesatlarıyla, hesaplarıyla kopardıkları bu kıyameti taşıyamıyor!. Başkasının ölüsünden, kanından, kanayan yarasından kâr umanların; kamplaşmaları körükleyerek itibar, mevki ve servet sahibi olmayı yurtseverlik-vatanseverlik addedenlerin sahteciliğine karşı tüm sahiciliğimizle; isyanımız, itirazımız ve itaatsizliğimizle var edelim kendimizi. Birlikte yaşamak dışında bir geleceğimiz yok, hiç olmadı aslında. Ve olmasına da izin vermeyeceğiz! Hayallerimizin hiçbirini gerçekleştirememişken, bir gerçeğin daha hayale dönüşmesine dayanamayız... Kolaylıkla önleyebileceğimiz fakat duyarsızlığımız, yüreksizliğimiz, kolay kanmamız nedeniyle önleyemediğimiz bu çok uzun sürmüş, bu kirli ve kanlı cenk yüzünden kim bilir kaç asil ruhla hiç tanışamadık, kaç sağlam yürekle hiç karşılaşamadık, kaç dost göğsüne sarılamadık... O yitik ruhlardan biri kapımızı çalsa bir gün veya umulmadık bir anda apansız karşımıza çıksa, Anderson'un 'Kibritçi Kız' hikâyesine benzer hikâyesini anlatsa bize bir yılbaşı akşamı: Soğuk bir kış gecesi bölüğünü kaybetmiş, üniforması seçilemeyen bir asker karlar içinde. Soğuk ayaklarından ve ellerinden beynine yürüyor, ısınmak veya karanlıkta kalmış yüreğini ışıtmak için cebinden çıkardığı kibriti çakıyor ve parıldayan her alevle gönlüne bir düş konuyor... Biz onların düşleriyle değil sabah karlar üzerinde bulduğumuz çıplak cesetleriyle ilgilendiğimiz için, iğrenç bir ölü sevicilikle dirimlerine beş para değer vermezken, tabutlu hallerine tapındığımız için geride bıraktığımız bir yıldan ve ondan önceki yirmi yıldan hiç tanışmadığımız, hikâyelerini bilmediğimiz on binlerce ruh alacaklıyız. Yazık ki zaman düzenbazdır ve asla borcunu ödemez, ödemeyecek de! Maya takvimine göre zamanın ilerlemesi gibi bilinç sarmalı da çevrilip ileriye doğru büyüyerek ve gelişerek yayılır. Bu yüzden her geçen yıl bilincin ileriye doğru evrimini ve gelişimini de anlatır aynı zamanda. Ortak bilincimizin, yani evrensel tinin önümüzdeki yılda farklılıklarımızı tanıma ve birlikte yaşama kabulüne, ortak uzlaşma zeminine, karşılıklı hoşgörüye ve empatiye doğru evrilmesini diliyorum.
AYSEL TUĞLUK - DTP DİYARBAKIR MİLLETVEKİLİ
KAYNAK:ZAMAN
|